İmam Ali (a.s.) dünyadan göçtü ve Muaviye halife oldu. Muaviye, artık Ali'nin işinin bittiğini zannediyordu. Fakat gördü ki tam tersi, Ali (a.s.) bir güç şeklinde baki kalmıştır! Bundan çok rahatsız oldu. Çünkü Ali'nin şahsı ortadan gitmiş ama şahsiyeti daha da güçlenmişti. Hemen Ali'nin (a.s.) aleyhine bir propaganda gücü oluşturdu. Tüm İslam coğrafyasında bulunan ve hizmetine geçirdiği cami imamlarına, her cuma günü ve hutbelerde Hz. Ali'ye küfredip lanet okumalarını emretti. Ayrıca Ali'ye samimice taraftarlık edenleri de takip ettirerek öldürttü, ona dostlukta bulunanları da yakalatarak hapsettirdi. Böylece Hz. Ali'nin faziletlerinin yayılmasına engel olabileceğini zannetti. Ve yine para karşılığında Ali (a.s.) aleyhine ve Emevilerin lehine çok miktarda hadis uydurttu. Tüm bunları, gönüllerde taht kuran Ali'nin (a.s.) düşünceleriyle mücadele etmek için yapıyordu.
Arif ve abid insanlar olarak tanınan Hucr b. Adiy, Amr b. Hamik, Meysem-i Temmar ve Rüşeyd gibi büyük ve değerli şahsiyetleri Ali dostu oldukları için öldürttü. Netice itibariyle de "Teşeyyü/Ali taraftarlığı" namında gayri nizami bir güç, Emeviler aleyhine faaliyete geçme mecburiyetinde kaldı.
Emevilerin hilafeti saltanata dönüştürmeleri olayını araştırmak bizler için çok önemlidir. Bu konu, "bundan on üç asır önce oldu ve gelip geçti" denilecek, hafife alınacak bir iş değildir. Bu olay (Emevilerin hilafeti saltanata dönüştürmeleri), ortaya çıktığı günden kim bilir belki de kıyamete kadar sürecek İslam için bir tehlikedir. Şayet Müslüman olarak bizler, sahip olduğumuz İslami şahsiyetimizin ne olduğunu anlamak istiyorsak kesinlikle Emevilerin tarihini incelememiz gerekir! Çünkü Emevi zihniyeti tarih boyunca sürekli bir şekilde perde arkasından sinsice İslami düşünce unsurunun içerisine sızarak çok önemli fitne ve tahrifatlarda bulunmuştur. Emevilere düşman olduğunu söyleyenlerin bile kendi düşünceleri içerisinde Emevi düşüncesinin bulunması (Abbasiler gibi) mümkündür.
İmam Ali (a.s.), Emevilerin İslam ümmeti üzerinde sulta kurmasının, her zaman büyük tehlikelere neden olduğuna dikkat çekmişti. Fakat Ali'nin bu ikazını çok az kimse dinliyor ve anlıyordu. Zaten kendisi de, "Bunu sonradan anlayacaksınız" İfadesini kullanarak şöyle diyordu: "O zaman Kureyş, bütün dünya ellerinde olsa, dünyada ne varsa hepsine sahip bulunsa, pek az bir müddet için bile olsa beni görmek için feda etmeye hazırdır. Ama ne fayda? Bugün onlardan bir kısmını istiyorum da gene vermiyorlar bana." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93).
Emevilerin fitneleri hakkında da şöyle buyuruyor: "Fitneler ortaya çıktığında hak mıdır bâtıl mı bilinmeyecek, şüphe edilecek. Geçip gitti mi hak uyanacak, ancak o zaman bilecek." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93).
Yine şöyle buyuruyor: "Ey insanlar! Size içi dolu bir kabın baş aşağı edildiği gibi, İslam'ın da baş aşağı edildiği zaman gelip çatacaktır." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 103).
İmam Ali (a.s.)'ın Emeviler hakkında öngördüğü dört önemli konu vardır. Bunlar:
1- "Emeviler zulüm, diktatörlük ve kan dökmekte haddi aşacaklar ve bugünkü adalet ve eşitlikten eser bırakmayacaklar."
(Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93).
İmam'ın bu öngörüsü, Yezid'in tayin ettiği başkomutan Müslim b. Akebe'nin Medine-Hirre olayında "Yezid'e kul olmaları ve ubudiyyetle/kölelikte bulunmaları" için onlardan biat alıp öyle azad etmeleri ile gerçekleşmiş oldu. Oysaki Kur'an, "Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi rabler edinmeyelim" (Âl-i İmran/64) diye buyurmuştur. Müslim b. Akebe'nin bu yaptığını da önceden haber vermiş ve şöyle buyurmuştu: "İçinizden birinin onlardan (Emevilerden) öç alması ancak kulun efendisinden öç almasından başka bir şey olmaz." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93). (Bir kul efendisinden nasıl öç alabilir ki?)
2- "Emeviler sizin aydın fikirlilerinizi, anlayanlarınızı, iyilerinizi ve seçkin kişilerinizi öldüreceklerdir. İçinde beyni bulunan her başı ve beyninde ışık bulunan her kimsenin kafasını bedeninin üzerinde bırakmayı koparıp atacaklardır!"
