logo
20 NİSAN 2024

İbn Rüşd ve İbn Tüfeyl

07.06.2004 00:00:00
Daha önceki felsefeciler gibi İbn Tufeyl de din ile felsefeyi uzlaştırma gayesi gütmüştür. İbn Tufeyl'in Endülüs'e en büyük katkısı ise şüphesiz İbn Rüşd'dür. Veliahtlığı döneminde hayatının büyük bir kısmını Endülüs'te geçiren Ebu Yakup Yusuf buradaki zengin kültür muhitinden etkilenmiş, ardından İbn Tufeyl'in sohbetlerine katılarak bilim ve felsefeye merak sarmış, bu amaçla felsefe ve tıpla ilgili eserleri kütüphanesinde toplamıştır. İlme ve felsefeye olan ilgisi onu Aristo'nun eserlerini incelemeye sevketmiş, fakat filozofun üslubunu anlamakta zorlandığı için İbn Tufeyl'den açıklamalar yapmasını istemişti. O sıralar altmış sekiz yaşlarında olan İbn Tufeyl bu külfetli işi yapamayacağını, ancak bunu gerçekleştirecek birinin bulunduğunu söyleyerek İbn Rüşd'ü halifeye takdim eder. Felsefenin temel meseleleri üzerine halifenin sorduğu sorulara uygun cevaplar vermesi üzerine büyük takdir gören İbn Rüşd çeşitli armağanlarla ödüllendirilir.(Diyanet İslam Ans.; "İbn Rüşd" isimli makale)

Bir eserinde hükümdarla olan mülakatını şöyle anlatır:

Sultan bana filozofların Allah ve ahiret hakkında ne düşündüklerini sordu. Ben onun ne düşündüğünü ve İbn Tufeyl'in evvelce kendisine ne söylemiş olduğunu bilmediğim için doğrusu korktum. Cevap vermekte tereddüt ettim. Sultan doğrudan doğruya Eflatun ve Aristo'nun bazı fikirlerinden ve İslam filozoflarının bundan ayrıldıkları noktalardan bahsetti. O zaman kendisinin felsefi konularda derinliğine hayret ederek serbestçe konuşabileceğimi anladım." (Ord.Prof.M.Ziya Ülken - A.g.e.(s.229)

Bu olaydan sonra 1169 yılında işbiliye kadılığına tayin edilen İbn Rüşd, hükümdarın isteği doğrultusunda Aristo'nun eserlerini serhetmeye başlar. 1171 yılında Kurtuba başkadısı olur. (Diyanet İslam Ans. A.g.m)

Ensari; İbn Rüşd'ün Kurtuba kadısı iken halk arasında dehşetli bir fırtınanın kopacağına dair haberlerin yayılması üzerine bazı kişilerin bu olayı Ad kavmini helak eden rüzgara benzettiklerini ve çevrede mazgallar kazarak içine girdiklerini, buna karşı çıkan düşünürün, "Ad kavminin gerçekten var olup olmadığı bile belli değildir, dolayısıyla onların ne şekilde helak edildiklerini bilmiyoruz" demesini gerekçe göstererek Kur'an'da yer alan bir hadiseyi inkar ettiğini ileri süren muhaliflerinin şikayeti üzerine sürgün edildiğini bildirmektedir.(22 A.g.e)

Oryantalistlerin İbn Rüşd muhabbeti

Avrupa'yı derinden etkileyecek olan, İbrani dilinde Tevrat'tan sonra en çok yaygınlık kazanan eserleri kaleme alacak olan İbn Rüşd hakkında ünlü oryantalist Ernest Renan "Şarih-i Azam": En Büyük Şarih unvanını verir. İtalya'da Pado ilahiyatında ise İbn Rüşd'e "Filozofların Emri" denirdi. Aristo felsefesine derin vukufiyeti ona "Aristo'nun Ruhu ve Aklı" denmesini hak edecek kadar felsefe çevrelerinde teslim edilen bir gerçekti.(Ali Bulaç; a.g.e(s.227)

