Sizlere cevabını bulmakta zorlanacağınız bol seçenekli bir soru. IMF nedir?
1. Siyonist felsefenin sonucu ortaya çıkan emperyalizmanın ekonomik ayağı.
2. Üç harfli, ağızların en iğrenç sakızı ya da paraziti.
3. Gerçekte ABD hemegonyası altında çalışan, gelişmekte olan "ast" ülkeleri G-8 denen "üst" ülkelere gebe bırakan uluslararası borçların gözcüsü.
4. Temel amacı zengin dünya ülkeleri (G-8) için pazar bulan ve fakir ülkelerin kaynaklarını kontrol altında tutan sömürü örgütü.
5. Maksatları böl, parçala, yuttan ibaret olup Ulus Devletleri yok etmeyi amaçlayan bölücülük hareketi.
6. Fakirleştirdikleri ülkelerin "köle sahibi" veya "borç tahsildarları".
7. "Hakim olmak için veren" sonra da "almak için hakim olan" güç odakları.
8. Şu ana dek kayıtlı olduğu 182 ülkeyi borç sarmalıyla batıran modern tefeci örgütü. (En son batırdıkları ülke Arjantin).
9. Borç verdikleri ülkelere devalüasyonu, özelleştirmeyi, yabancı sermayeye imkan tanımayı, sübvansiyonları kaldırmayı, faizlerin serbest bırakılması vb. müstemleke şartları dayatarak, kabul ettirerek borç veren yağmacılar güruhu.
10. Dayattıkları programları hiçbir ülke tarafından benimsenmeyen dayatmacılar kulübü.
İnşallah doğru cevabı bulmuşsunuzdur. Hülasa edecek olursak kepaze bir soygun programı. Şöyle ki; "Şu anda IMF'ye bulaşmış pek çok ülke bırakın ana parayı, doğan faizleri ödeyemiyor. Eğer alınan krediler verimli alanlara yatırılmış olsaydı elde edilecek gelirle hem dış borçlar ödenebilir, hem de ülke ekonomisine katkıda bulunabilirler.
Alınan borç para, doğan faizlerin yerine yatırılıyor ve böylece borç miktarı sürekli artığından ekonomi bir türlü düzlüğe çıkamıyor."
Bugün dünyanın neresinde zulüm, kargaşa, sefalet, açlıktan ölüm varsa şüphesiz orada IMF ve Dünya Bankası vardır. Ve acı gerçek: UNICEF rakamlarına göre IMF ve Dünya Bankası yılda 500 bin çocuğun ölümüne sebebiyet vermektedir. Ve bu haliyle ülkemiz hala kurtuluşu IMF-Dünya Bankası ve bunların atadığı ithal kafalarda aramaktadır. Söylentilere göre ekonomi güya düzelme noktasındadır. Vallahi şu an uygulanan "güçlü ekonomiye geçiş" programına kargalar bile gülmüş ve gülmeye de devam etmekteler. Kanunla "üretim"i yasaklayacak yad ellerden gelecek ve yine ona gidecek olan borçla ülkeyi kalkındıracaksın. Bu yalana çocuklar bile kanmaz. Bu yalana ve yaban rüzgarına maalesef ve mateessüf iktidar-muhalefet ve yenilikçisiyle birlikte bilumum herkes teslim olmuştur. Kurtuluş reçetelerini AB, IMF ve Dünya Bankası yazmaktadır. Yerli ve milli hiçbir duruş, plan ve de projeleri yoktur. Bu mandacı zihniyet "Batı, Batı" der durur, dört yönü unutmuştur adeta.
İşte Batının dahi muhtaç olduğu yerli, milli, asil ve soylu bir çözüm. Sadece Türkiye'yi değil Türk ve İslam dünyasını kalkındıracak, dünyaya adaleti, sevgiyi, kardeşliği getirecek bir plan ve proje... Batı neymiş, kimmiş Allah aşkına? Binlerce batılıyı, yüzlerce ekonomisti cebinden çıkartacak ve altın harflerle yazılacak şu cümleler Prof. Dr. Haydar Baş'a ait:
"Kafamıza akıl koyalım. Bu milletin ilminin, irfanının zekatı, sadakası Batı dünyasını 50 defa satın alır. Batı bana muhtaçtır."
Aleme nizamet vermiş büyük Türk milletinin düştüğü düşürüldüğü ahvale bakınız, Allah aşkına! Kanımıza dokunuyor, yeter artık! Neredesin Ey Kuvayı Milliye?..
