Nasb kelime olarak, dikme, saplama, koyma, bir memuriyete yerleştirme, atama manalarına geliyor. Nasb kelimesi, Arapça kökenli olup Türkçemizde kullanılmaktadır.
Nasb kelimesi dikmek, mensup kılmak, kurmak, üstün eylemek, tayin etmek, inşa etmekle eş anlamlı kullanılan bir kelimedir.
Kur'an-ı Kerim'de Maide sûresi 3. ayeti kerimede, dikili taş manasında,(1) Hicr suresi 48. ayeti kerimede, zahmet manasında,(2) geçmektedir.
Hukuk dilinde bir memuriyete yerleştirme ve atama manalarında kullanılır. Askeri dilde rütbe almak manasında kullanılır.
Nasb kelimesinin zıddı azletmek olarak kullanılır. Türkçemizde genellikle, hukuk dilinde olup, atama ve tayinde kullanılır.
Kur'an-ı Kerim'de Allah-ü Teâlâ, Peygamber Efendilerimizin (a.s.) insanlara gönderilmeleriyle alakalı şöyle buyurmaktadır. "Gerçekten, Allah müminleri lütufkâr kıldı. Çünkü içlerinden kendilerine bir peygamber gönderdi."(3)
Bakara sûresi 56. ayeti kerimesinde, Cuma sûresi 2. ayeti kerimesinde, Furkan sûresi 41. ayeti kerimelerinde Peygamber "gönderme", "beâse" kelimesi ile kullanmıştır.
Asıl konumuza ancak şimdi gelebildik. Allah-ü Teâlâ Peygamberlerini seçip gönderdiği gibi emirleri (hükümdarları) komutanları da, seçip gönderir mi? Yoksa müminler demokratik yollardan mı halifelerini seçmelidirler?
Talut ile Calut'un hikâyesini duymayanımız kalmamıştır. Tekrar kısa bir hatırlayalım. İsrailoğulları, Amalikalılar (Mısır ile Filistin arasında yaşayan Calut isminde kralları olan bir millet, Amerikalılar değil yanlış anlaşılmasın) tarafından çok büyük bir yenilgiye uğratılmış, tabutları (Tevrat'ın konulduğu sandık) ellerinden alınmış, emirlerinden meliklerinden dört yüz kişi esir alınmış, vatanları zapt edilerek, geride kalanlara ağır vergiler yüklenmişti.(4)
Peygambersiz ve Meliksiz kalan İsrailoğulları, Allah-ü Teâlâ'ya dua edip kendilerine bir Peygamberin gönderilip, onunla bu kötü durumdan kurtarılmalarını istemişlerdi. Peygamber sülalesinden kalma tek bir kadın kalmış, Allah-ü Teâlâ da, ona bir çocuk vermiş, bu çocuğa da peygamberliği ihsan eylemiş.(5) Devamını ayeti kerimeden okuyalım.
"Gördün mü? İsrailoğullarının Musa'dan sonra ileri gelenlerine! Hani bir zaman peygamberlerine 'Bize bir hükümdar gönder, Allah yolunda savaşalım' dediler. 'Nasıl, üzerinize farz kılınırsa savaşır mısınız?' dedi. 'Biz niye savaşmayalım? Yurtlarımızdan çıkarıldık, evlatlarımızdan ayrıldık', dediler. Ne zaman ki savaş üzerlerine farz kılındı, fakat çok azının dışındakiler dönüverdiler. Allah o zalimleri bilir.(6)"
"Peygamberleri onlara, 'İşte Allah size hükümdar olarak Tâlut'u gönderdi' demişti. 'Olur mu? Dediler. O'na bizim üzerimize hükümdar olmak nereden? Hükümdarlığa biz ondan daha layık iken! Mal bakımından bir genişliğe de sahip değil', dediler. 'Onu sizin üzerinize Allah seçmiş ve ilimde, cisimde ona fazlasıyla bir genişlik vermiştir. Hem Allah mülkünü dilediğine verir.' dedi. Allah rahmeti geniş olan, her şeyi bilendir.(7)"
Allah-ü Teâlâ'nın, Peygamberi (Eşmoil), hayatta iken hükümdar olarak Tâlut'u seçmesi, İsrailoğullarına hükümdar olarak Tâlut'u göndermesi, nasb etmesi ayeti kerime ile sabittir.
İmam Ali (k.v.), imametinin ve hilafetinin nasb edilmesinin, bizden önceki ümmetlerde de var olduğunun en büyük delili bu ayeti kerimedir. Demek ki hükümdarlar bile Allah (c.c.) tarafından tayin edilip gönderilmiş. Yahudiler kendi peygamberlerinden istedikleri dileğin gerçekleşmesi ile nasıl sırtlarını dönüp gittiklerini ve onları bekleyen acı azabı, Kur'an-ı Kerim bizlere anlatmaktadır.
Peygamber (s.a.a.) Efendimizin tebliğ ettiği, Rabbimizin İmam Ali (a.s.) nasb'ını, iyi anlayıp Yahudiler gibi olmamaya gayret edelim!
Dipnotlar:
1. Hak Dini Kur'an Dili Elmalı'lı M. Hamdi Yazır 3. Cilt 1564. Sayfa.
2. A.g.e. 5. Cilt 3066. Sayfa
3. Ai İmran 164. Ayet
4. A.g.e. 2. Cilt 828. Sayfa
5. A.g.e. 2. Cilt 828. Sayfa
6. Bakara sûresi 246. ayeti kerime
7. Bakara sûresi 247. ayeti kerime
Nasb kelimesi dikmek, mensup kılmak, kurmak, üstün eylemek, tayin etmek, inşa etmekle eş anlamlı kullanılan bir kelimedir.