İslami derin bilgisi ve Aristo uzmanlığı ile İbn Rüşd kendisine Muallim el-Evvel adını verdiği Aristo'nun hakikate vahy olmaksızın ulaştığına inanıyordu. Onun gözünde Aristo, hikmeti kavramada adeta erişilemez doruk noktasını temsil ediyordu. "Tabiiyat" adlı kitabının başında Aristo ile ilgili şöyle der:

"Aristo, mantık, tabiiyat ve metafiziğin hem kurucusu hem tamamlayıcısıdır. Kurucusu dedim, çünkü ondan evvel bu ilimlere dair ortaya konulan kitapların hepsi onun eserlerinin yanında anılmaya bile değmez. Tamamlayıcısı dedim, çünkü ondan sonra yaşayan filozofların cümlesi o zamandan bugüne kadar yani 1500 yıldan beri onun meydana koyduklarına bir şey ekleyemedikleri gibi onda yanlışlık da bulamamışlardır. Bir insanda bu kadar ilmin toplanması şüphesiz hayret edilecek bir haldir. Ona beşer değil, ilahi bir melek dense yeridir. İşte bunun için eskiler onu "ilahi Aristo" diye anarlardı.(A.g.e (s.229)

İbn Rüşd oluşturduğu din felsefe ilişkisinde amacı felsefi düşünme biçimi ile vahyi uzlaştırmaktır. Bu konuda "Faslü'l-Maskal Fima beyne'l-hikme ve's-şeri'a mine'l-ittisal" isimli eserinde şöyle der:

"Hakikat hakikate zıt olamayacağına göre akılla elde edilen bilgi ve delillerle vahiy yoluyla elde edilen bilgi ve deliller asla birbirine ters düşmez. Burhana dayalı akıl yürütme belirli bir varlık hakkında belirli bir bilgi sağladığı gibi nas da aynı varlık hakkında ya bir bilgi verir veya o konuda bir şey söylemez. Eğer o konuda dinin verilerinde herhangi bir bilgi mevcut değilse ortada bir problem yok demektir, burhanın ortaya koyduğu bilgi alınıp benimsenir. Fakat aynı konuda nas da bilgi bulunuyorsa bu bilginin zahiri; ya burhana dayanan bilgiye uygun veya aykırı olacaktır. Uygun olması durumunda yine problem yoktur, burhana dayanan bilgi alınıp benimsenir. Asıl problem herhangi bir konuda nasın verdiği bilgiyle burhanın sağladığı bilginin birbirine uygun düşmemesidir. Bu durumda tek çözüm dinin verdiği bilginin (nas) tevil edilmesidir.(Diyanet İslam Ans.a.g.m)

Aklı vahye tercih

eden anlayış

Sonuçta din ve felsefe İbn Rüşd'e göre; aynı memeden süt emen iki kardeştir. Her ikisi de insanı hakikate ve mutluluğa götürür. Akıl ve vahiy bu bağlamda aynı hakikate farklı yöntemlerle varırlar. Eğer bir konu hakkında iki ayrı görüş oluşursa bu durumda akıl baz alınarak vahiy tevil edilir. Burada İbn Rüşd tevil edecek kimselere ilişkin olarak bazı bilgiler verir. Dine ait bir çok konuda örneğin müteşabih ayetlerde tevil kaçınılmazdır, fakat tevile yetkili kişi; (rasihun) burhan ehli filozoflardır.(Ali Bulaş a.g.e (s.228)

Endülüsün siyasi, kültürel ve dini hayatında bütün bu fikirler ve felsefi çalışmalar son derece etkili olmuştur. Macit Fahri, İslam Felsefesi Tarihinde: "Aristo'yu Endülüs'ün ortasına diken İbn Rüşd hakikati bulmada akıl ile vahyin ikiz kardeş olduğu inancını kökleştirdi. Ayet-i kerimede belirtildiği üzere bazıları muhkem, bazıları müteşabih olan Kur'an ayetlerinin müteşabih olanlarının ancak "rasihun" tarafından anlaşılabileceği beyanında felsefecilerin kast edildiğini iddia etti. Hıristiyan dünyasının temel taşı olan Aristo'ya bu derece yakınlık İbn Rüşd'ün içinde bulunduğu toplum için ciddi bir tehdit oldu."

