logo
28 MART 2024

Modernizmin etkisindeki İslam dünyasında reform çalışmaları

16.10.2003 00:00:00
"Kuzey Amerika ve Rusya ovaları bizim ekim tarlalarımızdandır, Şikago ve Odessa bizim ambarlarımızdır; Kanada ve Baltık bizim kereste ormanımızdır; Avusturalya, Malezya, Yeni Zelanda'da bizim koyun çiftliklerimiz vardır, Arjantin'de ve Kuzey Amerika'nın batısındaki kırlarda bizim öküz sürülerimiz yayılır. Peru altınını gönderir, Güney Amerika ve Avusturalya altını Londra'ya akar; Hindular ve Çinliler çayı bizim için yetiştirirler ve bizim kahve, şeker ve baharat çiftliklerimiz tüm Hint adaları üzerindedir. İspanya ve Fransa bizim bağlarımız, Akdeniz meyve bahçemizdir ve uzun süre Güney Birleşik Devletlerini kaplayan bizim pamuk alanlarımız artık dünyadaki sıcak bölgelerin her yanına yayılmaktadır (Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, Paul Kennedy, İş Bank. Yay., sy. 178).

17. yy'da bilim devrimini 18. yy'da sanayi devrimini gerçekleştirmiş Avrupa'nın (İngiliz) dünyaya bakışı bu şekildedir.

"Beyaz Adam"ın etkisi 19. yy'da dünya gücü dinamiğinin en göze çarpan yönlerinden birini oluşturuyordu. Bu etki kendisini yalnızca çeşitli ekonomik ilişkilerle değil, buralara giren gezginler, serüvenciler, misyonerler aracılığıyla, batılılara özgü hastalıkların gelişiyle ve kişileri batılı inançlara döndürmeleriyle duyuruyordu.

Katliama kapı açan

bilim devrimi

Bu etki sonuçta yollar, demiryolu şebekeleri, telgraf sistemleri, limanlar ve sözgelimi İngilizlerin Hindistan kentlerinde yaptıkları binalar gibi eserler yaratmışsa da daha korkunç olan yanı aynı dönemin çoğu sömürge savaşlarında akıtılan kanlar, yapılan soygunculuk ve yağmacılıktı. 1800'de dünyadaki karaların yüzde 35'i Avrupalıların işgali ya da denetimi altında bulunuyordu. Bu oran 1875'de yüzde 67'ye, 1914'de yüzde 84'ün üzerine çıktı (a.g.e., sy. 176).

İslam Dünyası açısından ise 1800 lü yıllar bir "tarvma" dönemini çağrıştırır. Bu zaman diliminde müslümanlar ile ilk defa modernizmle tanıştılar. Modern Batı Medeniyetinin İslam dünyası üzerindeki şoku öylesine güçlü oldu ki, Batı ile karşılaştırıldığında bir "geri kalmışlık" durumunda olduğunu fark eden İslam alemi aradaki mesafe farkını bir türlü istenen ve beklenen ölçüde gerçekleştiremedi. "Eski" ile "yeni" yahut "geleneksel" ile modern" arasındaki hayati bir diyalektik ikileme sürüklendi (İslam Dünyasında Gelenek, Değişme, Modernleşme ve Fudamentalist Eğilimler, Prof. Dr. Ünver Günay).

Bu ikilemin ilk defa yaşandığı coğrafyalardan birisi de Hindistan oldu. 1803'de Delhi'nin İngilizler tarafından işgaliyle "Beyaz Adam"ın emperyalist ve kolonileşme çabaları yerleşik düzene geçti.

Hint Yarımadasını yönettikleri iki yüzyıl boyunca İngilizler maddi kültürlerinin hemen hemen bütün özelliklerini buraya taşıdılar. Ürünlerin çoğu, Hindistan'da yaşayan İngiliz askeri, sivil personel ve bunların aileleri için getirilmişti ama bu ürünler arasında bulunan buharlı gemi, demiryolu ve elektrikli telgraf halkın hayatında kalıcı ve geniş bir etkiye sahip oldu.

Öyle ki milyonlarca Hinti yelken ve kürek kullanmaksızın nehir üzerinde yol alan buharlı gemileri hayretler içerisinde izlemişlerdi. İngiliz egemenliğinin ve teknik kaynaklarının çok daha etkili bir kanıtı olan demiryolu, üstün teknolojilerin bir sembolü olarak çok kısa bir süre sonra buharlı geminin yerini alacaktı. (Teknolojinin Evrimi, George Basalla, Tübitak yay., sy. 105).

Hindistan'daki

İngiliz misyonerler

İngilizler Hindistan'da sadece askeri, siyasi, teknolojik ve ekonomik yönleriyle değil misyonerleriyle de varoldular. Kuzey Hindistan'daki Müslüman ve Hindular arasında misyoner varlığı hızla yayıldı. 1813'den itibaren Doğu Hindistan şirketi misyonerlerin ülke topraklarına serbestçe girmelerine izin verdi ve bunu kısa bir süre sonra Amerikalıların desteklediği İngiliz misyoner ağının kurulması izledi.

