Tıpta bir tabir vadır, ölüm öncesi iyilik diye. Ölümü mukadder olan bir hastaya moral aşılamaktan ibaret olan bir süreç... Sonuçta ölüm mukadderdir.
Bu mantık ve mantaliteyle birçok (182) ülkenin ipini çeken postmodern tefeci örgüt IMF son olarak da bir zamanların El Turko Carlos Menemli meşhur zengin ülkesi Arjantin'in ipini çekti. Sıra kimde mi?
Sıra elbette Türkiye'de. Ülkemiz Arjantin olmaya doğru hızla gidiyor. 180 milyar dolar civarında borç batağında olmamıza rağmen halen kapı kapı dolaşıp borç para dileniyoruz. IMF ve Dünya Bankası borç para vermesine verecek ama hesap başka. Onlar Türkiye'nin ekonomisini, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini nasıl ele geçiririm hesabında... IMF ve Dünya Bankası ülkemizi topla ve tüfekle değil de bir sömürü ve tahakküm aracı haline getirdiği dolarıyla ele geçirme plan ve programını uyguluyor. Birçoğu Meclisten geçirilerek yasalaşan Derviş kanunlarıyla yapılmak istenen ortadadır. Arjantin bugün 5 veya 10 yabancı şirkete çalışmaktadır. Doğalgaz, su ve elektrik hizmetleri uluslararası şirketlerin elindedir. Arjantinli, bu hizmetlerin bedelini dünya standartlarının üzerinde ödemektedir. Para piyasasını da ellerinde bulunduran yabancılar geçim şartlarını zorlaştırıp, suni krizlerle halkı fakirleştirmişlerdir.
Bugün ülkemiz Arjantin'in yaşadığı manzarayla karşı karşıyadır. Ülke haraç-mezat satılığa çıkarılmıştır. Yabancı sermaye davet edilirken yerli sermaye Bulgaristan vb. ülkelere kaçırılmaktadır. 77 ABD firması enerji ve altyapı ihalelerinden pay almak için İzmir'e çöreklenmiştir bugün. Kapanan bankaların yerine yabancı isimli bankalar peydahlanmıştır. Hülasa tertipli ve düzenli kahpe bir soygunla karşıkarşıyayız.
Hal böyle olmasına rağmen mevcut siyaset esnafı eskisi, yenisi ve yeni yetmeleriyle yine IMF kapılarını aşındırmaktadırlar. Bu fotoğrafı köylü Mehmet Ağa bu şekilde okumaktadır da, siyasilerin körlüğüne ne demelidir acaba?..
Herhalde onlar da, ayıkmaları için Bağımsız Türkiye Partisi (Milletin) iktidarını beklemektedirler.
Mevcut siyaset esnafının geçmiş siciline bakarsak söyleyecek ve uygulayacak hiçbirşeyinin kalmadığı meydanda. Bağımsız Türkiye Partisi'nin inanın söylecek çok şeyi vardır.
Bağımsız Türkiye Partisi programı ve Kuvay-ı Milliye kadrosuyla tüm birimlerde herşeyde ama herşeyde "bağımsızlık" demektedir. Bu yönüyle milletin tek umudu haline gelmiştir ve de alternatifsizdir.
Kendi bölgesinde baş ve lider, bağımsız Türkiye ve ardından kainat devleti Türkiye şimdiden hayırlı olsun.