Dini bütünlük

bozulunca...

Sadece felsefi söylemlerin saraylarda alıcı bulması ve milli birlik ve bütünlüğü bozması açısından Endülüs'teki başarısız Vebze savaşı (1172) ilginç bir örnektir:

Çok büyük savaş hazırlığı yaparak çok yüksek bir mevcutla sefere çıkan Endülüs Muvahhid ordusunun kalkıştığı Vebze kuşatması tam bir hüsranla sonuçlanmıştır. Böylesine muhteşem bir ordu Vebze gibi küçük korumasız ve az bir topluluk tarafından savunulan şehri fethetmekten aciz kalmış, hatta imha edilmekten son anda kurtulmuştur. Bu savaşta halifenin istişare heyetini teşkil eden komutan ve ünlü filozof İbn Rüşd'ün de içlerinde bulunduğu devlet ileri gelenleri, siyaset ve harp usullerinde tecrübeli kimseler değillerdir. Ayrıca halife; ordusunun Mağripli askerler tarafında bir dağılma olduğunda çadırından çıkarak asker toparlıyor, ancak benzeri bir bozgun Endülüslü birlikler arasında meydana geldiğinde ise çadırında İbn Rüşd ve talebelerle oturup çeşitli tartışmalara giriyor ama savaşın gidişatıyla pek ilgilenmiyordu.(Lütfi Şeyban a.g.e (s.238)

Müslümanların askeri hakimiyeti kaybetmeye başladığı bu dönemlerde Yahudi asıllı filozoflar ve onlara tabii olan meslektaşları, Yahudi - Hıristiyan-İslam diyaloğu tezlerini geliştiriyorlardı. Tıpkı İbn Bacce-İbn Tufeyl İbn Rüşd'ün din felsefe uzlaşmasını sağlama çalışmaları gibi onlarda Musevilik ve İsevilik de haktır görüşünü gündem ediyorlardı. Bütün bunların neticesinde sağlam akide sahibi olan Endülüs Müslüman şahsiyeti, batılın şubelerine hak nazarıyla bakmaya başladıktan ve bâtıl dinleri hak görmek gibi tavizkâr anlayışa düçar olduktan sonra, hükümdarlıklarını sona erdiren kaderin faturası önlerine gelmiştir.(Prof.Dr.Haydar Bey Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı İcmal Yay.(s.217)

Yarın: Endülüs ve Rönesans

Mehmet MARUF

e-mail: mmaruf@mynet.com.tr
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
CHP'li 408 başkana böyle seslendi
'Ayağa kalkın ve bu ülkeyi kurtarın'
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi

Edirne’den gelen görüntü tartışma yarattı: Uyarıcı ilaç satmak suç olmaktan mı çıktı?

Edirne'de polisin üzerinden yeşil reçete ile satılan ilaç çıkan kadını gözaltına alırken eşine de 'Yarım saat sonra gelin alın' demesi tartışmalara neden oldu.
20.04.2024 14:03:00 / Güncelleme: 20.04.2024 14:09:53
Atakan Akbal
Edirne’den gelen görüntü tartışma yarattı: Uyarıcı ilaç satmak suç olmaktan mı çıktı?
Edirne’den gelen görüntü tartışma yarattı: Uyarıcı ilaç satmak suç olmaktan mı çıktı?
Uyuşturucu ile mücadele konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı kanalıyla her gün onlarca operasyon düzenlenirken, bir yandan uyuşturucu ve uyarıcı maddelerin kullanımı ve ticaretindeki artış da devam ediyor.

Çocukları uyuşturucu satıcılarının pençesine düşen aileler, cezaların yeterince caydırıcı olmamasından veya uyuşturucu satıcılarının çoğu zaman cezasız kalmasından şikayetçi.

