logo
25 NİSAN 2024

3. köprünün adını Abdal Musa koyalım

Abdal Musa Sultan Anma Etkinliklerine onur konuğu olarak katılan Prof. Dr. Haydar Baş konuşması sırasında 3. köprüye "Yavuz" adını veren hükümete tepki gösteren bir vatandaşa, "Bunlara ne deseniz az. Geliniz, Haydar Hocayı Başbakan yapın. Ben de 3. köprüy
30.06.2013 00:00:00
ORHAN DEDE / ELMALI-ANTALYA Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş onur konuğu olarak katıldığı Antalya'nın Elmalı ilçesine bağlı Tekke Köyü'nde 29'uncusu düzenlenen Abdal Musa Sultan Anma Etkinliklerine katıldı. Türkiye ve dünyadan on binlerce Ehl-i Beyt sevdalısının buluştuğu bugün sona erecek etkinlikte anfitiyatroda bir konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş'ı çok kalabalık bir seyirci kitlesi takip etti. Buradaki konuşmasına "Bendeniz her ne kadar bir siyasi parti genel başkanı olarak burada isem de bu akşamki konuşmamda Aleviliğin manevi yönünü ortaya koyarak Abdal Musa'nın da kim olduğu anlatacağım. Kısaca bu yapacağım konuşma dini bir konuşma olacak" diyerek başlayan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt'in seçilmiş bir aile olduğunu söyledi. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Sevgili kardeşlerim İslam dininde sevilmiş ve seçilmiş insanlar vardır. Bunların başında gelenlerin ilki âlemlere rahmet Hz. Muhammed (sav) Efendimizdir. O rahmetenlil alemindir. Yani âlemlere rahmet olarak gelmiştir. Kur'an'ı Kerim'de Cenabı Hak O'nun için "Ancak seni biz rahmet olarak âleme gönderdik" buyurmaktadır. Peygamber Efendimizin mübarek hadislerine göre de insanların O'ndan başka da yine kıyamet vaktine kadar gelmiş geçecek manevi liderleri vardır. Kendinden sonra gelen ilk insan İmamı Ali kerremellahu veche Efendimizdir. Cenab-ı Hakk'ın (cc) Peygamber ailesi olarak tanıttığı kızı Fatıma, damadı Ali ve torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizden oluşan ailenin adına Ehl-i Beyt denir." Ehl-i Beyt'te kusur aramak batıldır"Ehl-i Beyt'te kusur, hata aramak yanlıştır, batıldır" diye sözlerini sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Ehl-i Beyt hakkında Kuran'ı Kerim'de "Yüce Allah ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" diye buyurmaktadır. Yani Ehl-i Beyt dediğimiz gerek İmam Ali gerek Hz. Fatıma gerek Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimiz tertemiz insanlardır. Bu insanlarda kusur, hata aramak yanlıştır, batıldır. Bir başka ayeti kerimede de Cenabı Hak, "De ki ben Peygamberliğimi tebliğe karşılık sizden yakınlarıma sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır. Yani Allah Peygamberinin lisanından Ehl-i Beyt'ine ancak sevgi duymamızı istiyor, Onları sevmemizi istiyor. İmamı Şafii hazretleri buyuruyor ki; "Bu ayeti kerimeyle Allah, bize Ehl-i Beyt'i sevmemizi farz kılmıştır." Yani bizim Hz. Ali'yi sevmemiz, Hz. Fatıma'yı sevmemiz, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizi sevmemiz mezhep imamı İmamı Şafii hazretlerinin beyanına göre farzdır. Delil olarak da bu ayeti kerimeyi gösteriyor." Necran Hıristiyanlarıyla lanetleşme"Başka Ayeti Kerime'de "Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya girişirse de ki, 'gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve sonra dua edelim de Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun'" buyrulduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bu ayeti kerime nazil olduğu zaman Peygamberimiz Necran Hıristiyanlarına gidiyor ve "Gelin ey Necran halkı siz de bizler gibi Allah'a iman edin, Müslüman olun. Necranlıların cevabı "Ya Muhammed biz sizin gibi Müslüman'ız. Dolayısıyla bizim sana iman etmemize gerek yoktur. