logo
25 NİSAN 2024

Çöküşteki ülkeye reçete

12.11.2005 00:00:00


AKP döneminde uçurumun kenarına getirilen Türkiye'nin BTP iktidarında dimdik ayağa kaldırılacağını söyleyen Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş, "Yer altı kaynakları harekete geçirilecek. Para basılacak. Yeni bir vergi sistemine geçilecek" dedi.

BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Diyalog programındaki değerlendirmesinin bugünkü ikinci bölümünde Türkiye'nin içine sürüklendiği kötü durumdan nasıl kurtarılacağını anlattı. Türkiye'nin dünyanın en zengin yer altı kaynaklarına sahip olduğunu, bu kaynakların harekete geçirileceğini, senyoraj hakkının kullanılıp para basılarak borç sarmalının kırılacağını ve çok farklı bir vergilendirme modelinin hayata geçirilerek ülkemizin dimdik ayağa dikileceğini söyledi.

Hocam, kapitalist ekonomi tıkandı. Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde "Benim görevim ülkeyi pazarlamaktır" diye bir cümle kullandı. Bu cümle çok tepki gördü. Bu ülkenin başbakanının halktan aldığı yetki ona bu ülkeyi, bu ülkenin kaynaklarını pazarlama yetkisi mi veriyor? Sayın Başbakan bu cümleyi neden kullanma gereği duydu acaba?Prof. Dr. Haydar Baş- Çıkış kapısı olmadığından yapacağı iş pazarlamaktır. Tezgah satıldı, sıra ona geldi. Eğer sen bir ürünü yetiştirip pazarlamıyorsan ne yapacaksın? Tezgahını pazarlayacaksın. Bunlar plansızlığın, programsızlığın onları getirdiği noktadır. Bunun dışında da zaten bir şey yapamazlar. Biz bunu üç sene evvel söyledik. Bugün de aynısını söylüyoruz. Bizim dediklerimiz kelimesi kelimesine, noktası noktasına çıkar. Bunda kimsenin kuşkusu olmasın.

AKP iktidarının üç yılını analiz ettiniz. Bir not vermek gerekirse 10 üzerinden kaç  verirsiniz? Prof. Dr. Haydar Baş- Tarım köylüsüne gidersek tarım köylüsü bunlara eksi bir verir. Bir de vermez. Bir de rantiye kesimi vardır. Onun verdiği not daha farklıdır. Ama çaresiz, hakikaten muhtaç insanların bu iktidar vereceği not yoktur.Yer altı kaynakları işletilecek

