İzmir'in 1800 yıllık lezzeti: Radika
Tohum kısmını üfleyince üzerindeki beyaz tüycükleri uçuşan ve taze hali sarı renkte olan; dağ, ova ve şehirde, iki kaldırım taşının arasında bile var olabilen, Ege'nin sevilen lezzetlerinden Radika'nın adının ilk defa 1800 yıl önce yazılan bir kitapta yer aldığı ortaya çıktı
15.04.2016 00:00:00
Ege yemek kültürüyle ilgili tarihi araştırma yapan Arkeolog Prof. Dr. Recep Meriç, radikanın, 1800 yıl önce Smyrna (İzmir'in eski adı)'nın önemli bir lezzeti olduğunu keşfetti. Geçen hafta sonu 7.'si yapılan Alaçatı Ot Festivalinin temasının da radika olduğu görüldü.
Ege ve İzmir'de, yemeklik ot kültürünün günümüzde tekrar canlanması için yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve bazı yemek yazarlarının konuya önem verdiğini belirten Meriç, sözlerine şöyle devam etti: "Tarihi 8 bin 500 yıl öncesine dayanan İzmir'in, yöresel yemek kültüründe otların her zaman önemli yer tuttuğunu birçok kitapta görüyoruz. Hem sağlıklı yaşam ve hem de yerel kültürlerin yaşaması açısından son dönemde yapılan tanıtım çalışmalarının yararlı olduğunu düşünüyorum. Radikanın yanı sıra doğada yetişen diğer otlar arasında kuzukulağı yani labada karşımıza çıkıyor. Cibez, turp otu ve şevketi bostan da binlerce yıldır kültürümüzde olan şifalı ot."
Potasyum başta olmak üzere kalsiyum ve diğer mineraller açısından zengin bir besin olan A ve C vitamini ile torexacin, retinol, levulin, inulin gibi bileşikler içeren radika, vücuda güç ve zindelik veriyor. Göğsü yumuşatan ve öksürüğü kesen bu şifalı ot, idrarın sökülmesi ve safra salgılarının artmasında fayda sağlıyor. Mesane ve kalın bağırsak iltihaplarını gidermekte de faydalı olan radika; anne sütünü artırıyor, sarılığa, gut hastalığına, uykusuzluğa, karaciğer şişkinliğine iyi geliyor. Böbrek ve safra taşlarını düşürmeye yardımcı olan antik lezzet radikanın yaprakları salata olarak tüketilebiliyor. Kökü kurutulduktan sonra öğütülerek kahve yapımında da kullanılan radikanın yaprakları, kaynatılıp lapa haline getirildikten sonra harici olarak egzama ve sivilcelerin üzerine sürülürse faydalı oluyor. Ayrıca, cildi temizleyici ve nemlendirici etkisi nedeniyle yüz maskelerine de katılabiliyor.
Ege ve İzmir'de, yemeklik ot kültürünün günümüzde tekrar canlanması için yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve bazı yemek yazarlarının konuya önem verdiğini belirten Meriç, sözlerine şöyle devam etti: "Tarihi 8 bin 500 yıl öncesine dayanan İzmir'in, yöresel yemek kültüründe otların her zaman önemli yer tuttuğunu birçok kitapta görüyoruz. Hem sağlıklı yaşam ve hem de yerel kültürlerin yaşaması açısından son dönemde yapılan tanıtım çalışmalarının yararlı olduğunu düşünüyorum. Radikanın yanı sıra doğada yetişen diğer otlar arasında kuzukulağı yani labada karşımıza çıkıyor. Cibez, turp otu ve şevketi bostan da binlerce yıldır kültürümüzde olan şifalı ot."
Potasyum başta olmak üzere kalsiyum ve diğer mineraller açısından zengin bir besin olan A ve C vitamini ile torexacin, retinol, levulin, inulin gibi bileşikler içeren radika, vücuda güç ve zindelik veriyor. Göğsü yumuşatan ve öksürüğü kesen bu şifalı ot, idrarın sökülmesi ve safra salgılarının artmasında fayda sağlıyor. Mesane ve kalın bağırsak iltihaplarını gidermekte de faydalı olan radika; anne sütünü artırıyor, sarılığa, gut hastalığına, uykusuzluğa, karaciğer şişkinliğine iyi geliyor. Böbrek ve safra taşlarını düşürmeye yardımcı olan antik lezzet radikanın yaprakları salata olarak tüketilebiliyor. Kökü kurutulduktan sonra öğütülerek kahve yapımında da kullanılan radikanın yaprakları, kaynatılıp lapa haline getirildikten sonra harici olarak egzama ve sivilcelerin üzerine sürülürse faydalı oluyor. Ayrıca, cildi temizleyici ve nemlendirici etkisi nedeniyle yüz maskelerine de katılabiliyor.