Sevgi, ölmektir.
Sevgili'nin yolunda gözünü bile kırpmadan ölmektir.
Sevgi, geçmektir, Sevgili'nin dışında herşeyden vazgeçmektir. Terk etmektir masivayı ve sevgi istemektir, manayı istemektir.
Sevgi, titremektir varlığında, üşümektir yokluğunda.
Sevgi, inlemektir ney gibi, hasret türküleri söylemektir sokaklarda, dağlarda, bayırlarda her yerde, deli deli.
Sevgi, içmektir aşkın şarabından ama öyle bir iki kadeh değil, bayılıncaya kadar içmek, kendine gelidiğinde yine içmek, yine içmek...
Sevgi, "benim sarhoşluğum üzüm sarhoşluğu değildir" sırrına erebilmektir.
Sevgi, avare olmaktır Yâr'in elinde. Oyuncak gibi oynanmaktır. Kızmasına, gülmesine, her haline teslim olmaktır. Sevgi O olmaktır, O'nun için olmaktır.
Sevgi, "başka yerlerde arama beni kalbindeyim, ona sor" diyebilmektir. Ama kalbe bile sığamayandır sevgi. Sadrından oluk oluk boşalan kana bulanmak sonra güle dönmektir sevgi. Al bir gül olmaktır.
Sevgi kokusunu en ırak illerden alabilmektir Sevgili'nin. Hz. Yusuf'un hırkasının kokusuyla gözleri açılan Hz. Yakub olabilmektir.
Sevgi bir anda olandır, ne zamanı, ne de mekanı vardır. Sorgusuz sualsiz, nedensiz, evet evet nedensiz olandır. Bir sebebi, bir şartı yoktur. Sevgi sevmektir işte, ötesi berisi yoktur bunun.
Sevgi, naz edebilmektir Sevgili'ye. "Gel" dediğinde gelmem diyebilmektir. O'na ulaşmak için Ferhat olup dağları delerken takatsiz kaldığında "istemiyorsan gelmem" diyebilmektir.
Sevgi, yemekten içmekten kesilmektir. "O'ndan ayrı bir şeyi vücudum bilmesin tanımasın" diye yahut "O'ndan ayrı bir şeyle bir an bile olsa hoş beş etmesin" diye.
Sevgi, uykudan da kesilmektir. Yokluğunda hasretin, varlığında yangınların içinde uyumamanın adıdır. Bazan da uyumaktır sevgi, Leyla'nın anlatılmadığı sohbetlerde uyumaktır.
Sevgi, görmektir, her yerde Sevgili'nin yüzünü görmektir. Züleyha gibi yıldızların Sevgili'nin ismini yazdığını fark etmek, O'na benzeyen herkesi O bilmek yahut herkesi O'na benzetmektir.
Sevgi, duymaktır. Sessizliğin sesinde Sevgili'nin nağmeli sözlerini duymaktır ve geceleri sevmektir, O'nun sesine masiva gürültüleri karışmadığı için.
Sevgi, dinlemektir. Şarıl şarıl akan derede, "Hu, Hu" deyip esen rüzgarda veya çocuk ağlamasında, arabaların gürültüsünde, kedi miyavlamasında Sevgili'yi dinlemektir.
Sevgi, susmaktır dil ile, gönülden konuşmaktır. Anlatamamak, anlaşılmayı ummaktır.
Sevgi, sırdır, mücevherler gibi saklanması gerekendir kalp hanesinde. Dilde sakız olmayandır. Sevgi sevgililerin dilinde değil, çekemeyenlerin dilinde dolaşandır. Sevenler bilmez yaşanan anı, bilmek için de sevmez. Sadece an vardır, ötesi düşünülmez.
Sevgi ısrarlı olmaktır. Sürünüp de Yâr'e varmanın hikayesidir sevgi. Yunus gibi Tapduk Emre'nin kapısının paspası olmaktır.
Sonra sevgi bir iddiadır ıspatı mutlak zaruri olan. "Hayyalel selah" sesi namaza, "lebbeyk" sesi hacca taşımıyorsa iddiada zaaafiyet, ıspatta eksiklik vardır.
Sevgi, bilmemektir. Sevgili'nin bildirdiği dışındakini anlamamaktır. Aklı aşk uğruna satıvermektir veya aklı Sevgili'ye teslim etmektir.
Sevgi yorulmadan varmaktır, en kısa yol olandır.
Sevgi sormamaktır, soramamaktır, sadece cevap verilmesini beklemektir.
