Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını kutlamaya çeyrek kala İstiklâl Marşı'nı ve Onuncu Yıl Marşı'nı coşkuyla okumaya devam ediyoruz.
Milli Marşımız milli birlik ve beraberliğimizin ifadesidir. İstiklâl Marşı'nın okullarda, spor müsabakalarında, bilimsel, sosyal ve kültürel etkinliklerde ve açılışlarda çalınmasının bir anlamı da Cumhuriyet değerlerimizin, ATATÜRK İlke ve İnkılâplarının teyididir.
Kuruluş yıllarından bugünlere gelene kadar İstiklâl Marşı ve Onuncu Yıl Marşı aşılamamıştır. Ne Necil Kâzım Akses'in 50.Yıl Marşı ve ne de 75.Yıl marş girişimleri yeterli olabilmiştir.
"Bir bitmeyen şevk verirken beste / Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir" (Yahya Kemal Beyatlı);
88 yıldır coşkuyla söylediğimiz İstiklâl Marşı'nın bestesi Milletimize şevk verirken, şairin söylediği teli koparmayalım.
Ne var ki, telin kopması anlamında olmasa bile İstiklâl Marşı'nın bestesinin, yâni müziğinin değişmesi gündeme getirilmiştir. Bayram değil, seyran değil ise de, özellikle Milli Bayramlarımızın mütemmim cüzü (ayrılmaz, bütünleyici paçası) olan İstiklâl Marşı'nın bestesinin değiştirilmesi fikri, ister istemez "?eniştem beni niye öptü" sorusunu getirip önümüze koymaktadır!
Türlü çeşit cevabı olsa da sorunun, fincancı katırları ürkmesin diye, bu satırların yazarı sadece işin teknik boyutlarını müzik ve hukuk açısından yoklamak istemektedir.
Müzik açısından anahtar kavram "prozodi" olup, sözlü bir müzik eserinde, sözcüklerin vurgulu ve vurgusuz heceleriyle, ölçünün kuvvetli ve zayıf zamanları arasındaki uygunluk. Bu teknik ifadeyi sadeleştirirsek; söz ve müziğin uyumudur. Müziğin kelimeyi bölmemesidir. Operada librettoyla (opera metni) müzik, Klasik Türk Musıkisinde aruz vezniyle makam arasındaki uyum ve kırâatta tecvid gibi.
Biraz tebessüm katalım: Eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut bir gazinoya gider ve "sabile" şarkısını ister. Sazendesi hanendesi birbirine bakar ve istenen şarkıyı çıkaramazlar. Yıldırım Akbulut bunun üzerine, yahu der, eller ayırsa bile, yıllar ayırsa bile şarkısını bilmiyor musunuz? Anlaşılan başbakanın aklında "sabile" kalmış. İşte güftedeki "ayırsa bile" sözcükleri müzikte "sabile" gibi ahenkleştiriliyorsa prozodi hatası vardır.
İstiklâl Marşı için, prozodi hatası yok, diyemeyiz. Güfte "Korkma sönmez" sözcükleriyle başlar, ancak beste icra edilirken, marşı okurken, "Korkma sönmez" i "korkmaz sönmez" olarak seslendiriyoruz.
İstiklâl Marşı'nın güftesinde sorun yoktur. Bestesinde de birkaç yerde hece bölünmesi olsa da büyük sorun yoktur. Milletimiz ulusal marşımızı 88 yıldır bu şekliyle ve de coşkuyla okumaktadır ve içine sindirmiştir. Yahya Kemal'i severiz ama, teli koparıp şairimizi haklı çıkarmayalım.
Konuyu hukuka yatırdığımızda ise, hem Anayasa hem de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, İstiklâl Marşı değiştirilemez, demektedir;
Şöyle ki:
Anayasa'nın 3.maddesine göre devletin Milli marşı "İstiklâl Marşı" dır. Yine Anayasa'nın 4.maddesine göre bu hüküm değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Anayasa'nın bu âmir ve kesin hükmü karşısında Milli marşımızın ne güftesi ve ne de bestesi değiştirilebilir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, eserde değişiklik yapılmasını önleme hakkını, manevi bir hak olarak eser sahibine tanımıştır.
Mesela bir ressamın tablosunu satın aldınız. O tablonun maliki siz olursunuz ama, elinize fırçayı alıp şurasını beğenmedim, renk değiştireyim, gölgelendireyim diyemezsiniz. Tablo sizin olsa da eser üzerinde eser sahibinin manevi hakları devam eder. Eserde değişikliği önleme hakkı vardır (5846 sayılı Kanun: madde-16).
İstiklâl Marşı'nın bestecisi Osman Zeki Üngör'dür. Vefatı 1958 yılı olup, mirasçıları mevcuttur. Mirasçılarının izni olmadan İstiklâl Marşı'nın bestesinde değişiklik yapılamaz.
Beste tamamen kaldırılıp yerine bir başka beste konulabilir mi?
Beste, Milli marş için yapılmıştır. Müziği, şiirden ayırdığınızda bestecinin Milli marşta yücelen itibar ve şerefini zedelersiniz. Kendisi buna razı olsa, manevi haklarından vazgeçse bile, yasa buna mani olmakta, eser sahibinin şeref ve haysiyetine zarar verecek işlem ve eylemlere izin vermemektedir (5846 sayılı Kanun: madde-16, son fıkra).
Son tahlilde;
Anayasa hükmü ve Fikri Haklar, İstiklâl Marşı'nın değiştirilmesini yasaklamıştır!
