Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) İstanbul İl teşkilatı, önceki akşam İstanbul İl başkanlığında yapılan iftar programında bir araya gelerek, Türkiye gündemini değerlendirdi. İftar programına, partinin üst düzey yöneticileri, il yönetimi ve ilçe başkanlarının yanı sıra Genel Başkan yardımcıları Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi, Fuat Şengül, Mehmet Emin Koç, ekonomist Selim Kotil ve Selim Mecit Beşer gibi isimler de iştirak etti. Programda Genel Başkan Yardımcısı Fuat Şengül, bugüne kadar yaşanan olaylar ve gelişmeler, Türkiye'nin BTP ve Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın model ve çözümleri dışında bir kurtuluş yolu olmadığının ortaya çıktığını anlattı. Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de, dünyanın 80'i aşkın ülkesinin Prof. Dr. Baş'ın Milli Ekonomi Modeli ve projelerine yapışırken, Türkiye'nin bu milli model ve çözümlere sırtını dönme lüksünün olmadığını belirtti. Kepekçi, "Prof. Dr. Baş'ın model ve çözümleri icraata konmazsa, Türk milleti fakr-ü zaruret içinde darmadağın olur, her şeyini kaybeder; birliğini, dirliğini, vatanını ve geleceğini yitirir" dedi.
Prof. Dr. Baş, 'açılım' oyunlarını bozduProgramda son konuşmayı yapan Mehmet Emin Koç, Prof. Dr. Baş'ın önceki hafta Başkanlık Divanı'nda yaptığı konuşmayla Kürt açılımı adı altında Türk milletini bölmeye ve devleti tasfiye etmeye ilişkin senaryoları boşa çıkarttığına, siyasilerin açılım oyunlarını bozduğuna dikkat çekti. Koç, Prof. Dr. Baş'ın "Türk milleti, Lozan anlaşmasının temel esaslarında açıkça belirtildiği üzere Kürd'ü, Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'i vs tek milletir. Nitekim Türk vatandaşlarının her biri, anayasa ve yasalar karşısında eşittir; kim olursa olsun her fert, eşit hak ve mükellefiyetle sahiptir. Burada madem ki eşitsizlik ve ayrımcılık diye bir şey yok, o zaman devleti hesaba çekmek, devleti hedef almak niye? Kürt açılımı denilen şey ne? Kürt kardeşlerimizi bir takım yasal imtiyazlarla azınlık konumuna getirmek mi?! Böyle bir yaklaşım Türk milletini bölmektir, parçalamaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş senedi olan Lozan'ın birçok maddelerini kabul etmeyen AB ve ABD, yıllardan beri Türk milletinin 36 etnik parçaya bölünmesini seslendirmektedir. Yoksa içeriği milletten saklanan bu açılım, Türkiye'yi bu bölünmeye sürüklemek midir? AKP, böyle bir yanlıştan kesinlikle dönmeli, tüm kesimleriyle milletimizi bir ve beraber yapmak için uğraşmalıdır. Yanlış yapılmamış mıdır, milletimiz mağdur edilmemiş midir? Elbette edilmiştir. Türk milleti yıllardan beri mağduriyetlerle boğuşmaktadır. Ancak başta Güneydoğulu kardeşlerimiz olmak üzere halkımızın yaşadığı mağduriyetler, siyasilerin yanlış icraatları sebebiyle ve idari zafiyetler yüzündendir. O halde burada hesaba çekilmesi gerekenler, devletin kendisi değil, yanlış icraatlar ve idari zafiyetler sebebiyle Kürt kardeşlerimiz başta olmak üzere toplumumuzun çeşitli kesimlerini mağdur eden geçmişin siyasileridir, idarecileridir. Bu gerçeği tersyüz ederek, bu tersyüz bahaneleri Kürt açılımına bahane kılarak millet bölünemez, devlet hedef alınamaz. AKP gerçekten bir iş yapmak istiyorsa, yanlış icraatlar ve idari zafiyetlerle milletimizin çeşitli kesimlerini geçmişte ve bugün mağdur eden siyasileri ve idarecileri sigaya çekmektir. Siyasilerin günahını devlete yükleyip millet ile devletin arasını açmak veya milletimizi AB ve ABD'nin aklıyla Sevr sürecine sürüklemek tarihi yanlıştır." tespitini hatırlattı. Prof. Dr. Baş'ın bu ikazından sonra sivil ve asker akl-ı selim sahiplerinin, Kürt açılımı bağlamında makul bir vaziyete almaya başladıklarını belirten Koç, "Türkiye, gerçekten kalkınmak ve devlet-millet tek yürek tek bilek olarak şahlanmak istiyorsa, Prof. Dr. Baş'ın ortaya koyduğu bu siyaset, bu basiret, bu milli çözüm ve bu hizmet projelerinin iktidar olması kaçınılmazdır. Gerisi kuru gürültüdür, kardeş kavgasıdır, kaosdur, milletin bölünmesi, devleti tasfiye edilmedir. Milletimiz, ona göre tercihini yapsın" şeklinde konuştu.