logo
23 NİSAN 2024

Borç alarak ekonomi idare edilmez

10.08.2008 00:00:00
İktidarın ülkeyi borç bataklığına sürüklediğini belirten Prof. Baş, "Borç alıp faizini dahi ödeyemezsen cari açığın çok olacak. Bunu kapatman için de zam üstüne zam, vergi... İktidarın ülkeyi borç bataklığına sürüklediğini belirten Prof. Baş, "Borç alıp faizini dahi ödeyemezsen cari açığın çok olacak. Bunu kapatman için de zam üstüne zam, vergi üstüne vergi koyacaksın. Olan benim milletime oluyor" dedi.Yeni Mesaj: Milli Ekonomi Modeli'nde vatandaşlarımızın hayat seviyesini yükseltecek ne gibi önlemler var. Mesela maaş politikası nasıl? Sizin Vatandaşlık Maaşı gibi ilginç bir projeniz var. Bunu açar mısınız?Prof. Dr. Haydar Baş: Biz ne dedik, biz bu milletin tamamına maaş vereceğiz, dedik. Bazı aklı evveller 'veremez' dedi. Ben veririm. Hadi iddiasına girelim. Ben bunu veririm ancak sizin rey verdikleriniz bunu veremezler çünkü bu işi bilmezler. Toplumun en güçlü kaynağı tüketimdir. Ben şimdi size bir hesap yapacağım. Bak şimdi Türkiye'de bilmem ne kadar insana 500 YTL maaş verdiğimizi düşünelim! Hanımlara gerek ev hanımı meslek maaşı, gerekse de vatandaşlık maaşı 1000 verdiğimizi düşünelim. Bir ayda topluma giren para, bilmem şu kadar eder. Hesap olarak bir kalem, bir tavuk, bir çift ayakkabı satan esnaf bunların 10 katını satacak. Şimdi yılsonuna geldik. Bire 10 katladık. Müşteriler var şimdi piyasada. Hanım daha kocasına minnet etmiyor. Her ay 1000 YTL cebine giriyor. Öyle değil mi? Yaşlılar kimseye minnet etmiyor, her ay 500 YTL cebine giriyor. Keza gencinin öyle, çocuğunun öyle. Pazarda müşteri oluyor. Maaş alıyorlar. İş yapıyorlar. Bunlar zaruri ihtiyacı çok olan sınıftır, parayı üst üste koyup da arttırmaz. Çünkü harcayan sınıftır. En azı bire 10, bire 15 tüketim artar. Dolayısıyla fabrikalar da ürettiğinin 15 katını üretir. Ne veriyordu bu adam vergi olarak yılsonunda? Mesela 100 bin YTL? Şimdi 10 veya 15 ile çarp bunu? 100 bin YTL vergi veren 1 milyon YTL vergi verir, değil mi? En az bire 10 artar. Şimdi görünüşte ne idi? Devlet bunu nasıl verecek? Devletin sonunda kârı 10 katına çıktı, nasıl vermesin? Tüketen herkes üretime kaynaktır da ondan. Bunun hayata mutlaka geçmesi lazım. Şimdi ekonomideki bu anlayış, inşallah devrim niteliğine sahip olur. "Bu modeli uygulamaya çalışan devletler var"Rusya'da, Venezüella'da, ABD'de kısmen hayata geçmeye başlamıştır. Batlık ülkelerde uygulanıyor. Benim kongrelere sunulan tebliğleri içeren kitapları, lütfen okuyun, orada bunu çok net göreceksiniz.Bize 7 milyon insan 'evet' dedi ama bunların 500 bini seçim sandığına gidip sözünde durdu. Şimdi bu 7 milyon kişi sözünde duracak. En az 9 - 10 milyon olacaklar, ben de bu işi bitireceğim. