3. köprünün adını Abdal Musa koyalım
Abdal Musa Sultan Anma Etkinliklerine onur konuğu olarak katılan Prof. Dr. Haydar Baş konuşması sırasında 3. köprüye "Yavuz" adını veren hükümete tepki gösteren bir vatandaşa, "Bunlara ne deseniz az. Geliniz, Haydar Hocayı Başbakan yapın. Ben de 3. köprüy
30.06.2013 00:00:00
ORHAN DEDE / ELMALI-ANTALYA Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş onur konuğu olarak katıldığı Antalya'nın Elmalı ilçesine bağlı Tekke Köyü'nde 29'uncusu düzenlenen Abdal Musa Sultan Anma Etkinliklerine katıldı. Türkiye ve dünyadan on binlerce Ehl-i Beyt sevdalısının buluştuğu bugün sona erecek etkinlikte anfitiyatroda bir konuşma yapan Prof. Dr. Haydar Baş'ı çok kalabalık bir seyirci kitlesi takip etti. Buradaki konuşmasına "Bendeniz her ne kadar bir siyasi parti genel başkanı olarak burada isem de bu akşamki konuşmamda Aleviliğin manevi yönünü ortaya koyarak Abdal Musa'nın da kim olduğu anlatacağım. Kısaca bu yapacağım konuşma dini bir konuşma olacak" diyerek başlayan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Ehl-i Beyt'in seçilmiş bir aile olduğunu söyledi. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Sevgili kardeşlerim İslam dininde sevilmiş ve seçilmiş insanlar vardır. Bunların başında gelenlerin ilki âlemlere rahmet Hz. Muhammed (sav) Efendimizdir. O rahmetenlil alemindir. Yani âlemlere rahmet olarak gelmiştir. Kur'an'ı Kerim'de Cenabı Hak O'nun için "Ancak seni biz rahmet olarak âleme gönderdik" buyurmaktadır. Peygamber Efendimizin mübarek hadislerine göre de insanların O'ndan başka da yine kıyamet vaktine kadar gelmiş geçecek manevi liderleri vardır. Kendinden sonra gelen ilk insan İmamı Ali kerremellahu veche Efendimizdir. Cenab-ı Hakk'ın (cc) Peygamber ailesi olarak tanıttığı kızı Fatıma, damadı Ali ve torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizden oluşan ailenin adına Ehl-i Beyt denir." Ehl-i Beyt'te kusur aramak batıldır"Ehl-i Beyt'te kusur, hata aramak yanlıştır, batıldır" diye sözlerini sürdüren Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Ehl-i Beyt hakkında Kuran'ı Kerim'de "Yüce Allah ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü pisliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" diye buyurmaktadır. Yani Ehl-i Beyt dediğimiz gerek İmam Ali gerek Hz. Fatıma gerek Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimiz tertemiz insanlardır. Bu insanlarda kusur, hata aramak yanlıştır, batıldır. Bir başka ayeti kerimede de Cenabı Hak, "De ki ben Peygamberliğimi tebliğe karşılık sizden yakınlarıma sevgiden başka hiçbir ücret istemiyorum" buyurmaktadır. Yani Allah Peygamberinin lisanından Ehl-i Beyt'ine ancak sevgi duymamızı istiyor, Onları sevmemizi istiyor. İmamı Şafii hazretleri buyuruyor ki; "Bu ayeti kerimeyle Allah, bize Ehl-i Beyt'i sevmemizi farz kılmıştır." Yani bizim Hz. Ali'yi sevmemiz, Hz. Fatıma'yı sevmemiz, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin Efendilerimizi sevmemiz mezhep imamı İmamı Şafii hazretlerinin beyanına göre farzdır. Delil olarak da bu ayeti kerimeyi gösteriyor." Necran Hıristiyanlarıyla lanetleşme"Başka Ayeti Kerime'de "Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya girişirse de ki, 'gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve sonra dua edelim de Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun'" buyrulduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Bu ayeti kerime nazil olduğu zaman Peygamberimiz Necran Hıristiyanlarına gidiyor ve "Gelin ey Necran halkı siz de bizler gibi Allah'a iman edin, Müslüman olun. Necranlıların cevabı "Ya Muhammed biz sizin gibi Müslüman'ız. Dolayısıyla bizim sana iman etmemize gerek yoktur. