logo
25 NİSAN 2024

ABD, kral ve diktatörleri sever

28.11.2001 00:00:00
ABD, hiçbir zaman bir yönetim biçimi olarak demokrasinin İslam ülkelerinde kök salmasını istemedi. Demokratik değerleri savunduğunu durmaksızın dile getiren bir ülkenin bu tavrı ilginç değil mi? İlginç olmasına ilginç ama aynı zamanda da iki yüzlülük. Bu bağlamda verilebilecek örnek sayısı o kadar çok ki...

Suudi Arabistan ve Ürdün Krallığı, Washington'un son 50 yıldır en iyi ilişki içinde olduğu ülkelerin başında geliyor. Silah satışı açısında kraliyet yönetimi avantajlı. Tunus'ta baskı yönetimi kuran, camileri bile sıkı kontrol altında tutan Zeynel Abidin bin Ali, eski bir CIA (ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı) mensubu. Cezayir'de 1991'deki seçimlerde İslami Selamet Cephesi'nin açık farkla kazandığı seçimleri, askeri darbeye açık destek vererek, 'devre yapıp' iptal ettiren de ABD yönetimi. Keza Washington'un bir numaralı "Düşmanımdır" diye cümle aleme ilan ettiği Saddam Hüseyin de eski bir CIA ajanı. Ancak daha sonra aynı Saddam bizzat mensubu olduğu örgüt tarafından ortadan kaldırılmak istenince, isyan etti ve Körfez Savaşı da bu nedenle çıktı. Saddam, bu hareketiyle de ABD'nin kasasını doldurdu. Bu ayrı bir mesele.

Suriye'deki Esad rejiminin en büyük destekçisi de ABD yönetimidir. İlginçtir, en yetenekli Amerikan diplomatları Suriye'ye büyükelçi olarak atanır.

Gelelim Pakistan'a. Şu anda bu ülkenin başında bulunan Pervez Müşerref'in, 12 Ekim 2000'deki görünürde pek bir gerekçesi olmayan askeri darbesini ( O günlerde bir gazetemiz şu manşeti atmıştı: Komutan kızdı ve darbe yaptı!) destekleyen ülkelerin başında da ABD gelmektedir.

Türkiye sozkonusu olunca, 12 Eylül askeri müdahalesinde ABD'nin katkısı gözardı edilemez. (Bu konuda Ufuk Güldemir'in Kanat Operasyonu ile Mehmet Ali Birand'ın 12 Eylül:Saat 04.00 eserlerine başvurabilirsiniz.)

Geçmişten bu kadar örnek yeter sanırım. Gelelim günümüze. Bildiğiniz üzere, ABD yönetimi 11 Eylül'deki saldırılardan sonra, Afganistan'daki yeni yönetim için tek bir ismi öne çıkardı: Eski Afgan Kralı Zahir Şah. Zahir Şah ismi 7 Ekim'deki askeri operasyondan önce de geniş ölçekte ABD medyası tarafından seslendirildi. Bush yönetimi de, bu isim üzerinde diretmeye devam ediyor. ABD'nin otoriter yöneticileri seçmesi, Washington'un İslam dünyasına genel yaklaşımının tipik bir sonucudur. Meram belli: Demokratik ülkelerde olayların akışını kontrol edebilmek, geniş halk kitlelerini belli yönlerde kanalize edebilmek her zaman 'çantada keklik' kabilinden olmaz. Oysa anti-demokratik rejimlerde halkı sindirmek hem zahmetsiz hem de ucuzdur. Bu maksatla, baştaki insanı yani tek adamı kafalamak ya da tehditlerle sindirmek yeterli!

İran'a da Pehlevi mi?

Afganistan için Zahir Şah'ı planlayan Sam Amca (Bush'un lideri olduğu ülke), İran için de ince planlar içinde. Bu nedenle, Washington'da şu sıralarda en kilit ülke olarak İran öne çıkıyor. Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell, geçtiğimiz hafta Amerikan dış politikasının portresini çizen konuşmasında ne İran'a, ne Suriye'ye ne de beklenildiği gibi Irak'a değindi. Ve bu konuşulmayanlar, çok daha önemli mesajlar veriyordu.