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın, ben bu işi biliyorum, yaparım. Bütün dünya karşımıza çıksa, biz bu işi yaparız. Çünkü bizim ihtiyacımız olan yabancı kaynaklar değil. Bizim kaynaklarımız bize yeter, artar bile. Benim ihtiyacım halkadır. Bu halkın da çalışacağını çok iyi bildiğim için, biz bu işi bununla yaparız. Ama kafamızı duvara vurup da, neden bize söylenen güzel sözleri duymadık da. İşitmedik de, şimdi de 'aç, susuz, biçare kaldık', ülke bölündü, vatan parçalandı dersek, hiçbir güç de bizi kurtaramaz. Yeni Mesaj: Efendim, sizin ortaya koyduğunuz Milli Ekonomi Modeli'nde, vatandaş memnun, tüketici para aldığı için; sanayici memnun, malını sattığı için; devlet daha çok kazanıyor, o da memnun. Fakat maalesef bugün, şu anda uygulanan politikalarda, vatandaş memnun değil, her sabah yeni bir zamla uyanıyoruz. Nitekim daha bir kaç gün önce doğalgaza yeni bir zam daha geldi. Hemen hemen elektrik, doğalgaz, suya zam otomatiğe bağlanmış durumda, çok ciddi oranda artıyor. Şimdi şunu öğrenmek istiyorum: bu türlü hem vergilerde, hem de temel tüketim ürünlerindeki zamlar, özellikle bu son bir yıl içindeki anormal artış neden? Madem tozpembe bir tablo çiziliyor bu kadar zam üstüne zam niye yapılıyor?Prof. Dr. Haydar Baş: Çok yerinde bir soru tevci ettiniz. Ama isterseniz o soruya geçmeden evvel, yine milletten gizlenilen enflasyon rakamlarını gözden geçirelim, sonra "neden bu zamlar oluyor"a geçelim.Şimdi efendim hatırlarsanız, Tüketici Fiyatları Endeksi'nde (TÜFE) yılın ilk 6 ayındaki genel artış yüzde 6 olarak açıklandı. Gerçek rakamlar bunun çok fevkinde. Şimdi elektrik fiyatlarından bahsedelim. Ocak ayında konutta yüzde 19.5, sanayide yüzde 12 arttı. 1 Temmuz'da ev ve işyerlerinde kullanılan elektriğe yüzde 21, sanayide kullanılana ise yüzde 22 zam geldi. Son 6 aylık artış yüzde 40'ı geçti. Şimdi ne diyorlar, TÜFE'de yüzde 6 enflasyon var. Hakikatte ise ilk 6 ayda sadece elektrikte yüzde 40'ın üzerinde enflasyon var.Doğalgaza gelelim, az evvel söylediğinize. Haziran'da konutlarda yüzde 7.4, sanayide yüzde 8.3 zam yapıldı. Ağustos 2008 tarihinde bu kez, konutlara yüzde 16.88, sanayiye yüzde 18.77 oranında yeni bir zam daha geldi. Yılbaşından bu yana yapılan toplam zam oranı yüzde 35'i geçti. TÜFE'de yüzde 6 enflasyon var diyorlar, hâlbuki yüzde 35 sadece doğalgazda enflasyon var. Demir? Yılbaşında 1,015 YTL'den satılan 1 ton demirin fiyatı 1,900 YTL'ye çıktı. Artış yüzde 90'ı buldu.  Yağ fiyatları? Son 6 ay içerisinde yüzde 100'den fazla artış oldu. Son 2,5 yıl içerisinden artış yüzde 330. Ne diyorlar? TÜFE'de yüzde 6 enflasyon var, hâlbuki yağda sadece 330.Temel gıdalarda? 6 aylık fiyat artışı mercimekte yüzde 80 arttı, pirinç ve bulgurda zam yüzde 50'ye yaklaştı, tavuk eti yüzde 30'a yakın zamlandı. Ekmekte 6 ayın fiyat artışı yüzde 26.  Makarnada yüzde 27'yi geçerken, su fiyatları yüzde 15, koyun eti yüzde 12, şeker yüzde 11 artış yaptı.Şimdi bir kaç kalem daha zikrederek sorduğunuz sorunun cevabına geçeceğim. Yılbaşında 20-25 YTL arasında değişen bir çuval unun fiyatı, 35-45 YTL arasında satılmaya başladı. Yüzde 100'ü geçiyor. Akaryakıt? Mazot, son 6 ayda yüzde 26 ile en çok fiyat patlaması yapan akaryakıt maddesi oldu. Benzin fiyatları yüzde 15 arttı. Ulaştırmada, vapur ücretleri yüzde 48, dolmuş fiyatları yüzde 12, şehirlerarası tren ücreti son 1 ayda yüzde 24 arttı.Haberleşmede... Son 6 ay şehiriçi telefon görüşme fiyatları yüzde 12, cep telefonu görüşmeleri yüzde 7 ile genel fiyatların üstüne çıktı.