Milli iradeyi sakatlar?
Gerçi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) referandumda mühürsüz oyların geçerli sayılmasına karar vermiş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) göndermede bulunmuş ise de, bu karar tartışmaya açıktır.
Nasıl mı?
Öncelikle YSK'nın atıfta bulunduğu AİHS Ek 1 no.lu Protokol'ün 3.maddesine bakalım:
Bu maddenin başlığı "Serbest seçim hakkı" dır ve "Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler" hükmünü getirmiştir.
AİHS'nin hükmü açıktır: Milletvekili seçimi yani yasama organı ile ilgili kural getirmiştir. YSK ise bunu geniş bir yorumla referanduma uygulama yoluna gitmiştir.
Aynı YSK 23 Haziran 2011 tarihli kararında üstelik milletvekili seçimiyle ilgili olarak, bırakalım geniş yorumu, dar bir yorum bile yapmayarak ve dahi AİHS'nin adını anmaksızın karar oluşturmuştur. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Turşudan vazgeçtik iş çorbaya dönmüştür.
Eğer dar/geniş yorum yapılacaksa ilgili yasal düzenlemeler de dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir.
İlgili anayasal ve yasal kurallara baktığımızda;
(Anayasa, "Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları" başlığı altında, vatandaşların bu hakları kanunda gösterilen şartlara uygun olarak kullanacağını, hükme bağlamıştır. (madde:67, fıkra:1))
Oy pusulalarının konulacağı zarfların mühürlenmesiyle ilgili olarak 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un:
- 68. maddesinin 6. fıkrasının 3. bendi, zarfların mühürlü olacağını,
- 98. maddesinin 4. fıkrası, üzerinde İlçe Seçim Kurulu ve Sandık Kurulu mührü bulunmayan zarfların geçersiz olduğunu, hükme bağlamıştır.
Yorum ne zaman yapılır? Yasa metni açık değilse, uyuşmazlığın çözümü için yoruma başvurulur.
Mühürsüz zarf konusunda yasa, yorum gerektirmeyecek kadar açık ve nettir; zarfların mühürlü olmasını emretmektedir.
Anayasa da, 67. maddesiyle seçimler ve halkoylamasının, kanunda gösterilen şartlara uygun yapılmasını buyurmaktadır. Kanunda (298 sayılı yasa) gösterilen şartlardan biri de, zarfların mühürlü olmasıdır.
YSK, önüne bir itiraz geldiğinde, uyuşmazlığın çözümü için, önce yasa metnine bakacaktır. Metin açıksa onu uygulayacaktır.
YSK mühürsüz zarf olayında yasadaki açık hükme rağmen aksine yorum yapmıştır. Bu, yasaya aykırılık teşkil eder. Yasayı uygulamayacaksan yasaların kıymet-i harbiyesi nerde kalır! Yasalar tüm ulus için geçerli olan yaptırımlı kurallardır.
YSK, seçim ve referandumda yasanın aradığı "mühürlü zarf" koşulunu, anayasal hakların önünde bir engel olarak görüyorsa, "anayasaya aykırılık" iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurması gerekirdi (Anayasa, madde:152).
YSK'nın tüm bunları atlayarak ve de kendini AYM' nin veya Yasama Organının yerine koyarak hüküm vermesi, yetki gaspından başka bir şey değildir.
Gerçi Yüksek Seçim Kurulu (YSK) referandumda mühürsüz oyların geçerli sayılmasına karar vermiş ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) göndermede bulunmuş ise de, bu karar tartışmaya açıktır.
Nasıl mı?
Öncelikle YSK'nın atıfta bulunduğu AİHS Ek 1 no.lu Protokol'ün 3.maddesine bakalım:
Bu maddenin başlığı "Serbest seçim hakkı" dır ve "Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde, makul aralıklarla, gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler" hükmünü getirmiştir.
AİHS'nin hükmü açıktır: Milletvekili seçimi yani yasama organı ile ilgili kural getirmiştir. YSK ise bunu geniş bir yorumla referanduma uygulama yoluna gitmiştir.
Aynı YSK 23 Haziran 2011 tarihli kararında üstelik milletvekili seçimiyle ilgili olarak, bırakalım geniş yorumu, dar bir yorum bile yapmayarak ve dahi AİHS'nin adını anmaksızın karar oluşturmuştur. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!
Turşudan vazgeçtik iş çorbaya dönmüştür.
Eğer dar/geniş yorum yapılacaksa ilgili yasal düzenlemeler de dikkate alınarak değerlendirmeye gidilmelidir.
İlgili anayasal ve yasal kurallara baktığımızda;
(Anayasa, "Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakları" başlığı altında, vatandaşların bu hakları kanunda gösterilen şartlara uygun olarak kullanacağını, hükme bağlamıştır. (madde:67, fıkra:1))
Oy pusulalarının konulacağı zarfların mühürlenmesiyle ilgili olarak 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un:
- 68. maddesinin 6. fıkrasının 3. bendi, zarfların mühürlü olacağını,
- 98. maddesinin 4. fıkrası, üzerinde İlçe Seçim Kurulu ve Sandık Kurulu mührü bulunmayan zarfların geçersiz olduğunu, hükme bağlamıştır.
Yorum ne zaman yapılır? Yasa metni açık değilse, uyuşmazlığın çözümü için yoruma başvurulur.
Mühürsüz zarf konusunda yasa, yorum gerektirmeyecek kadar açık ve nettir; zarfların mühürlü olmasını emretmektedir.
Anayasa da, 67. maddesiyle seçimler ve halkoylamasının, kanunda gösterilen şartlara uygun yapılmasını buyurmaktadır. Kanunda (298 sayılı yasa) gösterilen şartlardan biri de, zarfların mühürlü olmasıdır.
YSK, önüne bir itiraz geldiğinde, uyuşmazlığın çözümü için, önce yasa metnine bakacaktır. Metin açıksa onu uygulayacaktır.
YSK mühürsüz zarf olayında yasadaki açık hükme rağmen aksine yorum yapmıştır. Bu, yasaya aykırılık teşkil eder. Yasayı uygulamayacaksan yasaların kıymet-i harbiyesi nerde kalır! Yasalar tüm ulus için geçerli olan yaptırımlı kurallardır.
YSK, seçim ve referandumda yasanın aradığı "mühürlü zarf" koşulunu, anayasal hakların önünde bir engel olarak görüyorsa, "anayasaya aykırılık" iddiasıyla Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) başvurması gerekirdi (Anayasa, madde:152).
YSK'nın tüm bunları atlayarak ve de kendini AYM' nin veya Yasama Organının yerine koyarak hüküm vermesi, yetki gaspından başka bir şey değildir.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023