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, "siz üç sebepten dolayı kâfirsiniz, Müslüman değilsiniz. Bunun bir tanesi haça tapıyorsunuz, ikincisi İsa'ya Allah'ın oğlu diyorsunuz ve üçüncüsü domuz eti yiyorsunuz. Bunlardan dolayı siz Müslüman değilsiniz." Necranlılar yine ısrar edince işte o zaman az önce okuduğum "Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya girişirse de ki, 'gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve sonra dua edelim de Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun'" ayeti kerimesi nazil oluyor. Bunun üzerine Necranlılara sizinle lanetleşelim deniliyor. Necranlılar bunu kabul ediyor. Bir gün sonra Hz. Peygamber Hz. Hasan'ı Hz. Hüseyin'i Hz. Fatıma'yı ve İmam Ali'yi alarak onlarla birlikte Necranlıların da toplandığı sahaya geliyor. Enteresandır Necranlılar gelecek olan insanların Kureyş'in ileri gelenlerinden Müslüman olanların olacağını zannederek çok büyük bir kalabalıkla orada bulunuyorlar. Necranlıların din adamları gelen bu beş insanı görünce diyorlar ki, "Yemin ederiz ki eğer bunlarla siz lanetleşmeye girerseniz yerle bir olursunuz. Şayet onlar şu dağı aşağı indirmek isteseler bu dağ yerle bir olur." Bunun üzerine Necranlılar din adamlarının sözlerini dinliyorlar ve lanetleşmekten vazgeçiyorlar. Peygamberimize gelip, "biz seninle lanetleşmekten vazgeçtik, ancak sana da iman etmeyeceğiz, cizye vererek buradan ayrılacağız" diyorlar. Ehl-i Beyt hakkında daha çok ayeti kerime var. Ben burada bazılarını aktardım. Ama İmam Ali eserimde daha fazla ayeti kerime yer alıyor. Dileyen herkes oradan okuyup daha fazla bilgi sahibi olabilirler."  Resulullah halife olarak İmam Ali'yi naspetmiştir"Bu yoldan gelen insanlar Peygamberin ruhaniyetini taşıyan insanlardır. Bunların içerisinde sevilmiş ve seçilmiş insan Şahı Velayet İmam Ali Efendimizdir" diyen Prof. Dr. Baş, "Cenabı Peygamber Efendimiz halife olarak yerine İmam Ali'yi naspetmiştir. Yani İmam Ali, Resullullah (SAV) Efendimizden sonra gelen ilk halifedir. Tabi bu konuda büyük ulemaların çok ciddi görüşleri ve sözleri var. Peygamber Efendimizin Hz. Ali'yi yerine imam tayin ettiğine dair 220 tane Sünni âlimi ve Sünni dünyasında en şöhret olan zatlar Peygamber Efendimizin bu hadisi şeriflerini bize rivayet ediyorlar. Resulullah Veda Haccı'ndan sonra Gadir-i Hum denilen yerde "Ben Ali'yi yerime halife bırakıyorum" diye ilan etmiştir. Bu sözü de 220 tane Sünni âlimi eserlerinde kaleme almıştır. Bunu şunun için söylüyorum: Sünni dünyasıyla Alevi dünya arasında aslında çok ciddi bir mutabakat ve beraberlik vardır."  İslam'ı öğrenmek Ehl-i Beyt'le mümkündürDinin iki tane kaynağı vardır. Bu kaynaklardan bir tanesi Kuran'ı Kerim, diğeri de hadisi şeriflerdir, yani sünnettir. Peygamberimiz, "Ben size iki kaynak bırakıyorum biri Allah'ın kitabı Kuran diğeri Ehli- Beyt'im, ıtretimdir" buyuruyor. Binaenaleyh bir insanın Müslümanlığı öğrenmesinin en kestirme yolu Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyt'inin yolundan giden insanlarla beraber olması ve onlarla fikir birliği, duygu birliği yapmaktır. Peygamber Efendimiz, "Ali bin Ebi Talip benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir. Ve benden sonraki halifemdir Ali" diye buyurmaktadır. Aynı hutbenin bir başka yerinde "Müminlerin emiri Ali'dir. Allah tarafından tayin edilen hidayet imamı O'dur" diye buyrulmaktadır. Yine bir başka hadisi şerifte "ey inanlar bu Ali'dir. O benim kardeşimdir, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim içerisinde iman eden kimseler arasındaki halifemdir" buyrulmaktadır. Gadir-i Hum hutbesinin bir başka yerinde Resulullah, "Ey insanlar ben hilafet