Şimdi bunları ele aldığımız zaman, 6 ayda TÜFE'de yüzde 6'lık bir enflasyon var sözü bir hikaye, bir rüya, bir vehimden ibaret kaldı. Şunların hepsinin ortalamasını topladığınız zaman, 6 aylık enflasyon oranı yüzde 40'ın altına düşmez.Şimdi böyle bir ülkede yaşıyorsunuz. Böyle bir ülkede yaşayan insanların elbette ki devletini de desteklemesi hiç ama hiç mümkün olmayacak. Vatandaştan istenilen verginin alınması hiç mümkün olmayacak. Borç alarak nereye kadar?Sen devamlı surette borç alıp bunun faizini dahi veremez halde ekonomiyi devam ettirmek istersen, senin açıkların çok olacak. Cari açığın çok olacak. Şu anda Türkiye'nin cari açığı tam 52 milyar doları geçti. Şimdi soruyorum, "Bu 52 milyar dolar cari açığı kapatabilmesi için hükümetin ne yapması lazım?" Zam üstüne zam koyması gerekmiyor mu? Vergi üstüne vergi koyması gerekmiyor mu?İşte az önce söylediğimiz rakamlar bu dediğimizin ispatı. Önce ispatını yaptık, sonra rakamları zikrediyoruz. Vergiler de artacak. Artırmaya mecburdur. Bu zamların bir sebebi daha şudur: Kamuya ait bir takım kuruluşlar var. Bunlar özelleştirilme teşebbüsüne kalkındığında, biz "Kesinlikle bunlar Türk devletine, milletine faydalı olan, kârlı olan kurumlardır" demiştik. Nedir bunlar? Telekom, Petkim, Tüpraş, POAŞ, Erdemir, SEKA, Sümerbank, limanlar... sayabildiğin kadar say. Sen şimdi bunları kalkıyorsun, özelleştiriyorsun. Yahu bunlar senden ne istedi ki, bunları özelleştirdin. Hepsi kâr getiren, milyar dolarlar kar getiren kurumlar ve kuruluşlar. Diyelim ki sen borçlarını vermek için bunları sattın. Ne oldu? Borcun üç misline çıktı. 220 milyar dolarla borcu devraldın, bugün borcun 600 milyar dolara çıktı. İç ve dış borç toplamı buna çıktı. Niye sattın bunları peki? Sonra bakıyorsun ortada öyle bir manzara var ki, hakikaten insanın hatırına bir takım şeyler de geliyor.Şimdi bunların bazıları da kime satıldı biliyor musunuz? Ecnebi iş adamlarına. Ecnebi işadamı diyor ki, "Ben yüzde şu kadar kârla bu işi kabul etmem. Ben daha fazla kâr isterim".Elektrikteki zam furyasının bir sebebi de budur. Elimizdeki gül gibi kurumları elin oğluna verdik, o da gül gibi bizim sırtımızdan, kamçılaya kamçılaya zam olarak bunu alıyor. Erkeksen alma. Karanlıkta ne kadar durabilirsin. Ne yapacaksın? Hadi on tane lambanı dokuza düşür, gene ona vereceksin. Şimdi bu kuruluşlar, kurumlar ecnebi güçlerin eline geçti. Ecnebiler senin benim gibi merhamet etmez. Bu sebeplerden dolayı zamların gelmesi kaçınılmazdır. Bundan sonra daha da kötü olacak. Hiç kimse bundan daha iyisini beklemesin. Niye?Çünkü hakikaten bunlara sormak lazım, "kaynak nerede, ne yapacaksınız?" Sen elindekini elinden çıkardın. Yapacağın bir şey kalmadı. Bu şekilde de bunu cevaplandırabiliriz.
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!

İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç'ın cenazesine Erdoğan ve damadı da katıldı

Fatih Camii'nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.
23.04.2024 19:27:00 / Güncelleme: 23.04.2024 19:35:11
İhlas Haber Ajansı
İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç'ın cenazesine Erdoğan ve damadı da katıldı
İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç'ın cenazesine Erdoğan ve damadı da katıldı
İstanbul'da hayatını kaybeden İsmailağa Cemaati lideri Hasan Kılıç, son yolculuğuna uğurlandı.

Fatih Camii'nde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı.



Mahmud Efendi'nin vefatı üzerine İsmailağa Cemaati'nin başına geçen Hasan Kılıç, dün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti.

94 yaşında hayatını kaybeden Hasan Kılıç için Fatih Camii'nde cenaze töreni düzenlendi.



Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Valisi Davut Gül, İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve Kılıç'ın çok sayıda yakını katıldı.



Hasan Kılıç'ın naaşı Sakızağacı Şehitliği'nde toprağa verildi.

Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl sıcaklıkların geçtiğimiz yıllara oranla 4 ila 6 derece arttığını belirterek hava sıcaklıklarındaki artışlarla birlikte Akdeniz ikliminin karasal iklime doğru ilerlediğini söyledi.
23.04.2024 11:06:00
İhlas Haber Ajansı
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Bilim adamından korkutan açıklama: Akdeniz iklimi karasal iklime doğru ilerliyor
Doğu Akdeniz ve Hatay'da ilkbahar mevsimine girmesiyle sıcaklıklar artmaya başladı. Depremin vurduğu Hatay'da, gündüz saatleri adeta yaz mevsimini aratan sıcaklık varken gece saatlerinde kış mevsimini hissettiren hava durumu yaşanıyor. İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, yaşanan hava değişimine ilişkin açıklamalarda bulundu.

İskenderun Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı Abdulla Sakallı, bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında sıcaklık artışının olduğuna dikkat çekerek Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal iklime doğru ilerlediğini dile getirdi. Ayrıca iklim değişikliğinin zaman geçtikçe daha da artacağını ifade eden Sakallı, hava kirliliğinin artması ve doğa tahribatına devam edilmesi iklim değişikliğini arttırdığını söyledi.

'Yağış miktarında değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var'

Yağış miktarının değişmemesine rağmen yağış periyodunun değiştiğine dikkat çeken Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'Özellikle son 30 yılda sıcaklık artışı, diğer aylara göre ortalamanın bayağı üzerinde seyrediyor. Bu yıl yaklaşık 4 ila 6 derece arasında bir sıcaklık artışı gördük. Bu durum Akdeniz ikliminin yavaş yavaş karasal çölleşen bir iklime doğru ilerliyor. Çünkü bizim en büyük sıkıntımız yağış aralıklarının değişmesi ve yağış rejiminin değişmesidir. Bir yılda buraya düşen yağış miktarında, çok fazla değişiklik yok. Son 30 yılı incelediğimizde global su bütçesini modellediğimiz yayınımıza göre özellikle, İskenderun ve Akdeniz bölgesinde düşen yıllık yağış toplamında herhangi bir değişiklik yok. Bu değişikliğin olmamasına rağmen bu yağışın düşme periyotların da çok büyük değişiklikler var. Yağış periyotlarındaki değişim beraberinde güçlü kurak periyotları doğurmaktadır' dedi.

'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor'

İklim değişikliğinin çeşitli etmenlere göre artığını belirten Doç. Dr. Abdulla Sakallı, 'İklim değişikliğini etkileyen faktörler artarak devam ediyor. İskenderun ilçesindeki; hava kirliliği , doğanın tahribatı, taş ocaklarının faaliyet göstermesi ve buna benzer etmenlerle iklim değişikliğinin etkilerini daha da artırarak karşımıza çıkaracaktır' ifadelerini kullandı.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.
23.04.2024 08:21:00 / Güncelleme: 23.04.2024 08:32:04
Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinde yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Arapça sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu. Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde ise iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyareti kapsamında Bağdat'ta bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serkan Kayalar, TİKA tarafından restore edilen Abdulkadir Geylani Külliyesi ve İmam-ı Azam Külliyesi'ni ziyaret etti.

Bağdat'ta bulunan Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Selahaddin-i Eyyubi ve Şeyh Abdulkadir Geylani gibi Kürt şahsiyetlerin İslam'a hizmetleri hakkındaki sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu.



Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesindeki özgeçmişinde "İyi derecede Arapça ve Fransızca bilmektedir" ifadeleri yer alıyor.

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.