Son yıllarda Hz. Mevlana ve düşüncelerine ilginin artması ve Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin semaya olan ilgisi, semanın bazı kişiler tarafından istismar edilmesine yol açıyor Mevlana'nın 732. Vuslat Yıldönümü etkinliklerinde görev alan semazenler, ticari amaçla sema yapan kişilerden rahatsızlık duyduklarını bildirdiler. Kültür ve Turizm Bakanlığı Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu'nda kadrolu semazen olarak görev yapan Sami Küçük, semanın, sadece bir dans değil, temeli Mevlana'ya dayanan, Allah'a özel bir yakarış şekli olduğunu belirtti. Semayı aslına uygun olarak Türkiye'de yapan tek resmi grubun, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu olduğunu belirten Küçük, "Burada12 kadrolu semazen çalışıyoruz. Yaptığımız işi bir çeşit dans olarak görmüyoruz. Semayı, ona yüklenen manevi ağırlığı bilerek yapıyoruz" dedi. Sema bir ibadettirMevlana ve düşüncelerinin son yıllarda tüm dünyada popüler olması ve Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin semaya ilgisinin bazı kişiler tarafından istismar edildiğini öne sürün Küçük, şunları kaydetti: "Mevlana ve Mevleviler, semayı, tasavvufi anlayışları gereği tüm dünyevi kaygılardan kurtulup adeta kendinde yok olarak Yaradanla buluşmak için yapmıştır. Yani sema bir tür ibadet şeklidir. Ancak 5-10turistin yemek yemek için oturduğu lokantada sözde semazenler sema yapmaya başlıyor. Sema, öyle yemekle birlikte 'bir de sema alalım' şeklinde yapılabilecek bir şey değil. Bu işin bir özü var, manevi ağırlığı var. Sema oyuncak değil, bu vebalin altından kimse kalkamaz. Bu kişiler, geçimlerini simit satarak da sağlayabilir. Semayı ticari amaçla yapanlara, bunun yerine simit satmalarını öneriyorum." Küçük, bu çok önemli kültürel değerin, korunup gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için hiç kimsenin "ticari" semazenlere prim vermemesi gerektiğini sözlerine ekledi.