Hocam, siz BTP'nin genel başkanısınız. Bu hükümetin bir modeli olmadığından bahsettiniz. Siz ise bir model öneriyorsunuz. Siz bu kısır döngü içerisinden ülkeyi nasıl çıkartacaksınız? Sizin kaynaklarınız nelerdir? Bu verimsizliği, üretimsizliği, işsizliği, ihracatsızlığı siz nasıl çözeceksiniz?Prof. Dr. Haydar Baş- Türkiye'de kaynak arayan insanlar için çok ciddi kaynaklar var. Bir defa Türkiye yer altı kaynakları itibariyle dünyanın şu anda en zengin ülkesidir. Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık yer altı kaynakları var. Bunların işletmesini devlet ve millet ortaklığıyla devreye koymak, değil Türkiye'yi bizim bölgeyi, coğrafyamızı, bölgemizi dimdik ayağa diker. Senyoraj hakkı ile para basılacakİkincisi devletin GSMH'sı vardır. Yani yıllık kârı vardır. Bu para nev'inden değil mal cinsindendir. Bir misalle bunu daha anlarız. Siz bir çuval mısır ekiyorsunuz. Varsayalım ki bunu on çuval olarak geriye topluyorsunuz. Bunu tarlaya ekerken harcadığınız para bin lira olsun. Bin liraya mukabil siz bir çuval mısırla on çuval elde ettiniz. Bu şu demektir: Bir çuval mısırın para olarak karşılığı var, dokuz çuvalın karşılığı yoktur. Bu sistem böyle devam ettiği müddetçe piyasada mal fazla para az olur. O takdirde yapılması gereken bir şey vardır. Devletlerin bağımsızlık hakkı olan senyoraj hakkı, emisyonunu genişleterek parasını basma hakkıdır bu. Global güçler, dünyada kapitalizmi, liberal anlayışı hakim kılabilmek için şöyle bir kural çıkardılar, dediler ki, eğer siz kendi paranızı basarsanız enflasyon olur. "Peki ne olacak? Bizim piyasamızda mal çoğalmış. Paramız az. Onun için iş yapamıyoruz" dediğimizde "Biz size borç veririz. Az olan paranız çoğalır. Takviye edersiniz" diyorlar. Bu, şuna benziyor. Sizin bünyeniz kan yaptığı halde bünyenize kan yaptırmıyorsunuz. Dışarıdan bünyeye kan pompalıyorsunuz. Parayla satın aldığınız kanı pompalıyorsunuz. Aldığınız para da maliyetli, faizli para olduğu için bugün iç ve dış borçların faiz miktarı 120 katrilyona baliğ oldu diyoruz. Halbuki ne bu kadar borcumuz olacaktı, ne bu kadar faiz borcumuz olacaktı. Bu dediğimiz sistemi  biz hayata geçirmiş olsaydık, yani biz GSMH'mıza karşılık basılması gereken paramızı emisyonu genişleterek yani devletin bağımsızlık hakkıyla, senyoraj hakkını kullanarak basmış olsaydık bu borca girmeyecektik. İkinci kaynak da budur. Türkiye 20 küsur seneden beri senyoraj hakkını kullanmıyor. Bu yüzlerce milyar dolar ediyor.Farklı bir vergilendirme sistemiÜç, bir de Türkiye'nin topladığı vergiler var. Yani bizim iktidarımız döneminde üç yoldan gelirimiz olacak. Bir, yer altı kaynaklarımızı devlet millet ortaklığıyla işletmeye açarak onların kârları olacak. İki, senyoraj hakkımızı kullanarak devletin bağımsızlık gerekçesiyle basması gereken para basılacak. Üç, toplanması gereken vergiler toplanacak. Vergiyi de toplumun bütün kesimlerinden almak yerine vergi yükümlülüğünü taşıyabilecek kişilerden alma lazım. Şimdi kalkıyorlar KDV idi şu idi bu idi; "vergiyi tabana yayalım" diyorlar. Bir defa bu hiçbir zaman devlet için kârlı bir mantık değildir. Bu, global sermaye sahiplerinin vatandaşı soyup soğana çevirmek için uyguladıkları bir metoddur.Size bir misal vereyim. Faraza siz 50 milyar kazanan bir vatandaştan % 40 vergi almış olsanız 20 milyar vergi almış olacaksınız. Siz bunu almaz da baş para ile bir yıl daha çalıştırdığını kabul ederseniz Türkiye'de paranın bir yıldaki dolaşımı 15 kattır. 15 kat 750 milyar ediyor. 750 milyar hem tüketim fazlalaşacak, hem üretim fazlalaşacak. Bunun % 30'unu kâr olarak kabul ettiğiniz zaman 225 milyar kâr etmiş olacaksınız. 225 milyarın da % 40'ını vergiye tahsil ederseniz 100 milyara yakın vergi almış olacaksınız. Yani siz "Herkesten toplayalım" adı altında vergi dilimlerini küçültürken vatandaşın tüketim kabiliyetini yok ederek esasen almanız gereken verginin de önünü kesiyorsunuz. Onun için vergi mantığında herkesten değil, vermesi gereken fazla kazanandan alarak, güçlü vergi alarak vergiyi alacaksınız. Senyoraj hakkını kullanacaksınız. Ortaklık yaparak bakire olan kaynakları devreye koyacaksınız. Ve milletin geçimini temin edeceksiniz.Devlet adamlığının gereğiHocam, madenlerimiz devreye sokacağız, diyorsunuz. Ama yapılanlara bakıyoruz, madenlerimiz yabancılara peşkeş çekiliyor. Senyoraj hakkını kullanacağız, diyorsunuz, ama bakıyorsunuz Türkiye'de para basma IMF'nin iznine bağlanmış. Öbür taraftan alınan vergi alınan kadarıyla faizlere aktarılıyor. Öyle bir noktaya gelinmiş ki bize ait milli bir model gerekiyor.Prof. Dr. Haydar Baş- Niçin bize borç para veriyorlar. O madenleri elimizden almak için veriyorlar. Aksi takdirde sermaye piyasasından bir anda parayı çekecek, hadi bakalım öp başına geleni. Bir saatliktir şu anda Türkiye'deki maliyenin durumu, bir saatliktir. Böyle maliye olur mu? 40 milyar doların 5 milyar dolarını çeksinler vallahi Türkiye tepesinin üstüne gider. Devlet adamlığı bu mudur? Devlet adamlığı demek bütün bu oyunları görüp bunları bozmak ve bu tip insanlara imkan tanımamak, devlet ve millete ait olan kurum ve kuruluşları milletin yararına devreye koymak demektir. Bazı babaların çocukları olur. Har vurup harman savurur. Orada, burada, derken bir de bakmışsın ki serveti üç beş senede elden çıkartmış. Şu anda uygulanan politika bundan farksızdır. Maalesef böyle bir politika uygulanıyor.

