logo
23 NİSAN 2024

Göynük şaha kalkacak

13.03.2009 00:00:00
BTP Göynük Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, Göynük'ü bugüne kadar şahit olmadığı hizmetlerle tanıştıracaklarını belirterek, "Göynük şaha kalkacak" dedi.

 

BTP Göynük Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimler için çalışmalarına çok erken başladıklarını belirterek, "Milli Ekonomi Modeli'yle Göynük şaha kalkacak" ilkesiyle yola çıktıklarını söyledi. Sapmaz, "Göynük siyasetinde büyük bir boşluk olduğunu, Göynüklülerin artık ciddi hizmetler beklediğini, bu anlamda kendisine adaylık için davette bulunulduğunu" vurguladı. Göynük'ü iktidar partisine mensup belediye başkanlarının da yönettiğine dikkatleri çeken Suat Hayri Sapmaz, bununla birlikte Göynük'ün hiçbir zaman layık olduğu hizmeti alamadığını, uzun yıllar Göynük için ciddi anlamda bir proje üretilmediğini, dar kalıplı yönetim anlayışı içinde sıkışılıp kalındığını dile getirdi.

İcazeti Göynüklüden alacağımAday olurken kapalı kapılar arkasında hiç kimseyle anlaşma yapmadığının altını çizen BTP Göynük Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, kimseden icazet almadığını dile getirdi. Sapmaz, şunları söyledi: "İcazetimi Göynüklülerden aldım. Göynük'ün gencinden, yaşlısından, emeklisinden, annelerimizden, kardeşlerimizden aldım. Benim patronum onlardır. Göynük'te hali hazırda oluşmuş siyasi blokların içerisinde yokum. Hiç kimse ile dirsek teması ve gizli pazarlık içinde olmadım, olmayacağım da. Ben hizmet için geliyorum. Göynük'ün yüzünü güldürecek, Göynük'ü  Türkiye'de parmakla gösterilir hale getirecek projelerle geliyorum. Bağımsız bir duruşum var ve sonuna kadar da ayrım gözetmeden herkese hizmet edeceğim. Bundan da asla taviz vermeyeceğim. Bana göre meselenin merkezinde, görüşü ne olursa olsun 'İnsan' vardır ve hiçbir siyasi ayırım gözetmeden insana hizmet edeceğim."

Esnaf, köylü, memur haciz kıskacındaGöynük'te esnafın kan ağladığına, ne yapacağını şaşırmış vaziyette bulunduğuna işaret eden Suat Hayri Sapmaz, "Kredi borçlarını ödeyemez hale gelmişler, bankaların ve alacaklıların haciz kıskacı altındalar. Bu durumdan onları kurtarmak bizim boynumuzun borcu. Yoksa gidişat pek hayra alamet değil, esnaftan şikayet etmek yerine onların sorunlarına çözümler üretmek zorundayız" dedi. Köylünün hiçbir ürününün hak ettiği değeri bulmadığını hatırlatan Suat Hayri Sapmaz, şunları söyledi: "Çiftçiler zarar ede ede artık bankalara teslim olmuş durumda. Onlara da inşallah sahip çıkmak bize nasip olacak. Göynük Üretim Anonim Şirketi, et ve süt işleme tesisi kurularak hem köylümüzün ürününe alım garantisi vereceğiz, hem de yıl sonunda kar payı ödemeleri yapacağız. Enginarımıza, Göynük'e özgü Bombay fasulyesine, cevize, çileğe, ahududuya sahip çıkarak pazarlamasını da bizler yapacağız. Göynük yumurtasını marka haline getireceğiz. Piliç üreticimizin ruhsat sorunlarını çözeceğiz. 2B konusuna da gereken önemi vereceğimizden kimsenin şüphesi olmasın."

Hazine üzerine oturan dilenci misaliBütün bu sıkıntıları aşmak için ellerindeki en önemli hazinenin Göynük'ün kendisi olduğunun altını çizen BTP Göynük Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, Türkiye'nin ve Avrupa'nın bir çok yerini gezdiğini ancak Göynük  gibi bir yere rastlamanın neredeyse imkansız olduğunu belirtti. Sapmaz, "Böyle bir doğal güzellik, böyle bir yerel zenginlik, böyle temiz insan yapısı başka bir yerde yok. 'Hazine üzerinde oturan dilenci' misali bir görüntümüz var. Birçok Göynüklünün dahi bilmediği yerel kaynaklarımız mevcut. Bunları da üretime kazandıracağız" diye konuştu.

