logo
28 MART 2024

IRAK'TA BİLİNMESİ İSTENMEYEN GERÇEKLER -4- "Körfez'de kıyamet senaryosu"

03.01.2003 00:00:00
Kamil BAYRAKTAR. e-mail: kamilbayraktar@yenimesaj.com.tr

Irak'ta kitle imha silahı olup olmadığı konusunda araştırma yapan UNSCOM'a bir dönem başkanlık yapan Richard Butler, ABD yardakçılığını, sadece Irak'ta, sahada sergilemekle kalmadı. Buna istifa ettikten sonra televizyonlarda boy göstererek de devam etti, ediyor da. Fakat aynı Butler, defalarca meydan okumasına, "gel kamera karşısına geçelim" demesine rağmen televizyonlarda Ritter'e karşı karşıya gelmekten kaçıyor. Kaçan bir diğer isim ise Saddam'ın kitle imha silahlarının başında olduğunu söyleyip de sonra Irak'a savaş açmak isteyen sistemin yanına geçen Hıdır Hamza.BM Eski Denetçisi W. Scott Ritter, Irak'ın,ABD harekâtını bir süre geciktirmesi, Saddam Hüseyin'in bir-iki ay dayanması durumunda Arap dünyasının hiç görmedikleri şekilde patlayacağını, 11 Eylül'ün bunun yanında solda sıfır kalacağını, durumun bir kültürler çatışmasına dönüşmeye başladığını, ABD'nin bunu Batı ile İslam arasında bir savaşa dönüştürmek istediğini belirterek, "bu savaşı biz kazanamayacağız" tespitinde bulunuyor.

Irak'a savaş için can atan sistemin içinden gelen ve aykırı ses çıkaran Ritter'in, içinden geldiği sistemin savaş için ileri sürdüğü gerekçelerin çürüklüğünü ortaya koyarken yürüdüğü yol dikensiz bir gül bahçesinden ibaret değildi elbette. Kendisinin Irak, hatta İsrail ajanlığı ile suçlanması, FBI tarafından soruşturulan bir isim haline dönüşmesi, bu soruşturmaların sayısının üçe çıkması bir yana, Irak'a savaş açmak için can sistem, Ritter'ın konumuna benzer metodla iddialarında ısrarı sürdürmeyi gündeme getirdi. Yürüdüğü bu yolda önüne daha önce Irak'ın nükleer programı içinde bulunup da sonra kendi ülkesine savaş açan sistemin saflarına katılan bir dikeni çıkardılar. Hıdır Hamza adını taşıyan, kendisini Irak'ın nükleer programını yöneten beyin olarak takdim eden ve ABD'nin savaş gerekçesi olarak var olduğunu ileri sürdüğü silahlara Irak'ın sahip bulunduğunu söyleyen, televizyonlarda boy gösteren, ABD Senatosunda bile ifade veren ve pek çok insanı da inandıran bu Iraklının, kendini takdim ettiği gibi bir insan değil, işten kovulan bir insan olduğunu, 1994'te Saddam'ın karşı safına geçtiğini, ama CIA dahil bütün istihbarat örgütleri tarafından reddedildiğini, çünkü söylediği konumda bir adam olmadığını herkesin bildiğini söyleyen Ritter şöyle devam ediyor:

Sisteme uygun isimler

"Hamza tasarımcı değildi, programın yöneticisi filan da değildi. Programın başı Cafer el Cafer'di...Ama yine de Amerikan medyası ona kucak açtı... Hıdır Hamza'yı defalarca tartışmaya çağırdım. Benimle tartışma masasına oturmayı her defasında reddetti. Benden korkuyor, çünkü elimde olguları ispatlayacak belgeler olduğunu biliyor."