Sevgi tutkudur, kalpten bağlayan bir zincirdir sevgi. Sevgili giderse eğer kalbini, canını da peşisıra sıyırıp gidendir.
Sevgi sabittir, rüzgarla uçuşup gitmeyen, üflenince sönmeyendir.
Sevgi görmemektir, bakıp da görmemektir eşyayı. Aynalarda Sevgili'yle buluşma heyecanıdır. Sevgi ikiliğin kalkıp tekliğe vardığı sonsuzlukta bir noktadır. Sevgi sonsuzdur, sınırsızdır.
Sevgi geceyi gündüzü karıştırmaktır, ay'ı güneşi seçememektir, Sevgili'nin aydınlığından. Yıldızlara takılmamaktır, bir tek O'nu görmektir.
Sevgi kendini ateşe atmaktır, ateşin güllere döneceğini bilmeden.
Sevgi isyana yer vermemektir, kabul etmektir herşeyi hiç tereddüt etmeden. Sonra sevgi, soruları da istemez, nedenlere takılmamaktır sevgi, sadece yaşamaktır.
Sevgi tevbe etmektir her defasında. Huzurdan atılma endişesini rahmet deryası içinde hapsetmektir. Aynı zamanda da korkmaktır Sevgili'yi kaybetmekten.
Sevgi tanıyamamaktır kimseyi, geleni gideni bilememektir, çünkü sevgi divaneliktir.
Sevgi Mecnun olmaktır, sevgi delirmektir. En saçma sapan sayılan şeylerin yapılmaya başlandığı anda sevgi başlamıştır. Mesela hiç yoktan, en önemli bir iş anında "O mu beni çağırıyor" deyip hayatını etkileyebilecek bir toplantı salonunu terk edip Sevgili'ye koşmaktır. Çağırmasına müsade etmemektir. Sevgi, o istemeden gitmektir.
Sevgi ağlamaktır, bazan nedenli, bazan nedensiz ağlamaktır. Bazan sır ile gönülden, bazan gözlerle meydanlarda devranlarda ağlamaktır. Çoşkun sular gibi çağlamaktır sevgi, dağlara taşlara çarpmaktır, kendini tutamamaktır, fışkırmaktır volkanlar gibi.
Sevgi bülbül olmaktır, gülün bağına salıverip dikeniyle kanatmaktır bedenini.
Sevgi hasrettir, hasreti sevmektir. Maddi yakınlığa gerek duymamak, varlığı yokluğu İlahi kadere bırakıp sabredebilmektir.
Sevgi unutmaktır, bugünkü yarın ki işini gücünü unutmaktır. Eşyalarını oralarda buralarda bırakıp bırakıp yollara düşmektir Sevgili için.
Sevgi hasta olmaktır. Bu tabiblerin, ilaçların fayda vermediği bir hastalıktır. Sevginin özü hem dert hem dermandır, sevgi derdi istemektir delicesine.
Ah sevgi öyle bir şeydir ki benzetmelerle anlatılmaya çalışılır ama hiçbir teşbih onu anlatamaya yetmez. Sevgi bazan gül olur, bazan bülbül, bazan ateş olur, bazan pervane.
Sevgi bir cevherdir, sahibinden parça parça dağıtılmıştır gönüllere, dağıtılmakla da bitmez. İstenilene ve isteyene verilir, yaşandıkça artar, hiç eksilmez.
Sevgi o kadar fazla şeyi anlayabilmektir ki aslında; "Aşk nedir" diye sorulduğunda "Ben ol da gör" deyip döndüğünde Sevgili'nin zuhur ettiği... "Bana kolunu versin" diyen Leyla'ya "Veremem ki bu kol benim değil, O'nundur" diyen Mecnun'u... Şu kısacık ömrünle hacca nasıl gidersin diye sorulduğunda "Olsun, ben de yolunda ölürüm ya" diyen karıncayı... Hicret esnasında mağarada Hz. Ebu Bekr'in parmağını ısıran, "Bunu niçin yaptın" diye Hz. Resullulah (sav) sorunca "Geleceğinin müjdesini aldığımızdan beri yıllardır hep Seni bekliyoruz, nasıl Seni görme şerefinden mahrum kalabilirdim ya Resulallah" diyen yılanı ve daha bir çok şeyi anlayabilmektir sevgi...
Sevgi aşka dönmektir, aşk oluvermektir. Beden kafesinden soyunup hürriyete, özgürlüğe uçmaktır.
Ve sevgi ölmektir! Öyle kolay değil ki ölmek... Hem sadece ölmek değil ölümü özlemektir sevgi, Şeb-i Arus bilerek...
