Analiz:Recep BAHAR
Anayasa Mahkemesi FP'yi kapatırsa;
1) Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyeden oluşan heyeti, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın FP'nin kapatılması talebiyle dava açarken Yüksek Mahkeme'ye verdiği iddianameyi esas alırsa, tüm FP'li milletvekilleri milletvekilliklerini kaybedecek. Bu durumda Anayasa'nın 78. maddesine göre erken seçim kaçınılmaz. Anayasa'nın sözkonusu maddesi, "boşalan üye sayısı üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, seçimlerin 3 ay içinde yapılmasına karar verilir" hükmünü vazediyor. TBMM'deki üye tamsayısı 550. Bu sayının yüzde 5'i 23'e tekabül ediyor. Anayasa Mahkemesi, Savaş'ın idddianamesini esas aldığı takdirde 100'den fazla FP'li milletvekili bu unvanını yitireceğinden, şu ana kadar hayatını yitiren milletvekilleri dahil 110'u aşkın milletvekilinin yerinin doldurulması için sandık başına gidilecek.
Bu ihtimal hükümetin izlediği sözde ekonomik istikrar programına da ciddi darbe vuracak. Halk nezdindeki inanırlıkları açık bir biçimde zedelenmiş olan iktidar partilerinin mevcut şartlarda erken seçim ihtimaline bile tahammülü bulunmuyor.
İlaveten bu durumda yerli ve yabancı para spekülatörlerinin piyasaları azdırarak, doları uçurması; borsayı çökertmesi bekleniyor.
Gelişmenin bir başka boyutunu da FP çizgisinin alacağı yeni şekil oluşturuyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde FP tabanının, bir başka deyişle altyapısının, teşkilatlarının üçe dilimleneceği tahmin ediliyor: Recep Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek ve Necmettin Erbakan'a yakın duran ekip. Bundan ötesi karmaşık ilişkiler yumağı... Yumağın nasıl çözüleceğini de zaman gösterecek.
2) Anayasa Mahkemesi, yeni Başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun iddianamesini dikkate alarak, FP'yi kapatması halinde sadece iki milletvekili, İsmail Alptekin ve Mehmet Özyol, milletvekilliğini yitirecek. Bu durumda erken seçim ve buna bağlı olarak piyasaların çalkalanması ihtimali ortadan kalkmış olacak. Gözlemcilerin önemli bir kısmı, Anayasa Mahkemesi'nin bu yönde karar vereceğini savunuyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde, FP çizgisinde ilk evrede ciddi bir boşluk oluşacak. Melih Gökçek ve Recep Tayyip Erdoğan'ın kurmayı planladığı yeni partilerin bu boşluktan önemli ölçüde yarar sağlayabileceği sanılmıyor. Erdoğan'ın yasağının devam etmesi, Gökçek'in Ankara dışındaki FP tabanıyla arasının mesafeli olması; her iki nevzuhur lider adayının dezavantajları olarak öne çıkıyor. Sonuç olarak FP çizgisinin ufak tefek dökülmeler hariç geleneksel doğrultuda, yeni bir parti ismi altında (Bir ihtimal seçime kadar farklı farklı partiler eşliğinde. Bu çerçevede FP'li milletvekillerinin birkaç grup kurarak, Meclis çalışmalarını kilitleyecekleri de öne sürülüyor) devam edeceği bekleniyor.
Anayasa Mahkemesi FP'yi kapatmazsa;
Anayasa Mahkemesi, şimdiye kadar kapatma talebiyle açılan davalarda genelde kapatma yönünde karar verdi. Yüksek Mahkeme'nin bu tutumu dikkate alındığında, kulislerde 'kapatılmama' ihtimali zayıf olarak telakki ediliyor. Şayet karar 'kapatılmama' yönünde çıkarsa, bu durumda parti içinde Mayıs 2002'deki olağan kongreye kadar bir çalkantının yaşanmaması bekleniyor. Bunun bir istisnası var: O da FP içindeki Yenilikçi kanadın olağanüstü kongre için bastırması ihtimali.