Artık çok kafa yormaya gerek kalmadan bilinen bir gerçek var ortada. Amerika, İran ve Suriye'nin Washington'un istemediği örgütlere verdikleri desteği çekmelerini istiyor. Bu açıdan İran'ın önemi Amerika için çok daha kilit konumda.

Malumunuz üzere İran'da 1979 yılında bir devrim yapıldı. Sosyal bilimcilere göre, bu 20 yüzyılda meydana gelen, tümüyle iç dinamiklere dayanan son halk devrimi. Tuvaletini bile sarı altından yaptıracak kadar lükse düşkün olan Şah'ın devrilmesiyle bir cumhuriyet kuruldu İran'da. 1997 yılında Muhammed Hatemi'nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte tüm kurumlarıyla da olmasa bile demokrasi kültürü yeşermeye başladı. Ancak ABD, İslam dünyasında halk egemenliğine dayanan rejimleri bir tehdit olarak görüyor. Bu nedenle İran'da demokrasinin gelişmesi Sam Amca'nın arzusu hilafınadır.

Öte yandan, İran'da rejim değişikliği, detaylara inmeden dahi Müslüman dünyada büyük bir psikolojik etkiye yol açacaktır. Ve kaçınılmaz olarak bu rejim değişikliği beklendiği gibi gelirse, Hizbullah gibi ABD'nin hoşlanmadığı, dahası tehdit olarak gördüğü örgütler ile İran devlet bütçesi arasındaki direkt veya dolaylı dansa son verecektir.

Pehlevi kartı ısıtılıyor

Henüz Washington sessiz ama şimdilerde hiç duyulmadığı kadar haberlerde, İran'ın devrik Şah'ın oğlu Rıza Pehlevi yer almaya başladı. En son kız kardeşini muammalı bir ölümle kaybetmenin acısını yaşayan Pehlevi ve ailesi, bir gün ülkesine dönme hayalleri içinde! Ancak son zamanlarda bir söylentidir ki, "artık geri dönüş için vakit yaklaşıyor" denmeye başlandı!

Rıza Pehlevi, Los Angeles'dan İran'a yayın yapan bir televizyon sayesinde, İran halkına daha sık ulaşmaya başladı. Aynı zamanda, internet üzerinden kendi sitesi ile sürekli İranlılarla temas halinde. Amerikan yönetimi ise Rıza Pehlevi ile son zamanlarda daha sıkı temaslarda bulunuyor. Ancak asıl soru, İran'da rejimi değiştirecek güce Rıza Pehlevi'nin sahip olup olmadığı meselesi.

Elbette bu sorunun kesin cevabını mevcut parametrelerle vermek çok güç. Baba Şah'ın İran'ı soyup soğana çevirdiği gerçeği İran halkının kafasına kazınmışken, Pehlevi'lerin bu ülkede bırakın iktidarı ele geçirmeleri, İran'a adım atabilmeleri bile mümkün görünmüyor. Acaba Sam Amca'nın kumpasları, bu yönde etkili olur mu? Olsaydı, 22 yıl boyunca bunun kimi izlerini görebilmek mümkün olurdu. Ancak önemli bir gerçek daha var ki; o da Şah'ın devrilmesiyle İran'da başlayan devrim süreci bugün herkes için tarihin bir sayfası. Rıza Pehlevi için ise hala tarihe gömemediği bir sayfa. Babasının ülkesinden sürülüşünü ve geçirdiği zorlu yıllar ardından hayatını kaybedişini bugünkü gibi canlı yaşıyor. Ve işte bu anılar, Rıza Pehlevi'nin belki de hayali olan İran'a geri dönüşünde önünde duran en büyük engel.

