Oruçlu adeta melekleşir. Kötü söz söylemeyeceksin, sabırlı olacaksın. Dilini, gözünü, mahrem yerlerini haramdan koruyacaksın. Seni ibadetten şu veya bu şekilde uzaklaştırmak, ibadet bağını zedeleyecek insani ve nefsanî vesvese ve tavırlara karşı kararlılıkla, oruça dayanıklı olacaksın.
Hadis-i şerifte, "Oruç sabrın yarısıdır" buyrulur.
Ve Ehl-i Beyt gibi bütün bu zorluklar karşısında bir de hiç üşenmeden iylilikte, infakta, merhamette, affetmekte, müminin yardımına koşmakta bir ana, bir can dostu olacaksın.
Ebrar Ayetleri bu hakikati anlatır.
Hz. Fâtıma (a.s), Hz. Ali (a.s), niyet ettikleri adak orucunu tutuyorlardı. İftara yakın bir saatte kapılarını bir gün bir miskin, bir gün aynı saate bir yetim ve diğer gün de esir gelir istekte bulunurlar. "Tam da iftar edeceğimiz saat ne diye geldiniz" demiyorlar. "Yarın için yiyecek bir şeyimiz yok ki. Size nasıl verelim" de demiyorlar. "Hadi bizi bırak, çocuklar ne olacak, Allah Resulü'nün evlatlarım dediği, Cennette iki reyhanım dediği, bir gün susuzluktan ağlarlarken, mübarek dili ile emzirdiği iki torunu ne olacak" da demediler. Sofralarındakileri verir ve tekrar ertesi günün orucuna niyet ederler. Üç gün böyle geçti. Cenab-ı Hak bunun üzerine İnsan suresinde buyurduğu ayet-i kerime ile onları Resul-i Ekrem'e bildirir ve över:
"Hakiki müminler Allah'a olan muhabbetlerinden dolayı kendi yiyeceklerini miskine, yetime ve esire ikram ederler" (İnsan, 8).
Müminlerin Ramazandaki ikramları, davetleri, yardımları işte bu ahlak ve ibadetin yansımalarıdır. Biz ibadetleri tam ve mükemmel olarak yerine getirelim, gerek fert ve gerek cemiyette halimiz, hayatımız cennete dönecektir.
Oruç nefisle cihad etmektir. Yemeğe-içmeğe alışmış bir bedeni frenleyeceksin. Ne adına, Allah adına? Seninle savaşacak, "ver" diyecek. "Ye" diyecek. "Boş ver keyfine bak" diyecek. "Allah'ın emrini bırak" diyecek. "Sonra tutarsın veya tutmazsın" diyecek. Şeytana çağıracak. Şeytanın safına çağıracak. Onu yendikçe sen Allah'a yakın olacaksın. Bu sebeple de ezan sesinden rahatsız olur. Dinlemeleri engellemeye çalışır. Sevgili Peygamberimiz tavsiyesinde, "Müezzin ile beraber ezanı tekrar edin" buyurur. Burada, imanın, şahadetin haykırışı, ilanı vardır. Bu da müminleri güçlendirir. Ve şeytan bunlardan rahatsız olur.
İmam Sâdık (a.s), "En iyi (faziletli) cihad sıcak havada oruç tutmaktır" buyurur.
Oruç kişiyi sıhhatli yapar. Oruç ile vücut kendini dinlendirir. Güçlendirir. Vücut daha az yıpranır. Zindelik artar. Bağışıklık sistemi güçlenir. Bununla ilgili bilgilere kolayca erişebiliriz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), "Oruç tutun sıhhat bulun" buyurmuştur. Psikolojik açıdan, karşındakinin halini bilme, kişiyi tanıma, ona göre ruhsal güçlülük sağlama, açlık eğitimi de kişiyi ruhen olgunlaştırır. Toplum olarak hayırda buluşma, samimiyetle paylaşma, bir arada ibadet, toplu halde teravih ve mukabeleler? Kaynaşma ve toplumu tanıma becerisi kazandırır. İmam olsun, kaymakam olsun, vali olsun? Toplumun manevi yönlerine vâkıf olacağından, göreceğinden hizmet ve görevinde daha başarılı olacaktır.
Belediyelerin iftar çadırları, kurum ve derneklerin kumanya dağıtmaları bu duyarlığın göstergesidir.
"Orucu zannetme zahmet
Yeter ki sen ona sabret
Melekler üstüne rahmet
Saçar Ramazan ayında."
-Âşık Deryami-
(Türk Edebiyatında Ramazan Şiirleri, TDV yy. s.138).
Hadis-i şerifte, "Oruç sabrın yarısıdır" buyrulur.
Ve Ehl-i Beyt gibi bütün bu zorluklar karşısında bir de hiç üşenmeden iylilikte, infakta, merhamette, affetmekte, müminin yardımına koşmakta bir ana, bir can dostu olacaksın.
Ebrar Ayetleri bu hakikati anlatır.