emirini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum" buyurmuştur. Yani hepinizin bildiği gibi Hz. Peygamberden sonra halife İmamı Ali ve ondan sonra gelen on iki imamdır. Yine bir başka hadiste, "Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır. Benden sonra Ali, Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı O'ndan sonra da Allah Resulüyle görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır" şeklinde buyrulmaktadır. Görülüyor ki hilafet konusunda ayrı ayrı görüşler olsa da Peygamber Efendimizin açık ve net ifadesine göre İmam Ali efendimiz ilk hilafet makamına oturan kişidir. Kıyamete kadar da O'nun velayeti devam edecektir." Abdal Musa İslam'ın sesi olmuşturKonuşmasında Abdal Musa Sultan'ın kim olduğu konusuna da önemli bir yer ayıran BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Abdal Musa Hazretleri'nin Kadıncık Ana'nın müridi olduğunu söyledi. Kadıncık Ana'nın Hacı Bektaş-ı Veli'nin hanımı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Kadıncık Ana Hacı Bektaş-ı Veli'nin hanımıdır. Vefat ederken irşat postuna bıraktığı Kadıncık Ana'dır. Kadıncık Ana da Hacı Bektaş'ın talimatıyla Abdal Musa Hazretlerini tezkiye ve terbiye ederek postnişin yapıyor. O da burada bir kutup olarak dünyaya İslam'ın sesini, sözünü duyurmuştur. O'nu ziyaret ettiğinizde Bursa'yı fethederken kullandığı tahta kılıcı gördünüz mü? O kılıcı dergâhtan atarlar o zat o kılıcın gittiği yere kadar gider. Abdal Musa Hazretlerinin kılıcı dergâhtan Kadıncık Ana'nın eliyle atılmış ta buralara kadar gelmiştir. Onun için de Abdal Musa Kadıncık Ana'nın irşat ve emriyle buraları mesken tutmuş ve buralardaki gayrimüslimlerin tamamını imana getirmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli "Benden sonra beni görmek isteyen Abdal Musa'ya gitsin" buyuruyor. Biz burada Hacı Bektaş'ın ziyaretini yaptık dersek yalan konuşmuş olmayız. Onlar birleşik kaplar gibidir. Birinde olan maneviyat diğerine oluk gibi akar. Allah şefaatlerinden ayırmasın."  İman ve amel açısından Sünnilikle Alevilik aynıdır Sünnilikle Alevilik arasında aslında hiçbir fark olmadığını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "İman ve amel açısından Sünnilikle Alevilik aynıdır. Ama asırlardan beri bu iki toplumu birbirine düşürmeye çalışan insanlar maalesef bu işte muvaffak olmuştur. Şimdi el ele verip bu fitneyi hep beraber yok edeceğiz" dedi. Konuşmasının sonuna doğru hükümetin üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adını vermesine tepki gösteren bir vatandaşa cevap veren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bunlara ne deseniz az. Geliniz Haydar Hocayı Başbakan yapın. Ben de üçüncü köprüye Abdal Musa adını koyayım" dedi. 
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü

Çorlu tren kazası davasında karar çıktı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi
25.04.2024 12:03:00 / Güncelleme: 25.04.2024 12:38:25
AA
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılanan 13 sanıktan 9'una, 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen davanın 20. duruşması yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı.

Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.

Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl,  Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.

Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti.

Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.

Tekirdağ'daki tren kazası

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
 
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
 
Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti.
 
Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.