Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'nin temel prensiplerinden biri olan vatandaşlık maaşını anlattı. BTP Genel Başkanı, kendi iktidarları döneminde her Türk vatandaşına 500 lira maaş vereceklerini bir kez daha yineledi. Vatandaşlık maaşı dediklerinde kendilerine gülenlerin hükümetin açıkladığı kişi başı milli gelir 8.500 dolar oldu iddiasına bir şey demediğini ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş şöyle konuştu: "8 bin 500 dolar aşağı yukarı 12 bin lira eder. Demek ki 7'den 70'e her birimizin eline yılda 12 bin lira para geçiyor. Öyle mi? E ben ne dedim size? Her birinize 500 lira vereceğim dedim. Onun dediği doğru benim dediğim yanlış. Bu servet bizde bunun misliyle var. Hem de çok fazlasıyla var. Ama öyle bir çarpık paylaşım var ki aslanla tilki hikâyesi gibi bir paylaşım. Bu sana bu bana, bu da bana şeklinde bir paylaşım. Erkeksen itiraz et. Şimdi bunların pay etmesi işte böyle. Ama Haydar Hoca'nın döneminde paylaşım adaletli olacak."
Türkiye'nin kaynakları kıyamete kadar yeterBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli'nde vatandaşlık maaşına kaynak olarak gösterdikleri kalemlerden iki örnek verdi. İlk kaynak olarak 3 katrilyon dolarlık Türkiye'nin yer altı kaynaklarını gösteren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, "Bunlar şu mevcut haliyle size şu kadar para kazanıyorsunuz diyor. Ben bunu vereceğim gibi bir de bunun dışında kaynaklarımız var. Bunlar maden kaynaklarımızdır" şeklinde konuştu.
Yıllardır oyun oynanıyorProf. Dr. Haydar Baş'ın kaynaklar arasında gösterdiği bir diğer unsur ise devletin senyoraj hakkını kullanması, yani yıllık emek ve üretimin karşılığı olarak devletin para basması. BTP lideri bu kaynağı açıklarken aynı zamanda Türkiye'nin mal ve emeğinin yıllardır nasıl sömürüldüğünü de çarpıcı ifadelerle şöyle ortaya koydu: "Cebimizdeki para aslında bizim değil. Ama nasıl? Biz bunu basabilmemiz için, piyasaya sürebilmemiz için alıyoruz doları koyuyoruz hazineye. Sonra da hazineye koyduğumuz doların karşılığında Türk lirası basıyoruz. Ama hocam öyle yapsak ne olur, böyle yapsak ne olur? Şimdi onun parasının karşılığında eğer biz paramızı basarsak bizim emeğimizin ve üretimimizin karşılığı onun parası olur anlaşıldı mı? Diyelim ki Türkiye'nin bir yılda 1 trilyon gayri safi milli hâsılası var. Mesela Amerika Türkiye'nin ürettiğinin ve emeğini karşılığı olarak 750 milyar doları basıyor. Sonra 'sakın ha sen kendi paranı basma senin ürettiğin de benim emeğin de benim' diyor. Gönderiyor sana kâğıdını borç olarak. Sen de buna karşılık kendi paranı basıyorsun. Şimdi bizim ürettiğimizin karşılığında o parasını bastığı için ne kadar bize para veriyorsa o kadar ürettiğimizi alıyor bedava götürüyor. Bu dövizin karşılığında basılan adına Türk lirası dediğimiz para bizim midir yoksa bu doların sahibi devletin midir? O para bizim değil, borç aldığımız devletindir. Yıllardan beri bize bu oyunu oynuyorlar. Senin gerçek paran o zaman hangi paradır? Ürettiğinin ve de emeğinin karşılığı olan paradır. Onu da inşallah BTP iktidarı döneminde hepimiz cebimizde göreceğiz. Var mısınız buna?"