Ritter'in tartışma masasına çağırdığı bir başka şahıs daha vardı ve adı Richard Butler'di. Fakat o da Hıdır Hamza gibi, kamuoyunun önünde Ritler'le tartışmaya yanaşmıyordu. Siyasetten gelen Avustralyalı bir diplomat olan Butler, 1991'den 1997'e kadar UNSCOM'un başkanlığını yapan Rolf Ekeus'un istifa etmesi üzerine, BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından bu makama getirilen isimdi. Butler'in önemli özelliği UNSCOM başkanı gibi davranmak değil ABD'nin önderliğinde savaş tamtamları çalan sistemin işine gelen tavırlar sergilemekti. Mesela, aradıklarını bulamama sonucunu doğurup da savaşa gerekçe gösterdikleri iddialarının koca bir yalandan ibaret olduğunun ortaya çıkmaması için biyolojik silahlardan sorumlu denetçi Dick Spertzel'in, Iraklıların ısrarına rağmen detaylı bir arama yapmaktan kaçınmasına, Ritter'in itirazlarına rağmen izin veren ve bu hareketini destekleyen başkandı Butler. Butler'e olan tartışma davetinin hala geçerli olduğunu tekrarlayan Ritter, onun tartışma masasına yanaşmamasının sebeplerini de içerecek şekilde şunları söylüyor:

"Richard'ın sorunu benim söylediğim her şeyin belgesini gösterebilecek durumda olmam. Şu anki politika gereği ortalıkta Richard Butler gibi bir adamın bulunması uygun, ulusal televizyonlarda Saddam karşıtı propaganda yapmak için... Richard Butler'e defalarca meydan okudum, 'Gel kamera karşısına çıkalım, canlı yayına çıkalım' dedim. Çıkmayacak. Bu tür bir tartışmadan kaçıyor çünkü."

Türkiye'nin işbirliğini satın almak için

Son gelişmelere bakıldığında ABD'nin Irak'a yönelik bir savaşı mutlaka gerçekleştireceğini söylemek mümkün görünüyor. ABD, bu konuda yoğun bir hazırlık ve Ortadoğu'ya yığınak yapıyor. En büyük desteği de her zaman olduğu gibi yine İngiltere'den görüyor. Diğer AB ülkeleri bu savaşa ırak durmayı tercih ediyor. Rusya, Çin, itiraz ediyor. İlk Körfez Savaşındaki koalisyondan ise hiç ses seda olmaması bir yana, Suudi Arabistan örneğinde kendini gösterdiği gibi bu koalisyonu oluşturan ülkelerden ABD'nin hoşuna gitmeyecek sesler yükseliyor. ABD'nin ille de savaşın içinde görmek istediği ve desteğine büyük ihtiyaç duyduğu Türkiye ise, görüldüğü kadarıyla, ilk Körfez Savaşının tecrübesiyle yoğurdu bir değil birçok kez üfleyerek yemeyi hatırlatan bir politika izliyor. Bütün bu olguları savaş masasının üzerine koyan ABD, olursa Türkiye başta olmak üzere destekli, olmazsa da tek başına Irak'la savaşacağına dair işaretler veriyor. Hangi şartta olursa olsun ABD bu isteğini gerçekleştirir ve Irak'la savaşa tutuşursa, ABD'yi, Ortadoğu'yu, hatta dünyayı ne gibi gelişmelerin beklediği hemen herkesin merak ettiği bir husus olarak orta yerde duruyor. İşte bu husus hakkında da görüş beyan ediyor Ritter ve olabilecekler hakkında aşağıdaki sözleri sarfediyor:

"Kürdistan konusunda güvence verirsek ve Kürtlerin bağımsızlıklarını ilan etmelerini engellersek, ben Türkiye'nin üsleri kullanmamıza izin vereceğini düşünüyorum...Bu sonbaharda muhtemelen, binlerce Amerikan askerinin Kürdistan'a konuşlandırıldığını göreceğiz. Bunlar uçuşa yasak bölgenin (güvenli cennet) genişletilmesi kapsamında, güya Kürtleri Irak'tan korumak için bölgeye inecekler. Bu harekât Türklerin işbirliğini satın almak için yapılacak."

