Devletin resmi yayın organı TRT'de; Cizre'deki 23 numaralı binaya girildiği ve 50 teröristin etkisiz hale getirildiği haberini dinlemiştim. Yüreğime su serpilmişti.
Bir gün sonra, TRT'nin o haberi kaldırdığını, başka haber kanallarından öğrendim!
Öbür haber kanallarından birisi, bu haberin haberini; "Cizre'de girilen o ev, o ev değilmiş! Etkisiz hale getirilen terörist sayısı da altmış değil, onmuş!" şeklinde istihzalı bir üslupla verdi ki, haklıydı!
Altmış değil, onmuş!
Hava soğuk haber, donmuş!
TRT Haber masasına konmuş-muşşş!
Yaaa, Müslüman!
"Kınamayınız. Kınadıklarınızı yaşamadan ölmezsiniz" Peygamber (s.a.a.) öğüdünü unutursanız, böyle olur!
Çarıklı erkân-ı harb de; "Gülme komşuna, gelir başına!" demiş değil mi?
Şimdi; başımıza açtığı bütün belâlara, içine düşürüldüğümüz bu herc ü merce rağmen hâlâ; "Başkanlık da Başkanlık" deyip dolaşan Cumhurbaşkanı'na, Eş-Başbakanlara ve yetkili herkese seslenmek istiyorum:
Sayın Cumhurbaşkanı!
Sayın Eş-Başbakan!
Dindaşım! Kardeşim! Komşum!
Siz ve sizin gibi davrananlar; "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse onlardandır. Allah zalimler topluluğunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz" (Mâide-51) Allah buyruğuna rağmen Haçlı ve siyonistlerle işbirliğine girip onlardan dost edindiniz!
Bir-kaç ay evvel; "Kardeşim Esat" iltifatlarıyla ailece görüştüğünüz din kardeşinizi, onlar öyle istiyor diye bir anda; "Katil Esed" diye düşman ilan ettiniz!
Bir-kaç ay önceki; "Kardeşim Esad" ı Haçlı ile söz birliği ederek, "400 bin kişinin katili Eset" diye itham ederek suçladınız!
Kınadıklarımızı yaşamadan ölmeyeceğimize göre, elbette başınıza bu gelir!
Sizin elinizle şımarttırılan PKK'lılar isyan ederler, siz -Devletliğin gereği- mecburen ayaklanmayı bastırmak için müdahale edersiniz.
Devletin altmış PKK'lının itlafını duyurmasından sonra, dost edindikleriniz tepki vermesinler diye inkâra mecbur kalırsınız!
"Cizre'deki 23 numaralı binaya girildi. PKK'nın üst düzey yöneticilerinin de arasında olduğu 60 terörist etkisiz hale getirildi" haberi, bir gün sonra; "O ev, o ev değilmiş! Gece yarısı etkisiz hale getirilen terörist de altmış değil, onmuş.." diye değiştirilir!
"Onlardan dost edinenler, onlardandır" İlâhî tarifine rağmen, onlarla dostluk ederek, "Arap Baharı" adlı Müslüman katliamına seyircilikle de yetinmeyip, bir milyondan fazla Iraklı Müslümanı katledip, yüz binlerce Müslüman kadına-kıza tecavüz eden Haçlı askerlerine duâ ederseniz;
ABDullah'ın; "Türk Baharı 2002'de tamamlandı" sözleriyle övünürseniz, Haçlı ve Siyonistler; "Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi" kapsamında Türkiye'yi sıraya aldıklarını saklamazlar bile!
"Türkiye'nin de içinde olduğu 22 Müslüman ülkenin yönetim şekli ve sınırları değişecek" şeklinde ABD Dışişleri Bakanı Condoleazza Rice tarafından açıklanan plana sizi de; "Eş-Başkan" ederlerse, daha çoook mahallenin şirretine dönersiniz!
Bir Müslüman olarak inancımıza göre, yanlış saftasınız!
Bir Türk olarak tarihimize ve töremize göre, yanlış saftasınız!
"Yüksek ahlâkı tamamlamak üzere gönderildim" diyen Peygamber (s.a.a.)'in ümmetliğine göre, yanlış saftasınız!
Yahu Müslüman!
Allah'ın; "Siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında, 'İnandık' derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün!" (Âli İmran-119) ikazını da -bilmemeniz mümkün değil ancak unutmuş olabilirsiniz diye- hatırlatarak yanlış safta yer aldığınızı, size daha nasıl söyleyelim?
Bu kadar ısrarlı yanlışlarla asla doğru bir sonuca varamazsınız!
Yanlış yoldan, doğru adrese gitmek Vallahi mümkün değildir!
Bari milletin ve devletin istikbâli ile oynamayın!
Buna hem hakkınız yok, hem haddiniz değil, hem de Türk Milleti buna asla izin vermez!
Açılım- Millî Mutabakat- Millî Birlik ve Kardeşlik ve son olarak da Çözüm adı verdiğiniz ne Türklerin, ne de Kürtlerin anlayamadığı uygulamalarla milli bütünlüğümüzü 36 etnik parçaya ayırmaya uğraşmanın, millet menfaatine olması asla mümkün değildir!
Dokunmayın birliğimize!
Tehlikeye atmayın dirliğimizi!
Asırlarca Haçlı Seferleri'ni, İslâm adına tek başına göğüsleyip durduran Türk Milletini Haçlı ile birlikte Müslümanların üzerine göndermeyi, aklınızdan bile geçirmeyin!
Muhteşem Türk Atatürk'ün; "Yurtta sulh, cihanda sulh" sözündeki; "Yurt-dışında dört yanda düşman kalmayacak. İçeride ise başlı baş eğecek, dizli diz çökecek. Sonra yoksullar bay edilecek, çıplaklar giyindirilecek, açlar doyurulacak. Böylece yurtta asayiş sağlanarak sulh; sınır ötemizde dört yanda düşman bırakılmayarak da cihanda sulh sağlanacak" manasını kavrayamayanların; içeride isyan eden teröriste, dışarıda Haçlı'ya boyun eğmesinden daha doğal ne olabilir ki?
"BAĞIMSIZLIK, KARAKTERİMİZDİR." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017