DYP lideri Mehmet Ağar, Parlamento'da düzenlediği basın toplantısında, TBMM'ye sunulması beklenen tezkere, Hükümet'in tutumu ve olası Irak operasyonu konusunda yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.
DYP Genel Başkanı Ağar, "Millet adına karar verilecek yer olması" nedeniyle basın toplantısını, parti genel merkezi yerine Parlamento'da yapmayı tercih ettiğini bildirdi. Olayın geldiği noktada "Çelişkiler, kararsızlıklar ve muktedir olamamanın" iktidar açısından eksiklikler olarak görüldüğünü ifade eden Ağar, halkın da bundan büyük rahatsızlık duyduğunu kaydetti.
Ağar, konunun sadece bir "Para pazarlığı" şeklinde sunulmasının herkesi rahatsız ettiğini bildirerek, "Büyük bir devletin dış politika ile ilgili temel görüşmelerinin, stratejik meseleler, uluslararası ve bölgesel dengeler ile gelecekteki şekillenmeler üzerinde olması gerekirken bugün sadece üç aşağı beş yukarı para birimleri ile belirtilen noktada kilitlenmesi üzüntü vericidir" dedi.
Görüşmeler açık yapılmalı
Hükümet'in sürekli barış mesajları verirken, 180 derecelik bir dönüşle "Biz, ABD'nin yanında yerimizi belirledik" diyerek toplumu şoka uğrattığını kaydeden Ağar, şunları söyledi: "Bugün işin nereye varacağı konusunda kimsenin bildiği birşey yoktur. Bir yandan da müzakereler gizli oturum talepleri ile milletten saklanmak suretiyle iç politika endişeleriyle Meclis'in aleni olması gereken konularda aleniyet prensibi ortadan kaldırılmıştır. Bundan sonraki görüşmeler, gerçekten çok gizli ve gizli oturumda söylenmesi gereken meseleler dışında, aleni olarak Türkiye'nin Parlamentosu'nda da diğer ülke parlamentolarında yapıldığı gibi yapılmalıdır. Milletin önünden kaçırılacak birşey yoktur. Sonuç olarak topyekün bir politikanın arkasında olması arzu ediliyorsa herşey milletin gözü önünde cereyan edilmelidir."
İki ayrı tezkere
Hükümet'in, asker bulundurma ve asker gönderme konularını tek tezkere ile getirme yönündeki düşüncesinin yanlış olduğunu da kaydeden Ağar, "Dış politika, iç politika endişeleri ile partiiçi hesaplarla belirlenemez. Milletin önünde meseleler net olarak anlatılmalıdır. Millet adına oy verecek olan milletvekillerinin kendi vicdani kanaatlerine göre oy vermelerini engelleyecek baskılar ortadan kaldırılmalıdır" dedi.
DYP Genel Başkanı Ağar, "Millet adına karar verilecek yer olması" nedeniyle basın toplantısını, parti genel merkezi yerine Parlamento'da yapmayı tercih ettiğini bildirdi. Olayın geldiği noktada "Çelişkiler, kararsızlıklar ve muktedir olamamanın" iktidar açısından eksiklikler olarak görüldüğünü ifade eden Ağar, halkın da bundan büyük rahatsızlık duyduğunu kaydetti.
Ağar, konunun sadece bir "Para pazarlığı" şeklinde sunulmasının herkesi rahatsız ettiğini bildirerek, "Büyük bir devletin dış politika ile ilgili temel görüşmelerinin, stratejik meseleler, uluslararası ve bölgesel dengeler ile gelecekteki şekillenmeler üzerinde olması gerekirken bugün sadece üç aşağı beş yukarı para birimleri ile belirtilen noktada kilitlenmesi üzüntü vericidir" dedi.
Görüşmeler açık yapılmalı
Hükümet'in sürekli barış mesajları verirken, 180 derecelik bir dönüşle "Biz, ABD'nin yanında yerimizi belirledik" diyerek toplumu şoka uğrattığını kaydeden Ağar, şunları söyledi: "Bugün işin nereye varacağı konusunda kimsenin bildiği birşey yoktur. Bir yandan da müzakereler gizli oturum talepleri ile milletten saklanmak suretiyle iç politika endişeleriyle Meclis'in aleni olması gereken konularda aleniyet prensibi ortadan kaldırılmıştır. Bundan sonraki görüşmeler, gerçekten çok gizli ve gizli oturumda söylenmesi gereken meseleler dışında, aleni olarak Türkiye'nin Parlamentosu'nda da diğer ülke parlamentolarında yapıldığı gibi yapılmalıdır. Milletin önünden kaçırılacak birşey yoktur. Sonuç olarak topyekün bir politikanın arkasında olması arzu ediliyorsa herşey milletin gözü önünde cereyan edilmelidir."
İki ayrı tezkere
Hükümet'in, asker bulundurma ve asker gönderme konularını tek tezkere ile getirme yönündeki düşüncesinin yanlış olduğunu da kaydeden Ağar, "Dış politika, iç politika endişeleri ile partiiçi hesaplarla belirlenemez. Milletin önünde meseleler net olarak anlatılmalıdır. Millet adına oy verecek olan milletvekillerinin kendi vicdani kanaatlerine göre oy vermelerini engelleyecek baskılar ortadan kaldırılmalıdır" dedi.