Hatta değerli büyüklerimizin eşlerinin bile en ince detayına kadar ne giydiklerini de hiç kaçırmadık. Sayın Cumhurbaşkanı'nın yeniliklere açık olduğunu smokin giydikten sonra ifade etmesi de yine dikkatlerden kaçmadı. Kıyafet faslının yanı sıra, hangi davette kimler vardı, kim eşiyle geldi, kim eşsiz geldi bunları da bilmemiz ve detayıyla öğrenmemiz gerekiyordu, yine acar gazetecilerin üstün gayretleriyle öğrendik. Peki ama biz bütün bu detayları öğrenirken, bunlarla meşgul olurken acaba gözümüzden bir şeyler kaçmış olabilir miydi? Eee? tabii ki bu kadar bilgi öğrenilirken bazılarının da gözden kaçması muhtemeldi. Kılık kıyafet kadar dikkat çekici olmadığı için gözümüzden kaçırmaya çalıştılar ama yine de takıldı. Neydi Majestelerinin!!! ziyaretiyle ilgili gözden kaçmayan husus kısaca arz edeyim. Cumhurbaşkanı Sayın Gül; İngiltere Kraliçesi onuruna 13 Mayıs'ta verdiği yemekte şunları söyledi: "Türkiye ve Birleşik Krallık halklarının tarihleri ayrılmaz bir biçimde iç içe geçmiştir. Zaman zaman ordularımız karşı karşıya gelmişlerdir. Fakat aynı zamanda, evlatlarımız sayısız defalar ortak düşmanlara karşı cesaret ve azimle omuz omuza da yürümüşler, hayatlarını feda etmişlerdir."Gül, modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, iki ülkenin ortak geçmişi üzerinde mükemmel bir dostluk inşa etmek ve bunu geliştirmek cesaret ve bilgeliğini gösterdiğini kaydetti.Cumhurbaşkanı Gül, bugün, Türk ve Britanya halklarının birçok benzerliklere sahip olduğuna dikkati çekerek, her iki ulusun da geçmişiyle, öz değerleri ve ulusal kimlikleriyle gurur duyduğunu söyledi." (13 Mayıs 2008, trt.net.tr, cnnturk.com, türk.net/haber ve diğerleri) Evet Sayın Cumhurbaşkanımız böyle demişti.
Gelin şimdi İngilizlerle iç içe geçen dünya tarihine ve tarihimize kısa bir göz atalım;* Sanayi devriminden sonra Hint kumaşlarıyla rekabet edemeyen İngilizler, kendi ürünlerini pazarlayabilmek için 40 bin Hintli kumaş ustasının elini kestiler.* Amerika'nın keşfinden sonra İspanyol ve Portekizlilerle beraber İnka, Aztek, Maya medeniyetlerini yok ettiler ve milyonlarca Kızılderiliyi katlettiler.* I.Dünya savaşı boyunca Çanakkale'de diğer birçok yerde İngilizlerle savaşarak yüz binlerce şehit verdik.* Atatürk'ün, İstanbul'da "Geldikleri gibi giderler" diyerek baktığı ve toplarını İstanbul üzerine çevirmiş bulunan savaş gemileri İngilizlerindi, askerler İngiliz'di. * Kurtuluş savaşında Yunanlıları her türlü destekleyen İngilizlerdi.* Şeyh Sait isyanını çıkartıp Musul'u elimizden alan İngilizlerdi.* Taa 1700'lü yıllarda Osmanlı'yı çökertmek için binlerce ajan görevlendiren, Arapları bizden koparmak için türlü tezgahlar kuran, uyduruk mezhepler ortaya çıkartan, Arap'ı Türk'e, Türk'ü Arap'a düşman yapmaya çalışan yine İngiliz'di. * Ajan Humper İngiliz'di, ajan Lawrence İngiliz'di. * Muhammed Abduh, Celaleddin Afgani ve türevleri İslam ölçülerini değiştirirken İngilizlerin verdiği görevleri yapıyorlardı.* Kıbrıslı Rumlar, İngilizlerin kışkırtmasıyla ve desteğiyle beraber Türkleri katlettiler.* Bugün Irak'ta katliam yapan Amerikan'ın en büyük ortağı yine İngilizler Bu örnekleri sayfalar dolusu versek bitecek gibi değil. İngilizler insanlık tarihine bu katkıları yaparken biz ne gibi faaliyetler yaptık dersiniz; * İspanyollar Yahudileri katlederken biz sahip çıktık* Bize saldırmayan hiç kimseye saldırmadık* Himayemiz altında yaşayan insanların dinlerine ve kültürlerine zarar vermedik.* Bizden yardım isteyen kimseyi boş çevirmedik.* Ülkeleri işgal edip, kadınlara tecavüz etmedik, çocukları katletmedik.* İnsanların ellerinden vatanlarını almadık.* Tarih boyunca bütün insanlığa örnek bir millet olduk.Bizim tarihimizle ilgili de sayfalar dolusu methiyeler dizsek bitirmek mümkün değildir. Şimdi bütün bunlara bakınca, bizim İngilizlerle nasıl bir ortak tarihimiz vardır merak ediyorum. Hangi savaşlarda "sayısız defalar" askerlerimiz beraber, aynı amaç için savaştılar inanın ben bulamadım. Bütün dünya biliyor ki; Atatürk'ün vermiş olduğu Milli mücadele, yurdumu işgal eden başını İngilizlerin çektiği sırtlanlar kümesine karşıydı. Nasıl oluyor da, Atatürk, İngilizlerle mükemmel bir dostluk inşa etmeye çalışmıştır. Eğer gerçekten öyleyse Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözünü nasıl izah edersiniz; "Artık vaziyeti düzeltmek için mutlaka Avrupa'dan nasihat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi bir takım zihniyetler belirdi. Halbuki, hangi istiklâl vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih, böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir." (6 Mart 1922, Türkiye Büyük Millet Meclisi.)Acaba neden insanlar olmayan şeylerden olmuş gibi bahsederler, bir de bu bizim geçmişimiz ise. Şanla, şerefle dolu 5 bin yıllık Türk tarihini, bin yıllık İslam tarihini, tamamı kanla, gözyaşı ile, zulüm ile dolu bir geçmişe yamamaya çalışırlar? (Detaylı bilgi için bk.: Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, Prof. Dr. Haydar Baş).