MEM'siz her yer karanlık MEM'le bütün yollar açık

Prof. Dr. Haydar Baş'ın dünyaca ünlü Milli Ekonomi Modeli'ne sırtını dönen Türkiye ile kanunlaştırarak uygulayan Rusya'nın geldikleri son noktayı mukayese etmek bile anlamsız ama ibret alınması bakımından biraz irdelemek istiyorum.
Türkiye, terörle yatıp terörle kalkıyor. Coğrafyasının yarısında vatandaşların evlerine giremediği, yarısının da evlerinden çıkamadığı ülkemizde, intihar saldırılarına maruz kalan güvenlik güçlerimiz dahi büyük bir endişe içindeler.
Kilis'e, Gaziantep'e düşen roketler ve de yaşanan can kayıpları Suriye'yi aratmazken, Türkiye, Rus uçağını düşürmesi sebebiyle, obüslerle IŞİD hedeflerini uzaktan vurmak dışında başka bir çözüm bulamıyor.
Türk milleti Prof. Dr. Haydar Baş'a ve Modeline sırtını dönmemiş olsaydı, bugün ülkemiz sosyal devlet projeleriyle, baba devlet anlayışıyla ülke içinde birliği, beraberliği, barışı ve huzuru rahatlıkla temin edecekti.
Diğer taraftan, ABD ve İsrail'in İslam coğrafyasını işgal projesi olan Büyük Ortadoğu Projesi'nde misyon sahibi olunmayacak, İslam coğrafyasında İsrail piyonlarıyla, terör gruplarıyla değil, devletlerle muhatap olunacak ve Ortadoğu'da da birlik beraberlik tesis edilecekti.
Türkiye, sadece güvenlik konularında değil, ekonomik, siyasi, kültürel, toplumsal, askeri her konuda zifiri bir karanlık tabloyu yaşarken, Kilis örneğinde olduğu gibi adım adım boşaltılıp Büyük İsrail projesine hazırlanırken; 2006 yılından bu yana Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) uygulayan ve dünyanın zirvesine oturan Rusya her geçen gün gücüne güç katmaya devam ediyor.
 MEM'le 2005 yılında 1. Uluslar arası Milli Ekonomi Modeli Kongresi'nde tanışan Rusya 2006 yılında uygulamaya başlamış, 2013 yılına kadar da "milli paralarla ticaret" de dahil olmak üzere birçok maddesini hayata geçirmişti.
Gördüğü faydalar sebebiyle modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı 27 Şubat 2013'te Duma'ya davet eden ve 4,5 saat modelini anlatma fırsatı veren Rusya, bu tarihten itibaren MEM'i kanunlaştırarak uygulamaya başladı.
Bu gerçeğin bir örneğini de önceki gün gördük. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkesinin Uzak Doğu Bölgesi'ni kalkındırmak ve bölgenin nüfusunu artırmak için halka bedava arazi tahsis edilmesini öngören kanunu imzaladı.  
Kanuna göre, Rusya vatandaşları, toprağı işlemek koşuluyla kişi başına 1 hektarlık bir arazi alabilecek. Arazileri 5 yıl süreyle ücretsiz kullanacak vatandaşlar, bu sürenin sonunda araziyi kendi mülkiyetine geçirebilecek. Araziyi kanunda belirtilen amaçlara uygun kullanmayanlar ise söz konusu araziyi devlete iade etmek zorunda kalacak. 
Rusya'nın Uzak Doğu Bölgesi'nde yaşama veya ekilmeye müsait arazilerin toplamı 147 milyon hektar? Kanunda, bedava arazi dağıtılacak bölgeler: Saha Cumhuriyeti, Kamçatka Bölgesi, Primorsk Bölgesi, Habarovsk Bölgesi, Amur Bölgesi, Magadan Bölgesi, Sahalin Bölgesi, Yahudi Özerk Bölgesi ve Çukotka Özerk Bölgesi.
Alınan toprağı ne yapacağına ise her vatandaş kendisi karar verecek. Tarımsal üretim de, ormancılık da, avcılık da, dinlenme ve rehabilitasyon hizmetleri de olabilir.
Bir hektar arazinin önce ücretsiz olarak kiraya verilmesi düşünülüyor. Arazi boş durmadıysa beş yıl sonra ücretsiz olarak Rus vatandaşının mülkiyetine devredilecek.
Rusya'nın MEM'den aldığı bu proje konusunda MEM kitabının tarım projeleri bölümünde şu ifade edilmektedir:
"Toprağı olmayan köylüye, üretim yapılması şartıyla toprak verilerek üretime katılması sağlanacak."
İşte Putin sadece MEM'de olan bu projeyi de alıp hayata geçirdi.
Türkiye IMF politikaları sebebiyle en temel ürünü olan buğdayda bile ithalatçı duruma düşerken, İsrail tohumlarıyla tarımını yok ederken, ABD ve AB bağımlılığı sebebiyle başta Rusya olmak üzere tarım ürünü pazarlarını tek tek kaybederken; Rusya MEM sayesinde kendi halkına da büyük imkanlar sunan büyük bir tarım atağına imza atmış oldu.
MEM'le eller aya giderken, bizler inadımız yüzünden yaya yürümeye devam ediyoruz.
Tabi, bu kadar zifiri karanlıkta ayaklarımızda derman kalırsa?