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, "siz üç sebepten dolayı kâfirsiniz, Müslüman değilsiniz. Bunun bir tanesi haça tapıyorsunuz, ikincisi İsa'ya Allah'ın oğlu diyorsunuz ve üçüncüsü domuz eti yiyorsunuz. Bunlardan dolayı siz Müslüman değilsiniz." Necranlılar yine ısrar edince işte o zaman az önce okuduğum "Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya girişirse de ki, 'gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım ve sonra dua edelim de Allah'ın laneti yalancıların üzerine olsun'" ayeti kerimesi nazil oluyor. Bunun üzerine Necranlılara sizinle lanetleşelim deniliyor. Necranlılar bunu kabul ediyor. Bir gün sonra Hz. Peygamber Hz. Hasan'ı Hz. Hüseyin'i Hz. Fatıma'yı ve İmam Ali'yi alarak onlarla birlikte Necranlıların da toplandığı sahaya geliyor. Enteresandır Necranlılar gelecek olan insanların Kureyş'in ileri gelenlerinden Müslüman olanların olacağını zannederek çok büyük bir kalabalıkla orada bulunuyorlar. Necranlıların din adamları gelen bu beş insanı görünce diyorlar ki, "Yemin ederiz ki eğer bunlarla siz lanetleşmeye girerseniz yerle bir olursunuz. Şayet onlar şu dağı aşağı indirmek isteseler bu dağ yerle bir olur." Bunun üzerine Necranlılar din adamlarının sözlerini dinliyorlar ve lanetleşmekten vazgeçiyorlar. Peygamberimize gelip, "biz seninle lanetleşmekten vazgeçtik, ancak sana da iman etmeyeceğiz, cizye vererek buradan ayrılacağız" diyorlar. Ehl-i Beyt hakkında daha çok ayeti kerime var. Ben burada bazılarını aktardım. Ama İmam Ali eserimde daha fazla ayeti kerime yer alıyor. Dileyen herkes oradan okuyup daha fazla bilgi sahibi olabilirler." Resulullah halife olarak İmam Ali'yi naspetmiştir"Bu yoldan gelen insanlar Peygamberin ruhaniyetini taşıyan insanlardır. Bunların içerisinde sevilmiş ve seçilmiş insan Şahı Velayet İmam Ali Efendimizdir" diyen Prof. Dr. Baş, "Cenabı Peygamber Efendimiz halife olarak yerine İmam Ali'yi naspetmiştir. Yani İmam Ali, Resullullah (SAV) Efendimizden sonra gelen ilk halifedir. Tabi bu konuda büyük ulemaların çok ciddi görüşleri ve sözleri var. Peygamber Efendimizin Hz. Ali'yi yerine imam tayin ettiğine dair 220 tane Sünni âlimi ve Sünni dünyasında en şöhret olan zatlar Peygamber Efendimizin bu hadisi şeriflerini bize rivayet ediyorlar. Resulullah Veda Haccı'ndan sonra Gadir-i Hum denilen yerde "Ben Ali'yi yerime halife bırakıyorum" diye ilan etmiştir. Bu sözü de 220 tane Sünni âlimi eserlerinde kaleme almıştır. Bunu şunun için söylüyorum: Sünni dünyasıyla Alevi dünya arasında aslında çok ciddi bir mutabakat ve beraberlik vardır." İslam'ı öğrenmek Ehl-i Beyt'le mümkündürDinin iki tane kaynağı vardır. Bu kaynaklardan bir tanesi Kuran'ı Kerim, diğeri de hadisi şeriflerdir, yani sünnettir. Peygamberimiz, "Ben size iki kaynak bırakıyorum biri Allah'ın kitabı Kuran diğeri Ehli- Beyt'im, ıtretimdir" buyuruyor. Binaenaleyh bir insanın Müslümanlığı öğrenmesinin en kestirme yolu Peygamber Efendimizin Ehl-i Beyt'inin yolundan giden insanlarla beraber olması ve onlarla fikir