İkizdere'ye 23 kilometre uzaklıktaki ilçenin en yüksek köylerinden biri olan, 200 kişinin yaşadığı 50 hanelik Ortaköy'e, uzun ve yorucu bir yolcuktan sonra ancak ulaşılabiliyor. 1972 yılında büyük bir yangın geçiren, evlerin büyük bir bölümü tamamen yanan köy, devletin yardımıyla 1977 yılında yeniden kurulunca; dönemin ihtiyar heyeti, köye televizyon sokmamayı kararlaştırıyor.
İLİŞKİLERİ ETKİLİYOR
İç Anadolu Bölgesi köylerini andıran bir yerleşime sahip Ortaköy'de aileler iç içe yaşıyorlar.
"Biz birbirimizi zaten 5-6 ay görüyoruz" diyen köy sakinlerinden Ahmet Kumbasar (67), köylerine elektriğin 1987 yılında geldiğini, ama kendilerinin daha önceden evlerine televizyon sokmama kararı aldıklarını anlatıyor. Kumbasar, "Köyümüzde kışın çok az insan kalıyor. İlkbahar gelince, insanlar tekrar köylerine dönmeye başlıyorlar. Yaklaşık 6 ay kaldıktan sonra da geri dönüyorlar. Biz de bu süreyi iyi değerlendirmek istiyoruz. Televizyonun aramızdaki ilişkileri etkilememesi için de köyümüze televizyon sokmuyoruz" diyor.
Yöresel giysili kadınlar, köyün dar sokakları ve iç içe kalan evleri arasında bölgesel el sanatları ile uğraşırken, erkekler de köy meydanında ya da köy konağında toplanarak sohbet ediyorlar. Köy halkından Muhittin Kumbasar (66), köyde yaşayan ailelerin çoğunun birbirleriyle akraba olduğuna işaret ederek, şunları anlatıyor:
"Köyümüzde kışın kalan 5-6 ailenin dışındakiler İstanbul, Ankara ve Samsun gibi büyük şehirlerde yaşıyorlar. Bu yüzden çok sık görüşemiyoruz. Yaz aylarında toplandığımız köyde bu hasretimizi gideriyoruz. Devamlı birbirimizin evinde toplanıp sohbet ediyoruz. Televizyonu da hiç aramıyoruz. Çünkü televizyon olursa bu dostluk ve muhabbetin kaybolacağından korkuyoruz. Onun için de köye televizyon almıyoruz."
İYİ KOMŞULUK İLİŞKİSİ İÇİN
Köy Muhtarı Ömer Kumbasar da, köyde sadece kendi evinde bir televizyon olduğunu, onu da 3 yıl önce aldıklarını belirterek, şunlarısöylüyor:
"Otuz yıl önce 250 haneli olan köyümüzde sürekli göç sonucu insana hasret kalacak duruma geldik. Artan göç sonucu köyümüzün okulu dahi kapandı ve eğitim yapılamıyor. Yaz aylarında şehirlerde yaşayan insanlarımız tatillerini köylerinde geçirmek için buraya geliyorlar. Her gün bir araya gelip eski komşuluk ilişkilerimizi yaşamaya çalışıyoruz. Bizler eski günlerimizi yaşarken, gençlerimizin de örf veananelerimize yabancı kalmasını istemiyoruz. Televizyonları şehirde zaten seyrediyoruz, bari köye gelirken komşuluk ilişkilerimizi yaşayalım. Komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi için de televizyon seyretmeme geleneğimizi sürdürüyoruz."
KÖYDEKİ TEK TELEVİZYONDAN HABERLERİ SEYREDİYORLAR
Köyde bulunan tek televizyondan ara sıra sadece günlük haberleri seyrettiklerini de belirten köy halkı, "Her gece birimizin evinde toplanıp sohbet ediyoruz. Bu sohbetlerimiz bazen sabahlara kadar devam ediyor. Türkiye'de yaşanan ekonomik sorunları şehirlerden gelenlerden öğreniyoruz. Köyde kafamızı dinliyoruz, dolar yükselmiş, borsa düşmüş bu tür haberler bizi pek fazla ilgilendirmiyor. Zaten şehirde bu sıkıntılarla sürekli boğuşuyoruz" diyor. Köyde yaşayan gençler de, geceleri yaşlılardan ayrı olarak başka bir evde toplanırken, gündüzleri ise çeşitli kamplar ve eğlenceler düzenliyorlar. Koyu bir Galatasaray taraftarı olduğunu belirten Sinan Kumbasar adlı genç (27), köye geldikten sonra kendisinin de televizyon seyretmediğini ve bu durumdan fazla etkilenmediğini belirtiyor. Sinan,''Köyde büyükler tarafından sürdürülen televizyon seyretmeme geleneği sayesinde, dışarıda her gün televizyon seyreden insanlar köye geldikten sonra televizyon seyretmek istemiyorlar. Gençler olarak biraraya gelip, çeşitli sosyal aktivitelere katılıyoruz" diye konuşuyor.
KADINLAR TELEVİZYON İZLENMEMESİNDEN ŞİKAYETÇİ DE?İL
Kadınlar ise televizyonun köylerinde seyredilmemesinden hiç şikayet etmiyor; televizyonu aramadıklarını belirtiyorlar. Hava güzel olduğu zaman dışarıda biraraya gelerek sohbet ettiklerini ve çeşitli işlerle uğraştıklarını anlatan kadınlar, "En güzel eğlencemiz sohbet. Bu da bize yetiyor. Televizyon olsa şimdiki gibi dostluk ve komşuluk gelişemez. Onun için bu geleneğin sürdürülmesini istiyoruz" diyorlar.
TELEVİZYONUN DIŞINDA HER ŞEY VAR
Köye televizyon sokmama yasağını bugüne kadar hiç kimsenin bozmadığını belirten köylüler, eğer böyle bir şey olursa onun da cezası olduğunu, yasağı delen kişinin köylülere koyun kesip yedireceğini söylüyorlar.
Köyün en çarpıcı özellikleri arasında ise bütün evlerde teknolojinin tüm olanaklarının yer alması. Köydeki evlerin hemen hementamamında televizyon dışında, çamaşır makinesi, buzdolabı, fırın ve şofben gibi beyaz eşya ürünleri bulunuyor.