Fatıma Leyla
Sevgili'nin yolunda gözünü bile kırpmadan ölmektir.
Sevgi, geçmektir, Sevgili'nin dışında herşeyden vazgeçmektir. Terk etmektir masivayı ve sevgi istemektir, manayı istemektir.
Sevgi, titremektir varlığında, üşümektir yokluğunda.
Sevgi, inlemektir ney gibi, hasret türküleri söylemektir sokaklarda, dağlarda, bayırlarda her yerde, deli deli.
Sevgi, içmektir aşkın şarabından ama öyle bir iki kadeh değil, bayılıncaya kadar içmek, kendine gelidiğinde yine içmek, yine içmek...
Sevgi, "benim sarhoşluğum üzüm sarhoşluğu değildir" sırrına erebilmektir.
Sevgi, avare olmaktır Yâr'in elinde. Oyuncak gibi oynanmaktır. Kızmasına, gülmesine, her haline teslim olmaktır. Sevgi O olmaktır, O'nun için olmaktır.
Sevgi, "başka yerlerde arama beni kalbindeyim, ona sor" diyebilmektir. Ama kalbe bile sığamayandır sevgi. Sadrından oluk oluk boşalan kana bulanmak sonra güle dönmektir sevgi. Al bir gül olmaktır.
Sevgi kokusunu en ırak illerden alabilmektir Sevgili'nin. Hz. Yusuf'un hırkasının kokusuyla gözleri açılan Hz. Yakub olabilmektir.
Sevgi bir anda olandır, ne zamanı, ne de mekanı vardır. Sorgusuz sualsiz, nedensiz, evet evet nedensiz olandır. Bir sebebi, bir şartı yoktur. Sevgi sevmektir işte, ötesi berisi yoktur bunun.
Sevgi, naz edebilmektir Sevgili'ye. "Gel" dediğinde gelmem diyebilmektir. O'na ulaşmak için Ferhat olup dağları delerken takatsiz kaldığında "istemiyorsan gelmem" diyebilmektir.
Sevgi, yemekten içmekten kesilmektir. "O'ndan ayrı bir şeyi vücudum bilmesin tanımasın" diye yahut "O'ndan ayrı bir şeyle bir an bile olsa hoş beş etmesin" diye.
Sevgi, uykudan da kesilmektir. Yokluğunda hasretin, varlığında yangınların içinde uyumamanın adıdır. Bazan da uyumaktır sevgi, Leyla'nın anlatılmadığı sohbetlerde uyumaktır.
Sevgi, görmektir, her yerde Sevgili'nin yüzünü görmektir. Züleyha gibi yıldızların Sevgili'nin ismini yazdığını fark etmek, O'na benzeyen herkesi O bilmek yahut herkesi O'na benzetmektir.
Sevgi, duymaktır. Sessizliğin sesinde Sevgili'nin nağmeli sözlerini duymaktır ve geceleri sevmektir, O'nun sesine masiva gürültüleri karışmadığı için.
Sevgi, dinlemektir. Şarıl şarıl akan derede, "Hu, Hu" deyip esen rüzgarda veya çocuk ağlamasında, arabaların gürültüsünde, kedi miyavlamasında Sevgili'yi dinlemektir.
Sevgi, susmaktır dil ile, gönülden konuşmaktır. Anlatamamak, anlaşılmayı ummaktır.
Sevgi, sırdır, mücevherler gibi saklanması gerekendir kalp hanesinde. Dilde sakız olmayandır. Sevgi sevgililerin dilinde değil, çekemeyenlerin dilinde dolaşandır. Sevenler bilmez yaşanan anı, bilmek için de sevmez. Sadece an vardır, ötesi düşünülmez.
Sevgi ısrarlı olmaktır. Sürünüp de Yâr'e varmanın hikayesidir sevgi. Yunus gibi Tapduk Emre'nin kapısının paspası olmaktır.
Sonra sevgi bir iddiadır ıspatı mutlak zaruri olan. "Hayyalel selah" sesi namaza, "lebbeyk" sesi hacca taşımıyorsa iddiada zaaafiyet, ıspatta eksiklik vardır.
Sevgi, bilmemektir. Sevgili'nin bildirdiği dışındakini anlamamaktır. Aklı aşk uğruna satıvermektir veya aklı Sevgili'ye teslim etmektir.
Sevgi yorulmadan varmaktır, en kısa yol olandır.
Sevgi sormamaktır, soramamaktır, sadece cevap verilmesini beklemektir.
Sevgi tutkudur, kalpten bağlayan bir zincirdir sevgi. Sevgili giderse eğer kalbini, canını da peşisıra sıyırıp gidendir.
