logo
29 MART 2024

Yazı Dizisi

17.11.2001 00:00:00
Endülüs'ten 11 Eylül'e Reconquista ve Küresel Engizisyonİslam, modern çağa intiharvari tepkilerin kaynağı imiş

Dün Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlıktan sapma "şeytani bir hareket" olarak görülürken bugün de modern uygarlığa direnen "barbar bir hareket" olarak sunulmaktadır.

Ortaçağ'da Yuhanna Dimeşki de İslam'ı, Hıristiyan kaynaklı bir sapıklık ve Hazret-i İsa'ya karşı çıkacağı bildirilen Deccal olduğunu ileri sürer.

Çağımızda Hıristiyan ilahiyatçılar arasında İslam'ın haşa şeytanın dini ve Deccal'in günümüzdeki tehlikeli tezahürü olarak görme eğilimi devam etmektedir.

PAVLOV'UN KÖPEKLERİ

Rus fizyolog Pavlov, köpekler üzerine yaptığı deneylerle "Klasik koşullama"yı geliştirmiştir. Pavlov, et ile zili eşzamanlı olarak sunduğu için kobay olan köpek, birkaç denemeden sonra ete verdiği tepkiyi zile de vermeye başlamıştır.

Klasik koşullamada, refleks, korku ve heyecan gibi daha çok irade dışı tepkiler koşullanır. Bu nedenle, klasik koşullama sürecinden geçen denek insan da olsa, koşullanmanın mantıksızlığının farkında olsa da koşullu tepkilerini kontrol edemez.

Hep örnek verilir, Amerikalı bir profesör çocukluğunda evinin biraz ötesindeki demir yolunun kenarında yürürken trenin buharından haşlanmıştır. Söz konusu profesör yetişkinlik çağında bile yaşadığı evden ya da yakın çevresinden uzaklaşması gerektiğinde yine olağanüstü korku yaşamaktadır.1 Diğerlerinden farklı olarak korku ile ilgili konularda koşullanmanın gerçekleşmesi için olayın bir kez yaşanması yeterlidir.

AMERİKA'DAN PAVLOV STRATEJİSİ

11 Eylül süreci ile Amerika başta olmak üzere Batı'da politikacıların, medyanın ve akademisyenlerin İslam hakkındaki icraatı budur. Batılı politikacılar, medya ve akademisyenler birbirinden tümüyle bağımsız olan İslam ile terörizm arasında "korku (daha doğrusu) dehşet koşullaması" ile bir bağ kurmaktadırlar.

Amerika, elinde dünya kamuoyunu ikna edebileceği bir kanıt olmadığı halde 11 Eylül'ün sorumluluğunu geçmişinde CIA bağlantısı da olan Usame bin Ladin'i göstererek müslümanlar üzerine yıkmaktadır. Bu sayede terörizme yönelik nefretin İslam'a da yönelmesi sağlamaktadırlar.

ORTAÇA?'DAN BUGÜNE BATI'NIN ZİHNİNDEKİ ÇARPIK İSLAM İMAJI

Dün Müslümanlık, Yahudilik ve Hıristiyanlıktan sapma "şeytani bir hareket" olarak görülürken bugün de modern uygarlığa direnen "barbar bir hareket" olarak sunulmaktadır. Muhammed ismi bozularak meydana getirilen İngilizce'deki "Mahound" kelimesinde de anlaşılacağı gibi bizzat Hz Muhammed'e şeytan diyorlar.2 Çağımızda Hıristiyan ilahiyatçılar arasında İslam'ın haşa şeytanın dini ve Deccal'in günümüzdeki tehlikeli tezahürü olarak görme eğilimi devam etmektedir.3

Watt, İslam'ı, yeni bir din olarak değil de "Sapık bir Yahudi ve Hıristiyan mezhebi" olarak görmek ister. 4 H. Masse ve Lammens de bu görüşü savunur.5

K. Ahrens, R. Bell ve Tor Andrea da, Kur'an için Hıristiyan kaynaklar uydurur. Ortaçağ'da Yuhanna Dimeşki -Batı'da Jean Damascene alarak bilinir (ö. 749)- de İslam'ı, Hıristiyan kaynaklı bir sapıklık ve Hazret-i İsa'ya karşı çıkacağı bildirilen Deccal olduğunu ileri sürer. Dımişkî'nin bu hezeyanları Batı'daki daha sonraki görüşlerin kaynağı olmuştur.6 Kilise atalarının sonuncusu sayılan Dımeşkî'nin dedesinin Emevilerde maliye bakanlığı yapacak kadar kendisine imkan tanındığını da hatırlatalım.