Hz. Fâtıma (a.s), Hz. Ali (a.s), niyet ettikleri adak orucunu tutuyorlardı. İftara yakın bir saatte kapılarını bir gün bir miskin, bir gün aynı saate bir yetim ve diğer gün de esir gelir istekte bulunurlar. "Tam da iftar edeceğimiz saat ne diye geldiniz" demiyorlar. "Yarın için yiyecek bir şeyimiz yok ki. Size nasıl verelim" de demiyorlar. "Hadi bizi bırak, çocuklar ne olacak, Allah Resulü'nün evlatlarım dediği, Cennette iki reyhanım dediği, bir gün susuzluktan ağlarlarken, mübarek dili ile emzirdiği iki torunu ne olacak" da demediler. Sofralarındakileri verir ve tekrar ertesi günün orucuna niyet ederler. Üç gün böyle geçti. Cenab-ı Hak bunun üzerine İnsan suresinde buyurduğu ayet-i kerime ile onları Resul-i Ekrem'e bildirir ve över:
"Hakiki müminler Allah'a olan muhabbetlerinden dolayı kendi yiyeceklerini miskine, yetime ve esire ikram ederler" (İnsan, 8).
Müminlerin Ramazandaki ikramları, davetleri, yardımları işte bu ahlak ve ibadetin yansımalarıdır. Biz ibadetleri tam ve mükemmel olarak yerine getirelim, gerek fert ve gerek cemiyette halimiz, hayatımız cennete dönecektir.
Oruç nefisle cihad etmektir. Yemeğe-içmeğe alışmış bir bedeni frenleyeceksin. Ne adına, Allah adına? Seninle savaşacak, "ver" diyecek. "Ye" diyecek. "Boş ver keyfine bak" diyecek. "Allah'ın emrini bırak" diyecek. "Sonra tutarsın veya tutmazsın" diyecek. Şeytana çağıracak. Şeytanın safına çağıracak. Onu yendikçe sen Allah'a yakın olacaksın. Bu sebeple de ezan sesinden rahatsız olur. Dinlemeleri engellemeye çalışır. Sevgili Peygamberimiz tavsiyesinde, "Müezzin ile beraber ezanı tekrar edin" buyurur. Burada, imanın, şahadetin haykırışı, ilanı vardır. Bu da müminleri güçlendirir. Ve şeytan bunlardan rahatsız olur.
İmam Sâdık (a.s), "En iyi (faziletli) cihad sıcak havada oruç tutmaktır" buyurur.
Oruç kişiyi sıhhatli yapar. Oruç ile vücut kendini dinlendirir. Güçlendirir. Vücut daha az yıpranır. Zindelik artar. Bağışıklık sistemi güçlenir. Bununla ilgili bilgilere kolayca erişebiliriz. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v), "Oruç tutun sıhhat bulun" buyurmuştur. Psikolojik açıdan, karşındakinin halini bilme, kişiyi tanıma, ona göre ruhsal güçlülük sağlama, açlık eğitimi de kişiyi ruhen olgunlaştırır. Toplum olarak hayırda buluşma, samimiyetle paylaşma, bir arada ibadet, toplu halde teravih ve mukabeleler? Kaynaşma ve toplumu tanıma becerisi kazandırır. İmam olsun, kaymakam olsun, vali olsun? Toplumun manevi yönlerine vâkıf olacağından, göreceğinden hizmet ve görevinde daha başarılı olacaktır.
Belediyelerin iftar çadırları, kurum ve derneklerin kumanya dağıtmaları bu duyarlığın göstergesidir.
"Orucu zannetme zahmet
Yeter ki sen ona sabret
Melekler üstüne rahmet
Saçar Ramazan ayında."
-Âşık Deryami-
(Türk Edebiyatında Ramazan Şiirleri, TDV yy. s.138).
Feyyaz inanç / diğer yazıları
- İnsanı bilmek insanca davranmak / 09.06.2019
- Eski Boğaziçi'nden Türkiye'ye baktım? / 30.06.2017
- Dini, menfaate alet etmek / 29.06.2017
- Çok şükür bayrama eriştik / 24.06.2017
- Elveda yâ Şehr-i Ramazan / 23.06.2017
- Zekât kimlere verilmez? / 22.06.2017
- Kadir gecesine erişmek / 21.06.2017
- Zekât kimlere verilir? / 20.06.2017
- Zekat kimlere, nelerden verilir? / 19.06.2017
- Bir hatırlatma ve sadakanın fazileti / 18.06.2017
- Eski Boğaziçi'nden Türkiye'ye baktım? / 30.06.2017
- Dini, menfaate alet etmek / 29.06.2017
- Çok şükür bayrama eriştik / 24.06.2017
- Elveda yâ Şehr-i Ramazan / 23.06.2017
- Zekât kimlere verilmez? / 22.06.2017
- Kadir gecesine erişmek / 21.06.2017
- Zekât kimlere verilir? / 20.06.2017
- Zekat kimlere, nelerden verilir? / 19.06.2017
- Bir hatırlatma ve sadakanın fazileti / 18.06.2017