'Bu ülkede, Allah Resulü'nün ve İmam Ali'nin ölçülerinde bir hayat şekli nizam etmek ve yaşamak isteyen var mı?' diye sorsam emin olun % 90-95 tabi ki isteriz, cevabını alırsınız. Ama iş fiiliyata geldiği zaman ortalıkta kimseyi de göremezsiniz.
Ne demek istiyorum?
Milletimizin önüne Prof. Dr. Haydar Baş tarafından bir ekonomi modeli ve sosyal devlet projeleri konuldu. Neydi bu model? Yine Sayın Baş'ın tarifiyle; "İki kapak arasına sıkıştırılmış kurallar manzumesi değildir Milli Ekonomi Modeli." (Ya nedir?) "Hz. Muhammed'in (s.a.a.), İmam Ali'nin (k.v.) uyguladığı ekonomi ve sosyal programlarıdır.
Nasıl yani?
Malumunuz! Birileri (hâşâ) Kur'an'ın güncellenmesinden bahsederken Sayın Baş çıktı dedi ki; Kur'an'ın, İslam'ın güncellenmesi söz konusu dahi olamaz? Ancak misillendirme yapılabilir."
Tabi Allah Resulü, canlı Kur'an, Kur'an'ın ilk fiiliyata geçtiği şahsiyet. İmam Ali de nübüvvet hariç Allah Resulü'nde bulunan bütün özellikleri barındıran hidayet önderi, vasi ve halifesi.
İşte Milli Ekonomi Modeli, Hz. Muhammed'in (s.a.a.) ve İmam Ali'nin ekonomik ve sosyal uygulamalarının günümüz kavramlarıyla misillendirilmesidir.
Mesela Peygamberimiz hicret ettiğinde Medine pazarı yani ekonomisi tamamen Yahudilerin tekelindeydi.
Efendimiz ilk iş olarak hemen bir İslam pazarı kurdu. Müslümanlar o pazardan ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Efendimiz ticareti her zaman öne çıkardı. İslam ölçülerinde başka inanç ve milletlerle ticaret tapıldı.
Efendimiz toprağı işaret etti. Toprağı ıslah edip işleyene, o toprağı verdi. Hayvancılığı teşvik etti. Buğday, arpa, hurma gibi tarım ürünlerinin üretilmesini teşvik etti.
Devletin gelirleri, savaş ganimetleri, vergiler ve zekâtlardan oluşuyordu ve bu gelirler Beyt-ül Mal'de toplanıyordu. Yani devlet hazinesinde?
Efendimiz bu hazineden her vatandaşa aynı miktarda para veriyordu (vatandaşlık maaşı). Dar gelirliyi, fakirleri koruyor, onlara yardıma teşvik ediyordu.
Efendimiz, aile kurumunu her zaman teşvik etmiş, gençlerin evlendirilmesini emretmişlerdi. Annenin yeri, önemi ve görevi zaten Efendimizin hadislerinde sıklıkla vurgulanır.
Efendimiz sıfırdan bir ordu dizayn etmişti. Bu orduya at yetiştirilmesini, insanların ok, yay, kılıç kullanma eğitimleri verilmesini emretmişti. Misillendirme ile milli bir ordu kurmuş, kendi silahını kendi üretmiş, askerini eğitmiştir.
Efendimizin (s.a.a.) bu ordusu ki, bu ordunun her zaman genelkurmay başkanı İmam Ali olmuştur, hiçbir savaşta mağlup edilememiştir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Efendimizin rıhletinden sonra bu çizgiden uzaklaşılmaya başlandı. Özellikle 3. Halife Osman b. Affan döneminde hazine tamamen yandaşların eline geçti. Gelir adaletsizliği, yoksulluk arttı.
Devlet kademelerinde, orduda adam kayırma, hizipleşme, kamplaşmalar başladı. Maalesef neticede Müslüman, Müslüman'a kılıç çekti. Çok ağır bedeller ödendi.
İşte o Müslümanlar tekrar Peygamber Efendimiz dönemindeki huzur ve saadeti yaşamak için İmam Ali'nin kapısına koştular. (çok şeyler oldu o dönemde)
İmam Ali, Gadir-i Hum'da Allah (c.c.) tarafından verilen halifelik makamına fiili olarak yaklaşık 26 yıl sonra geçti.
