Hükümet Lübnan'a asker konusunda BM'nin açık kararını bekleyeceğini açıklarken;  Lübnan Başbakanı, Erdoğan'dan 1200 asker konusunda sözaldığını dünyaya ilan etti.

 

 

İsrail'in Lübnan'de gerçekleştirdiği vahşet ve son 2 aydır iyice tırmanışa geçen terör, Başbakanlık'ta güya masaya yatırıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılan toplantı 1 saat 40 dakika sürdü. Başbakanlık Basın Merkezi tarafından, Başbakanlıkta yapılan toplantıyla ilgili bir yazılı açıklama yapıldı.BM'nin kararı beklenecekAçıklamada, konuyla ilgili olarak BM'nin aldığı kararın memnuniyetle karşılandığı ifade edilerek, şunlar kaydedildi: "Bugün Sayın Başbakan'ın başkanlığında Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Yaşar Büyükanıt ile sivil ve askeri yetkililerin katıldığı bir toplantı düzenlenmiştir. Toplantıda bölgedeki gelişmeler ve bu bağlamda Lübnan sorunu değerlendirilmiştir. Lübnan'da barışın yeniden tesisi için sürdürülen uluslararası çabalar sonunda 11 Ağustos tarihinde kabul edilen 1701 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı memnuniyetle karşılanmıştır. Karar, Lübnan'daki krizin daha ciddi boyutlara ulaşmadan çatışmaların durdurulması ve soruna kalıcı bir çözüm bulunması yönünde önemli bir adım oluşturmaktadır. Böylelikle, ülkede ihtiyaç duyulan acil insani yardımın ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması için gerekli zemin de yaratılmış olmaktadır. Çatışmaların, bu (dün) sabah saat 08.00 itibariyle durdurulmasının ilgili taraflarca kabul edilmiş olmasının da ümit verici bir gelişme olduğu değerlendirilmiştir. Bilindiği üzere, çatışmaların durdurulmasını takiben Lübnan kuvvetlerinin BM Geçiçi Görev Gücüyle (UNIFIL) birlikte güney Lübnan'a konuşlandırılmasına paralel olarak İsrail kuvvetlerinin bölgeden çekilmesi, UNIFIL'in görev yönergesi ve faaliyetlerinin kapsamı genişletilerek personel sayısının 15 bin askere kadar artırılması öngörülmektedir. Bütün bu hususlara önümüzdeki günlerde BM Güvenlik Konseyinde kabul edilecek yeni bir kararla daha fazla açıklık kazandırılması beklenmektedir.  Türkiye, krizin başlangıcından bu yana bir yandan bölgedeki olumsuz gidişatın durdurulması için diplomatik çaba gösterirken bir yandan da Filistin ve Lübnan halkına başta gıda, ilaç ve çadır olmak üzere acil insani yardımlarını sürdürmüştür. Bu yardımlar, önümüzdeki süreçte de artarak sürecektir. Türkiye, sorunu kalıcı bir çözüme kavuşturmaya yönelik olası katkılarını gelişmeler ışığında değerlendirmeye devam edecektir."Kimler katıldıBaşbakan Erdoğan'ın başkanlığında Başbakanlık Merkez binada yapılan toplantıya, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Ali Tuygan, Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ertuğrul Apakan, Genelkurmay Başkanlığı Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Hilmi Akın Zorlu ve Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Bekir Kalyoncu katıldı.TÜRK ASKERİ GİDECEK!Lübnan Başbakanlığı'na göre, ülkedeki BM barış gücüne takviye birlik gönderecek ülkeler arasında Türkiye'nin de bulunduğu savunuldu. Beyrut'ta Başbakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, BM gücüne takviye kuvvet yollamayı Türkiye'den başka Fas, Endonezya, İtalya, İspanya ve Malezya kabul etti. Açıklamada, adı geçen ülkelerin, "Lübnan'da bütün ilgili tarafların da kabullenmesi şartıyla" takviye kuvvet göndermeyi kabul ettiği belirtildi. Erdoğan ile görüştüBaşbakanlık açıklamasında, Başbakan Fuad Sinyora'nın önceki gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra diğer ülkelerin liderleriyle görüştüğü kaydedildi. Lübnan'daki BM barış gücünde halen 2 bin kadar asker görev yapıyor. BM'nin dün sabah yürürlüğe giren 1701 sayılı kararı uyarınca, bu sayı 15 bin artırılacak. Türkiye barış gücüne katılıyor Ateşkesin yürürlüğe girmesinin ardından uluslararası toplum şimdi de bölgeye konuşlandırılacak barış gücü için girişimlerde bulunuyor.  Bu konuda net bir tarih ve hangi ülkelerin birlikte yer alacağına dair ayrıntılar ise belli değil. Ancak bu tartışmalara ilişkin en çok gündeme gelen ülke Türkiye. Bölgede görev alabileceğini ilk açıklayan ülke olan Türkiye'nin 1200 kadar asker göndermek istediği belirtiliyor.