ABD, olayı Batı ile

İslam arasında savaşa dönüştürüyor

"En büyük saldırı güneyden, Kuveyt'in ötesinden gelecek. Katar, BAE ve Bahreyn'de kurulu Amerikan lojistik ve hava üslerince desteklenecek ve nereden bakarsanız bakın 70.000 ile 150.000 kişi arasında bir kuvveti seferber edecek. Saldırının amacı güney Irak'ı ele geçirmek, Iraklı muhalifleri yerleştirmek, sonra da Bağdat'a yürümek olacak. Bu arada Bağdat'a yürüyüş sırasında Irak ordusunun dağılacağı ve Irak halkının, özellikle de Bağdatlıların ayaklanıp Saddam'ı devireceği umuluyor. Buna paralel olarak Ürdün üzerinden batı Irak'a özel harekâtlar düzenlenecek. Burada da amaç Irak'ın İsrail'e füze atmasını engellemek, zira bu durumda İsrail Irak'a karşılık verebilir, bu da tasarlanan koalisyonu parçalar."

"Irak'a girersek çok kısa sürede galip gelmek zorundayız... Şayet Iraklılar harekâtımızı bir süre geciktirebilirlerse -diyelim Saddam bir-iki ay dayandı- Arap dünyası hiç görmediğimiz şekilde patlar, 11 Eylül bunun yanında solda sıfır kalır."

"...Durum tam da Usame bin Ladin'in istediği gibi bir kültürler çatışmasına dönüşmeye başladı... Saldırısını Batı ile İslam arasında bir savaşa dönüştürmek istedi. Hemen herkes gülünç buldu bunu. Fakat ABD bunu Batı ile İslam arasında bir savaşa dönüştürmekte. Ve bu savaşı biz kazanamayacağız..."

Ritter'in kıyamet senaryosu

"Şayet 70.000 ile 100.000 arasında asker Irak batağına saplanır ve Ortadoğu patlarsa, iletişim kanallarımız ve bu askerlere destek verme olanaklarımız tehlikeye düşebilir. Bir de Irak'ın direnişi uzarsa, o zaman nükleer silah kullanma ihtimali büyük bir gerçeklik kazanır."

"İşte size kıyamet. Bugün kimse teröristlerin eline nükleer silah vermek gibi bir şeyi tahayyül edemez; bu adamların da nükleer silah edinmeleri son derece zordur. Fakat ABD ya da İsrail, Irak'a karşı nükleer silah kullanırsa, ABD'nin on yıl içinde terörist bir grubun nükleer saldırısına maruz kalacağına kalıbımı basarım. İşte o zaman tüm bahisler kaybedilmiş olur. ABD ile İsrail Irak'a nükleer saldırıda bulunursa, Pakistan ile İran nükleer kapasitesini teröristlere aktarır. Bundan eminim. İşte size kıyamet. Irak'la bu savaş hayatımda duyduğum en budalaca şey."

Ritter, en kötü senaryoyu ise şöyle dile getiriyor:

"Eğer her şey sarpa sarar ve 70.000 Amerikan askeri Irak'ta kuşatma altında, yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa, o zaman atom bombasını atarız. Bundan şüphe olmasın. Atom bombasını atarız...Bu savaşta kazanan taraf olmayacak."

"Irak'a demokrasi götüreceğiz' masalı

Irak'la savaşa girmek isteyenler sık sık "Irak'a demokrasi götürmek"ten söz ediyorlar. Bu sözün doğru olup olmadığı konusunda Ritter, şunları söylüyor:

"Donald Ramsfeld ile diğerlerinin Irak'a demokrasi götürmek gibi laflar etmesi gülünç. Batılı demokrasi modeli çoğunluğun egemenliğine dayanır. Irak'ta nüfusun yüzde 60'ı Şiilerden oluşur; bu gurup teokratik olarak İran çizgisindedir. İran ise, Amerikan karşıtı İslam fundamentalizminin yuvasıdır. Irak'ın, dünyadaki kanıtlanmış ikinci büyük petrol rezervlerine sahip olduğu da biliniyor. Irak'ta Şiilerin denetiminde bir demokrasi fikri pek çok kişinin istemediği bir şey; zira bu, iki büyük petrol üreticisi ülkenin teokratik bir ittifak içine girmesi anlamına gelir. Bölgede buna pek sıcak bakılmayacağı açık. Aslında biz Irak'ta demokrasi istemiyoruz, çünkü Şiilerin iktidarı ele geçirmelerini istemiyoruz."

