Halil Soyuer, 83 yıllık ömrünün büyük bölümünü Ankara'da geçirmiş bir şairimiz. Genç yaşlarından itibaren şiir yazması ve sohbeti sevmesi sebebiyle pek çok şiir meclisinde bulunmuş, pek çok şair ve yazar tanımış. Karşısındaki ile hemen yakınlık kuran ve kaynaşıveren mizacı, nüktedan bir insan oluşu ve insanları konuşturmayı bilişi, hafızasında pek çok hatıranın toplanmısını sağlamış.
Birbirleri ile karşılaşmaktan kaçınan, belki birbirlerini sevmeyen veya aralarında kırgınlıklar bulunan sanatkarlar Halil Soyuer'in gönlünde, dostluğunda ve belleğinde bir araya gelebilmişler.
Edebiyat incelemelerinde, edebiyat tarihi yazımında sanatkarın eserini değerlendirirken bu esere onun şahsi hayatından yansıyanların tespiti, biyografi yazımında anekdotların kullanılması ayrı bir önem kazanır.
Bir anekdot çok şey
Bir anekdot bazen o güne kadar çözülmeyen bir meseleyi aydınlatır, eserin yorumuna yepyeni bir yön verebilir.
Bu açıdan bakıldığında Halil Soyuer'in "Şair Dostlarım" başlığı altında 1966 yılından itibaren "Defne" dergisinde yayımladığı yazılar, daha sonra "Sanatçılar Albümü" adıyla kitaplaşmış hatıralar ve nihayet Aralık 2002 tarihinden başlayarak vefatına kadar Türk Edebiyatı dergisinde yine "Şair Dostlarım" başlığı altında kimini yeniden yazdığı, kiminde daha önce yazılanları geliştirdiği ve son şeklini verdiği yazıları, edebiyatımız, edebiyat araştırmacılarımız ve edebiyat severleri için son derece büyük önem taşımaktadır. Halil Soyuer sadece yazılarında değil, şiirlerinde de şair dostlarını biraraya getiriyor. İşte bir örnek:
Velakin sırlarını açma Necip Fazıl'a
İstemezsen ya manzum yahut mensur yazıla
Dinlemez görünse de onu Peyami Safa
Zamanında çıkarmak şartıyla koyar rafa
Halit Fahri yazacak şiir bulmazsa şayet
Dostlarının sırrını ifşa eder nihayet
Yahut İsmail Habip'e söylersen bir kelime
Ertesi gün bir tomar destan geçer eline
Esrarını duyarsa bir gün Nurullah Ataç
Eşyanı derle topla kutb-u şimaliye kaç
Eğer Nazım Hikmet'e duyurursan yasını
Parçalar gür sesiyle elin kafatasını
En iyisi derdini içinde saklar diye
Ya Faruk Nafiz'e aç yahut Reşat Nuri'ye
Birisi piyesinde seni kahraman yapar
Öteki iki ciltlik koca bir roman yapar.