Çalışmalar Anglikan Kilisesi Misyonerlik Cemiyetinin hizmetinde görevlendirilen Alman Evangelisch Cemiyeti üyesi Carl Gottlieb Pfander ile yakın arkadaşı William Muir tarafından yürütülüyordu. Oldukça yüksek fikri seviyedeki münakaşalardan, pazarlarda vazetmeye ve yerli dillerde basılmış binlerce İncil fotokopisi dağıtmaya kadar giden durum sonunda en çok konuşulan ve önde gelen Müslümanların zihnini meşgul eden bir hal aldı. Eski kutsal metinlerin tahrifi, ulema arasında tartışmaların özü oldu.

Bu tartışmalarda William Muir, 1840 ve 1850'lerde kutsal metinlerin sahihliği ve bütünlüğü konularında yazılar yazdı. 1855'lerde Kur'an'da sık sık dile getirilen Yahudi ve Hristiyan metinlerin değeri ve vahiy ürünü olduklarına dair söylemleri Müslümanların avantaj olarak kullanmalarını istedi. Ve bir Müslüman'ın İncil ve Tevrat'ın şer'i yorumlarını dikkatle alması gerektiğini ifade ederek bu hususta Hristiyanlar'ı Müslümanlara baskı yapmaya teşvik etti. (www.ulumel-hikmeokulu.com).

Hadisler eleştiriliyor

Aynı yazar 1861'de Hz. Peygamber (s.a.v)'in hayatını konu alan bir kitap yayınladı. Bu çalışmasında Kur'an'ı değil de özellikle hadisleri eleştirel tarihi inceleme yöntemiyle ele aldı. William Muir bu metodu ilk uygulayan kişi olarak Goldziher ve Schacht gibi oryantalistlere öncülük etti. O'na göre "Ravinin karakterinin ve senetteki halkaların tetkikine ilişkin salt kurallar hadisin güvenirliğinin kanıtı değildir. Metin de eleştirel tetkike tabi tutulmalıdır (Modernist Müslümanların Hadise Yaklaşımı).

İşte İslam Aleminde ilk modernist, reformist fikirler böyle bir kuşatma altında Hindistan'da cereyan etti. Öncülüğünü ise Moğol sarayına çok yakın olan, köklü bir aileden gelen Sir Seyyid Ahmed Han yaptı.

Modern Bilimler Kuzey Hindistan'da 19.yy'ın ilk yarısında hükümetin ve misyonerlerin eğitim kurumlarında yoğun bir şekilde öğretiliyordu. Batı biliminin bir çok prensibi İslâmi esaslarla çelişiyordu. Sir Seyyid Ahmed Han ve mahiyetindekiler ilk olarak aklın ve vahyin sınırlarını sorgulamaya başladılar (a.g.m). Onlara göre; modern bilimin esaslarının dini hükümlerle çatışmaması gerekiyordu. Ve problemi dinin yanlış yorumlandığı noktasında aradılar. Seyyid'e göre İslam yanlış anlaşılmıştır. Eğer geçmişte dinimiz doğru biçimde algılanmış olsaydı, bugün müslümanlar bu durumda olmazdı. İçinde bulunduğumuz durumun sebebi müslümanların dini algılayışlarındaki yanlışlıklardı.
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
BTP İBB Adayı Cihan Erdoğanyılmaz: Gençler BTP’ye akın ediyor
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi
28.03.2024 15:32:00 / Güncelleme: 28.03.2024 15:37:04
AA
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?
Okullar 1 Nisan'da tatil olacak mı?

Milli Eğitim Bakanlığınca (MEB), 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okullar 1 Nisan 2024 Pazartesi günü tatil edildi.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin imzasıyla illere gönderilen genelgede, eğitim kurumlarının, 31 Mart Pazar günü yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nde, seçmenin oy kullanmasına imkan verecek şekilde hazırlanacağı belirtildi.

Genelgede, seçimlerin ardından Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarının, eğitim-öğretime hazır hale getirilmesi amacıyla 1 Nisan 2024 Pazartesi gününün tatil edildiği bildirildi.

Öte yandan 1 Nisan günü yönetici ve öğretmenler, aylık karşılığı ders, varsa ek ders, ders niteliğinde yönetim, hazırlık ve planlama görevlerini yapmış sayılacak. 

Akkuyu'da büyük eylem

Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı
28.03.2024 10:11:00 / Güncelleme: 28.03.2024 10:15:27
İhlas Haber Ajansı
Akkuyu'da büyük eylem
Akkuyu'da büyük eylem
Türkiye'nin ilk nükleer güç santrali olan, Rosatom Enerji Şirketi tarafından Mersin'in Gülnar ilçesindeki Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde taşeron firmanın çalışanları, maaş alamadıklarını belirterek bazı bölümlerde iş bıraktı.

Mersin'de yapımı devam eden Akkuyu NGS inşaatında çalışan işçiler, taşeron firmanın maaş ödemediğini ileri sürerek eyleme başladı. Dün yüzlerce işçinin iş bırakmasıyla başlayan eylem nedeniyle bölgede güvenlik tedbirleri de arttırıldı. Maaşlarının yatmadığını belirten işçilerin bugün de iş bırakma eylemlerine devam ettiği öğrenildi.

Daha önce de birçok kez Akkuyu Nükleer Güç Santrali'ndeki taşeron firmanın işçileri maaşlarını alamadıkları gerekçesiyle eylemler yapmıştı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.