İktidar ve muhalefetin, propaganda yöntemi olarak plaklara yoğunlaştığı görülürken, tarihteki aşık geleneğini teknolojiyle plaklara taşıyan vatandaş da hastalıklardan spora, depremlerden ekonomik sorunlara, modadan Kıbrıs'a çok geniş yelpazede duygularını sesine yansıttı. 15 yıldır topladığı 3 binin üzerinde plaktan oluşan arşiviyle öğrencilerine uygulamalı Türk siyasal yaşamı dersi veren İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Mehmet Ö. Alkan, toplumda, sözlü kültürün etkisinin önemini vurguladı.
Alkan, seslerin ve plakların tarihini iki bölüme ayırdı. Meşrutiyet'ten 1960'lı yıllara kadar olan dönemde plaklarda, "iktidarın sesinin" duyulduğunu belirten Alkan, bu tarihten sonra toplumsal muhalefetin sesinin daha fazla duyulduğunu, bunda taş plak ve gramofon gibi pahalı cihazların yerini alan, dağıtımı daha yaygın ve ucuz olan 45'likler ile pikapların rolünün olduğunu kaydetti.
İlk sesli propagandacılar
Alkan'ın verdiği bilgiye göre, tarihte sesli propagandayı, ilk kez İkinci Meşrutiyet dönemine ağırlığını koyan ittihatçılar kullandı. 13 Nisan 1909'daki 31 Mart ayaklanmasını bastıran Hareket Ordusu'nun başındaki Mahmut Şevket Paşa'nın orduya hitaben yaptığı konuşma, dönemin plaklı propagandalarından birini oluşturdu. Cumhuriyetin ilk yıllarında plaklarda, daha çok Ulu Önder'i öven ve yeni Türkiye'yi anlatan şarkılar yapıldı. İsmet Paşa'lı yıllarda, ülkeyi İkinci Dünya Savaşı'na hazırlayan plaklara da rastlandı.
Ve mizah...
İÜ Öğretim Üyesi Alkan'dan alınan bilgiye göre, siyasi rekabetin kızıştığı ve arka arkaya seçimlerin yapıldığı 1961 ile 1979 yılları arasında siyasi propaganda içerikli plaklar, meydan mitinglerinde sık sık duyulurken, mizah ve ticari tür 45'likler de ön plana çıktı. Bu dönem Ateş Böcekleri, Sivrisinekler, Garibanlar gibi topluluklar mizahi plaklara imza atarken, dönemin liderleri bu dille hicvedildi. "Bastır Karaoğlan", "Vakit Tamamdır Demirel" plakları, daha çok ticari amaçlı çıkarılan propaganda şarkılarını dinletti. 1965 seçimlerinde "ortanın solu", 1969'da "bu düzen değişmelidir" gibi sloganlar ile birinci ve ikinci milliyetçi cepheler ile koalisyonlar, öncelikle mizahi, sonra da ticari plaklara yansıdı. Aynı dönemlerde Almanya'ya göç, yoksulluk, gecekondu sorunları ile''Ne zaman kalkınacak doğu illeri" gibi söylemler, 45'liklerden halkaulaştı.
Alkan, seslerin ve plakların tarihini iki bölüme ayırdı. Meşrutiyet'ten 1960'lı yıllara kadar olan dönemde plaklarda, "iktidarın sesinin" duyulduğunu belirten Alkan, bu tarihten sonra toplumsal muhalefetin sesinin daha fazla duyulduğunu, bunda taş plak ve gramofon gibi pahalı cihazların yerini alan, dağıtımı daha yaygın ve ucuz olan 45'likler ile pikapların rolünün olduğunu kaydetti.
İlk sesli propagandacılar
Alkan'ın verdiği bilgiye göre, tarihte sesli propagandayı, ilk kez İkinci Meşrutiyet dönemine ağırlığını koyan ittihatçılar kullandı. 13 Nisan 1909'daki 31 Mart ayaklanmasını bastıran Hareket Ordusu'nun başındaki Mahmut Şevket Paşa'nın orduya hitaben yaptığı konuşma, dönemin plaklı propagandalarından birini oluşturdu. Cumhuriyetin ilk yıllarında plaklarda, daha çok Ulu Önder'i öven ve yeni Türkiye'yi anlatan şarkılar yapıldı. İsmet Paşa'lı yıllarda, ülkeyi İkinci Dünya Savaşı'na hazırlayan plaklara da rastlandı.
Ve mizah...
İÜ Öğretim Üyesi Alkan'dan alınan bilgiye göre, siyasi rekabetin kızıştığı ve arka arkaya seçimlerin yapıldığı 1961 ile 1979 yılları arasında siyasi propaganda içerikli plaklar, meydan mitinglerinde sık sık duyulurken, mizah ve ticari tür 45'likler de ön plana çıktı. Bu dönem Ateş Böcekleri, Sivrisinekler, Garibanlar gibi topluluklar mizahi plaklara imza atarken, dönemin liderleri bu dille hicvedildi. "Bastır Karaoğlan", "Vakit Tamamdır Demirel" plakları, daha çok ticari amaçlı çıkarılan propaganda şarkılarını dinletti. 1965 seçimlerinde "ortanın solu", 1969'da "bu düzen değişmelidir" gibi sloganlar ile birinci ve ikinci milliyetçi cepheler ile koalisyonlar, öncelikle mizahi, sonra da ticari plaklara yansıdı. Aynı dönemlerde Almanya'ya göç, yoksulluk, gecekondu sorunları ile''Ne zaman kalkınacak doğu illeri" gibi söylemler, 45'liklerden halkaulaştı.