Başbakan Erdoğan katıldığı bir forumda, Türkiye'nin üyeliği konusunda Fransa'nın tavrında ittifak eden AB ülkelerinin mensup oldukları medeniyeti öve öve bitiremedi Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin her zaman Avrupa tarihinin siyasi ve kültürel coğrafyasının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, bugün de Avrupa'nın fikir, sanat ve kültür anlamında yeni hamleler yapması ve yeni ufuklara açılmasında Türkiye'ye ihtiyacı bulunduğuna inandığını söyledi. Erdoğan,AB liderler zirvesinin bitmesinin ardından yaptığı konuşmasında şu noktalara vurgu yaptı:AB evrensel değerlere sahip medeniyetler beşiğidirErdoğan, Avrupa'nın, dünyanın evrensel değerleri üzerine inşa edilmiş medeniyetler beşiği olarak önem arz ettiğini kaydetti. AB ile Türkiye arasında katılım müzakerelerinin başlatıldığı 3 Ekim 2005 tarihinin, Avrupa coğrafyası ve değerleri açısından dönüm noktası olduğuna işaret eden Erdoğan, alınan bu kararın tüm dünyaya ve özellikle komşu bölgelere AB'nin vizyonu konusunda olumlu bir mesaj teşkil ettiğini belirtti.Türkiye'li AB küresel aktör olurTürk-İtalyan Medya ve Ekonomik Forumunun Çırağan Sarayında gerçekleştirilen gala yemeğinde konuşan Erdoğan, "Bizler inanıyoruz ki Türkiye'nin içinde yer aldığı bir AB, küresel bir aktör olacaktır. Türkiye'nin üyeliğinin birlik için sağlayacağı avantajlar, AB'nin geleceğine yönelik ve vizyonuyla da yakından ilgilidir. AB medeniyetler ittifakının adresidirBaşbakan Erdoğan, "Eğer bugün bir medeniyetler ittifakı konuşuluyorsa ve bu çalışmayı eş başkan olarak meslektaşım Sayın Zapatero ile yürütüyorsak, buradaki hedefimiz, hesabımız şudur; AB, medeniyetler ittifakının bir adresi olmalıdır. Eğer medeniyetler ittifakını gerçekleştiremezsek bu, medeniyetler çatışmasını getirir. Uluslararası terör buradan nemalanıyor ve besleniyor. Bunun önünü hep birlikte kesmek durumundayız. Onun için medeniyetler ittifakına ihtiyacımız var" dedi. Türkiye Avrupa değerlerinin yayılmasını sağlarBaşbakan Erdoğan, "Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin sadece Avrupa ve çevresinde barış ve istikrarın korunmasına katkı sağlamayacağını, aynı zamanda Avrupa değerlerinin geniş bir coğrafyaya yayılması için de fırsat olacağını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin AB ile bütünleşmesinin tüm siyasal, ekonomik, kültürel, sosyal ve bunların ötesinde stratejik sonuçlarıyla çıtanın sınırlarını aşan önemli bir proje olduğunu" söyledi. Türk halkının AB'ye desteği azaldıErdoğan, Türkiye'nin Avrupa yolculuğunun, Türk halkının akılcı bir seçimi olduğunu ve tam üyelik hedefiyle çıkılan bu yolda başka bir seçeneğin bulunmadığını dile getirdikten sonra ortaya koyduğu istatistiki bilgiler, Türk milletinin AB üyeliğini istemediğini açık seçik ortaya koydu. Erdoğan, "17 Aralık'ta yaptırdıkları bir kamuoyu araştırmasına göre, Türkiye'nin AB'ye güveninin yüzde 75 olduğunu, ancak bu oranın şu anda yüzde 50'lere düştüğünü söyledi. Erdoğan ayrıca Türkiye'nin AB'ye alınacağı konusundaki inancın o zaman yüzde 55, şimdi ise yüzde 35'lerde olduğunu" söyledi.Ne olursa olsun AB yolunda devam Başbakan Erdoğan hükümet olarak AB üyeliği uğruna ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduklarını şu sözlerle ifade etti: "Birlik içindeki bazı ülkelerin tamamen siyasi çıkarlara yönelik olarak müzakereleri engelleme girişimleri olmuştur. Bundan sonra da olabilecektir, bunu görüyoruz. Türkiye, tüm bu engelleyici tavırlara rağmen AB'ye katılım heyecanını ilk günkü gibi canlı tutmaktadır. 17 Nisan 2007 tarihinde ulusal ve uluslararası kamuoyuna 'Müktesebata Uyum Programı' adında bir belgeyi açıkladık. Açık söylüyorum, müzakerelerden tamamen bağımsız olarak kendi iç planımızı içeren bu belge ile AB'nin tavrı ne olursa olsun bu çalışmalarımıza devam edeceğimizi göstermiş olduk. Biz bu yola Kopenhag siyasi kriterleriyle değil, Ankara siyasi kriterleriyle devam ederiz. Çünkü bu konuda kararlıyız." Sait KESKİN