birliği, duygu birliği yapmaktır. Peygamber Efendimiz, "Ali bin Ebi Talip benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir. Ve benden sonraki halifemdir Ali" diye buyurmaktadır. Aynı hutbenin bir başka yerinde "Müminlerin emiri Ali'dir. Allah tarafından tayin edilen hidayet imamı O'dur" diye buyrulmaktadır. Yine bir başka hadisi şerifte "ey inanlar bu Ali'dir. O benim kardeşimdir, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim içerisinde iman eden kimseler arasındaki halifemdir" buyrulmaktadır. Gadir-i Hum hutbesinin bir başka yerinde Resulullah, "Ey insanlar ben hilafet emirini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum" buyurmuştur. Yani hepinizin bildiği gibi Hz. Peygamberden sonra halife İmamı Ali ve ondan sonra gelen on iki imamdır. Yine bir başka hadiste, "Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır. Benden sonra Ali, Allah'ın emriyle sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı O'ndan sonra da Allah Resulüyle görüşeceğiniz güne kadar O'nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır" şeklinde buyrulmaktadır. Görülüyor ki hilafet konusunda ayrı ayrı görüşler olsa da Peygamber Efendimizin açık ve net ifadesine göre İmam Ali efendimiz ilk hilafet makamına oturan kişidir. Kıyamete kadar da O'nun velayeti devam edecektir." Abdal Musa İslam'ın sesi olmuşturKonuşmasında Abdal Musa Sultan'ın kim olduğu konusuna da önemli bir yer ayıran BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Abdal Musa Hazretleri'nin Kadıncık Ana'nın müridi olduğunu söyledi. Kadıncık Ana'nın Hacı Bektaş-ı Veli'nin hanımı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş şunları söyledi: "Kadıncık Ana Hacı Bektaş-ı Veli'nin hanımıdır. Vefat ederken irşat postuna bıraktığı Kadıncık Ana'dır. Kadıncık Ana da Hacı Bektaş'ın talimatıyla Abdal Musa Hazretlerini tezkiye ve terbiye ederek postnişin yapıyor. O da burada bir kutup olarak dünyaya İslam'ın sesini, sözünü duyurmuştur. O'nu ziyaret ettiğinizde Bursa'yı fethederken kullandığı tahta kılıcı gördünüz mü? O kılıcı dergâhtan atarlar o zat o kılıcın gittiği yere kadar gider. Abdal Musa Hazretlerinin kılıcı dergâhtan Kadıncık Ana'nın eliyle atılmış ta buralara kadar gelmiştir. Onun için de Abdal Musa Kadıncık Ana'nın irşat ve emriyle buraları mesken tutmuş ve buralardaki gayrimüslimlerin tamamını imana getirmiştir. Hacı Bektaş-ı Veli "Benden sonra beni görmek isteyen Abdal Musa'ya gitsin" buyuruyor. Biz burada Hacı Bektaş'ın ziyaretini yaptık dersek yalan konuşmuş olmayız. Onlar birleşik kaplar gibidir. Birinde olan maneviyat diğerine oluk gibi akar. Allah şefaatlerinden ayırmasın." İman ve amel açısından Sünnilikle Alevilik aynıdır Sünnilikle Alevilik arasında aslında hiçbir fark olmadığını söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "İman ve amel açısından Sünnilikle Alevilik aynıdır. Ama asırlardan beri bu iki toplumu birbirine düşürmeye çalışan insanlar maalesef bu işte muvaffak olmuştur. Şimdi el ele verip bu fitneyi hep beraber yok edeceğiz" dedi. Konuşmasının sonuna doğru hükümetin üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim adını vermesine tepki gösteren bir vatandaşa cevap veren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bunlara ne deseniz az. Geliniz Haydar Hocayı Başbakan yapın. Ben de üçüncü köprüye Abdal Musa adını koyayım" dedi.