Anlaşılan bazı kesimlerin şöyle bir önyargısı var: "Bu Haydar Baş yıllarca "benim askerim" diye haykırdı da, şimdi nasıl bu kadar darbe planı ortada dolaşırken hiçbiriyle onun direkt irtibatı kurulamıyor? O zaman biz bir takım sahte belgeler üreterek irtibat kuralım!" M.Bayraktar'ın yazısı...
Taraf gazetesi balyoz darbe planının ekonomik politikalarını anlatan bir haber yaptı. Habere göre eğer darbe olsaydı darbecilerin ekonomik programı bu model olacaktı. Ancak haberde anlatılan ekonomik modelin birçok bölümü Prof. Dr. Haydar Baş' ait olan Milli Ekonomi Modeli ve Baş'ın 2005'de Lütfi Kırdar'da yaptığı konuşmadan alınmıştı.Ortaya garip bir durum çıkıyordu: Milli ekonomik Modeli'nin kitap olarak çıkışı da, Lütfi Kırdar konuşması da 2005 yılındaydı. Balyoz planı ise 2002-2003 yılına ait bir plandı. Peki, 2005 yılındaki bir konuşma ve ekonomik model, 2002 yılındaki bir darbe planının nasıl temelini oluşturabiliyordu?Bu tezgâhı kim hazırlamıştı?Haydar Baş'ı bu kirli tezgâhın içine kimler çekmek istiyordu?Bu pis yalanı kimler uydurup, Haydar Baş'a ait fikirleri bir darbe planına monte etmeye çalışmıştı? Aradaki üç yıllık zaman farkını yeni fark eden "tezgâhçılar" şimdi "başlarını duvara vuruyorlar mıdır" bilemeyiz ama ortada en basitinden bir kişi aleyhine delil uydurmak gibi ciddi bir suç var.Bu tezgâhı çözmek Cumhuriyet savcılarını görevi. Bir darbe soruşturması sürecinde birileri darbe soruşturmasına hoşlanmadıkları kişileri de dâhil etmek için sahte evraklar üretip bundan sonuca gideceklerini umuyorlarsa fena yanılıyorlar.Daha önce de Kafes Eylem Planı ortaya çıktığında böyle bir yol denenmişti. Özellikle "ayarlı basında" çıkan haber ve yorumlarda oradan buradan kestikleri yamalarla yine Haydar Baş'ın adını dillerine dolamışlardı. Ancak o yamalardan da bir şey çıkmamıştı.Anlaşılan bazı kesimlerin şöyle bir önyargısı var: "Bu Haydar Baş yıllarca "benim askerim" diye haykırdı da, şimdi nasıl bu kadar darbe planı ortada dolaşırken hiçbiriyle onun direkt irtibatı kurulamıyor? O zaman biz bir takım sahte belgeler üreterek irtibat kuralım!" Evet, Haydar Baş yıllarca "benim askerim" dedi. Ya ne deseydi? "Benim kahraman Amerikan askerim" mi deseydi? Eğer asker içinde, devlet içinde, millet içinde yanlış yapanlar varsa, hukuk dışı yollara teşebbüs edenler varsa onları ortaya çıkarmak yargının işi. Yargı da bu görevi yapıyor zaten. Bir fikir ve gönül adamı olarak Haydar Baş, vatanına da, devletine de, milletine de, bayrağına da, toprağına da, askerine de sahip çıktı. Ne gariptir ki onun hakkındaki çamur belgeler hep "bu devletin temelleri yıkılacaksa yıkılsın!" diyen Taraf'da yayınlanıyor.Dün Oda TV'ye açıklama yapan Haydar Baş "Benimle birlikte olanlar, benim fikirlerimden istifade edenler cami yıkmaz, cami yapar!" diyordu.Haydar Baş'ın dünyayı sarsan ve tüketim endeksli bir model olarak sarsıcı sonuçlar getiren Milli Ekonomi Modeli'nden bugüne kadar tek satır bahsetmeyen çevrelerin, ortalıkta dolaşan balyoz, kafes gibi darbe iddiaları ile onun adını yan yana koymaya çalışmaları tam bir alçaklıktır.28 Şubat darbesinin silindir gibi ezmeye çalıştığı, 28 Şubat hükümetlerinin "Haydar Baş ve grubunu yok edin" diye gizli talimatlar yayınladığı (hepsinin belgesi elimizde!), onlarca kez hakim önüne çıkarttığı, onu seven kişilere karşı en ağır saldırıları yaptığı bir "darbe" anlayışının dün birinci mağduru olan Haydar Baş'ın fikirleri bugün bir başka darbe planına karıştırılmak isteniyor.Hem de darbeyi planladığı iddia edenlerin planından üç yıl sonra yayındığı Milli Ekonomi Modeli'nin darbenin ekonomi politiği olduğunu ima ederek.Bundan sonrası savcıların işi.Ortadaki bu açık saptırma ve belge uydurma olayının üzerine gidilerek "yargı sürecin de leke sürmeye çalışanlara karşı" vurulacak tokat, olayların gerçek boyutunun ortaya çıkmasına da sebep olacaktır.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr
