Tarihi ve kültürel eserleri ile İslamiyetin ilk yıllarına kadar uzanan Gaziantep'in geçmişi, yeni nesillerin yetişmesinde birer kaynak olma özelliği taşıyor.Çarşıları, camileri, han ve hamamları ile Türk-İslam medeniyetinin izlerini bütünüyle yansıtan Gaziantep'in kültür dokusu, medeni Gaziantep insanının eliyle adeta nakış nakış işlenmiştir.Fethin sembolü Ömeriye Camii Hz. Ömer zamanında İslamiyet'in Arap yarımadası dışına yayılması için sürdürülen mücadeleler esnasında, İslam ordusu, Gaziantep yöresi ile Hatay'ı Bizanslılar'dan aldı. Böylece 639 yılında yöre halkı Müslümanlığı kabul etti. Hemen ardından kansız ve savaşsız Suriye ve Antakya yöresi de İslam kuvvetlerinin eline geçerek vergiye bağlandı. İşte Gaziantep'in ünlü Ömeriye Camii o dönemde fethin sembolü olarak yapılmıştır.1071 Malazgirt Savaşından sonra bölgede Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı bir Türk Devleti kurulmuştur. 1270 Yılında Moğolların istilası ile yıkılan kent, daha sonra Dulkadiroğullarının (1389) ve Memluklular'ın (1471) eline geçmiştir. 1516 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Memluklular'a karşı yapılan Mercidabık (Kilis yakınında) Meydan Savaşı'ndan sonra Gaziantep ve yöresi Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimine girmiş oldu. Osmanlılar döneminde çok sayıda cami, medrese, han ve hamam yapılmış, kent aynı zamanda üretim, ticaret ve el sanatları yönünden de ilerlemiştir. 1641 ve 1671 yıllarında yöreyi iki kez ziyaret eden Evliya Çelebi burada 22 mahalle, 8 bin ev, 100 kadar cami, medrese, han, hamam ve üstü kapalı çarşı olduğunu anlatır.Güneydoğu'nun kalbinin Gaziantep'te atmasına kaynak olarak tarihi ve kültürel eserler gösteriliyor. Anadolu Beylikleri döneminden Selçuklulara, Osmanlı'dan Kuva-yı Milliye dönemine kadar uzanan ve günümüze kadar ayakta kalmayı başaran Gaziantep tarihi, yeni nesillere birer miras olarak hala önemini koruyor. Özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında binbir güçlüklerle elde edilen zaferin hatırası, Gaziantepliler tarafından yaşatılmaya çalışılıyor; bu hatıralardan biri de Şehit Şahinbey...Şahinbey'in, Gaziantep'in düşman işgalinden kurtuluşunda ve Milli Mücadele'nin Anadolu'da tetiklenmesinde önemli bir etkisi olmuştur zira... Kuva-yı Milliye'yi ateşleyen kıvılcımI. Dünya Savaşından sonra ilk olarak 17 Aralık 1918 de İngilizler şehre girdiler. Yaklaşık Bir yıl süren işgalin ardından Fransızlar ile yaptıkları anlaşma gereği burayı Fransızlara terk ettiler (5 Kasım 1919). Gerek Fransızların gerekse onlarla hareket eden Ermenilerin baskı ve zulümleri halkın direnişine yol açtı. Antep-Kilis hattında Şahinbey liderliğinde işgale karşı büyük bir savunma başladı. Şahin Bey in şehit edilmesinden sonra bu defa Antep çatışmalara sahne oldu. Antep halkı 1 Nisan 1920 den 7 Şubat 1921 e kadar Fransız kuvvetlerine karşı büyük bir direniş gösterdi. Daha sonra direniş kırıldı ve Türk Askerleri geri çekilmek zorunda kaldı. Böylece Fransızlar 9 Şubat 1921 de şehre hakim oldular. Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi gücüyle işgale 10 ay dayanan ve düşmana geçit vermeyen Antep''e 6 Şubat 1921 de Gazilik unvanı verdi. Böylece şehir, Gaziantep adıyla anılmaya başladı. Fransızlar Ankara Antlaşmasının ardından 25 Aralık 1921 de şehri boşalttılar ve Gaziantep iki yıl süren işgalden kurtulmuş oldu. Gaziantep Savunması, Kurtuluş Savaşı tarihimizde yiğitlik, kahramanlık ve fedakarlığın ulaşılmaz abidesi olmuştur. Gaziantep Savunması, eşsiz kahramanlığı ile hem kendini hem de Güneydoğu Anadolu'yu düşman işgalinden kurtaran bir kuvva hareketi, milli birliğin ve benliğin bir şahlanışı olarak tarihteki yerini almıştır.