logo
20 NİSAN 2024

Yaşayan Osmanlı: Çoban Mustafa Paşa Külliyesi

02.04.2003 00:00:00
Şayet, İzmit ve civarında oturuyorsanız ve Osmanlı eserlerinden, tıpkı Sultan Ahmet Camii gibi bir şaheseri, bir arada görmek isterseniz, Gebze' deki Çoban Mustafa Paşa Külliyesi bunun için en güzel bir tercih olsa gerek. Etrafını çeviren taş avlusuna, herhangi bir girişinden girdikten sonra kendinizi 15. ile 16. Yüzyıl Osmanlı döneminde hissedebilirsiniz. O derece tarihi, o derece özgün ve o derece ulvi huzur ve dinginlik verici bir ortam ki; avlu içersinde yer alan ulu ağaçlar, kuzey tarafta boylu boyuna uzanan abdest alma çeşmeleri ve batı tarafında yer alan kemerli yapılar huzur katar ruhlara. Hele, batı kapısının girişinden sonra yer alan mermer oturaklar ve etrafındaki bezemeler, oturana ayrı bir huşu vermekte. Cami önünde yer alan son cemaat yeri de geçmişi içimize çekmek için oldukça uygun bir mekan. Bu bölümde öyle geometrik desen ve süslemeler kullanılmış ki, insanın saatlerce bakası geliyor.

Çoban Mustafa Paşa

Cami, han, tabhane, paşa odaları, hanikah, imaret, medrese, kütüphane, hamam ve türbeden meydana gelen Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, Gebze' nin kuzeybatısına hakim olan bir tepe üzerinde yer alır. Büyük ve görkemli bu mimari manzume, Mimar Sinan'nın eserlerinden birisidir.

Tarihi yapı topluluğunun, 1523 yılında yaptırıldığı ve yaptırıcısının da Çoban Mustafa Paşa olduğu bilinmektedir. Bu bilgiler, caminin taş kapısı üzerinde bulunan kitabede yazılıdır. Çoban Mustafa Paşa, aslen Bosnalı olup, babası Abdülkerim'dir. Genç bir çoban iken Sultan Yavuz Selim ile Mısır Seferi' ne katılır, sonraları Pirî Mehmet Paşa'nın koruyuculuğuna alınır. Zaman içersinde çeşitli mevkilerde yükselir. Sırası ile Kapıcıbaşı ve Rumeli Beylerbeyi olur. Sonraları Yavuz Selim'in kızı ile evlenip Sultan'ın damadı olur. Daha sonraki zamanlarda Divan-ı Hümayun 3. Veziri olur. Ardından 2. Vezirliğe terfi eder. Kanuni Sultan Süleyman zamanında da Vezirlik görevini yürütür. Kanuni'nin orduları ile 1521 yılında Belgrad Seferi'ne, Serdar olarak Rodos Seferi'ne katılır. En sonunda Sultan Süleyman tarafından Mısır Valiliği'ne atanır.

Hem tarihî hem de

stratejik önem taşıyor

Gebze, Osmanlı döneminde önemli bir ulaşım merkezi sayılmaktaydı. İzmit'i İstanbul'a bağlayan ve İstanbul-Bağdat yolu üzerinde hem tarihî hem de stratejik açıdan önem taşıyan Çoban Mustafa Paşa Külliyesi, diğer külliyelerden bazı farklılıklar arz etmektedir. 'Menzil Külliyesi' adı verilen bu tür külliyelerin en belirgin özelliği geleneksel külliyelerde var olan yapı birimlerine ilaveten yolcuların ve hayvanlarının barınmalarını, dinlenmelerini ve bakımlarını sağlayacak yapıların bulunmasıdır. Bu ilave yapılar, imaret, kervansaray ve de misafirhanedir.

Tek parsel üzerinde yerleştirilmiş olan yapının ana birimleri ise şunlan: Cami, Türbe, Güneş Saati, Şadırvan, Kervansaray, Tekke, Semahane, Misafirhane, Medrese, İmaret, Tabhane ve Kütüphane. Parsel dışında kalan ve zamanla kişisel mülk haline gelmiş binalar da Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'ne ait bölümlerdir.

