logo
29 MART 2024

Çökertmeye müsaade etmeyeceğiz

01.05.2005 00:00:00


"Kuşatılan Türkiye" uyarısını, konferanslardan, panellerden, kapalı salon toplantılarından meydan mitinglerine taşıyan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), Ankara Tandoğan ve Trabzon Atatürk alanından sonra bu uyarısına Bursa Gökdere meydanı ile devam etti. Ellerine ayyıldızlı Türk ve 16 yıldızın ortasında hilalli BTP bayraklarını alan onbinlerce Bursalı Gökdere meydanına koşarak hem tarihî bir güne imza attı, hem de içten ve dıştan her türlü kuşatılmaya karşı vatanın, milletin, devletin sahipsiz olmadığını gösterdi; tam bağımsızlık ve egemenliğinden asla vazgeçmeyeceğini tüm dünyaya bir kez daha duyurdu. Millete sahip çıkmak şövenistlik mi oldu?Gökdere meydanını tıka basa dolduran Bağımsız Türkiye sevdalılarına hitaben bir konuşma yapan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, her türlü kuşatmaya, yok etme girişimlerine rağmen Türk milletinin, vatan kıldığı bu topraklar üzerinde kıyamete kadar yaşamasını hiç kimsenin kesintiye uğratamayacağını ifade etti. Ankara Tandoğan, Trabzon Atatürk meydanları gibi Bursa Gökdere meydanında ortaya çıkan muhteşem tablonun bunun göstergesi olduğunu söyleyen BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, dikkat çekici açıklamalar ve tahlillerde bulundu. Türk milletini yediden yetmişe bir ve beraber olarak ayakta tutan olmazsa olmaz değerlerimiz bulunduğuna, bu değerlerin ise maalesef günümüzde tartışma konusu haline getirildiğine, devre dışı bırakılmak istendiğine, bir yandan millete ait bu değerler küçümsenirken diğer yandan milleti ortadan kaldırmaya matuf her şeye "demokrasi" bahanesiyle yol açıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, şunları kaydetti: "Bu değerlere sahip çıkanlar, sahip çıkmasının gerekçesini millete anlatanlar, milliyetçi-şövenisttir denilerek devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır. Yapılmak istenen milli hassasiyeti devreden çıkarmak, bir hiç mesabesinde göstermektir. Dikkat ediniz, bugün, 'Kıbrıs bizimdir, bizim kalacaktır' demek milliyetçilik, şövenistlik olarak ifade edilirken, 'Canım Kıbrıs'ı versek ne çıkar. Bu zaten demokrasinin gereğidir' deniliyor. 'Ege, Rum'a peşkeş çekilemez' demek şövenistlik sayılırken Kıta sahanlığını daraltmayı konuşmak demokrasinin gerekçesi olarak ifade edilmeye çalışılıyor. 'Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır' demek şövenisitlik kabul edilirken emniyet raporlarına göre 36 bin kilise evinin açılmasına izin vermek demokrasinin gereği olarak anlatılıyor. 'Ülkenin kalkınması için milli bir ekonomi modeli şarttır' demek şövenizm olarak telakki edilirken hazineyi borç batağına sürüklemek demokratik bir gerekçe olarak ifade ediliyor. Ve yine 'ülkenin kalkınması için IMF'siz bir ekonomi modeli şarttır' demek şövenistlik olarak ifade edilirken milleti vergiler ve zamlarla aç, susuz bırakır hale getirmek demokratik bir görev olarak kabul ediliyor. 'Terörist başı Apo'nun yeniden yargılanmasına karşı çıkmak' şövenistlik sayılır iken bu hakkı ona tanımaktan bahsetmek demokratik bir görev şeklinde ifade ediliyor. Ermeni soykırımını 'bu bir iftiradır, bu şekilde bunu kabul etmek yanlıştır' demek  şövenizm olarak kabul edilirken, 'soykırımı kabul ederseniz insani kimliğinizi ortaya koyarsınız' demek demokratik bir gelişme olarak kabul ediliyor. 'Ermeniler Azerbaycan toprağını işgal etmiştir' demek şövenizm kabul edilirken 'Azerbaycan toprakları da Ermenilerin vatanıdır' demek demokrasi olarak ifade ediliyor. 'İstanbul Suriçinde ekümenik bir din devleti kurulursa bu bizi mutlak surette böler' demek şövenizm olarak ifade edilirken Suriçinde bir din devletinin kurulabileceğini savunmak demokratik bir gerekçe olarak ifade ediliyor. 'Kerkük, Musul bizimdir. Misak-ı Milli hudutlarımızın içindedir' demek şövenizm olarak telakki edilirken Türkmenleri kendi kaderlerine bırakıp ve onları heder etmeye demokratik bir gelişme olarak bakılıyor. 'Güneydoğu giderse ülke bölünür' demek şövenizm olarak ifade edilirken 'Kürt halkına referandum kapısı açılsın ve yapılsın' demek demokrasi olarak ifade ediliyor. 'Madenlerimiz Türk milletinin malıdır. Bu madenleri ancak milletimiz işletebilir. Millete ait bu değerler mutlak olarak bizim elimizde kalacaktır' sözünü ifade etmek şövenizm oluyor, madenlerimizi yağma Hasan'ın böreği haline getirmek demokrasi olarak lanse ediliyor."  