Amacı monarşiyi canlandırmak

Bir rivayete göre, Pehlevi bir gün İran'a dönerse aynı İngiltere'de, İspanya'da veya Hollanda'da olduğu gibi monarşisini canlandırmak istiyor. Yani devlet yönetimine soyunmaktan daha ziyade, simgesel bir varlığı tekrar yerine kavuşturmak istiyor.

Pehlevi'nin yaşamı daha birçok sürprize gebe görünüyor. İran'da, Washington'un beklentisi içinde bir rejim değişikliği yaşandığı anda kilit önemde bir dönüm noktası yaşanacak. Ama bu tür bir değişikliğin yaşanacağına inanmak ise imkansız gibi bir şey.

ANALİZ: Recep BAHAR
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Adalet Bakanı mesajı verdi
'DEM Parti kapatılabilir'
Fanatik Yahudiler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi
Bilinçli olarak gerginliği tırmandırıyorlar
'Saray' ziyareti öncesi kritik randevu
Kılıçdaroğlu, Özel ile görüşecek mi?
ABD'li senatör, İsrail'e desteğe tepki gösterdi
"Artık yeter!"
6 gündür haber alınamıyordu, itfaiye içeri girince şaşırdı
Derin uykudan uyandı!

23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı

Taksim'deki 23 Nisan töreninde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun yanına gelerek saygı duruşunda bulunan 8 yaşındaki çocuğun adının Efe Ercan olduğu ve İstanbul doğumlu bir Türk olduğu ortaya çıktı.
25.04.2024 07:33:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:40:22
Gazete Pencere
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
23 Nisan töreninde İmamoğlu'nun yanındaki çocuğun kimliği ortaya çıktı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney ile birlikte, 104'üncü 23 Nisan kutlamaları kapsamında Taksim Cumhuriyet Anıtı'nda düzenlenen resmi törene katıldı.

15 farklı ülkeden gelen çocuklarla anı fotoğrafları çektiren İmamoğlu'nun yanında bir çocuk dikkat çekti.

Sosyal medyada hızla paylaşıma giren o anlar ise; İmamoğlu'na kurulan "siyahi çocuk" kumpası olarak lanse edildi.


Gerçekte ise Türk olan Efe Ercan törene ailesi ile katıldı. Annesi Gineli Safiatou Diallo ve babası Malatyalı Emre Ercan'ın oğlu olan Efe, "siyahi çocuğu getiren Alman ajanı" olarak tanıtılan kadın ise, Efe'nin babaannesi çıktı.



Malatyalı olan babası Emre Ercan, 11 yıl önce bir iş gezisinde tanıştığı Gine vatandaşı Safiatou Diallo'ya aşık olarak evlendi. Çift Türkiye'de yaşamaya başlayarak Efe adında bir çocuğu oldu.



Efe ile babaannesi dün Taksim'deki 23 Nisan töreninde dikkat çekerek sosyal medyada "Siyahi çocuğu İmamoğlu'nun yanına getiren Alman ajanı" olarak yansıtıldı. O kadının Efe'nin babaannesi olduğu kendisinin bir Türk kadını olduğu ortaya çıktı.



Öte yandan Gine Cumhuriyeti'nden 11 yıl önce Türkiye'ye gelin gelen ve Türk vatandaşı olan Safiatou Diallo Ercan, 2024 yerel seçimleri için İstanbul'da oy kullandı.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 21. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı

24.04.2024 12:27:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:31:28
AA
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 21. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla doldu.

Bu kapsamda Yüksek Mahkemenin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay üyeleri 25 Mart Pazartesi sandık başına gitti.

Seçimin ilk 20 turunda hiçbir adayın, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 21. tur oylaması yapıldı.

Oylama sonucu Mehmet Akarca 100, 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez 96, 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk ise 112 oy aldı. Seçime katılım 324 olarak kayıtlara geçerken, 2 boş oy kullanıldı, 14 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 22. tur oylamayla devam edilecek.

Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor. 