Ecdad yadigârı külliye

bakımsızlıktan yıkılır

hale gelmişti

Külliye, eski haline döndürülme çalışmaları başlatılıncaya kadar kendi haline terk edilmiş ve neredeyse yıkılmaya yüz tutmuştu. Neyse ki geç de olsa külliyenin restorasyon çalışması programa konulmuş bir nebze olsun ayakta kalması sağlanmıştır.

Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin dört tarafından yol geçmektedir. Külliyeyi oluşturan yapı birimlerinin işlevlerine göre düzenlenmesi sonucu, bir taraf serbest, üç tarafı ise 'U' şeklindeki yapılarla çevrilerek merkezî bir alan oluşturulmuştur. Kuzeyde tabhanenin bir kısmı, helalar, kervansaray, tekke ve muhdes ahşap ev yerleştirilmiştir. Doğuya bakan yolun köşesinde misafirhane ve medrese yer alır. Batıdaki yol üzerinde tabhane, cami avlusuna ana giriş kapısı, kütüphane, imaret binası ve mutfaklar bulunuyor. Güneyde yer alan yol üzerinde ise, imaret avlu duvarı ve girişi, türbe avlu duvarı, cami avlu girişi, medrese dış avlu duvarı ve girişi yerleştirilmiştir.

Külliyenin genel

yapı birimleri

Cami, kuzey-güney ekseni üzerinde merkezî yerde bulunmaktadır. Kuzeyinde şadırvan, güneyinde türbe bulunmaktadır. Cami avlusuna üç ayrı yönden üç ayrı kapı ile girilmektedir. Birincisi kuzeyde yer alan tek kubbeli, tek kapılı giriş ki, bu giriş hem kervansaraya girişi sağlamaktadır hem de yedi basamaklı merdiveni ile daha yüksekte bulunan cami avlusuna girişi sağlamaktadır. İkinci girişi batıdaki yol üzerinden, bir mahalden geçilerek cami avlusuna girişi sağlamaktadır. Üçüncü giriş ise güneyde Gölcükönü Meydanı'na açılmaktadır. Sultan Abdülhamit tuğralı, taş tamir kitabeli, taş söveli ve taştan kemerlidir. Bu kapıdan girildiğinde boyutları yaklaşık 4.00x0.60 metre olan bir yol yer alır. Bu yolun sağında medrese ve misafirhane binaları, solunda türbe avlu duvarı yer almaktadır. Her iki yanında yapılar olmasına rağmen bu geçit-yol asla yürüyenlere sıkıcı bir hava vermemektedir. Türbe avlu duvarı lokmalı klasik demir parmaklıklı, 12 adet pencere ile şeffaf bir hale sokulmuştur. Bu uzun geçide güzel bir görünüm kazandırmak için medrese ve misafirhane binalarına; geçide bakan pencere aynaları, beyaz ve renkli taşlar, özel bir harç ile kakma tekniğinde bezenmiştir.

Camii

Çoban Mustafa Paşa Külliyesi'nin merkezini oluşturmaktadır ve tek kubbelidir. Sağ tarafta tek şerefeli minare yer alır. Beden duvarları küfeki kesme taştan olup profilli saçak kornişleri ile son bulmaktadır. Ön tarafta beş açıklıklı son cemaat yeri, kurşun örtü ile kaplı klasik tuğladan örülü kubbeleri hafif kemerlere oturmakta ve bütün bu ağırlık altı adet mermer sütun tarafından taşınmaktadır. Tamamen mermerden yapılmış ana giriş kapı portalinin üzerinde yer alan kitabede Arapça harflerle caminin Çoban Mustafa Paşa tarafından 1523 yılında yapıldığı yazılmaktadır. Ahşap geçmeli kapısı üzerinde ise 1522 yılı yazısı yer almaktadır.