TÜRKİYE'NİN AVRUPA DÜNYASINDA İŞİ YOKHocam aynı zamanda Cumhuriyetin de ilan edilişinin 82. yıldönümünü kutladık. Bu ilan döneminde Türkiye'nin yaşamış olduğu olaylar ayrıca insana acı veriyor. Anayasa'nın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerinin değiştirilmesi konuşuluyor. Egemenliğin millete ait olduğu maddesi değiştirilerek egemenliğin AB'ye devredilmesi konuşuluyor. Bağımsızlığın Anayasa'dan kaldırılması gerektiği konuşuluyor. Yani AB'ye giden yolda Türkiye Cumhuriyetinin hem egemenlikten hem de bağımsızlıktan vazgeçileceğinin sinyalleri veriliyor. Egemenlik ve bağımsızlığını kaybeden bir devlet nasıl bir devlet olur? Böyle bir devlet olabilir mi?Prof. Dr. Haydar Baş- Köle bir millet olur. Nasıl olacak? Batının esasen Türk milletine yapmak istediği de budur. Biz şark milletiyiz. Şark milleti olarak Anadolu'ya geldiğimizde Anadolu'ya bir medeniyet, bir kültür getirdik. Bir  siyaset getirdik. Batılı bize diyor ki, "Siz geldiğiniz ülkeye geriye dönmeniz lazım." Onun için şu ana kadar uygulanan politikaların tamamı Şark projesidir. "Haydar Hocanın dediklerinin tamamı çıktı" diyorlar. Doğru. Ben müneccim değilim. Ama ben geçmişi, bizim hakkımızdaki düşünceleri çok iyi bildiğim için önümüzdeki hadiseleri görüyor, mukayese yapıp neticeyi ortaya koyuyoruz. Mesela şu anda bir ölçü veriyorum. Bizi takip eden kardeşlerimiz bizi alsınlar ve değerlendirsinler. Batının bütün hesabı Türk milletini bu coğrafyadan çıkartmaktır. Buna kendi dünyalarında bir inanç olarak karar verdikten sonra Batının onun üzerine gelirken uyguladığı bütün plan ve projeleri bu arkadaşımız rahatlıkla çözebilir. Aksi takdirde Batıya tam manasıyla teslim olan bir kafa, bir gönülün bu dediğimiz hususları görmesi zor belki de imkansızdır. Batının yapmak istediği de Türk milletini parça parça edip bir tarafa atmaktır. AB'den maksat da Türk milletini oraya koyacağız gerekçesiyle bölmektir, parçalamaktır. Onun için Türkiye'nin Avrupa dünyasında hiçbir işi yoktur. Türk milleti medeni, kendine has ölçüleri olan ve kültürü ile bütün dünyayı besleyecek, medeniyet anlayışıyla dünyaya huzur, saadet, mutluluk getirebilecek bir millettir. Yani bütün dünya bugün Türk milletinin medeniyetini, kültürünü, siyasetini, insanlığını bekliyor. Dünya bunu bekliyor. Ne hikmetse son zamanlarda biz kendimizden koparak farklı farklı kimliklerde görünmenin yanlış boyutlarına girdik. Bundan vazgeçeceğiz. Kendimize döneceğiz. O zaman göreceğiz ki dünyanın huzuru, kurtuluşu Türk milletinde, Türk milletinin huzuru, kurtuluşu yine Türk milletindedir. Ne oradadır, ne buradadır. Bunu böyle bileceğiz.

BELÇİKA'NIN YAPTI?ININ ANLAMI...