Anayasa Mahkemesi FP'yi kapatırsa;
1) Anayasa Mahkemesi'nin 11 üyeden oluşan heyeti, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın FP'nin kapatılması talebiyle dava açarken Yüksek Mahkeme'ye verdiği iddianameyi esas alırsa, tüm FP'li milletvekilleri milletvekilliklerini kaybedecek. Bu durumda Anayasa'nın 78. maddesine göre erken seçim kaçınılmaz. Anayasa'nın sözkonusu maddesi, "boşalan üye sayısı üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, seçimlerin 3 ay içinde yapılmasına karar verilir" hükmünü vazediyor. TBMM'deki üye tamsayısı 550. Bu sayının yüzde 5'i 23'e tekabül ediyor. Anayasa Mahkemesi, Savaş'ın idddianamesini esas aldığı takdirde 100'den fazla FP'li milletvekili bu unvanını yitireceğinden, şu ana kadar hayatını yitiren milletvekilleri dahil 110'u aşkın milletvekilinin yerinin doldurulması için sandık başına gidilecek.
Bu ihtimal hükümetin izlediği sözde ekonomik istikrar programına da ciddi darbe vuracak. Halk nezdindeki inanırlıkları açık bir biçimde zedelenmiş olan iktidar partilerinin mevcut şartlarda erken seçim ihtimaline bile tahammülü bulunmuyor.
İlaveten bu durumda yerli ve yabancı para spekülatörlerinin piyasaları azdırarak, doları uçurması; borsayı çökertmesi bekleniyor.
Gelişmenin bir başka boyutunu da FP çizgisinin alacağı yeni şekil oluşturuyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde FP tabanının, bir başka deyişle altyapısının, teşkilatlarının üçe dilimleneceği tahmin ediliyor: Recep Tayyip Erdoğan, Melih Gökçek ve Necmettin Erbakan'a yakın duran ekip. Bundan ötesi karmaşık ilişkiler yumağı... Yumağın nasıl çözüleceğini de zaman gösterecek.
2) Anayasa Mahkemesi, yeni Başsavcı Sabih Kanadoğlu'nun iddianamesini dikkate alarak, FP'yi kapatması halinde sadece iki milletvekili, İsmail Alptekin ve Mehmet Özyol, milletvekilliğini yitirecek. Bu durumda erken seçim ve buna bağlı olarak piyasaların çalkalanması ihtimali ortadan kalkmış olacak. Gözlemcilerin önemli bir kısmı, Anayasa Mahkemesi'nin bu yönde karar vereceğini savunuyor. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde, FP çizgisinde ilk evrede ciddi bir boşluk oluşacak. Melih Gökçek ve Recep Tayyip Erdoğan'ın kurmayı planladığı yeni partilerin bu boşluktan önemli ölçüde yarar sağlayabileceği sanılmıyor. Erdoğan'ın yasağının devam etmesi, Gökçek'in Ankara dışındaki FP tabanıyla arasının mesafeli olması; her iki nevzuhur lider adayının dezavantajları olarak öne çıkıyor. Sonuç olarak FP çizgisinin ufak tefek dökülmeler hariç geleneksel doğrultuda, yeni bir parti ismi altında (Bir ihtimal seçime kadar farklı farklı partiler eşliğinde. Bu çerçevede FP'li milletvekillerinin birkaç grup kurarak, Meclis çalışmalarını kilitleyecekleri de öne sürülüyor) devam edeceği bekleniyor.
Anayasa Mahkemesi FP'yi kapatmazsa;
Anayasa Mahkemesi, şimdiye kadar kapatma talebiyle açılan davalarda genelde kapatma yönünde karar verdi. Yüksek Mahkeme'nin bu tutumu dikkate alındığında, kulislerde 'kapatılmama' ihtimali zayıf olarak telakki ediliyor. Şayet karar 'kapatılmama' yönünde çıkarsa, bu durumda parti içinde Mayıs 2002'deki olağan kongreye kadar bir çalkantının yaşanmaması bekleniyor. Bunun bir istisnası var: O da FP içindeki Yenilikçi kanadın olağanüstü kongre için bastırması ihtimali.