Namağlup komutan

Türk tarihinde, girdiği savaşların hiçbirini kaybetmeyen üç kişi vardır. Atamız Oğuz Kağan, Büyük Türk Hükümdarı Timur ve ömrünü Türk Milletine adamış Mustafa Kemal.
Mustafa Kemal 1905 yılında Şam'da askerlik hayatına başladıktan sonra üstün yetenekleri ile hemen dikkatleri üzerine çekecek ve girdiği her mücadeleden zaferle çıkacaktır. Birkaç örnek verelim;
1909 yılında Osmanlı hükümeti henüz daha Balkan coğrafyasında ne olup bittiğinden haberi bile yokken Mustafa Kemal, Selanik'te 30 civarındaki kurmay subaya verdiği brifingde, Balkanlar'da yaklaşan tehlikeyi anlatacak ve neler yapılması gerektiğini izah edecektir.
Salondaki harita üzerinde parmakları ile göstererek subaylara; "Durum Balkanlar'da bir savaş olacağını göstermektedir. Bu durumda dört küçük devletin saldırısına uğrayacağımızı, bu ordular, birbirleriyle birleşmeden tıpkı Napolyon'un savaşlarında tatbik ettiği gibi hepsini teker teker yenmemiz gerektiğini söyleyebilirim. 
Bulgarların, Yunanlılarla ve Sırplarla anlaşamayacağını sanıyorum. Bu durumda ilk savaşın Bulgarlara karşı olması gerekmektedir. Taarruzu Bulgaristan üzerine yapmalıyız.  Burada hızla sonuç aldıktan sonra Yunanlılar üzerine yürümek, Sırp ve Yunan ordularının birleşmesine engel olmak zorundayız. 
Karadağ'a karşı bir savunma savaşı yapmak ve onu en sona bırakmak gerekiyor. O halde iki önemli cephemiz olacaktır; Doğu cephesi ve Batı cephesi. Bu iki ordunun arasının kapanmaması da gerekmektedir. Düşünceme göre tatbikatın düğüm noktası Manastır önü olacaktır. Eğer belirgin bir düzenleme yanlış yapılmazsa, doğuda Bulgarlara karşı başarılı olmamız mümkündür. Fakat batıdaki kuvvetlerimizin durumu her zaman için tehlikelidir" diyerek yaklaşan felaketi ve neler yapılması gerektiğini önceden haber verecektir. 
I.Balkan Savaşı'nda Mustafa Kemal yer almayacaktır. Çünkü İtalyanlar bir başka vatan toprağı Trablusgarp'ı işgal etmiş ve gönüllü olarak o coğrafyaya gitmiştir. M. Kemal, Tobruk'ta yerel halkı örgütleyerek İtalyanları yenmiş ve Tobruk Kahramanı olmuştur.
Bu sırada Balkan savaşları patlak verecektir. Mustafa Kemal'in 4 yıl önce öngörülerine göre hareket etmeyen ordu ve ordu içerisinde partizanca hareketlerin neticesinde ortaya Osmanlı için çok büyük bir felaket çıkmıştır. Bütün bir balkan coğrafyasını kaybettiğimiz gibi Edirne ve Kırklareli de elimizden çıktı.
Trablusgarp'ta iken bu haberi alan Mustafa Kemal ve diğer subaylar, hemen İstanbul'a dönecek ve savaş hazırlıklarına başlayacaktır. II. Balkan Savaşı'nın çıkması üzerine de Edirne coğrafyasını geri almak için harekete geçilecek ve yapılan harekâtta Edirne'ye ilk giren ve Edirne'yi, Bulgar işgalinden kurtaran Mustafa Kemal olacaktır.
Mustafa Kemal'in askeri dehası Çanakkale savaşında da ortaya çıkacaktır. Çanakkale cephesinin Alman komutanı Mareşal Liman Von Sanders, İngilizlerin çıkarmayı Saroz Körfezi ve Anadolu kıyılarından özellikle Bolayır'dan yapılacağını düşünürken, yedek tümen komutanı Yarbay Mustafa Kemal Çanakkale'ye, İngiliz çıkarmasının Anafartalar bölgesinden; Alçıtepe ve Kocaçimen'den yapılacağını öngörmüş, verilen emrin tersine buralarda savunma amaçlı tertipler almıştır.
Liman Von Sanders, savunma olarak düşmanı iç bölgelere çekip, orada durdurmak yönünde bir strateji belirleyerek askere bu şekilde emir vermiş, ancak Mustafa Kemal buna da karşı çıkarak, yüzey savunmanın yapılması gerektiğini ve ne pahasına olursa olsun düşmanın sahilden içeri girmesinin önlenmesi gerektiğini vurgulamış ve uygulamıştır.  
Mustafa Kemal uyguladığı bu taktikle Çanakkale Savaşı'nı kazanacak ve Mustafa Kemal, Anafartalar Kahramanı olarak tarihe geçecektir.
Bu arada bir olayı anlatayım; Mondros'tan sonra İstanbul işgal edilmiş, her tarafta düşman askeri ve bayrakları asılmıştı. Bu ortamda Mustafa Kemal, İstanbul'a gelecektir. Mustafa Kemal'i, Çanakkale'den tanıyan bir Fransız Subayı onu görünce yanındaki Türk subayına dönerek; "O, Mustafa Kemal değil mi?" diye sorunca, "evet" cevabını alır ve devam eder; "Çanakkale'den geçirmediniz ama bak biz yine geldik" deyince, Türk Subayı, Mustafa Kemal'i göstererek, "O burada ise siz yine gidersiniz" cevabını verecektir.
Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı'nda da askeri dehasını gösterecek ordusuna; "Savunma bir çizgi üzerinde değil, bir yüzey üzerinde yapılacaktır. O yüzey de bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunmaz. Büyük, küçük her birlik, ilk durabildiği noktada tekrar düşmana karşı cephe kurarak savaşı sürdürür. Yanlarındaki birliklerin çekilmek zorunda olduğunu gören birlikler onlara bağlı olmaz. Bulunduğu yerde sonuna kadar direnmeye mecburdur" emrini verecek ve yüzyıllardır devam eden Türklerin geri çekilişini durdurup, savaşı kazanacaktır.
Savaş meydanlarında sarı saçları mavi gözleri ve heybetli duruşu ile dikkat çeken Mustafa Kemal Paşa, Vahdettin'in de dediği gibi namağlup komutan olacaktır.