Meteorolojiden 17 il için sarı kod

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, 17 il için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı. Peki toz taşınımı neden olur ve toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri nelerdir 
24.04.2024 12:18:00 / Güncelleme: 24.04.2024 12:21:49
Fahri Fatih Özcan
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteorolojiden 17 il için sarı kod
Meteoroloji Genel Müdürlüğü, yurdun batı ve iç kesimleri için toz taşınımı uyarısında bulunarak vatandaşlara dikkatli olmaları konusunda çağrı yaptı.

Bu hafta Libya üzerinden gelen çöl sıcağı etkili olacak. Sıcağın yanı sıra çöl tozları da yurtta etkisini gösterecek.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü, tarafından Afyonkarahisar, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla ve Uşak için sarı kodlu uyarı yapıldı. Marmara, Ege, Batı Akdeniz ve İç Anadolu'nun batısı ile Batı Karadeniz'de yer yer toz taşınımı beklendiğinden, görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması istendi.


Toz taşınımı nedir?


Toz taşınımı, atmosferdeki toz partiküllerinin hareket etmesi veya taşınması sürecidir. Bu partiküller genellikle rüzgar, termal hareketler, fırtınalar veya insan etkisiyle atmosferde taşınabilirler.

Toz taşınımı, çoğunlukla çöllerden veya kuru arazilerden kaynaklanan toz fırtınalarıyla ilişkilendirilir, ancak sanayi, tarım faaliyetleri veya araç trafiği gibi insan faaliyetleri de toz taşınımına katkıda bulunabilir. Mineral toz partiküllerinin atmosferde belirgin varlığının ana nedenleri arasında kuraklık ve çölleşme yer almaktadır.


Toz taşınımının sağlık etkileri nelerdir?


Toz taşınımının sağlık üzerindeki etkileri, özellikle solunum yolu rahatsızlıkları olan kişiler için önemli olabilir.

Toz partikülleri, astım, KOAH ve kronik bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan kişilerde rahatsızlıkları tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Toz partikülleri, özellikle astım hastalarında alerjik reaksiyonlara ve astım ataklarına neden olabilir.

Toz taşınımı sırasında hava kalitesinin düşmesi, görüş mesafesinde azalmaya yol açabilir.

Toz taşınımı dönemlerinde, hava kalitesinin düşmesi nedeniyle halsizlik, kırgınlık, solunum sıkıntısı ve baş ağrısı gibi genel sağlık sorunları yaşanabilir.

Yaşlılar ve çocuklar gibi hassas gruplar, toz taşınımından daha fazla etkilenebilir ve ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.

Bu nedenle, toz taşınımı beklenen dönemlerde, özellikle solunum yolu rahatsızlığı olanlar, yaşlılar ve çocuklar için evde kalmak ve dışarı çıkarken maske kullanmak gibi önlemler almak önemlidir. Ayrıca, evdeyken pencere ve kapıların kapalı tutulması ve dışarıdan eve gelindiğinde duş alınması gibi koruyucu önlemler de önerilmektedir.

Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı

Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı
24.04.2024 10:31:00
İhlas Haber Ajansı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına 43 el ateş açıldı
Bursa'da bir holding binasına otomobille gelen saldırganlar gece yarısı kimsenin olmadığı saatte binaya 43 el ateş açtı. Kurşunların hedefi olan camlar tuz buz olurken, binada görevli özel güvenlikçi ise saldırıdan yara almadan kurtuldu.

Olay, merkez Osmangazi ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, bir grup şüpheli cadde üzerinde bulunan holdingin ana binasına saldırı düzenlemek için beyaz bir otomobille geldi.

Binanın önünden geçtiği esnada aracın camından çıkan saldırganlar, otomatik silahla arka arkaya tetiğe bastı. Tam 43 merminin isabet ettiği binada bulunan bir bekçi ise arka arkaya gelen kurşunlardan son anda kurtuldu.

Silah sesleri üzerine bölgeye çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Ekipler, olayla ilgili tahkikat başlatırken, olay yerinden otomobille kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışma başlatıldı.
Polisin titiz soruşturmasının sürdüğü bildirildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.