Yorucu el işçiliği ve zerafetiyle tanınan gümüş işlemeciliği Beypazarı'nda gittikçe yaygınlaşıyor. Gümüş işleme sanatının Beypazarı'na ahilik yoluyla kazandırıldığı belirtiliyor Ahilik 13. yy. da Anadolu'da görülmeye başlanan esnaf ve sanatkarlar birliklerine verilen bir isimdir. Ahilik ile birlikte gümüş işleme sanatı da Beypazarı halkı tarafından sevilen bir iş olarak kabul edilmiş ve zaman içinde gelişmiştir.
Tarih boyunca önemli ticaret yolları üzerinde bir Pazar niteliği taşıyan bölgede herhangi bir gümüş madeni yoktur. Eskiden olduğu gibi bugün de gümüş başka illerden getiriliyor. Daha çok süs eşyaları ve takıların yapıldığı gümüşler külçe halinde getirilmekte ve birçok safhalardan geçirilerek işlenmekte. Kullanılan teknik ise, "Telkâri"dir.
Telkâri'de Türk-İslam motifleri
Telkâri ince telden takı süslemeciliğidir. Tel ne kadar ince olursa takının değeri de o kadar artmaktadır. Hammaddesi altın ve gümüştür. Altın pahalı olduğundan genellikle gümüş kullanılır. Gümüş takı çeşitleri; kemer, kolye, iğne, başlık olarak sıralanabilir. Telkârideki motifler, tabiatın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışını ve Türk zevkini aksettirir.
"Telkâri" için şu safhalar izleniyor: Eritilip tel haline getirilen gümüş, haddeden geçirilerek inceltilir. Hemen hemen saf halde olduğu için kolayca bükülür. Sanatkar, ufak el aletleri kullanarak telleri istediği şekilde keser ve kıvırır. Parçaları birbirine gümüş kaynak kullanarak kaynatır ve eserini, ortaya çıkarır. Bugün ilçede planlı güzel bir çarşı içinde gümüş, ustaları bir araya toplanmış ve usta, çırak ilişkisiyle bu sanatın geliştirilmesine imkan sağlanmıştır. Büyük bir sabır, el emeği göz nuru, dikkat ve özenli işçilik gerektiren bu teknik, eski ve yeninin sentezi olarak devam ettirilmektedir. Pazarlama ve turistik satım gücünün artması da üretimin eskiye oranla daha da çoğalmasına imkan sağlamıştır. Yurdumuzda yok olmaya yüz tutmuş sanat kollarımızın canlandırılmasında Beypazarı'nın önemli bir katkısı vardır
Yok olmaya yüz tutmuş sanatlar
Beypazarı gümüş işlemeciliğinin yanı sıra diğer el sanatları bakımından da zengindir. Ve fakat, bazı sanatlar da yok olmak üzeredir. Örneğin; bez ve kilim dokumacılığı, semercilik, sim-sırma işlemeciliği, saraçlar gibi... İki dokuma tezgahı kalmıştır. Dokuma olarak 'bürgü' denilen kadın baş örtüsü dokunmaktadır. Halk Eğitim Merkezi'nde açılan kurslarda sim-sırma işlemeciliği canlandırılmaya çalışılmaktadır. Tarihi Telkâri gümüş işlemeciliğinde mutfak eşyaları (güğüm, ibrik, yemek kapları); demircilik el işlerinde de çapa, keser, balta, bıçak, orak, tırpan, saban demiri, maşa, kürek, kapan, soba, mangal gibi eşyalar yapılmaktadır. Kaybolmaya yüz tutan telkâri işçiliğinin yurt dışında da tanıtım çalışmaları başlamıştır.
Tarih boyunca önemli ticaret yolları üzerinde bir Pazar niteliği taşıyan bölgede herhangi bir gümüş madeni yoktur. Eskiden olduğu gibi bugün de gümüş başka illerden getiriliyor. Daha çok süs eşyaları ve takıların yapıldığı gümüşler külçe halinde getirilmekte ve birçok safhalardan geçirilerek işlenmekte. Kullanılan teknik ise, "Telkâri"dir.
Telkâri'de Türk-İslam motifleri
Telkâri ince telden takı süslemeciliğidir. Tel ne kadar ince olursa takının değeri de o kadar artmaktadır. Hammaddesi altın ve gümüştür. Altın pahalı olduğundan genellikle gümüş kullanılır. Gümüş takı çeşitleri; kemer, kolye, iğne, başlık olarak sıralanabilir. Telkârideki motifler, tabiatın Türk-İslam düşüncesi ile yorumlanışını ve Türk zevkini aksettirir.
"Telkâri" için şu safhalar izleniyor: Eritilip tel haline getirilen gümüş, haddeden geçirilerek inceltilir. Hemen hemen saf halde olduğu için kolayca bükülür. Sanatkar, ufak el aletleri kullanarak telleri istediği şekilde keser ve kıvırır. Parçaları birbirine gümüş kaynak kullanarak kaynatır ve eserini, ortaya çıkarır. Bugün ilçede planlı güzel bir çarşı içinde gümüş, ustaları bir araya toplanmış ve usta, çırak ilişkisiyle bu sanatın geliştirilmesine imkan sağlanmıştır. Büyük bir sabır, el emeği göz nuru, dikkat ve özenli işçilik gerektiren bu teknik, eski ve yeninin sentezi olarak devam ettirilmektedir. Pazarlama ve turistik satım gücünün artması da üretimin eskiye oranla daha da çoğalmasına imkan sağlamıştır. Yurdumuzda yok olmaya yüz tutmuş sanat kollarımızın canlandırılmasında Beypazarı'nın önemli bir katkısı vardır
Yok olmaya yüz tutmuş sanatlar
Beypazarı gümüş işlemeciliğinin yanı sıra diğer el sanatları bakımından da zengindir. Ve fakat, bazı sanatlar da yok olmak üzeredir. Örneğin; bez ve kilim dokumacılığı, semercilik, sim-sırma işlemeciliği, saraçlar gibi... İki dokuma tezgahı kalmıştır. Dokuma olarak 'bürgü' denilen kadın baş örtüsü dokunmaktadır. Halk Eğitim Merkezi'nde açılan kurslarda sim-sırma işlemeciliği canlandırılmaya çalışılmaktadır. Tarihi Telkâri gümüş işlemeciliğinde mutfak eşyaları (güğüm, ibrik, yemek kapları); demircilik el işlerinde de çapa, keser, balta, bıçak, orak, tırpan, saban demiri, maşa, kürek, kapan, soba, mangal gibi eşyalar yapılmaktadır. Kaybolmaya yüz tutan telkâri işçiliğinin yurt dışında da tanıtım çalışmaları başlamıştır.