Hocam, son zamanlarda Türkiye, orada daha çok hukuk, demokrasi, insan hakları var diye yönünü tamamen AB'ye çevirdi. Fakat hukukun ve demokrasinin beşiği olarak ilan edilen AB'nin Belçika'sında çok önemli bir olay yaşandı. Özdemir Sabancı suikastının sanıklarından olan Fehriye Erdal'ın yargılanması sırasında mahkeme Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iade edilemeyeceğini söyledi. Gerekçesi de tam otomatik değil de yarı otomatik silahla suikast yapmış olması vs. Öbür tarafta ABD kontrolündeki Bağdat'ta PKK resmi bir temsilcilik açtı. Bayrağını dikti. Dünya ajansları bunun fotoğrafını yayınladı. Bu iki olay Türkiye'ye ne mesaj veriyor? Bu olayları nasıl okumak gerekiyor?Prof. Dr. Haydar Baş- Ben az evvel okuduklarımı anlattım. İçimizdeki katillere demek istiyor ki "Siz de adam vurun. Ama yarım otomatik silahla vurun. Tam otomatik olmasın. Kaçın, bize gelin." Adamların demek istediği bu. Türk milletinin bireyleri kendine girsin, birbirini yok etsin istiyorlar. Bu adamlardan bize hayır gelmez. Biz Müslüman Türk milletiyiz. Kendine özgü yapısı, anlayışı, medeniyeti olan bir milletiz. Sonra, dünyada bizim kadar insanlığa adaleti, huzuru, saadeti, huzuru, insan haklarını, can-mal-namus-din emniyetini yaşatan ikinci bir millet yok ki. Biz niye bu adamları kendimize örnek alıyoruz. Biz kendimizi örnek alalım. Benim de anlatmaya çalıştığım bu. O Belçikalı bize diyor ki, "Ahmaklık etme! Benden sana dost olmaz." Amerikalı diyor ki, "Ahmaklık etme! Benden sana dost olmaz." Mesaj budur. Bizde bir söz vardır. Bir batman koku almayan gagası bilmem nereden kurtulmaz. Bu, budur. Bunları göreceğiz. Allah encamımızı hayreylesin. Milletimiz kendisine güvensin. Kendisinden başka çıkar yol olmadığını da çok iyi bilsin. Bunun dışında yapılan eylemler, icraatlar, işler bilerek veya bilmeyerek aziz Türk milletinden sanki intikam almaktır. Sanki onu imha etmeye çalışmaktır. Başka bir şey değildir.

AZERBAYCAN'DA ÇA?DAŞ VE DEMOKRATIK BİR SEÇİM OLDUBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Azerbaycan seçimlerinin  çağdaş, demokratik ve şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini, Azerbaycan milletinin Haydar Aliyev siyasetine sahip çıktığını ifade etti 'Ot, kök üzerinde biter'BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Azerbaycan'da yapılan genel seçimleri değerlendirdi. Seçimlerin son derece adil, şeffaf ve demokratik geçtiğine işaret eden BTP Lideri, "Oralarda güzel bir söz vardır: 'OT, KÖK ÜZERİNDE BİTER'. Azerbaycan halkı, bağımsız Azerbaycan'ı kuran Haydar Aliyev siyasetinin devamı olarak gördüğü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e ve partisi Yeni Azerbaycan Partisi'ne (YAP) sahip çıkmıştır. Seçimler Azeri halkının bazı Asya ülkelerinde gerçekleştirilen pembe ve turuncu hareketlere cevabı olmuştur" dedi. 'Milli Meclis zenginleşti'BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, Azerbaycan'da görkemli akademik ziyalıların seçilerek meclise girmesinin Milli Meclis'e bir zenginlik getirdiğine işaret ederek, şunları kaydetti: "Bunların arasında yakınen tanıdığımız dostlarımızın bulunması, bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir. Şimdiden Prof.Dr. Abel Muharremov, Prof.Dr. Murtuz Aleskerov, Prof.Dr. Ziyad Samedzade ile diğer dostlarımızı tebrik ederim. Yeni dönemde başarılarına yeni başarılar katacaklarına inancım tamdır. Bu seçimin, Azerbaycan halkına, devletine ve Türk Kardeşliğine hayırlar getirmesini temenni ederim."
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi

'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), Kara Yolları Trafik Yönetmeliği'nde değişiklik yapıldığı iddialarını yalanlayarak, uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyet alamayacağı ve ehliyetini yenileyemeyeceği iddiasının manipülasyon içerdiğini bildirdi.
25.04.2024 13:48:00
İhlas Haber Ajansı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
'Uyku apnesi tanısı konan kişilerin ehliyetine el konacak' iddiası yalanlandı
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi tarafından yapılan açıklamada, sürücü adayları ve sürücülerde aranacak sağlık şartları ile muayenelerine dair usul ve esasların Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik kapsamında belirlendiğ hatırlatılarak, 'Yürürlükte olan yönetmeliğin 7. maddesi kapsamında ağır derecede veya orta derecede uyku apnesi olanlar ile birlikte gündüz uyuklama hali tespit edilen kişilerin tedavi görmeden sürücü belgesi alamayacakları, ancak uyku apnesinin kontrol altına alındığı veya tedavi edildiği doktor heyeti tarafından tespit edilen kişilere sürücü belgesi verilebileceği açıkça belirtilmiştir. Yönetmelikte güncel bir değişiklik söz konusu değildir' denildi.


Açıklamada, kamuoyunu manipüle etmeye yönelik paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuldu.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı
25.04.2024 10:48:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.



Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı. Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.


Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.