Kur'an-ı Kerim'de Maide sûresi 3. ayeti kerimede, dikili taş manasında,(1) Hicr suresi 48. ayeti kerimede, zahmet manasında,(2) geçmektedir.
Hukuk dilinde bir memuriyete yerleştirme ve atama manalarında kullanılır. Askeri dilde rütbe almak manasında kullanılır.
Nasb kelimesinin zıddı azletmek olarak kullanılır. Türkçemizde genellikle, hukuk dilinde olup, atama ve tayinde kullanılır.
Kur'an-ı Kerim'de Allah-ü Teâlâ, Peygamber Efendilerimizin (a.s.) insanlara gönderilmeleriyle alakalı şöyle buyurmaktadır. "Gerçekten, Allah müminleri lütufkâr kıldı. Çünkü içlerinden kendilerine bir peygamber gönderdi."(3)
Bakara sûresi 56. ayeti kerimesinde, Cuma sûresi 2. ayeti kerimesinde, Furkan sûresi 41. ayeti kerimelerinde Peygamber "gönderme", "beâse" kelimesi ile kullanmıştır.
Asıl konumuza ancak şimdi gelebildik. Allah-ü Teâlâ Peygamberlerini seçip gönderdiği gibi emirleri (hükümdarları) komutanları da, seçip gönderir mi? Yoksa müminler demokratik yollardan mı halifelerini seçmelidirler?
Talut ile Calut'un hikâyesini duymayanımız kalmamıştır. Tekrar kısa bir hatırlayalım. İsrailoğulları, Amalikalılar (Mısır ile Filistin arasında yaşayan Calut isminde kralları olan bir millet, Amerikalılar değil yanlış anlaşılmasın) tarafından çok büyük bir yenilgiye uğratılmış, tabutları (Tevrat'ın konulduğu sandık) ellerinden alınmış, emirlerinden meliklerinden dört yüz kişi esir alınmış, vatanları zapt edilerek, geride kalanlara ağır vergiler yüklenmişti.(4)
Peygambersiz ve Meliksiz kalan İsrailoğulları, Allah-ü Teâlâ'ya dua edip kendilerine bir Peygamberin gönderilip, onunla bu kötü durumdan kurtarılmalarını istemişlerdi. Peygamber sülalesinden kalma tek bir kadın kalmış, Allah-ü Teâlâ da, ona bir çocuk vermiş, bu çocuğa da peygamberliği ihsan eylemiş.(5) Devamını ayeti kerimeden okuyalım.
"Gördün mü? İsrailoğullarının Musa'dan sonra ileri gelenlerine! Hani bir zaman peygamberlerine 'Bize bir hükümdar gönder, Allah yolunda savaşalım' dediler. 'Nasıl, üzerinize farz kılınırsa savaşır mısınız?' dedi. 'Biz niye savaşmayalım? Yurtlarımızdan çıkarıldık, evlatlarımızdan ayrıldık', dediler. Ne zaman ki savaş üzerlerine farz kılındı, fakat çok azının dışındakiler dönüverdiler. Allah o zalimleri bilir.(6)"
"Peygamberleri onlara, 'İşte Allah size hükümdar olarak Tâlut'u gönderdi' demişti. 'Olur mu? Dediler. O'na bizim üzerimize hükümdar olmak nereden? Hükümdarlığa biz ondan daha layık iken! Mal bakımından bir genişliğe de sahip değil', dediler. 'Onu sizin üzerinize Allah seçmiş ve ilimde, cisimde ona fazlasıyla bir genişlik vermiştir. Hem Allah mülkünü dilediğine verir.' dedi. Allah rahmeti geniş olan, her şeyi bilendir.(7)"
Allah-ü Teâlâ'nın, Peygamberi (Eşmoil), hayatta iken hükümdar olarak Tâlut'u seçmesi, İsrailoğullarına hükümdar olarak Tâlut'u göndermesi, nasb etmesi ayeti kerime ile sabittir.
İmam Ali (k.v.), imametinin ve hilafetinin nasb edilmesinin, bizden önceki ümmetlerde de var olduğunun en büyük delili bu ayeti kerimedir. Demek ki hükümdarlar bile Allah (c.c.) tarafından tayin edilip gönderilmiş. Yahudiler kendi peygamberlerinden istedikleri dileğin gerçekleşmesi ile nasıl sırtlarını dönüp gittiklerini ve onları bekleyen acı azabı, Kur'an-ı Kerim bizlere anlatmaktadır.
Peygamber (s.a.a.) Efendimizin tebliğ ettiği, Rabbimizin İmam Ali (a.s.) nasb'ını, iyi anlayıp Yahudiler gibi olmamaya gayret edelim!
Dipnotlar:
1. Hak Dini Kur'an Dili Elmalı'lı M. Hamdi Yazır 3. Cilt 1564. Sayfa.
2. A.g.e. 5. Cilt 3066. Sayfa
3. Ai İmran 164. Ayet
4. A.g.e. 2. Cilt 828. Sayfa
5. A.g.e. 2. Cilt 828. Sayfa
6. Bakara sûresi 246. ayeti kerime
7. Bakara sûresi 247. ayeti kerime
Ali Nezir / diğer yazıları
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023