Müttefiklik değil esaretin şartlarıBöyle bir tasnifi Türk milletinin ve onun bireylerinin değil AB ve ABD ve onların işbirlikçilerinin yaptığına dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, değerlerin, kavramların içinin boşaltılarak çarpıtılıp Türk milletinin altının oyulmasına vasıta hale getirilmesinin bununla sınırlı olmadığını söyleyerek, Türkiye'nin nasıl bir kuşatılma ile karşı karşıya bulunduğunu şöyle gözler önüne serdi: "Milletimizin değerlerini ve menfaatine olan her şeyi savunmayı şövenistlik sayan; değerlerine aykırı, istiklal ve istikbalini tehlikeye sokan, haritadan silinmesine yol açacak her gelişmeye çanak tutmayı demokrasinin gereği gibi dayatanlar tabiî bununla yetinmiyorlar. Mesela müttefik olmanın gerekçeleri olarak önümüze öyle şartlar koyuyorlar ki hayret edersiniz. Onlarla müttefik olmak için bakınız neler yapacaksınız: Başına çuval geçirilse dahi susacaksın. Sevr'i yürürlüğe koyacaksın. Ilımlı İslam ile, Protestan Hıristiyan olacaksın. Her şeyini satacaksın özelleştireceksin. Misyonerlere kucağını açacaksın. Madenlerini devredeceksin. IMF'nin sözünden çıkmayacaksın. Sözde Ermeni soykırımını tanıyacaksın. Güney Kıbrıs'ı tanıyacaksın. KKTC'yi yok sayacak, Kuzey Kıbrıs'tan çıkacaksın. Tarımla uğraşmayacaksın, üretmeyeceksin. Onların ürettiklerini, sana sattıklarını tüketeceksin. Onların filmlerini seyredeceksin. İşte bunlar müttefik ve dost(!) olabilmemiz için ABD'nin koyduğu şartlar cümlesindendir."  Görmezden gelinen gerçek"Yaşadığımız coğrafya dünyanın en stratejik bölgesi olup dünyanın merkezi ve kalbidir. Bu topraklarda binlerce yıl geçmişimiz var. İşte bu tür tasniflerle, müttefiklik şartlarıyla bizi bu topraklardan çıkarmak istiyorlar. AB üzerinden üretilen yalanlarla ülkemizi bölmek istiyorlar. Geçen asrın son çeyreğinde Van, Bitlis ve Rize konsolosu olarak görev yapan Rus general Maimisky, Van ve Bitlis adlı kitabında bakın ne söylüyor: 'Avrupa'nın bunca yıldan beri yükselttiği ıslahat yaygarası Türkiye'nin tedrici olarak parçalanma maksadını taşımaktadır. Islahat, ne kadar radikal olursa Türkiye arazisinin bir parçası Avrupalıların eline geçmesi o kadar kolay olacaktır." Bir Rus generalin gördüğü bu gerçeği maalesef bugünkü hükümetimiz görmezlikten geliyor. 1856 yılında yapılan Paris Konferansında, bize, 'toprak bütünlüğünüzü garanti ediyoruz. Artık siz de Avrupalı oldunuz' diyen Avrupa, Osmanlıyı nasıl yok etti? Sevr'i önümüze nasıl koydu? Bunlar unutulabilir mi? Biz bu emperyalist güçlere karşı ölüm-kalım savaşı vermedik mi? Şimdi nasıl oluyor da, hakimiyetimizi Brüksel'e devredebiliyoruz? Ölüm-kalım savaşı verdiğimiz bu dünyaya, onun Brüksel'ine nasıl olur da hakimiyetimizi devredebiliriz? Bunu kabul etmek mümkün müdür? Bunun hesabını hem Allah soracak, hem de sandık başında sizler soracaksınız. Var mısınız?"Egemenlik Brüksel'e devredilemezHem içinde bulunduğumuz yılı egemenlik yılı ilan eden hem de milletin egemenliğini Brüksel'e devretme tenakuzuna dikkat çeken Prof. Dr. Haydar Baş, bu tür bir cinayetin altına imza atmakta olan iktidara Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dilinden, hakimiyetin özellikle Türk milleti için ne anlam ifade ettiğini şöyle hatırlattı: "Gazi Mustafa Kemal, İzmir İktisat Kongresinde, hakimiyeti Brüksel'e teslim eden bugünkü siyasilere bakın nasıl sesleniyor: 'Bütün cihan halkı bilmelidir ki Türk halkı hakimiyetini hiçbir şahıs ve makama veremez. Hakimiyet demek şeref demek, namus demek, haysiyyet demektir. Milletin bu evsaf-ı medeniyye ve insaniyyesinin terkini talep etmek onu insanlıktan çıkarmak demektir.' Gazi Mustafa Kemal'in bu sözlerine rağmen, sayın Başbakan, Türkiye'yi Batıya teslim etmiştir. Bunun için de AB süreci içinde ödüller alıyor. Türkiye'yi nasıl bu noktaya getirdi diye Newsweek dergisi memnuniyet ve hayretini gizleyemiyor. Bütün bunlar sağduyu sahibi her vatandaşımızı endişeye ve dehşete düşürmesi gereken olaylardır." "Eğer biraz tarih şuurumuz varsa yapılan bu olaylar, ortaya çıkan bu manzaralar bize, hele Avrupalı, Amerikalı bizden memnun olmuşsa mutlaka milletin aleyhinde bir şeyler döndüğünü gösteriyor" diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, iktidarın 2,5 yıllık icraatı döneminde, dış siyasetin ABD güdümüne, iç siyasetin AB tekeline, ekonominin IMF'nin tahakkümüne bırakıldığını, istihbarat ve güvenliğin de İsrail'e ihale edildiğini, özetle Türkiye tam bir kuşatma altına alındığını sözlerine ekledi. n
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu

Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, CHP Genel Başkanı Özgür Özel hakkında "Kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler' sözleri nedeniyle suç duyurusunda bulundu.
28.03.2024 16:32:00
İhlas Haber Ajansı
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Özgür Özel hakkında 'zibidi' benzetmesi nedeniyle suç duyurusu
Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in bir mitingde 'Tayyip Bey çağırınca oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi" ifadelerini kullanması üzerine hakkında suç duyurusunda bulundu.

Konuya ilişkin açıklamada bulunan Kahramankazan 15 Temmuz Gaziler ve Şehit Aileleri Derneği Başkanı Cafer Akın, 'CHP Genel Başkanı Özgür Özel haddini aşan açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine Kahramankazan 15 Temmuz Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği olarak suç duyurusunda bulunacağız. CHP Genel Başkanı hadsiz Özgür Özel, 15 Temmuz darbe girişimine karşı koyan vatandaşlarımıza utanmadan, sıkılmadan 'zibidi' dedi. 'Tayyip Bey'in çağrısına oraya dizilen kot üstüne perdelik kumaştan kefen çeken zibidiler değil, dedesi Çanakkale'de kefensiz yatanlar kurtarır bu memleketi' ifadesini kullandı. CHP, Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaya devam ediyor. Özgür Özel'i kınıyoruz. 15 Temmuz şehit ve gazilerine zibidi diyemezsin, haddini bil' diye konuştu.

'Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz'

Özel'den özür beklediklerini söyleyen Akın, 'Aziz Türk milleti evlatları, söz konusu vatan olduğunda canlarından geçerek darbecileri ve darbeciliğe alkış tutanları durdurmuşlardır. 15 Temmuz'da devletinin çağrısıyla milletle kol kola şehadete yürüyerek tanklara siper olan aziz şehitlerimizin aileleriyle birlikte şehitlere 'zibidi' deme hadsizliğini gösteren Fetullahçı teröristlere inanç grubu güzellemesi yapan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i kınıyoruz. Her halükarda ülkeyi sizin kurtarmayacağınız kesin. Tankların arasından sıvışıp giderken, televizyon karşısında kahvenizi yudumlayarak izlediğiniz 15 Temmuz'da meydanlarda can veren, kan veren o 'zibidi' dediğiniz korkusuz kahramanlardan öğrenecek çok şeyiniz var. Asıl zibidi kim biliyor musunuz' O gece darbe oluyor diye alkış tutanlar, o gece kadeh kaldıranlar, o gece tankların arasından sıvışanlar, o geceden sonra darbecileri savunanlar, kahpe teröristlerle iş birliği içerisinde olanlar; millet siz siyasi malzeme yapın diye kurtarmadı bu vatanı. Ne Çanakkale'de kefensiz yatan atalarımız ne de 15 Temmuz'da karşı koyarken şehit olan yiğitlerimiz. Kahraman gazilerimiz, bu ülke için zerre faydası olmayanlar, ülke yönetimine talip olmaktan utanmıyorlar. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den şehit ailelerimiz ve gazilerimizden acilen özür dilemesini bekliyor ve şiddetle kınıyoruz' dedi.

'Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir'

Özel'in sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen Avukat Burakhan Çınar ise, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve aziz milleti için bir an olsun gözünü kırpmadan şehit olan ve yine bu uğurda gazi olanlara CHP Genel Başkanı'nın TV kanallarında da görüleceği üzere açık bir şekilde 'zibidi' şeklindeki hakaretini derin bir üzüntü ile hep beraber izledik, takip ettik. DEM Parti ile kent uzantısı neticesinde PKK'lı kişileri ilçe yönetimlerine sokan bir partinin genel başkanının her mitingde, hatta kendi partisinin genel başkanlık seçimlerinde dahi Selahattin Demirtaş'a, Osman Kavala'ya selam gönderirken, gazi veya şehit gibi kelimelerin nasıl bir maneviyat oluşturduğunu anlaması bizler tarafından beklenemez. Türk Ceza Kanunu'nun belirli maddelerini ihlal etmesi ve gazilerimiz ile şehit ailelerimiz üzerinde nasıl bir etki uyandırdığı kamuoyunun takdirindedir. Bu nedenle Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığımıza şikayetçi olmak için burada bulunuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bir partide gazilere ve şehitlere bu söylem kabul edilemez niteliktedir. Bu nedenle de Özgür Özel'i kınıyoruz ve kendisinden şikayetçiyiz. Yüce Türk adaleti gereğini yapacaktır' ifadelerini kullandı.

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin dokuzuncu turunda da iki aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
28.03.2024 11:15:00 / Güncelleme: 28.03.2024 16:31:51
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde dokuzuncu turda da sonuç çıkmadı
24 Mart 2020'de Yargıtay Başkanlığı görevine seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi pazar günü itibarıyla dolmuştu.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için Yargıtay'da sandık kuruldu ve pazartesi saat 08.00 itibarıyla Yargıtay üyeleri sandık başına gitti.

Seçimin ilk 8 turunda hiçbir aday, 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamadı.

Bugün gerçekleştirilen dokuzuncu tur da sonuçlandı.

Dokuzuncu turda adaylardan Mehmet Akarca 119, Ömer Kerkez ise 138 oy aldı.

Oylamada 11 oy boş, 68 oy ise geçersiz sayıldı. İki aday da salt çoğunluğu bu turda da sağlayamadı.

Oylama onuncu tur ile devam edecek.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.