Taraf gazetesi balyoz darbe planının ekonomik politikalarını anlatan bir haber yaptı. Habere göre eğer darbe olsaydı darbecilerin ekonomik programı bu model olacaktı. Ancak haberde anlatılan ekonomik modelin birçok bölümü Prof. Dr. Haydar Baş' ait olan Milli Ekonomi Modeli ve Baş'ın 2005'de Lütfi Kırdar'da yaptığı konuşmadan alınmıştı.Ortaya garip bir durum çıkıyordu: Milli ekonomik Modeli'nin kitap olarak çıkışı da, Lütfi Kırdar konuşması da 2005 yılındaydı. Balyoz planı ise 2002-2003 yılına ait bir plandı. Peki, 2005 yılındaki bir konuşma ve ekonomik model, 2002 yılındaki bir darbe planının nasıl temelini oluşturabiliyordu?Bu tezgâhı kim hazırlamıştı?Haydar Baş'ı bu kirli tezgâhın içine kimler çekmek istiyordu?Bu pis yalanı kimler uydurup, Haydar Baş'a ait fikirleri bir darbe planına monte etmeye çalışmıştı? Aradaki üç yıllık zaman farkını yeni fark eden "tezgâhçılar" şimdi "başlarını duvara vuruyorlar mıdır" bilemeyiz ama ortada en basitinden bir kişi aleyhine delil uydurmak gibi ciddi bir suç var.Bu tezgâhı çözmek Cumhuriyet savcılarını görevi. Bir darbe soruşturması sürecinde birileri darbe soruşturmasına hoşlanmadıkları kişileri de dâhil etmek için sahte evraklar üretip bundan sonuca gideceklerini umuyorlarsa fena yanılıyorlar.Daha önce de Kafes Eylem Planı ortaya çıktığında böyle bir yol denenmişti. Özellikle "ayarlı basında" çıkan haber ve yorumlarda oradan buradan kestikleri yamalarla yine Haydar Baş'ın adını dillerine dolamışlardı. Ancak o yamalardan da bir şey çıkmamıştı.Anlaşılan bazı kesimlerin şöyle bir önyargısı var: "Bu Haydar Baş yıllarca "benim askerim" diye haykırdı da, şimdi nasıl bu kadar darbe planı ortada dolaşırken hiçbiriyle onun direkt irtibatı kurulamıyor? O zaman biz bir takım sahte belgeler üreterek irtibat kuralım!" Evet, Haydar Baş yıllarca "benim askerim" dedi. Ya ne deseydi? "Benim kahraman Amerikan askerim" mi deseydi? Eğer asker içinde, devlet içinde, millet içinde yanlış yapanlar varsa, hukuk dışı yollara teşebbüs edenler varsa onları ortaya çıkarmak yargının işi. Yargı da bu görevi yapıyor zaten. Bir fikir ve gönül adamı olarak Haydar Baş, vatanına da, devletine de, milletine de, bayrağına da, toprağına da, askerine de sahip çıktı. Ne gariptir ki onun hakkındaki çamur belgeler hep "bu devletin temelleri yıkılacaksa yıkılsın!" diyen Taraf'da yayınlanıyor.Dün Oda TV'ye açıklama yapan Haydar Baş "Benimle birlikte olanlar, benim fikirlerimden istifade edenler cami yıkmaz, cami yapar!" diyordu.Haydar Baş'ın dünyayı sarsan ve tüketim endeksli bir model olarak sarsıcı sonuçlar getiren Milli Ekonomi Modeli'nden bugüne kadar tek satır bahsetmeyen çevrelerin, ortalıkta dolaşan balyoz, kafes gibi darbe iddiaları ile onun adını yan yana koymaya çalışmaları tam bir alçaklıktır.28 Şubat darbesinin silindir gibi ezmeye çalıştığı, 28 Şubat hükümetlerinin "Haydar Baş ve grubunu yok edin" diye gizli talimatlar yayınladığı (hepsinin belgesi elimizde!), onlarca kez hakim önüne çıkarttığı, onu seven kişilere karşı en ağır saldırıları yaptığı bir "darbe" anlayışının dün birinci mağduru olan Haydar Baş'ın fikirleri bugün bir başka darbe planına karıştırılmak isteniyor.Hem de darbeyi planladığı iddia edenlerin planından üç yıl sonra yayındığı Milli Ekonomi Modeli'nin darbenin ekonomi politiği olduğunu ima ederek.Bundan sonrası savcıların işi.Ortadaki bu açık saptırma ve belge uydurma olayının üzerine gidilerek "yargı sürecin de leke sürmeye çalışanlara karşı" vurulacak tokat, olayların gerçek boyutunun ortaya çıkmasına da sebep olacaktır.
MUHARREM BAYRAKTAR / mbayraktar@yenimesaj.com.tr