ABD'nin, % 23 ile Irak nüfusunun ikinci büyük kesimini oluşturan Kürtlerin demokratik olarak güçlenmesinden de hiç bir çıkarı olmadığını, Kürtlerin bağımsızlığını en az Türkler kadar istemediğini, hatta Saddam'ın dahil olduğu yüzde 17'lik Sünni kesim arasında bile demokrasiden söz etmediklerini söyleyen Ritter şöyle devam ediyor:

"Bir ülkeye dışarıdan demokrasi dayatamazsınız. İşlemez. Irak bu geçişi kendi içinde yapmalıdır, bu da on yıllar alacak bir süreçtir. Bu ülkede demokrasinin doğmasının tek yolu, ekonomik yaptırımları kaldırmak ve Irak'ın kendini ekonomik olarak yeniden inşa etmesine izin vermektir. Bu ülkede demokrasinin doğuşunun yolunu açacak tek şey, dinsel, etnik ve aşiret yapılarını enine kesen, ayakları yere basan bir orta sınıfın gelişmesidir."

Ölüm makinası çalışacak

Ritter, Irak'taki savaşın çok büyük insan kaybına yol açacağını söylüyor. Tahminlerine, Pitt'in, "Amerikan ordusundan tarihin en büyük öldürme makinesiymiş gibi söz ediyorsunuz" katkısını yaptığı bu savaşın insani maliyeti hakkında şu tahminde bulunuyor:

" Irak'ta büyük bir devrim falan olmayacak. Irak halkının Saddam'a karşı ayaklanacağını sanmıyorum. Ayaklansalar da acımasızca bastırılacaklardır. Bence ABD güneyden saldırıya geçerse, Saddam da Şiilerin tepesine biner, bu da en az 20.000-30.000 kişinin ölmesi anlamına gelir. Saddam bundan önce Kürdistan'a vuracak ve 10.000 ile 20.000 arası Kürt öldürecektir. ABD Bağdat'ı 'dize getirmek' zorunda; 5 milyon nüfuslu kentsel bir alandan söz ediyoruz. Grozni'yi hatırlayın, Rusların Çeçenlerin peşinden kente girişini. Irak'ta daha da kötüsü olacak; 30.000-40.000 sivil öldüreceğiz. İnanılmaz sayılarda sivil can kaybından söz ediyoruz, hayatını kaybedecek on binlerce Irak askeri ile güvenlik görevlisi de var... Bizim de çok sayıda kayıp vereceğimizi baştan kabul etmek lazım. Ölü sayımız binlerle olmasa da yüzlerle ölçülecektir."

Çok sayıda temel varsayıma dayandığı için Irak'a yapılacak bir askeri operasyonun tamamen başarısız olma ihtimalinin epey güçlü olduğunu da söyleyen Ritter, "Irak halkı ayaklanacak" varsayımı için kritik teşkil edecek bazı tespitlerde bulunuyor. Bu varsayımın gerçekleşme ihtimalinin zayıf olduğunu gösteren bu tespitlerinde Ritter şöyle diyor: "Baas Partisi, Irak'ta yaşamın her alanına sızmış durumda...Irak yönetiminin ülke içinde, pek çok kişinin düşündüğünden çok daha güçlü olduğunu gayet iyi biliyorum. İnsanların Irak yönetimini fazla hafife almamaları gerektiğini düşünüyorum.".

