Avrupa Birliği'ne, Amerika Birleşik Devletleri'ne ve IMF'ye muhtaç olmayan kendi ayakları üstünde duran bir Türkiye nasıl mümkün olur? Bu soru Siyaset Özel Programı'nda Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a soruldu. BTP Genel Başkanı bu soruya dikkat çekici bir cevap verdi. "Türkiye'nin 3 katrilyon dolar değerinde maden rezervi bulunduğunu' söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye'yi yönetenler bu kaynağı devletin ve milletin menfaatine kullanmak yerine global sermaye sahiplerinin emrine verdi" diye konuştu.
Yabancı şirketlere kıyak çekiliyorProgramda Türkiye'nin zengin kaynaklarının 350 tane yabancı şirkete terk edildiğine işaret eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Ekonomiyi gerçekten bilen kardeşlerimiz olsa, kendi elindeki imkânları terk edip veya onları yabancı güçlerin eline devredip, 'bize de sadaka verin' mantığıyla borç isteme durumuna düşmezlerdi. Dünyanın en güçlü imkânları Türkiye'de ve bu güçlü imkânları biz 350 tane yabancı firmaya terk ediyoruz, 'bunları siz işletin yüzde 2'sini bize verin' diyoruz" şeklinde konuştu.
Kazancımızı ecnebiye bedava devrettikBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş'ın üzerinde durduğu bir diğer bir konu da Türkiye'deki para politikası oldu. Türkiye'nin 30 yıldır emeğinin karşılığında kendi parasını basamadığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "Bizim üretimimizin karşılığında senyoraj hakkımızı kullanarak piyasaya sürmek durumunda olduğumuz paramızı 30 yıldır basmadık. Bunun yerine 30 yıldan beri borç para aldık, hazinemize koyduk. Bunun karşılığında Türk lirasını bastık ve dedik ki bizim milli paramız budur. Peki, bu yabancı para neye karşılık basıldı? Senin üretimine ve emeğine karşılık basıldı. Arkadaşlar bu mantık Türk milletinin her yıl kazandığını bedava, kâğıt karşılığı adama vermek manasına gelir."
Türkiye'nin kimseye ihtiyacı yokMadenlerin devlet millet ortaklığı ile işletilmesi ve para politikasının millileştirilmesinin Milli Ekonomi Modeli'nin temel prensiplerinden biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş "böyle bir Türkiye sadece kendisine değil, tüm dünyayı bakar" dedi. BTP Genel Başkanı konuşmasını şöyle sürdürdü: "Niye IMF'ye ihtiyacım olsun? Niye Batı'ya ihtiyacım olsun? Onlar bizim sırtımdan geçiniyor, onlar bizi soyuyor, Avrupa'ya neden ihtiyacım olsun? O bakımdan biz ne diyoruz, sadece Türk milletinin karnını doyurmayacağız, onun sırtını giydirmeyeceğiz, coğrafyamızın tamamına veren el durumunda olacağız."
Bütün dünyayı biz doyuracağızPeki, bu prensipler Milli Ekonomi Modeli'ni içine kapanık bir sistem haline getirmiyor mu? Prof. Dr. Haydar Baş bu kritik soruya da şu cevabı verdi: "Ben Milli Ekonomi Modeli'nin kongresini Avrupa'da yaptım. İki tane büyük uluslararası kongreyi yurt dışında yaptım. Bunlara iştirak edenlerin tamamı yabancı ilim adamlarıydı. Hiç içine kapalı bir ekonomi modeli yabancı ilim adamlarını alıp da kendisini tartışma konusu yaptırabilir mi? İftira edecekler, nereden saldıracaklarını bilemiyorlar bundan dolayı Milli Ekonomi Modeli'ne içine kapanık sistem diyorlar. Benim bir defa görüşüm sadece iç tabiatımızdaki insanları hak hukuk sahibi yapmak değil, aynı zamanda benim iddiam bütün insanlığın karnını doyurmaktır. Dışa açılma imkânı olmayan bir ekonomi görüşünün bütün dünyayı doyurması mümkün mü? Ama bunu biz yapacağız bunda kimsenin kuşkusu olmasın."