Resulullah Efendimizin yüzyıllardır özenle saklanan papuçları "Nalın-ı Saadetler", Topkapı Sarayı Müzesi Mukaddes Emanetler Bölümü'nde sergilenmeyi bekliyor.
Mukaddes Emanetler Bölümü Sorumlusu Hilmi Aydın, Efendimiz daha hayattayken etrafındakilerin onun yaptığını yapmaya çalıştığını ve ondan hatıra saklamaya başladığını hatırlatarak, ölümünden sonra ise kutsal sayılan eşyasına sahip olmanın çok daha önemli olduğunu kaydetti.
Hazreti Muhammed'in (sav) hırkasının kutsal eşya arasında en fazla itibar göreni olduğunu hatırlatan Aydın, halifeliğin 1517'de Osmanlı Devleti'ne geçmesinden itibaren ise İstanbul'un, hırka gibi kutsal eşyaların hediye ya da başka yollarla geldiği bir yer olduğunu anlattı.
Aydın, Efendimiz'in "potin" ve "pabuç" türü iki tip ayakkabı giydiğini ifade ederek, pabuç türünün "nalın" olarak anıldığını söyledi.
Peygamberimiz'in "Nalın" adı verilen pabuçlarının modelinin sandal olarak adlandırılan tipte olduğunu kaydeden Aydın, bunların altının tek ya da çift köseleden yapıldığını, ayağın üstüne gelecek şekilde tek ya da çift katlı deriden imal edilmiş "şirak" adı verilen tasma bulunduğunu ifade etti.
Aydın, bu nalınlarda ayrıca biri baş parmakla yanındaki parmak, diğeri de orta parmakla onun yanındaki parmak arasından geçen iki tanede bağın bulunmasının önemli bir özellik olduğuna dikkat çekerek, "Tarihi kaynaklardan ve hadis-i şeriflerden yola çıkarak, Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümü'nde bulunan ve tariflerle örtüşen 4 adet pabuç ve mes var" dedi.
ASIL AMAÇ KORUMAK
Uzun yıllardır Mukaddes Emanetler Bölümü'nden büyük bir itinayla korunan ve saklanan 3 adet "Nalın-ı Saadet" ile 1 adet mes'in, sergilenebilmesi için konservasyon adı verilen bakım ve temizlik işleminden geçmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, bu konuda da gerekli girişimlerin yapıldığını söyledi.
Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Filiz Çağman da, bu kutsal emanetlerinkonservasyondan geçmesinin ardından belli periyotlarla sergilenebileceğini belirterek, bunların sergilemekten çok korunmasının amaç olduğunu söyledi. Topkapı Sarayı'na ne zaman geldikleri bilinmeyen "Nalın-ı Saadetler"den 3'ü ve bir adet mes, gümüş işlemeli ve üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı yedi adet yeşil renkli bohçaya sarılı bir şekilde saklanıyor.
Mukaddes Emanetler Bölümü Sorumlusu Hilmi Aydın, Efendimiz daha hayattayken etrafındakilerin onun yaptığını yapmaya çalıştığını ve ondan hatıra saklamaya başladığını hatırlatarak, ölümünden sonra ise kutsal sayılan eşyasına sahip olmanın çok daha önemli olduğunu kaydetti.
Hazreti Muhammed'in (sav) hırkasının kutsal eşya arasında en fazla itibar göreni olduğunu hatırlatan Aydın, halifeliğin 1517'de Osmanlı Devleti'ne geçmesinden itibaren ise İstanbul'un, hırka gibi kutsal eşyaların hediye ya da başka yollarla geldiği bir yer olduğunu anlattı.
Aydın, Efendimiz'in "potin" ve "pabuç" türü iki tip ayakkabı giydiğini ifade ederek, pabuç türünün "nalın" olarak anıldığını söyledi.
Peygamberimiz'in "Nalın" adı verilen pabuçlarının modelinin sandal olarak adlandırılan tipte olduğunu kaydeden Aydın, bunların altının tek ya da çift köseleden yapıldığını, ayağın üstüne gelecek şekilde tek ya da çift katlı deriden imal edilmiş "şirak" adı verilen tasma bulunduğunu ifade etti.
Aydın, bu nalınlarda ayrıca biri baş parmakla yanındaki parmak, diğeri de orta parmakla onun yanındaki parmak arasından geçen iki tanede bağın bulunmasının önemli bir özellik olduğuna dikkat çekerek, "Tarihi kaynaklardan ve hadis-i şeriflerden yola çıkarak, Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Bölümü'nde bulunan ve tariflerle örtüşen 4 adet pabuç ve mes var" dedi.
ASIL AMAÇ KORUMAK
Uzun yıllardır Mukaddes Emanetler Bölümü'nden büyük bir itinayla korunan ve saklanan 3 adet "Nalın-ı Saadet" ile 1 adet mes'in, sergilenebilmesi için konservasyon adı verilen bakım ve temizlik işleminden geçmesi gerektiğini vurgulayan Aydın, bu konuda da gerekli girişimlerin yapıldığını söyledi.
Topkapı Sarayı Müzesi Müdürü Filiz Çağman da, bu kutsal emanetlerinkonservasyondan geçmesinin ardından belli periyotlarla sergilenebileceğini belirterek, bunların sergilemekten çok korunmasının amaç olduğunu söyledi. Topkapı Sarayı'na ne zaman geldikleri bilinmeyen "Nalın-ı Saadetler"den 3'ü ve bir adet mes, gümüş işlemeli ve üzerinde Kelime-i Tevhid yazılı yedi adet yeşil renkli bohçaya sarılı bir şekilde saklanıyor.