Nitekim şöyle buyuruyordu: "İdare sahaları herkesi kapsayacaktır ve yönetimlerinin şerri de haslar (Şialar) için olacaktır. Onun (yönetiminin) belası, gören ve bilenleri kuşatacaktır. Gönlü kör olanlardan ise geçip gidecektir." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93). (bu bahis devam edecek?)
Arif ve abid insanlar olarak tanınan Hucr b. Adiy, Amr b. Hamik, Meysem-i Temmar ve Rüşeyd gibi büyük ve değerli şahsiyetleri Ali dostu oldukları için öldürttü. Netice itibariyle de "Teşeyyü/Ali taraftarlığı" namında gayri nizami bir güç, Emeviler aleyhine faaliyete geçme mecburiyetinde kaldı.
Emevilerin hilafeti saltanata dönüştürmeleri olayını araştırmak bizler için çok önemlidir. Bu konu, "bundan on üç asır önce oldu ve gelip geçti" denilecek, hafife alınacak bir iş değildir. Bu olay (Emevilerin hilafeti saltanata dönüştürmeleri), ortaya çıktığı günden kim bilir belki de kıyamete kadar sürecek İslam için bir tehlikedir. Şayet Müslüman olarak bizler, sahip olduğumuz İslami şahsiyetimizin ne olduğunu anlamak istiyorsak kesinlikle Emevilerin tarihini incelememiz gerekir! Çünkü Emevi zihniyeti tarih boyunca sürekli bir şekilde perde arkasından sinsice İslami düşünce unsurunun içerisine sızarak çok önemli fitne ve tahrifatlarda bulunmuştur. Emevilere düşman olduğunu söyleyenlerin bile kendi düşünceleri içerisinde Emevi düşüncesinin bulunması (Abbasiler gibi) mümkündür.
İmam Ali (a.s.), Emevilerin İslam ümmeti üzerinde sulta kurmasının, her zaman büyük tehlikelere neden olduğuna dikkat çekmişti. Fakat Ali'nin bu ikazını çok az kimse dinliyor ve anlıyordu. Zaten kendisi de, "Bunu sonradan anlayacaksınız" İfadesini kullanarak şöyle diyordu: "O zaman Kureyş, bütün dünya ellerinde olsa, dünyada ne varsa hepsine sahip bulunsa, pek az bir müddet için bile olsa beni görmek için feda etmeye hazırdır. Ama ne fayda? Bugün onlardan bir kısmını istiyorum da gene vermiyorlar bana." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93).
Emevilerin fitneleri hakkında da şöyle buyuruyor: "Fitneler ortaya çıktığında hak mıdır bâtıl mı bilinmeyecek, şüphe edilecek. Geçip gitti mi hak uyanacak, ancak o zaman bilecek." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93).
Yine şöyle buyuruyor: "Ey insanlar! Size içi dolu bir kabın baş aşağı edildiği gibi, İslam'ın da baş aşağı edildiği zaman gelip çatacaktır." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 103).
İmam Ali (a.s.)'ın Emeviler hakkında öngördüğü dört önemli konu vardır. Bunlar:
1- "Emeviler zulüm, diktatörlük ve kan dökmekte haddi aşacaklar ve bugünkü adalet ve eşitlikten eser bırakmayacaklar."
(Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93).
İmam'ın bu öngörüsü, Yezid'in tayin ettiği başkomutan Müslim b. Akebe'nin Medine-Hirre olayında "Yezid'e kul olmaları ve ubudiyyetle/kölelikte bulunmaları" için onlardan biat alıp öyle azad etmeleri ile gerçekleşmiş oldu. Oysaki Kur'an, "Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi rabler edinmeyelim" (Âl-i İmran/64) diye buyurmuştur. Müslim b. Akebe'nin bu yaptığını da önceden haber vermiş ve şöyle buyurmuştu: "İçinizden birinin onlardan (Emevilerden) öç alması ancak kulun efendisinden öç almasından başka bir şey olmaz." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93). (Bir kul efendisinden nasıl öç alabilir ki?)
2- "Emeviler sizin aydın fikirlilerinizi, anlayanlarınızı, iyilerinizi ve seçkin kişilerinizi öldüreceklerdir. İçinde beyni bulunan her başı ve beyninde ışık bulunan her kimsenin kafasını bedeninin üzerinde bırakmayı koparıp atacaklardır!"
Nitekim şöyle buyuruyordu: "İdare sahaları herkesi kapsayacaktır ve yönetimlerinin şerri de haslar (Şialar) için olacaktır. Onun (yönetiminin) belası, gören ve bilenleri kuşatacaktır. Gönlü kör olanlardan ise geçip gidecektir." (Nehcü'l-Belağa, hutbe: 93). (bu bahis devam edecek?)
Hasan Kanaatlı / diğer yazıları
- Neden yazıyoruz / 16.01.2018
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017
- Emevi mektebi / 26.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri-2 / 17.11.2017
- Ehl-i Beyt mektebinin nitelikleri / 14.11.2017
- Muaviye'nin geçmişine kısa bir bakış / 13.11.2017
- İmam Hüseyin'i (a.s.) tanımak / 09.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi??2 / 08.11.2017
- Şayet Hüseyin (a.s.) biat etseydi?-1 / 07.11.2017
- Kur'an açısından Allah adına ıslah / 06.11.2017
- İmam Hasan (a.s.)'ın barışının mahiyeti / 05.11.2017