Türbe

Çoban Mustafa Paşa öldükten sonra buraya defnedilmiştir. Caminin kıble tarafında yer almaktadır. Sekizgen bir plana göre yapılmış ve tek kubbelidir. Giriş tarafı kare kesitli dört mermer direk üzerine oturtulmuş. İç duvarlar renkli çinilerle kaplıdır. Ahşap kapısı geçmeli olarak yapılmıştır. Camları renkli ve vitraylıdır.

Güneş Saati

Mermerden yapılmış olup, türbe avlusu içinde yer almaktadır.

Şadırvan

Cami avlusunun ortasında yer alır. Merkezî mermer bir havuzun etrafına dizilmiş, kare kesitli 6 ahşap direk ile bunların üzerine oturtulmuş, ahşap kırmızı topuz çatı ve direkler arasında yer alan oturma sekilerinden ibarettir.

Kervansaray

Külliyenin kuzeyinde yer alır. İki bölüm halinde yer alan kervansarayın giriş kısmı bu bölümlerin tam ortasındadır. Kuzeydeki yoldan bir kapı ile tek kubbeli bir antreye geçilir. Sağ ve sol tarafta karşılıklı iki kapı yandaki iki ahıra açılır. Merdivenin üst tarafında yer alan kapı ise cami avlusuna çıkar. Giriş bölümünde iki yanda yer alan birer ocaklı oturma sekileri ise seyis ve görevlilerin dinlenmeleri için oluşturulmuştur.

Tekke ve Semahane

Tekke küçük bir avlunun üç kenarına yerleştirilmiş ocaklı 12 oda ile bu avludan ayrı bir kapı ile geçilen daha küçük bir avlu ve semahane yapısından oluşmaktadır. Tekke odalarının önünde sundurma çatılı revak bulunmaktadır. Semahane avlusundan ayrı bir kapı ile tekke bölümüne ait helalara geçilmektedir.

Misafirhane

Yolcuların konaklaması amacı ile işlev görür. Cami avlusunun doğu kenarını oluşturan yapı gruplarının ortasında yer almaktadır. Kuzeyinde tekke, güneyinde ise medrese vardır. Medrese ile misafirhane bağımsız iki ayrı yapı olarak düzenlenmiştir. Ancak uzaktan bakıldığı zaman tek bir yapıymış gibi görünür. İç avlunun her iki yanında yer alan ocaklı iki odanın görevliler için yapıldığı sanılmaktadır.

Medrese

Külliyenin güney-doğu köşesinde yer alır. Kuzeyinde, medresenin helaları ve misafirhane vardır. Batısında cami avlusunda geçişi sağlayan geçit vardır. Doğu ve güney tarafında ise yol vardır. Üstü kiremit örtülü olup, kirpi saçakları, oldukça yüksek duvarları vardır.

İmaret

Yoksulları ve kimsesizleri doyurma amacını güder. Türbe avlusunun batı kısmında uzunlamasına yer almaktadır. İki yanda kubbeli ikişer oda arasında yer alan mutfaklar yola doğru genişletilmiş ve üzerleri sekiz kubbe ile örülmüştür. Havalandırma, ateş bacaları, kubbeler üzerinde yer alan bir bacalar zinciri halinde yükselir. Bu da külliyeye tatlı bir görünüm sağlamaktadır.

Tabhane

Cami avlusunun kuzey-batı köşesinde yer alır ve biçim 'L' harfine benzer. Altı oda, iki eyvan ve helalar grubundan oluşur. Odalarda birer ocak bulunur. Cephe duvarları klasik tuğla, kaba tarafları küfeki taşlarla örülmüştür.

Ahşap ev

Külliyenin doğu köşesinde sonradan cami kandilcisi için yapılmış olduğu sanılan bu muhdes ev, tamamen külliyenin alanı içinde yer almaktadır. Ama sonraları her nasılsa şahsi mülk haline gelmiş...

Kütüphane

Külliyenin batı yönünde yer alan yapıların ortasında, cami avlusunun ana kapısı üzerinde mükemmel bir yapıdır.
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.