Çocukluğumuz olan 1980'li yıllara gitmek, o günleri hatırlamak ve hatırlatmak geldi içimden bir an... Büyüklerimizin anlattığına göre; babalarımız ve dedelerimizin Kur'an okumayı öğrenmeleri, Arapça tahsil yapmaları çok zor şartlar altında yapılıyordu. Zor olmasına rağmen nice hafızlarımız ve âlimlerimiz o sıkıntılı dönemde ve şartlarda yetiştiler. Dinimizi hem öğrendiler ve öğrettiler, hem yaşadılar ve yaşattılar. Trabzon'un beldesi Beşköy dendiği zaman İslam'ın yaşandığı ve yaşatıldığı yer akla geliyordu. Hatta insanlar arasında bir ihtilaf çıktığı zaman mahkemelere gidilmiyor, avukat tutulmuyor; köyün hocasına gidiliyor ve İslam'ın bu konudaki hükmü soruluyordu. Hocanın verdiği hükme de herkes razı oluyordu. Denilebilir ki, Beşköy'de İslam'ın hükümleri geçerli idi.Beldemize birileri gelip "Şeriat gelmesi lazım, Şeriat gelecek vahşet bitecek!" sloganlarını bize öğretinceye ve bu sloganları bize attırıncaya kadar; her delikanlının hayalinde "Hafız olmak" sonrasında da "Efendi olmak" (Arapça öğreniminden icazet almak) yatıyordu. Biz şeriatın geleceğini beklerken ve bu hayalle yaşarken hafızlığın da efendiliğin de bittiğini, İslami değerlerin de yok olduğuna şahit olduk. Meğer "Şeriat" gelmez, yaşanırmış.Beşköy'de yaşayan insanlar arasındaki ihtilaflar Kur'an hükümleri ile çözülürken, herkes İslam'a ve hükümlerine boyun eğerken, bunlara razı iken ve daha iyi bir İslam yaşantısı beklerken; bir de baktık ki, beldemizde "kilise" açmak için kiralık yerlerin arandığını öğrendik. Çünkü gayr?i Müslimlere imar yasasında yapılan değişiklikle kilise ve havra açılışına iktidar tarafından izin verilmişti.İslam'ı dilimizle savunduk ve savunuyoruz ama yaşamıyoruz. Allah'ın emir ve yasaklarını biliyoruz ama uygulamıyoruz. Yetim malının, devlet malının, kul hakkının, faizin, zinanın, dedikodunun, gıybetin, Müslüman dışındaki insanları sevmenin ve onları dost edinmenin haram olduğunu biliyoruz ama gereğini yapmıyoruz.Bizden kabul ettiğimiz insanları yönetici olarak seçtik. Ama hayalimizdeki "şeriat" bir türlü gelmedi. Gelmediği gibi domuz etinin kasaplarda dana eti gibi, kuzu eti gibi satılmasına izin verildi. Zina suç olmaktan çıkartıldı. Kendi paralarımızla ve iznimiz olmadan kiliseler onarıldı ve açılışları da "Hayırlı olsun, uğurlu olsun Ya Allah Bismillah" diyerek yapıldı. Bununla birlikte Din Kültürü kitaplarında Kelime?i Tevhidden "Muhammedün Resûlullah" ibaresi çıkartıldı. Bunlar İslam'a aykırı yapılan icraatlardan sadece birkaç tanesi. Hiçbirine ses çıkarmadığımız gibi bu icraatları yapanların avukatlığına soyunduk. Tüm bu icraatları savunmamız, rızık endişesi taşımamız ve bu icraatları yapanları bizden kabul etmemiz sebebiyledir. Halbuki rızkı veren ve ona kefil olan, hükmünde ortak kabul etmeyen, emir ve yasaklarının herkes tarafından kabul edilmesini, uyulmasını ve herkesin aynı sorumlulukta olduğunu emreden Yüce Allah'tır. Allah'ın hükümlerine karşı herkes aynı oranda sorumludur.Hiçbir dönem bu kadar Müslüman kanı akıtılmadı, Müslüman kadının namusu kirletilmedi. Müslümanın izzeti, namusu, şerefi, haysiyeti, canı, malı hiç bu kadar ayaklar altına alınmadı. Acaba biz nerede yanlış yaptık?
Hasan Aydın / diğer yazıları
- Gazi Mustafa Kemal farkı / 10.10.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023
- Sadece namaz Cennet’e götürür mü? / 06.10.2023
- Ücreti alınanın ecri olur mu? / 30.09.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ ırkçılık mı? / 28.09.2023
- Peygamberimiz kavmini Allah'a şikâyet etti mi? / 22.09.2023
- Cami yaptırmak israf olur mu? / 18.09.2023
- Şikâyet yerine şükretmek / 15.09.2023
- Çoğunluk hak değildir / 11.09.2023
- İslâm'ın ilk emri oku! / 07.09.2023
- Cahillerden olma! / 04.09.2023