Sevgi sabittir, rüzgarla uçuşup gitmeyen, üflenince sönmeyendir.
Sevgi görmemektir, bakıp da görmemektir eşyayı. Aynalarda Sevgili'yle buluşma heyecanıdır. Sevgi ikiliğin kalkıp tekliğe vardığı sonsuzlukta bir noktadır. Sevgi sonsuzdur, sınırsızdır.
Sevgi geceyi gündüzü karıştırmaktır, ay'ı güneşi seçememektir, Sevgili'nin aydınlığından. Yıldızlara takılmamaktır, bir tek O'nu görmektir.
Sevgi kendini ateşe atmaktır, ateşin güllere döneceğini bilmeden.
Sevgi isyana yer vermemektir, kabul etmektir herşeyi hiç tereddüt etmeden. Sonra sevgi, soruları da istemez, nedenlere takılmamaktır sevgi, sadece yaşamaktır.
Sevgi tevbe etmektir her defasında. Huzurdan atılma endişesini rahmet deryası içinde hapsetmektir. Aynı zamanda da korkmaktır Sevgili'yi kaybetmekten.
Sevgi tanıyamamaktır kimseyi, geleni gideni bilememektir, çünkü sevgi divaneliktir.
Sevgi Mecnun olmaktır, sevgi delirmektir. En saçma sapan sayılan şeylerin yapılmaya başlandığı anda sevgi başlamıştır. Mesela hiç yoktan, en önemli bir iş anında "O mu beni çağırıyor" deyip hayatını etkileyebilecek bir toplantı salonunu terk edip Sevgili'ye koşmaktır. Çağırmasına müsade etmemektir. Sevgi, o istemeden gitmektir.
Sevgi ağlamaktır, bazan nedenli, bazan nedensiz ağlamaktır. Bazan sır ile gönülden, bazan gözlerle meydanlarda devranlarda ağlamaktır. Çoşkun sular gibi çağlamaktır sevgi, dağlara taşlara çarpmaktır, kendini tutamamaktır, fışkırmaktır volkanlar gibi.
Sevgi bülbül olmaktır, gülün bağına salıverip dikeniyle kanatmaktır bedenini.
Sevgi hasrettir, hasreti sevmektir. Maddi yakınlığa gerek duymamak, varlığı yokluğu İlahi kadere bırakıp sabredebilmektir.
Sevgi unutmaktır, bugünkü yarın ki işini gücünü unutmaktır. Eşyalarını oralarda buralarda bırakıp bırakıp yollara düşmektir Sevgili için.
Sevgi hasta olmaktır. Bu tabiblerin, ilaçların fayda vermediği bir hastalıktır. Sevginin özü hem dert hem dermandır, sevgi derdi istemektir delicesine.
Ah sevgi öyle bir şeydir ki benzetmelerle anlatılmaya çalışılır ama hiçbir teşbih onu anlatamaya yetmez. Sevgi bazan gül olur, bazan bülbül, bazan ateş olur, bazan pervane.
Sevgi bir cevherdir, sahibinden parça parça dağıtılmıştır gönüllere, dağıtılmakla da bitmez. İstenilene ve isteyene verilir, yaşandıkça artar, hiç eksilmez.
Sevgi o kadar fazla şeyi anlayabilmektir ki aslında; "Aşk nedir" diye sorulduğunda "Ben ol da gör" deyip döndüğünde Sevgili'nin zuhur ettiği... "Bana kolunu versin" diyen Leyla'ya "Veremem ki bu kol benim değil, O'nundur" diyen Mecnun'u... Şu kısacık ömrünle hacca nasıl gidersin diye sorulduğunda "Olsun, ben de yolunda ölürüm ya" diyen karıncayı... Hicret esnasında mağarada Hz. Ebu Bekr'in parmağını ısıran, "Bunu niçin yaptın" diye Hz. Resullulah (sav) sorunca "Geleceğinin müjdesini aldığımızdan beri yıllardır hep Seni bekliyoruz, nasıl Seni görme şerefinden mahrum kalabilirdim ya Resulallah" diyen yılanı ve daha bir çok şeyi anlayabilmektir sevgi...
Sevgi aşka dönmektir, aşk oluvermektir. Beden kafesinden soyunup hürriyete, özgürlüğe uçmaktır.
Ve sevgi ölmektir! Öyle kolay değil ki ölmek... Hem sadece ölmek değil ölümü özlemektir sevgi, Şeb-i Arus bilerek...
Fatıma Leyla