Milli Marşımız milli birlik ve beraberliğimizin ifadesidir. İstiklâl Marşı'nın okullarda, spor müsabakalarında, bilimsel, sosyal ve kültürel etkinliklerde ve açılışlarda çalınmasının bir anlamı da Cumhuriyet değerlerimizin, ATATÜRK İlke ve İnkılâplarının teyididir.
Kuruluş yıllarından bugünlere gelene kadar İstiklâl Marşı ve Onuncu Yıl Marşı aşılamamıştır. Ne Necil Kâzım Akses'in 50.Yıl Marşı ve ne de 75.Yıl marş girişimleri yeterli olabilmiştir.
"Bir bitmeyen şevk verirken beste / Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir" (Yahya Kemal Beyatlı);
88 yıldır coşkuyla söylediğimiz İstiklâl Marşı'nın bestesi Milletimize şevk verirken, şairin söylediği teli koparmayalım.
Ne var ki, telin kopması anlamında olmasa bile İstiklâl Marşı'nın bestesinin, yâni müziğinin değişmesi gündeme getirilmiştir. Bayram değil, seyran değil ise de, özellikle Milli Bayramlarımızın mütemmim cüzü (ayrılmaz, bütünleyici paçası) olan İstiklâl Marşı'nın bestesinin değiştirilmesi fikri, ister istemez "?eniştem beni niye öptü" sorusunu getirip önümüze koymaktadır!
Türlü çeşit cevabı olsa da sorunun, fincancı katırları ürkmesin diye, bu satırların yazarı sadece işin teknik boyutlarını müzik ve hukuk açısından yoklamak istemektedir.
Müzik açısından anahtar kavram "prozodi" olup, sözlü bir müzik eserinde, sözcüklerin vurgulu ve vurgusuz heceleriyle, ölçünün kuvvetli ve zayıf zamanları arasındaki uygunluk. Bu teknik ifadeyi sadeleştirirsek; söz ve müziğin uyumudur. Müziğin kelimeyi bölmemesidir. Operada librettoyla (opera metni) müzik, Klasik Türk Musıkisinde aruz vezniyle makam arasındaki uyum ve kırâatta tecvid gibi.
Biraz tebessüm katalım: Eski başbakanlardan Yıldırım Akbulut bir gazinoya gider ve "sabile" şarkısını ister. Sazendesi hanendesi birbirine bakar ve istenen şarkıyı çıkaramazlar. Yıldırım Akbulut bunun üzerine, yahu der, eller ayırsa bile, yıllar ayırsa bile şarkısını bilmiyor musunuz? Anlaşılan başbakanın aklında "sabile" kalmış. İşte güftedeki "ayırsa bile" sözcükleri müzikte "sabile" gibi ahenkleştiriliyorsa prozodi hatası vardır.
İstiklâl Marşı için, prozodi hatası yok, diyemeyiz. Güfte "Korkma sönmez" sözcükleriyle başlar, ancak beste icra edilirken, marşı okurken, "Korkma sönmez" i "korkmaz sönmez" olarak seslendiriyoruz.
İstiklâl Marşı'nın güftesinde sorun yoktur. Bestesinde de birkaç yerde hece bölünmesi olsa da büyük sorun yoktur. Milletimiz ulusal marşımızı 88 yıldır bu şekliyle ve de coşkuyla okumaktadır ve içine sindirmiştir. Yahya Kemal'i severiz ama, teli koparıp şairimizi haklı çıkarmayalım.
Konuyu hukuka yatırdığımızda ise, hem Anayasa hem de Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, İstiklâl Marşı değiştirilemez, demektedir;
Şöyle ki:
Anayasa'nın 3.maddesine göre devletin Milli marşı "İstiklâl Marşı" dır. Yine Anayasa'nın 4.maddesine göre bu hüküm değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Anayasa'nın bu âmir ve kesin hükmü karşısında Milli marşımızın ne güftesi ve ne de bestesi değiştirilebilir.
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu, eserde değişiklik yapılmasını önleme hakkını, manevi bir hak olarak eser sahibine tanımıştır.
Mesela bir ressamın tablosunu satın aldınız. O tablonun maliki siz olursunuz ama, elinize fırçayı alıp şurasını beğenmedim, renk değiştireyim, gölgelendireyim diyemezsiniz. Tablo sizin olsa da eser üzerinde eser sahibinin manevi hakları devam eder. Eserde değişikliği önleme hakkı vardır (5846 sayılı Kanun: madde-16).
İstiklâl Marşı'nın bestecisi Osman Zeki Üngör'dür. Vefatı 1958 yılı olup, mirasçıları mevcuttur. Mirasçılarının izni olmadan İstiklâl Marşı'nın bestesinde değişiklik yapılamaz.
Beste tamamen kaldırılıp yerine bir başka beste konulabilir mi?
Beste, Milli marş için yapılmıştır. Müziği, şiirden ayırdığınızda bestecinin Milli marşta yücelen itibar ve şerefini zedelersiniz. Kendisi buna razı olsa, manevi haklarından vazgeçse bile, yasa buna mani olmakta, eser sahibinin şeref ve haysiyetine zarar verecek işlem ve eylemlere izin vermemektedir (5846 sayılı Kanun: madde-16, son fıkra).
Son tahlilde;
Anayasa hükmü ve Fikri Haklar, İstiklâl Marşı'nın değiştirilmesini yasaklamıştır!
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023