Bir yere mi varmak istiyoruz?
Bir şeyler artık değişsin mi istiyoruz?
Kara hâlimizi fark ettik de nasıl çıkarız mı diyoruz?
O tabu yıkılmadan olmaz!
Hangi tabu?
Anlatalım.
Toplumca bir şeyler bize sirayet ediyor.
Misal, bir bakıyoruz "asgari ücret bir kuruş artmaz" diyen siyasi partiler mevcut rakamın üstünde asgari ücret getireceklerini söylüyorlar.
Bazen bir bakıyoruz, birileri Atatürk'ü savunuyor; soyunun paklığını anlatıyor.
Bazı fikirler toplumda her şeye rağmen tutuyor, bazı dönüşümler sessiz sedasız oluyor.
Bu su, hangi pak dereden çalınıp çırpılıyor da önümüze sunuluyor?
Hangi temizin parçası, kirli ellerce gasp edilip kendininmiş gibi sunuluyor?
Bu gerekli soruları sorduğumuzda önümüzde tertemiz ve kocaman bir Prof. Haydar Baş gerçeği duruyor.
Yani, yapma ve suni gündeme rağmen bazı gerçek gündemler toplumda, O'nun dediklerinin etrafında, mecburen ortaya çıkıyor.
Ama kapalı kapılar ardında, gizli odalar içinde dinlenilip dedikleri "çalınıyor".
İsmi, tabu!
Fikri, cümle alemin zihninde!
Herkes Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne dediğini biliyor, duymayan yok.
Haklılığı gün be gün ortaya çıktıkça insanlar haklılığını da idrak ediyor.
Ama içten içe doğruyu bilmek yetmez.
O'nun ismini anıp, "bunu bu insan demişti" demeden; O'nun peşine takılıp, gösterdiği hedef, ikaz ve çözümleri görüp gerekeni yapmadan olmaz!
Haydar Hoca'yı örtenleri tabu bildikçe düzelmeyiz, bilesiniz.
Düzelmenin yolu, meseleyi ortaya atanı kabul etmek, desteklemektir.
Reçete ezberlemekle ailenizi tedavi edemezsiniz, öldürürsünüz!
O reçeteyi yazacak donanım ve birikime sahip bir hekime teslim olmak şart!
Bir şeyler artık değişsin mi istiyoruz?
Kara hâlimizi fark ettik de nasıl çıkarız mı diyoruz?
O tabu yıkılmadan olmaz!
Hangi tabu?
Anlatalım.
Toplumca bir şeyler bize sirayet ediyor.
Misal, bir bakıyoruz "asgari ücret bir kuruş artmaz" diyen siyasi partiler mevcut rakamın üstünde asgari ücret getireceklerini söylüyorlar.
Bazen bir bakıyoruz, birileri Atatürk'ü savunuyor; soyunun paklığını anlatıyor.
Bazı fikirler toplumda her şeye rağmen tutuyor, bazı dönüşümler sessiz sedasız oluyor.
Bu su, hangi pak dereden çalınıp çırpılıyor da önümüze sunuluyor?
Hangi temizin parçası, kirli ellerce gasp edilip kendininmiş gibi sunuluyor?
Bu gerekli soruları sorduğumuzda önümüzde tertemiz ve kocaman bir Prof. Haydar Baş gerçeği duruyor.
Yani, yapma ve suni gündeme rağmen bazı gerçek gündemler toplumda, O'nun dediklerinin etrafında, mecburen ortaya çıkıyor.
Ama kapalı kapılar ardında, gizli odalar içinde dinlenilip dedikleri "çalınıyor".
İsmi, tabu!
Fikri, cümle alemin zihninde!
Herkes Prof. Dr. Haydar Baş'ın ne dediğini biliyor, duymayan yok.
Haklılığı gün be gün ortaya çıktıkça insanlar haklılığını da idrak ediyor.
Ama içten içe doğruyu bilmek yetmez.
O'nun ismini anıp, "bunu bu insan demişti" demeden; O'nun peşine takılıp, gösterdiği hedef, ikaz ve çözümleri görüp gerekeni yapmadan olmaz!
Haydar Hoca'yı örtenleri tabu bildikçe düzelmeyiz, bilesiniz.
Düzelmenin yolu, meseleyi ortaya atanı kabul etmek, desteklemektir.
Reçete ezberlemekle ailenizi tedavi edemezsiniz, öldürürsünüz!
O reçeteyi yazacak donanım ve birikime sahip bir hekime teslim olmak şart!
Hüseyin Taşkın / diğer yazıları
- Ölenden borç var doğana borç kalıyor / 08.06.2019
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018
- Eğer başarı aranıyorsa / 10.04.2019
- Enflasyonu da bilmiyorsunuz ki! / 15.03.2019
- Büyük devrim / 14.03.2019
- Çözüm sahibi olmak / 05.03.2019
- Taklit edilmeye çalışılan parti BTP / 26.02.2019
- Hepimiz orada olmak durumundayız / 20.01.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a kim tuzak kurar? / 15.01.2019
- Yarın değil, bugün / 25.12.2018
- Ata’ya vefa borcumuz var / 23.10.2018