Yarın: Türkiye'ye verilen mesaj
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
Yargıtay'da bilek güreşi sürüyor
9. turda da başkan seçilemedi
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
"Ligden çekilmek için sponsorlarımızla görüştük"
Koç: Bize ceza verirlerse vebalini öderler
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
Altınok'u aklayıp Yavaş'ı suçlamaya kalkan yandaşa kapak
'Siz merak etmiyor musunuz?'
Soykırım 174 gündür sürüyor
Can kaybı 32 bin 552'ye yükseldi
Özgür Özel'den kurultay itirafı
'1 Nisan’dan sonraki sürece taliptik'
'Vatandaş' BTP'de karar kıldı
Darende'de bu gerçek oldu...
Yargıtay'da bilek güreşi sürüyor
9. turda da başkan seçilemedi
BDDK savcılığa yazı gönderdi
Seçil Erzan'ın telefonu incelenecek
Sevgi evinde şüpheli ölüm
Bebek yatağında ölü bulundu
'Rusya sadece Ruslarındır' akımına Putin'den tepki
'Ülkede 190 etnik grup var'
Saray'dan Mehmet Şimşek açıklaması
'İtibar etmeyiniz'
Terör saldırısında ölü sayısı arttı
Hayatını kaybedenler 143'e yükseldi
Bağımsız aday olan eski CHP'li başkana seslendi
'Son kez uyarıyorum!'
Kılıçdaroğlu sonunda patladı
'Bilal'e anlatır gibi son kez anlatıyorum'
"Ligden çekilmek için sponsorlarımızla görüştük"
Koç: Bize ceza verirlerse vebalini öderler

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden "Bakan Şimşek" açıklaması

Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, "Bakan Şimşek, '1,5 yıllık çok zor bir süreç bizi bekliyor' dedi" iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.
28.03.2024 08:10:00
Haber Merkezi
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden "Bakan Şimşek" açıklaması
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nden "Bakan Şimşek" açıklaması
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi X hesabından yaptığı paylaşımda bazı sosyal medya hesaplarından paylaşılan, "Bakan Şimşek, '1,5 yıllık çok zor bir süreç bizi bekliyor' dedi" iddialarının gerçeği yansıtmadığını açıkladı.


Açıklamada Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in güncel herhangi bir açıklamasında böyle bir ifade kullanmadığı ve "Bakan Şimşek'in açıklaması" iddiasıyla yapılan paylaşımların dezenformasyon olduğu kaydedildi.

DMM'den yapılan açıklamada , 'X platformunda bot hesaplar aracılığıyla dolaşıma sokulan bahse konu iddiaların hiçbir dayanağı bulunmamaktadır. Seçim öncesi kamuoyunda paniğe yol açmak saikiyle yürütülen bu tür dezenformasyon kampanyalarına itibar etmeyiniz' denildi.

Bakan Işıkhan: "Kişi başı milli gelir tarihin en yüksek seviyesine geldi'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Kapaklı Belediyesi'nde iş insanlarıyla bir araya geldi. Işıkhan, kişi başı milli gelirde tarihin en yüksek seviyesine geldiklerini ifade etti.
27.03.2024 22:18:00
İhlas Haber Ajansı
Bakan Işıkhan: "Kişi başı milli gelir tarihin en yüksek seviyesine geldi'
Bakan Işıkhan: "Kişi başı milli gelir tarihin en yüksek seviyesine geldi'

Bakan Işıkhan, cadde üzerinde esnaf ve vatandaş ziyaretlerini tamamlamasının ardından Kapaklı Belediyesi'nde iş insanlarıyla 'Türkiye Yüzyılı'nda Çalışma Hayatı Buluşmaları' adlı toplantıya katıldı.