Hz. Muhammed'in (s.a.a.) ekonomik, siyasi, sosyal ve adalet babındaki tüm uygulamalarını zamanın şartlarıyla misillendirip hayata geçirdi.
Adam kayırmadı, dost, akraba, yandaş gözetmedi. İşi ehline verdi. Adaletin karşısında ayakta durdu. Ticareti, alış-verişi tekrar Resûlullah'ın çizgisine getirdi. Hazineden herkese eşit pay verdi. Kendisine yapılan hataları affetti ama devlete yapılan hataları yargı önüne koydu.
Ama menfaat sahipleri, koltuklarında rahat oturanlar, maddi güçleri olanlar İmam Ali'nin siyasi, sosyal ve ekonomik uygulamalarından rahatsız oldu. Bir melunun eliyle O'nu şehit ettirdiler (Allah şefaatine nail eylesin. Âmin).
Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli o günkü uygulamaların zamanımıza dizaynıdır veya zamanımız kavramlarıyla anlatımıdır.
Vatandaşlık Maaşı, Asgari Ücret, Ev Hanımlarına Maaş, eğitim, tarım ve hayvancılık, dış ticaret, savunma sanayi, asker, ordu, işi ehline vermek, hak, adalet gibi devletin devamlılığı, milletin huzuru için gerekli bütün plan ve programlar bu modelde mevcut.
Peygamberimiz döneminde olmayanlar MEM'de de yok
Faiz yoktur bu modelde. Adam kayırma, akraba, yandaşı koruma, devlet arazilerini tekele geçirme, devletin kaynaklarını birilerine peşkeş çekme, yetimin, fakir fukaranın hakkını gasp ettirme, başka inanç ve kavimlerin tekeline girme, onlardan medet umma, onlara yaranmak için bin bir takla atma vs. bu modelde yoktur.
Çünkü bunlar Allah Resulü ve İmam Ali'nin hayatında olmadığı için Sayın Baş'ın modelinde de yoktur.
Anlayana?
Ne demek istiyorum?
Milletimizin önüne Prof. Dr. Haydar Baş tarafından bir ekonomi modeli ve sosyal devlet projeleri konuldu. Neydi bu model? Yine Sayın Baş'ın tarifiyle; "İki kapak arasına sıkıştırılmış kurallar manzumesi değildir Milli Ekonomi Modeli." (Ya nedir?) "Hz. Muhammed'in (s.a.a.), İmam Ali'nin (k.v.) uyguladığı ekonomi ve sosyal programlarıdır.
Nasıl yani?
Malumunuz! Birileri (hâşâ) Kur'an'ın güncellenmesinden bahsederken Sayın Baş çıktı dedi ki; Kur'an'ın, İslam'ın güncellenmesi söz konusu dahi olamaz? Ancak misillendirme yapılabilir."
Tabi Allah Resulü, canlı Kur'an, Kur'an'ın ilk fiiliyata geçtiği şahsiyet. İmam Ali de nübüvvet hariç Allah Resulü'nde bulunan bütün özellikleri barındıran hidayet önderi, vasi ve halifesi.
İşte Milli Ekonomi Modeli, Hz. Muhammed'in (s.a.a.) ve İmam Ali'nin ekonomik ve sosyal uygulamalarının günümüz kavramlarıyla misillendirilmesidir.
Mesela Peygamberimiz hicret ettiğinde Medine pazarı yani ekonomisi tamamen Yahudilerin tekelindeydi.
Efendimiz ilk iş olarak hemen bir İslam pazarı kurdu. Müslümanlar o pazardan ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Efendimiz ticareti her zaman öne çıkardı. İslam ölçülerinde başka inanç ve milletlerle ticaret tapıldı.
Efendimiz toprağı işaret etti. Toprağı ıslah edip işleyene, o toprağı verdi. Hayvancılığı teşvik etti. Buğday, arpa, hurma gibi tarım ürünlerinin üretilmesini teşvik etti.