"Yarım saat sonra gelir alırsın"

Edirne'de kaydedilip sosyal medyada paylaşılan bir görüntü ise tartışmayı yeniden başlattı.

Görüntülerde, üzerinde bağımlılık ve kötüye kullanma potansiyeli olduğu için yeşil reçete ile satılması gereken 12 adet ilaç çıkan bir kadın polis tarafından gözaltına alınarak polis aracına bindiriliyor.

Kaydı yapan kişi kişi de gözaltına alınan eşine "Sen nasıl gittiysen gelir alırım oradan" diyor. Gözaltı işlemini yapan polis memuru ise "Yarım saat sonra gelir alırsın" diyor.

Cezasızlık mı var?

Görüntüler üzerine sosyal medyada 'torbacılık suç olmaktan çıktı mı?', 'tweet atan tutuklanırken torba tutan yarım saat sonra serbest mi kalıyor?' eleştirileri eşliğinde tartışma başladı.

Konuyu sorduğumuz kendisi de eski bir emniyet mensubu olan Güvenlik Politikaları Uzmanı ve DP GİK Üyesi Mustafa Böğürcü, uyuşturucu satışının suç olmaktan çıkmadığını ve suçun işleniş biçimi ve tekrarlanma durumuna göre 20 yıla kadar cezalarla yargılama ve mahkumiyet olduğunu söyledi.



Uygulama sorunlu

Söz konusu görüntüden, gözaltına alınan şahsın daha önce uyuşturucu veya yasaklı madde satışı yaptığının anlaşılmasının mümkün olmadığına dikkat çeken Böğürcü, "Polisin yaptığı işlem hakkında savcılık ifadesi için arama kaydı olan birinin mevcutlu olarak savcılığa sevk işlemi gibi görünüyor. Ancak bunun için ikamete gidildiğinde şahsın üzerinden yasaklı madde çıkmış da olabilir. Olaydan bağımsız olarak, orada görev yapan polis memurunun görüntü kaydı yapan kişiye 'Yarım saat sonra gelir alırsın' gibi bir ifade kullanması doğru değil. Bu görüntü, 'suç işleyenler ön kapıdan alınıp arka kapıdan salınıyor' algısının pekişmesine neden olur. Zaten vatandaşların adli sisteme olan inancı bu kadar zayıflatılmışken, kolluk güçlerinin de kamuoyunda farklı algılara neden olacak söylem ve hareketlerden kaçınması gerekir" diye konuştu.


Mardin ve Diyarbakır belediye meclislerindeki iddialarla ilgili mülkiye müfettişleri görevlendirildi

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye meclislerinin açılışında "İstiklal Marşı'nın okutulmadığına" ve "Türk bayrağının kaldırıldığına" ilişkin iddialarla ilgili mülkiye müfettişlerinin görevlendirildiğini bildirdi. Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı da, Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi açılışında "İstiklal Marşı'nın okutulmadığı" iddialarına ilişkin soruşturma başlattığını bildirdi.
20.04.2024 11:10:00
Anadolu Ajansı
Mardin ve Diyarbakır belediye meclislerindeki iddialarla ilgili mülkiye müfettişleri görevlendirildi
Mardin ve Diyarbakır belediye meclislerindeki iddialarla ilgili mülkiye müfettişleri görevlendirildi
Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Mardin Büyükşehir Belediye Meclisinin açılışında 'İstiklal Marşı'nın okutulmadığına', Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclisinin açılışında ise 'Türk bayrağının kaldırıldığına' ilişkin iddialarla ilgili Mülkiye Müfettişlerimiz görevlendirilmiştir." ifadesini kullandı.



Başsavcılık soruşturma başlattı

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi açılışında "İstiklal Marşı'nın okutulmadığı" iddialarına ilişkin soruşturma başlattığını bildirdi.

Mardin Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, "Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi'nin 13 Nisan 2024 tarihli toplantısında, İstiklal Marşı'mızın okutulmaması ve saygı duruşunda bulunulmaması olayı ile ilgili olarak, Cumhuriyet Başsavcılığımızca resen soruşturma başlatılmıştır." ifadelerine yer verildi.