Adem Birinci
1. Siyonist felsefenin sonucu ortaya çıkan emperyalizmanın ekonomik ayağı.
2. Üç harfli, ağızların en iğrenç sakızı ya da paraziti.
3. Gerçekte ABD hemegonyası altında çalışan, gelişmekte olan "ast" ülkeleri G-8 denen "üst" ülkelere gebe bırakan uluslararası borçların gözcüsü.
4. Temel amacı zengin dünya ülkeleri (G-8) için pazar bulan ve fakir ülkelerin kaynaklarını kontrol altında tutan sömürü örgütü.
5. Maksatları böl, parçala, yuttan ibaret olup Ulus Devletleri yok etmeyi amaçlayan bölücülük hareketi.
6. Fakirleştirdikleri ülkelerin "köle sahibi" veya "borç tahsildarları".
7. "Hakim olmak için veren" sonra da "almak için hakim olan" güç odakları.
8. Şu ana dek kayıtlı olduğu 182 ülkeyi borç sarmalıyla batıran modern tefeci örgütü. (En son batırdıkları ülke Arjantin).
9. Borç verdikleri ülkelere devalüasyonu, özelleştirmeyi, yabancı sermayeye imkan tanımayı, sübvansiyonları kaldırmayı, faizlerin serbest bırakılması vb. müstemleke şartları dayatarak, kabul ettirerek borç veren yağmacılar güruhu.
10. Dayattıkları programları hiçbir ülke tarafından benimsenmeyen dayatmacılar kulübü.
İnşallah doğru cevabı bulmuşsunuzdur. Hülasa edecek olursak kepaze bir soygun programı. Şöyle ki; "Şu anda IMF'ye bulaşmış pek çok ülke bırakın ana parayı, doğan faizleri ödeyemiyor. Eğer alınan krediler verimli alanlara yatırılmış olsaydı elde edilecek gelirle hem dış borçlar ödenebilir, hem de ülke ekonomisine katkıda bulunabilirler.
Alınan borç para, doğan faizlerin yerine yatırılıyor ve böylece borç miktarı sürekli artığından ekonomi bir türlü düzlüğe çıkamıyor."
Bugün dünyanın neresinde zulüm, kargaşa, sefalet, açlıktan ölüm varsa şüphesiz orada IMF ve Dünya Bankası vardır. Ve acı gerçek: UNICEF rakamlarına göre IMF ve Dünya Bankası yılda 500 bin çocuğun ölümüne sebebiyet vermektedir. Ve bu haliyle ülkemiz hala kurtuluşu IMF-Dünya Bankası ve bunların atadığı ithal kafalarda aramaktadır. Söylentilere göre ekonomi güya düzelme noktasındadır. Vallahi şu an uygulanan "güçlü ekonomiye geçiş" programına kargalar bile gülmüş ve gülmeye de devam etmekteler. Kanunla "üretim"i yasaklayacak yad ellerden gelecek ve yine ona gidecek olan borçla ülkeyi kalkındıracaksın. Bu yalana çocuklar bile kanmaz. Bu yalana ve yaban rüzgarına maalesef ve mateessüf iktidar-muhalefet ve yenilikçisiyle birlikte bilumum herkes teslim olmuştur. Kurtuluş reçetelerini AB, IMF ve Dünya Bankası yazmaktadır. Yerli ve milli hiçbir duruş, plan ve de projeleri yoktur. Bu mandacı zihniyet "Batı, Batı" der durur, dört yönü unutmuştur adeta.
İşte Batının dahi muhtaç olduğu yerli, milli, asil ve soylu bir çözüm. Sadece Türkiye'yi değil Türk ve İslam dünyasını kalkındıracak, dünyaya adaleti, sevgiyi, kardeşliği getirecek bir plan ve proje... Batı neymiş, kimmiş Allah aşkına? Binlerce batılıyı, yüzlerce ekonomisti cebinden çıkartacak ve altın harflerle yazılacak şu cümleler Prof. Dr. Haydar Baş'a ait:
"Kafamıza akıl koyalım. Bu milletin ilminin, irfanının zekatı, sadakası Batı dünyasını 50 defa satın alır. Batı bana muhtaçtır."
Aleme nizamet vermiş büyük Türk milletinin düştüğü düşürüldüğü ahvale bakınız, Allah aşkına! Kanımıza dokunuyor, yeter artık! Neredesin Ey Kuvayı Milliye?..
Adem Birinci