BATI'DA ÇARPIK İSLAM İMAJI DERS KİTAPLARINDAN BESLENİYOR

Watt'ın da belirttiği gibi (7) bu çarpıtılmış imaj Batılıların kafasında henüz değişmemiştir. Fred R. Von Der Mehden'in "Amerikalıların İslam'ı Algılayışları"8 okuduğumuzda ise İslam ve Müslümanlar hakkındaki çarpık imajın değişmesini beklemek hayal olduğu sonucu çıkmaktadır. Yetişkin Batılıların zihnindeki çarpık imajı değiştirmek gerçekten çok zordu. Çünkü bu çarpık imaj, kültürün yanısıra Din dersi kitaplarından da beslenmektedir.9

İSLAM, MODERN ÇA?A İNTİHARVARİ TEPKİLERİN KAYNA?I İMİŞ

Bu nedenle Batı'da İslam, modern çağa fanatik hatta intiharvari bir tepkilerin kaynağı"10 olarak görür. Demek ki Ortaçağ'dan bu yana değişen pek birşey olmamış. Ortaçağ'da Hıristiyanlar, ellerine düşen Müslümanları zorla hıristiyanlaştırılmış olsalar bile tam olarak yola getirmek için Engizisyon vahşeti uygularken bugün de Batı'da Engizisyon yeniden hortlatılmaktadır. Engizisyon'un sunduğu iki temel seçenek vardı: Ya sürgün ya da ölüm.

DANİMARKALI BAKAN: MÜSLÜMANLARI SINIR DIŞI ETMELİYİZ

Bakın Danimarka'nın eski Bakanlarından Svend Bergstein ne diyor: "Artık Müslümanları aramıza almamalıyız. Gerekirse Müslümanları sınır dışı etmeliyiz." Bunun adı sürgündür. Ya ölüm, onu Filistinli, Afganlı çocuklara sormak gerek! Saddam hala dimdik ayakta dururken, nahak yere canlarına kasdedilen Iraklı çocuklar, Amerika'yı tehdit eden biz miydik Saddam mıydı diye sormuyor mudur?

Ezcümle 11 Eylül süreciyle Batı'daki zaten ta baştan beri var olan İslam ve Müslüman düşmanlığını alabildiğince körüklenmektedir. Bütün bir Batı medyası bu konuda Batılı politik çevrelerle tam bir ittifak halinde hareket etmektedir. (Batıcılar hakkında söz söylemeye gerek var mı? Efendiler dururken hizmetlilerin konuşması gerekir mi? )

Tüm sekülarizasyon sürecine rağmen Batılı politikacıların bilinçaltında hala Haçlı zihniyeti egemendir. 11 Eylül sonrasında Başkan Bush'un "Haçlı seferi" çağrısı aslında böyle bir bilinçaltının kendini ele vermesi idi.

Batılı akademisyenler ve entelektüeller de dillerinden düşürmedikleri en büyük yalanları objektiflik iddilarına rağmen yangının üstüne körükle gitmektedir. Modern bilimin Batı'da nasıl da bencil bir ideolojiye dönüştürülebileceğini görmek isteyenlere uluslararası politika üzerine yazılan sözde bilimsel çalışmaları salık veririz.

AMERİKAN TERÖRÜ

Bu yüzden Batı'da kimse Amerika'nın küresel ölçekte uyguladığı devlet terörünü görmemektedir. Noam Chomsky'nin belirttiği gibi bu durum terörün olgusal olarak değil de "propagandacı bir yaklaşımla" ele alınmasından kaynaklanmaktadır. Propagandacı yaklaşım, bir eylemin terör olup olmadığını belirlemek için eylemin kendisine değil de kimin tarafından icra edildiğine bakar.11

Aktüel çerçevede örneklersek, küresel devlerin (Amerikan ve Batı) çıkarlarını zedeleyen eylemler "terör" olarak tanımlanır. Buna karışılık Amerikan ve Batı'nın küresel cücelere yönelik eylemleri "misilleme" veya "kendini savunma" olarak yorumlanır.

Bu durum Amerikan kamuoyuna da açıkça görülmektedir.. Bunun için 11 Eylül sonrasında Başkan Bush'un "Haçlı seferi" çağrısını ve ardından Amerika'da camilerin kundaklanmasını, sırf müslüman diye kimi Amerikan yurttaşlarının uçaktan zorla indirilmesini hatırlamak gerek. Hiç kuşkusuz bu türden sayısız örnek sergilenmekte Amerika başta olmak üzere Batı'da.

Terör, elbette fiziki müdahalelerden ibaret değildir. 11 Eylül süreciyle birlikte Batı ülkelerinin kendi vatandaşı olan müslümanlara dahi terörist muamelesi yapmaya başlaması "sosyal-psikolojik bir terör" olarak tarihe geçeceği muhakkaktır.

Hadi bütün bunları toplumsal bir reaksiyon deyip geçelim ya Bush'un CIA için terör örgütlerinin yöntemlerini yasallaştırmasını neyle açıklayacağız? Sanki CIA, terör yetkisi veren söz konusu yasalar çıkmazdan önce bir terör örgütünden farklı davranıyordu da!
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.