'Her alanda geliştirmeye devam edeceğiz'
Burada bir konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "Neredeyse her gün bir başka ilimizde vatandaşlarımızla milletimizle bir araya gelmeye devam ediyoruz. Rabbim güç verdikçe de vatanımızın her karış toprağını adım adım gezmeye 81 il, 922 ilçemizin tamamını Türkiye Yüzyılı'na hazırlamaya devam edeceğiz. Tekirdağ, gerek tarımı, gerek sanayisi, endüstrisi, ticaretiyle hem ülkemiz hem de dünya için büyük önem taşıyan şehirlerimiz arasında yer alıyor. Binlerce yıldır, medeniyetlere ev sahipliği yapmış, üretimin alın terinin yurdu olmuş bir yer burası. Maşallah Tekirdağ'ın büyük bir potansiyel var, Tekirdağlılarda muazzam bir dinamizm var. Bu noktada sizlerin fikirleri ve önerileri bizler için, şehri yönetenler için yol gösterici olmalıdır. Bizler; devlet millet el ele yürümenin, ülkemizi ve milletimizi birlikte büyütmenin en güzel örneklerinden birisini Tekirdağ'da ortaya koyalım istiyoruz. Çalışma hayatından sosyal güvenliğe kadar inisiyatif aldığımız her konuda her daim sizlerle istişareyi, iletişimi, diyaloğu ön planda tutmaya devam edeceğiz. Birlik ve beraberlik ruhuyla, başta çalışma hayatı olmak üzere Türkiye'yi küresel anlamda hak ettiği konuma taşıyacak her alanda geliştirmeye devam edeceğiz. Biliyorsunuz 2023 yılında Türkiye ekonomisi yüzde 4,5 büyüme ile AB ülkeleri arasında en çok büyüyen ülke oldu. Dolar bazında milli gelir, Türkiye tarihinde ilk kez 1 trilyon doları aştı. Kişi başına Milli Gelir de, 13 bin 110 dolarla, tarihin en yüksek düzeyini gördü. Bu hafta 2023 yılı işgücü verileri açıklandı. 2023 yılında işsizlik oranı bir önceki yıla göre 1 puanlık azalışla yüzde 9,4 seviyesine geriledi. İşsiz sayısı 2023 yılında, bir önceki yıla göre 318 bin kişi azalarak 3 milyon 264 bin kişiye geriledi. Toplam işsizlik oranı ve genç işsizlik oranı son 10 yılın en düşük seviyesine geldi. Hem kadın, hem genç, hem de toplam istihdam oranı ve işgücüne katılım oranı son 21 yılın en yüksek düzeyine yükseldi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde bu yüzyılı; emeğin, üretimin, çalışmanın yüzyılı yapacağız inşallah. Bunu nasıl gerçekleştireceğiz' Tabi ki sizlerle' dedi.

"Bayram ikramiyelerini yüzde 50 artırdık'
Ramazan Bayramı'nda emeklilere ikramiye uygulamasının ilk kez AK Parti döneminde başlatıldığını ifade eden Işıkhan, "Biliyorsunuz muhalefetin aklına milletimiz seçimden seçime geliyor. Biz ise her daim imkanlarımız ölçüsünde, milletimizin yanında olmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz hafta, Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı emekli ve ölüm aylığı hak sahiplerine banka promosyonunu 2017'de biz başlattık. Önümüzde Ramazan Bayramı var. Bayramlarda emeklilerimize bayram ikramiyesi uygulamasını da biz başlattık. Bu yıl ikramiyeyi yüzde 50 artırdık. Emeklilerimize bu dönemde Banka Promosyon tutarlarını kamu bankalarında 2 katına çıkardık. Milletimiz pek fark edemeyebiliyor ancak vatandaşlarımızın dünyanın en ileri seviyesinde sağlık hizmeti almasının arkasında da önemli bir harcama var. AK Parti döneminde, SGK tarafından ödenen ilaç sayısını 3 katına çıkardık. Geçtiğimiz 1 yılda Sosyal Güvenlik Kurumumuz tarafından yapılan sağlık ve ilaç harcaması tam tamına 553 milyar lira oldu. Bu çok ciddi bir rakam. Emekli aylıklarına ödediğimiz tutarın yarısına yakınını ayrıca sağlık harcamaları ve sağlık hizmetleri için ödüyoruz. Bunun dışında yine SGK tarafından son 1 yılda 206 Milyar lira, teşvik ve destek ödemesi yaptık. Son 5 yılda yaşadığımız Pandemiyi, bölgemizdeki savaşları ve asrın felaketini dikkate alırsanız, vatandaşlarımızı asla mağdur etmeden hizmetlerimize kesintisiz devam edebildiğimizi, bu güçte bir devlet olduğumuzu görürsünüz. Şurası çok önemli; ülkemizin gücü büyük ölçüde yerel yönetimlerimizin gücünden geliyor. Kalkınma yerelden başlar hakikatine istinaden yerelde ne kadar güçlü olursak genel icraatlarimizin de o derece güçlü olacağına inanıyoruz. Çünkü şunu hepimiz çok iyi biliyoruz ki; gelişim, ilerleme ve kalkınma yerelden başlar' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.