Sivas, I. Dünya Savaşı sonunda çoğunlukla bütün Anadolu şehirlerinde olduğu gibi, sefalet, sıkıntı, yokluk içindeydi. Ekmek bulmak güçtü. Doğu Anadolu'dan ve Doğu Karadeniz'den gelen göçler dolayısıyla şehir çok kalabalıklaşmıştı. Sivas çevresinde asayiş bozuktu. Şehrin dışına çıkmak, soygun tehlikesini göze almakla mümkündü. Can ve mal güvenliğini sağlamak için yeterli güvenlik kuvveti yoktu. Sivas aydınları, Türkiye'nin galiplerce paylaşıldığını biliyor ve çare arıyorlardı.
Atatürk'ten mandacılara
tokat gibi cevap
M. Kemal yalnızca İstanbul Hükümeti ve İngilizler'in hazırladıkları tehlikelerle mücadele etmeyecek, Erzurum Kongresi sonrası gittikçe artan "Amerikan Mandası" taraftarlarına karşı koymak zorunda kalacaktır. En yakın arkadaşı ve aydınların büyük bir kısmı bu düşünceye kapılmışlar ve O'na, mandayı kabul edelim diye baskı yapıyorlardı. İstanbul'dan Halide Edip ve Kara Vasıf'dan gelen mektup Ali Fuat Paşa tarafından özetlenerek 28 Ağustos'ta Erzurum'a yollanmıştı. Mektupların asılları telgrafla yollanamadığı için postayla yolda idiler. Üç mektupta da Amerikan Mandası'ndan söz ediliyordu. Telgrafları alan M. Kemal çok sinirlenmişti. Manda isteyenlerin telgrafları okunduktan sonra, yanındakilere şöyle diyordu: "Biz başarılı olacağız. Buna şüphem yok. Öyle bir manda istenecek veya verilecekmiş ki, hakimiyet hakkına, dışarda temsil hakkımıza, kültürel bağımsızlığımıza, vatan bütünlüğümüze dokunulmayacakmış. Buna ve böylesine, Amerikalılar değil, çocuklar bile güler. Her şeyin başında Amerikalılar kendilerine hiçbir menfaat temin etmeden böyle bir mandayı niçin kabul etsinler? Amerikalılar bizim kara gözlerimize mi aşık olacaklar. Bu ne hayal ve ne gaflettir? Hayır Paşalar hayır, hayır, beyefendiler hayır, hayır, hayır hanımefendiler hayır, manda yok, Ya istiklal ya ölüm var..." Bu sözleriyle başarı inancını bir kez daha dile getirirken manda konusundaki düşünce ve duygularını da açıklamıştı.
Kongre toplanıyor
Kongre 4 Eylül 1919'da toplandı. Kongre'nin açılış saati olan 14:00'e beş kala M. Kemal Paşa geldi. Kongre, M. Kemal Paşa'nın açış konuşmasıyla başladı. Kongre sonunda Erzurum Kongresi kararları aynen kabul edildi ve bu kararlar bütün Anadolu ve Rumeli'yi kapsayacak biçimde genişledi. Bütün dernekler "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği" adı altında birleştirildiler. "Heyet-i Temsiliye vatanın bütününü temsil eder." kararıyla Temsil Heyeti'nin yetkileri bütün ülke için geçerli kabul edildi.
Manda konusu şimdi, hem de büyük bir taraftar bularak, Sivas Kongresi'nin gündemine de giriyordu. Bu kadar geniş taraftar bulması M. Kemal Paşa'yı üzdü. Rauf Bey ve Refet Bey gibi, Amasya Genelgesi'ni imzalamış kimseler bile şimdi bu önergeyi destekliyorlardı. Mandacıların bu fikirlerine kaşı M. Kemal tam bağımsızlık için "Ya bağımsızlık ya ölüm" parolasıyla yanıt verdi. Para bulunsun veya bulunmasın ordu mutlaka olacaktır, düşman gemi ile, kamyon ile asker ve cephane taşırken, Türk Ulusu kağnısıyla, sırtında cephane taşıyacak, asker yürüyerek ve çoğu kez yarı çıplak ve yarı aç cepheye gidecektir, yaralılar için, hastalar için ilaç bulunmayacaktır ama Türk Ulusu bütün bu güçlüklere rağmen M. Kemal'in önderliğinde bu savaşı kazanacaktır.
Cumhuriyetin temelinin
atıldığı kongre
Dıştan ve içten gelen bütün zorluklara karşın Sivas Kongresi Türk tarihinde başlı başına bir dönüm noktası oldu. Ulusal ihtilal, savaş, kurtuluş, cumhuriyet devrini getiren hamlenin vatan bütünlüğü adına temelini Sivas Kongresi attı. İhtilalin ilk gazetesi "İrade-i Milliye" Sivas'ta çıktı. Yabancı bir devletin güdümünde yaşama önerisi olan Manda konusu bir daha gündeme gelmedi. Atatürk'ün "Ya bağımsızlık ya ölüm" parolası bundan sonra temel ilke olarak yaygınlaştı ve benimsendi. "Türk Ulusu'nun onurlu ve şerefli bir ulus olarak yaşaması ve bunun ancak tam bağımsızlıkla sağlanabileceği burada kesinleşti. Ulusal sınırlarımızın esasları burada saptandı. Ya başaramassanız?" diye soran Amerikalı gazeteciye M. Kemal şu yanıtı verdi. "Bir ulus varlığını ve bağımsızlığını sağlamak için, düşünce sınırlarını aşan girişimler ve fedakarlıklarda bulunduktan sonra başarılı olur. Ya başarılı olmazsa demek, o ulusun ölmüş olacağına karar vermek demektir."