Meclis tokmağının adam dövme aracı, merdivenlerin vekilleri yüksekten atma yeri, sandalyelerin saldırı silahı olduğu bir güvenliksiz alan TBMM? Yasama yerinin hali bu? Yürütmenin-bakanlar kurulunun da hemen önünde-içinde günlerce süren kavga ve gerilimler? Boşuna heveslenmeyin, sizi meclis güvenli kılmayacak? Bakanlık da?Yasama ve yürütme alanları böyle? Sokaklar ve şehirler nasıl? Minibüsler, üniversiteler, evlerin içleri, adliye koridorları ne kadar güvenli? 2 milyon Suriyeli? Hangisi IŞİDci, Nusracı, El-Kaideci, bombacı, suikastçı, intihar eylemcisi belli değil?Tek güvenli alan neresi kaldı dersiniz? 1001 odalı Aksaray mı? Neden bu kadar çok odası var? Avaneyi toplayıp halkın büyüyen tepkisinden korunmak için mi yapılmış? Şimdilik sarayın içinden kavga sesleri gelmedi. Ama dışarıdaki kavga, gerilim, nefret (Arınç'ın ifadesiyle) büyüyor.Sayın Erdoğan ve ekibi, 2002'den beri gerilimci, kavgacı, düşman taraflar oluşturucu, ötekileştirici siyaseti büyüttü. Bundan beslendi. Ama şimdi bumerang tarzında gelişmeler oluyor. Görünürde orduyu, yargıyı, muhalefeti, önceki ortağı paralel yapıyı hedefe koydu. Ama bugün karşısında dışladığı halk kitlesi var. Rabia işaretinin karşısındakiler?Özetle gerilimci, kavgacı, ötekileştirici siyasetçiler gerçekte yalnızlaşıyor. Kimseye güvenemiyorlar. Belki en yakınlarında duranlara bile? Demokratik krallıktan "liderliğe" geçiş sendromu yaşıyorlar?İşte tam bu kavşakta, iç güvenlik yasasına bir bakalım: Neden şimdi, seçimden önce ve acele ile?2002'den beri en Amerikancı hükümetle karşı karşıya kaldığımız yadsınamaz bir gerçektir. Seçim öncesi hükümetin "çıkacak da çıkacak" diye bastırdığı "iç güvenlik yasası" ve Cumhurbaşkanının da "başkanlık sistemini" olmazsa olmaz seçim hedefi olarak vurgulaması, okyanus ötesinden alınan "zamanlı" ev ödevinin ifasından başka bir şey değildir.ABD'nin bölgemizdeki önemli aktörleri olarak Barzani, Kandil, İmralı ile paralel AKP siyasetinin açılım ve çözüm sürecinin nihai ve ortak hedefi, federatif sisteme, başkanlık sistemine geçişle üniter yapının yok edilmesidir.Üniter yapının dağıtılmasına halkın, geniş toplum kitlelerinin anayasal haklara dayalı tepkilerini bastırmaya yönelik aceleci bir iç güvenlik yasası oluşturulduğu apaçık bir gerçektir.Çözüm süreci ile bağlantılı gelişmelerin ve bölünme sürecinin karşısında halktan gelecek tepkilere baskı oluşturmak istenmektedir.Aşikâr ki, rejim değişikliğine sürükleniyoruz. Bu yasa ile yargı yürütmenin altına çekiliyor. Demokratik rejimden çıkıyoruz ve kuvvetler ayrılığı ortadan kalkıyor. Her şey yürütmenin eline geçiyor. Tek parti devleti oluyoruz.Seçim öncesi acelenin bir diğer nedeni de seçimlerin yargı kontrolünden çıkarılarak, yargı bypass edilerek, seçimlere idarenin açıkça müdahalesine imkan sağlamaktır.Bu yasa ile ülkemiz, meclisimiz, şehirlerimiz, insanlarımız, sokaklarımız ne kadar güvenli hale gelecek? Milletvekilleri, bakanlar, "liderlik" peşinde koşanlar ne kadar emniyette olacaklar?.. Göreceğiz.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019