Türkiye'de siyasi partilerin tamamına yakını Avrupa Birliği (AB) kapısını, kendilerinin ve Türkiye'nin 'kurtulması" için tek çare olarak görüyor. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, AB kumpanyasında şampiyonluğa oynarken, Başbakan Ecevit ile Meclis'te grubu bulunan diğer partilerin liderleri de klasmanda üst sıralara çıkabilmek için onları zorluyor. Başbakan Ecevit, DSP'nin seçim bildirgesini açıkladığı dünkü basın toplantısında da, tek çıkar yol olarak AB'yi gösterdi. Ecevit, "AB kapısından DSP'yle geçilecek" dedi. Ecevit'in konuşması boyunca sık sık dilinin sürçmesi dikkat çekti. Ecevit, sözlerine, "DSP öteden beri bildirgelerine büyük önem verdi. Bildirgelerinin aynı zamanda yaşama yansıması için de elinden gelen çabayı gösterir" diye başladı. "1999'daki bildirgeyi hatırlayanlar bunu görebilirler. Bu sefer de 'Sessiz Devrim' adı altında bir bildirge hazırladık. Bu bildirge 189 sayfalık büyük bir bildirge" dedi. Ecevit konuşmasında, son dönemdeki seçim anketlerinde DSP'nin barajın altında görünmesine de tepki gösterdi.
AB sözünü tutmuşmuş!
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Ecevit, "AB ile ilişkilerimizin çok kötü olduğu dönemlerde, olağanüstü bir çalışma yaptı hükümetimiz ve TBBM. Bu bizim çalışmalarımızın, AB kapısının açılmasına da katkısı oldu. Bize bütün kapılar kapalıydı, AB konusunda büyük hayal kırıklığı vardı. Dedim ki 'Üzülmeyin, çok geçmeden AB'nin en yetkilileri bizim kapımızı çalacaklar.' Aynı gün bir gece yarısı Helsinki'deki bir AB toplantısında Birliğin en yetkililerinden üç kişisi özel bir uçakla geceyarısı Ankara'yı geldiler. Onlara şartlarımızı ileri sürdük ve gerekli sözleri aldık, yani kapıyı açtık. Bu kapıdan girmeyi DSP'nin kuracağı hükümette biz sağlayacağız" dedi.
AB sözünü tutmuşmuş!
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen Ecevit, "AB ile ilişkilerimizin çok kötü olduğu dönemlerde, olağanüstü bir çalışma yaptı hükümetimiz ve TBBM. Bu bizim çalışmalarımızın, AB kapısının açılmasına da katkısı oldu. Bize bütün kapılar kapalıydı, AB konusunda büyük hayal kırıklığı vardı. Dedim ki 'Üzülmeyin, çok geçmeden AB'nin en yetkilileri bizim kapımızı çalacaklar.' Aynı gün bir gece yarısı Helsinki'deki bir AB toplantısında Birliğin en yetkililerinden üç kişisi özel bir uçakla geceyarısı Ankara'yı geldiler. Onlara şartlarımızı ileri sürdük ve gerekli sözleri aldık, yani kapıyı açtık. Bu kapıdan girmeyi DSP'nin kuracağı hükümette biz sağlayacağız" dedi.