AK Parti Mardin İl Başkanlığı'ndan açıklama: Biz okuduk

AK Parti Mardin İl Başkanlığınca, Mardin Büyükşehir Belediye Meclisi açılışındaki iddialara ilişkin açıklama yapıldı.

AK Parti İl Başkanlığından yapılan açıklamada, DEM Parti'den Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ahmet Türk'ün başkanlığındaki ilk meclis toplantısının İstiklal Marşı ile başlanması beklenirken, direkt gündem maddelerine geçilmesi üzerine AK Parti Grubunun buna itiraz ettiği, İstiklal Marşı'nın okunması yönündeki taleplerini sundukları belirtildi.

Bu taleplerine DEM Parti Grubunun karşı çıktığı aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu talebe DEM Parti Grubu tarafından 'Kapalı alanda olmaz' denilerek karşı çıkılmıştır. Yapılan istişareler sonucunda AK Parti Grubumuzda bulunan ilçe belediye başkanlarımız ve meclis üyelerimiz birlikte ayağa kalkarak İstiklal Marşı'nı okuyarak saygı duruşunda bulunmuşlardır. O esnada DEM'li üyeler İstiklal Marşı'nı okumayarak oturdukları yerden izlemekle yetinmişlerdir. Tüm bu olaylar cereyan ederken bazı sosyal medya mecralarında milletimizin bağımsızlık sembolü İstiklal Marşı'nın 'yapılan oy birliği neticesinde okunmaması yönünde karar kılındığı' gibi söylemlerin gerçeği yansıtmadığını belirtiyor ve bu yalan yanlış haberleri yayanları esefle kınıyoruz."

Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu
20.04.2024 10:06:00
İhlas Haber Ajansı
Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti
Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti
Reklam Kurulu'nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139'u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu

Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.

İmamoğlu'nun kapıyı gösterdiği CHP'li Köksal, mültecilere ait kaçak işyerlerini mühürledi

CHP'li Afyonkarahisar Belediyesi, şehirdeki sığınmacıların ruhsatsız iş yerlerini mühürleme kararı aldı. Belediye Başkanı Burcu Köksal, zabıta ekiplerinin işlemlerini yerinde takip ederek dükkanları mühürledi. Bir de açıklama yapan Köksal, "Tüm mültecilerin iş yeri açmalarına engel olacağım, şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım." dedi.
20.04.2024 08:25:00
Haber Merkezi
İmamoğlu'nun kapıyı gösterdiği CHP'li Köksal, mültecilere ait kaçak işyerlerini mühürledi
İmamoğlu'nun kapıyı gösterdiği CHP'li Köksal, mültecilere ait kaçak işyerlerini mühürledi

Afyonkarahisar Belediyesi, şehirdeki mültecilerin ruhsatsız iş yerlerini mühürleme kararı aldı.

Seçimlerden önce 'Seçilirsem DEM Parti dışında tüm partilere kapın açık' dediği için İstanbul Büyükşehir Belediye Başjanı Ekrem İmamoğlu tarafından 'kendisine başka bir parti bulması' istenen Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal, zabıta ekiplerinin uygulamasına katılarak ruhsatsız dükkanlara mühür taktı.

Sosyal medya hesabından konuya ilişkin açıklama yapan Köksal, şu fadeleri kullandı:

"Bugün Zabıta Ekiplerimizle birlikte şehrimizde iş yeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığı halde faaliyet gösteren sığınmacılara ait iş yerlerinin faaliyetlerine son verdik. Erenler Mahallesi'nde Spor Salonu, Cumhuriyet Mahallesi'nde tatlıcı; Dumlupınar, Sahipata ve Marulcu Mahallelerinde bakkal dükkanı olan iş yerlerini mühürledik. Söz verdiğim gibi Afyonkarahisar'da Suriyeli mülteciler olmak üzere tüm mültecilerin iş yeri açmalarına engel olacağım, şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım. Amasız, fakatsız, lakinsiz göndereceğiz Afyonkarahisar'dan…"


logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.