Devletin gelirleri, savaş ganimetleri, vergiler ve zekâtlardan oluşuyordu ve bu gelirler Beyt-ül Mal'de toplanıyordu. Yani devlet hazinesinde?
Efendimiz bu hazineden her vatandaşa aynı miktarda para veriyordu (vatandaşlık maaşı). Dar gelirliyi, fakirleri koruyor, onlara yardıma teşvik ediyordu.
Efendimiz, aile kurumunu her zaman teşvik etmiş, gençlerin evlendirilmesini emretmişlerdi. Annenin yeri, önemi ve görevi zaten Efendimizin hadislerinde sıklıkla vurgulanır.
Efendimiz sıfırdan bir ordu dizayn etmişti. Bu orduya at yetiştirilmesini, insanların ok, yay, kılıç kullanma eğitimleri verilmesini emretmişti. Misillendirme ile milli bir ordu kurmuş, kendi silahını kendi üretmiş, askerini eğitmiştir.
Efendimizin (s.a.a.) bu ordusu ki, bu ordunun her zaman genelkurmay başkanı İmam Ali olmuştur, hiçbir savaşta mağlup edilememiştir. Örnekleri çoğaltabiliriz.
Efendimizin rıhletinden sonra bu çizgiden uzaklaşılmaya başlandı. Özellikle 3. Halife Osman b. Affan döneminde hazine tamamen yandaşların eline geçti. Gelir adaletsizliği, yoksulluk arttı.
Devlet kademelerinde, orduda adam kayırma, hizipleşme, kamplaşmalar başladı. Maalesef neticede Müslüman, Müslüman'a kılıç çekti. Çok ağır bedeller ödendi.
İşte o Müslümanlar tekrar Peygamber Efendimiz dönemindeki huzur ve saadeti yaşamak için İmam Ali'nin kapısına koştular. (çok şeyler oldu o dönemde)
İmam Ali, Gadir-i Hum'da Allah (c.c.) tarafından verilen halifelik makamına fiili olarak yaklaşık 26 yıl sonra geçti.
Hz. Muhammed'in (s.a.a.) ekonomik, siyasi, sosyal ve adalet babındaki tüm uygulamalarını zamanın şartlarıyla misillendirip hayata geçirdi.
Adam kayırmadı, dost, akraba, yandaş gözetmedi. İşi ehline verdi. Adaletin karşısında ayakta durdu. Ticareti, alış-verişi tekrar Resûlullah'ın çizgisine getirdi. Hazineden herkese eşit pay verdi. Kendisine yapılan hataları affetti ama devlete yapılan hataları yargı önüne koydu.
Ama menfaat sahipleri, koltuklarında rahat oturanlar, maddi güçleri olanlar İmam Ali'nin siyasi, sosyal ve ekonomik uygulamalarından rahatsız oldu. Bir melunun eliyle O'nu şehit ettirdiler (Allah şefaatine nail eylesin. Âmin).
Bu bağlamda Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli o günkü uygulamaların zamanımıza dizaynıdır veya zamanımız kavramlarıyla anlatımıdır.
Vatandaşlık Maaşı, Asgari Ücret, Ev Hanımlarına Maaş, eğitim, tarım ve hayvancılık, dış ticaret, savunma sanayi, asker, ordu, işi ehline vermek, hak, adalet gibi devletin devamlılığı, milletin huzuru için gerekli bütün plan ve programlar bu modelde mevcut.
Peygamberimiz döneminde olmayanlar MEM'de de yok
Faiz yoktur bu modelde. Adam kayırma, akraba, yandaşı koruma, devlet arazilerini tekele geçirme, devletin kaynaklarını birilerine peşkeş çekme, yetimin, fakir fukaranın hakkını gasp ettirme, başka inanç ve kavimlerin tekeline girme, onlardan medet umma, onlara yaranmak için bin bir takla atma vs. bu modelde yoktur.
Çünkü bunlar Allah Resulü ve İmam Ali'nin hayatında olmadığı için Sayın Baş'ın modelinde de yoktur.
Anlayana?
Akın Aydın / diğer yazıları
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Hüseyin Baş’tan, Ebu Zer duruşu / 18.03.2024