Bekri Mustafa, Osmanlı döneminde içkiciliğiyle meşhur biriydi. Öyle ki, Kumkapı'daki Agop'un meyhanesi devamlı mekânıydı. Günün birinde bir camiin önünden geçerken cemaat bunu çevirir ve musalla taşındaki tabutu göstererek, cenaze namazı kıldırmasını ister. Bekri Mustafa ben hoca değilim dese de dinletemez ve namazı kıldırır. Namaz sonrası Bekri Mustafa tabutun baş tarafına eğilip bir şeyler söylemiş. Cemaat ne söylediğini merak eder. Bekri Mustafa gülerek cevap verir: Eğer orada bu dünyadaki işler nasıl diye sorarlarsa, Bekri Mustafa imam oldu dersin onlar durumu anlar, dedim.
Bekri Mustafa'dan gelelim Ceceli Mustafa'ya;
Cumhurbaşkanı'nın İstanbul Huber Köşkü'nde verdiği iftar yemeğinde pop sanatçısı Mustafa Ceceli'ye ezan okutturuldu. Mustafa Ceceli ne imamdır ne de müezzin. Ezan okumak için imam ve müezzin olma şartı yok ise de, Cumhurbaşkanı'nın verdiği davette hele bu iftar yemeği ise, Ramazan ayının kutsiyetine yaraşır bir şekilde, ezan konusunda ehil, dini musıkinin bu türünde profesyonel çizgide bir hoca efendinin ezan okuması gerekirdi.
Tabii olay iftar değil de siyasi şov olunca, davetliler arasında bulunan pop müziği sanatçısı okumalıydı ezanı. Bence orada bulunan Bülent Ersoy'a ezanın okutturulmaması bu sanatçıya yapılan bir ayıptı. Neden mi? Önceki yıllarda, Yahya Kemal'in "Sana dün bir tepeden baktım aziz Istanbul" şiirini besteleyen Münir Nurettin Selçuk'un eserini seslendiren Bülent Ersoy o yapımda ezan okumuştu. Doğrusu böyle bir tecrübesi olan sanatçıya bu yapılan saygısızlıktı.
Bir başka neden, iftar davetinin verildiği gün LGBTT'nin (Lezbiyen, gay, biseksüel, trans bireyler) onur yürüyüşüne izin verilmemişti. Bülent Ersoy trans bireylerin en şöhretlisidir. Hem bu kişiyle aynı masada oturuyorsun hem de ona ezan okutturmuyorsun, olacak şey değil!
Arabeskin kralları Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlı da (sanatçı adı: Tatlıses) tatlı tatlı oturuyordu Erdoğan'ın masasında.
Görüntü mü? Tam bir arabesk!
Günümüzde arabesk ile rekabet etmek çok zor. Arabesk her zaman popüler bir türdü ama son yıllarda tek hâkim ve lider güç haline geldi.
Müziğe bakıyoruz; klasik, pop, caz, türkü de söylesen, para kazanmak istiyorsan patlatacaksın arabeski.
Sadece müzikle kalmadı tabii. Popüler sanatların diğer alanları da aldı nasibini arabeskin zaferinden. Bugün reytingi en yüksek diziler, olaya en damardan girenler. En çok ağlatanlar, yüreğimizi dağlayanlar. Medya arabesk kültürün versiyonlarıyla dolu.
Siyasetin arabeski de öyle; ilke, ülke hikâye her telden çalacaksın. Düğün evinde oynayacak, ölü evinde ağlayacaksın.
Arabeskin yükselişi aslında Recep Tayyip ve AKP'nin yükselişiyle paralel. AKP de, yok sayılmış, hor görülmüş, varoşlara sıkışmış "arabesk" kesimlerin tepkisiyle şişirdi yelkenlerini.
Nitelikli siyasetçilerin azalmasıyla, sistemin çürümesiyle oluşan boşluğa yayıldı yavaş yavaş.
Mustafa Ceceli ezan okuyorsa iftar sofrasında, anlayın durumu artık.
Bekri Mustafa'dan gelelim Ceceli Mustafa'ya;
Cumhurbaşkanı'nın İstanbul Huber Köşkü'nde verdiği iftar yemeğinde pop sanatçısı Mustafa Ceceli'ye ezan okutturuldu. Mustafa Ceceli ne imamdır ne de müezzin. Ezan okumak için imam ve müezzin olma şartı yok ise de, Cumhurbaşkanı'nın verdiği davette hele bu iftar yemeği ise, Ramazan ayının kutsiyetine yaraşır bir şekilde, ezan konusunda ehil, dini musıkinin bu türünde profesyonel çizgide bir hoca efendinin ezan okuması gerekirdi.
Tabii olay iftar değil de siyasi şov olunca, davetliler arasında bulunan pop müziği sanatçısı okumalıydı ezanı. Bence orada bulunan Bülent Ersoy'a ezanın okutturulmaması bu sanatçıya yapılan bir ayıptı. Neden mi? Önceki yıllarda, Yahya Kemal'in "Sana dün bir tepeden baktım aziz Istanbul" şiirini besteleyen Münir Nurettin Selçuk'un eserini seslendiren Bülent Ersoy o yapımda ezan okumuştu. Doğrusu böyle bir tecrübesi olan sanatçıya bu yapılan saygısızlıktı.
Bir başka neden, iftar davetinin verildiği gün LGBTT'nin (Lezbiyen, gay, biseksüel, trans bireyler) onur yürüyüşüne izin verilmemişti. Bülent Ersoy trans bireylerin en şöhretlisidir. Hem bu kişiyle aynı masada oturuyorsun hem de ona ezan okutturmuyorsun, olacak şey değil!
Arabeskin kralları Orhan Gencebay ve İbrahim Tatlı da (sanatçı adı: Tatlıses) tatlı tatlı oturuyordu Erdoğan'ın masasında.
Görüntü mü? Tam bir arabesk!
Günümüzde arabesk ile rekabet etmek çok zor. Arabesk her zaman popüler bir türdü ama son yıllarda tek hâkim ve lider güç haline geldi.
Müziğe bakıyoruz; klasik, pop, caz, türkü de söylesen, para kazanmak istiyorsan patlatacaksın arabeski.
Sadece müzikle kalmadı tabii. Popüler sanatların diğer alanları da aldı nasibini arabeskin zaferinden. Bugün reytingi en yüksek diziler, olaya en damardan girenler. En çok ağlatanlar, yüreğimizi dağlayanlar. Medya arabesk kültürün versiyonlarıyla dolu.
Siyasetin arabeski de öyle; ilke, ülke hikâye her telden çalacaksın. Düğün evinde oynayacak, ölü evinde ağlayacaksın.
Arabeskin yükselişi aslında Recep Tayyip ve AKP'nin yükselişiyle paralel. AKP de, yok sayılmış, hor görülmüş, varoşlara sıkışmış "arabesk" kesimlerin tepkisiyle şişirdi yelkenlerini.
Nitelikli siyasetçilerin azalmasıyla, sistemin çürümesiyle oluşan boşluğa yayıldı yavaş yavaş.
Mustafa Ceceli ezan okuyorsa iftar sofrasında, anlayın durumu artık.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023