"Projelerimiz Göynük'ün çehresini değiştirecek"29 Mart 2009 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimi'ne  iddialı bir şekilde hazırlanan ve projelerini ilk olarak kamuoyuna açıklayan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP)  göynük  Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, "Projelerimin hepsi  kısa sürede yapılabilecek  ve Göynük'ün çehresini değiştirecek projelerdir "dedi.Bağımsız Türkiye Partisi'nin sadece Bolu ve Göynük'te  değil, bütün Türkiye'de artısı olan bir parti olduğunu belirten Suat Hayri Sapmaz, şunları söyledi: "Çünkü Bağımsız Türkiye Partisi'nin Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş tarafından ortaya konulan ve yerli - yabancı birçok bilim adamı tarafından tek kurtuluş reçetesi olarak tanımladığı Milli Ekonomi Modeli diye bir modeli vardır. Bağımsız Türkiye Partisi olarak, kendi plân ve projelerimizi ortaya koyarak oy istemek öncelikli ilkemizdir. Rakiplerimizin zaaflarından, eksikliklerinden faydalanmayı hiç düşünmüyoruz. Böyle bir siyaset anlayışını tasvip etmiyoruz. Amacımız ve davamız güzel olana en güzeli vermektir. Güzel olan her daim güzeli hak eder. Göynük'te seçimin tam bir demokratik olgunlukla geçeceğine inanıyorum. Başkasını bilmem ama benim bu seçimde amacım bunu göstermektir. Seçim kampanyamı da ahlaki kurallara riayet ederek sürdürüyorum. Hiçbir zaman rakiplerimi karalama yoluna gitmedim, gitmeyeceğim. Aynı olgunluğu diğer rakiplerimin de göstereceğine inanıyorum. Ben seçime katılan diğer rakiplerimi dışlayarak birini öne çıkarmayı doğru bulmuyorum. Seçime katılan her aday rakibimdir. Ben olayı böyle görüyorum. Diğerlerini dışlayıp, birini öne çıkarmak, bence halkın oyuna ipotek koyma anlamı taşır. Bu da seçime ve demokrasiye inanan insana yakışmaz. Fakat şunu açıklıkla söyleyebilirim. Ben rakiplerimden açık ara önde gidiyorum."Cemil Bayrakçı'yı rahmetle andığını dile getiren Sapmaz, Bayrakçı'nın Göynük'ün çok önemli bir değeri olduğunu hatırlattı. BTP Göynük Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, şöyle devam etti: "Kendi gücüne, becerisine güvenemeyen adaylar, iktidar partisinden olmayı bir avantaj olarak sunmaya çalışıyorlar. Bence bunu söyleyen aday, aslında başkanlığa lâyık olmadığını ilân etmiş oluyor. İktidar partisinden olmanın hiçbir avantajı yoktur. Yasalar çerçevesinde her belediye kendi payına düşeni almaktadır. Ondan sonrası başkanın kendi hizmet anlayışa kalmıştır. Muhalefet partilerinden olduğu halde başarılı, iktidar partisinden olduğu halde başarısız olan belediye başkanları yok mu? Eğer, iktidar partisinden olmak bir avantaj, bir artı olsaydı, böyle durumlar zuhur etmezdi. Biz bu anlayışta değiliz. Belediye başkan adayları, kendi projelerine oy istesinler. "Biz iktidar partisindeniz, hizmet almak istiyorsanız, bize oy verin" diyen adayları kınıyorum. Halkın da kınamasını istiyorum. Böyle bir propaganda adaletle bağdaşmaz. Halkı korkutmaya ve aldatmaya yöneliktir."

Suat Hayri Sapmaz kimdir?BTP Göynük Belediye Başkan Adayı Suat Hayri Sapmaz, 1975 yılında Kırşehir'de doğdu. Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi'nden yüksek lisans diplomasıyla mezun olan Suat Hayri Sapmaz, öğrencilik yıllarında gazetecilik, radyo ve televizyon çalışmalarının içinde bulundu. Sapmaz, yüksek öğrenim öğrenci yurtlarında yurt müdürlüğü görevinde bulunarak, yüzlerce üniversite öğrencisiyle yakından ilgilendi.1998 yılında veteriner hekim olarak Türkiye'nin önemli şirketlerinde 'hekim yönetici' ve Avrupa Birliği uzmanı olarak çalıştı. 1998 yılında Ece Veterinerlik ile 2002 yılında Emre Makine ve Ekipman Sanayisi'ni kuran Suat Hayri Sapmaz, dış ticaret yapan bir şirketin ortaklığını da yürütmektedir. Şu an aktif olarak faaliyet gösteren sanayicilik, makine ve ekipman üretiminin yanı sıra veteriner hekim olarak danışmanlık faaliyetlerine devam ediyor. Evli ve 2 çocuk babası olan Sapmaz, Bağımsız Türkiye Partisi Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeliği görevini de icra etmektedir. 10 yılı aşkın süredir Göynük'te yaşayan Sapmaz'ın bütün yatırımları ve çalışmaları Göynük'te bulunuyor.

 
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'
Bilim adamından korkutan uyarı
'Sıcaklık 4 ila 6 derece arttı'
Erdoğan buradaki törene katılmadı
Devlet erkanı Anıtkabir'de
Erbil ziyareti Metiner'i heyecanlandırdı
'Erdoğan’ı Kürtsüz bırakma operasyonu'
Havaların ısınmasıyla yine ortaya çıktı
Yılın ilk kene vakası görüldü
Arapça soru sorulunca Türkçesini istedi
Erbaş, Arapça bilmiyor mu?
Barzani'den Erdoğan'a teşekkür
'Zor zamanlarımızda yardım etti'
Milli irade 104 yıl önce hakim oldu
23 Nisan kutlu olsun
8 gün önce intihar etmişti
Mezarını açıp cesedi ateşe verdi!
Yatırım değil dizi tavsiyesi verdi
'İzlemeyen kalmasın'
Yükselirse, işi zor
Biden'ın geleceği petrol fiyatlarına bağlı
Vergileri indirin
Çin'in Ankara Büyükelçisi'nden tuhaf istek
Şampiyonluk yarışında önemli kayıp
Fenerbahçe son dakika penaltısı ile yıkıldı
Bahçeli’nin Mehmet Şimşek çıkışının şifreleri
Mesaj Erdoğan'a mı verildi?
Irak'la yeni dönem başladı
24 anlaşma imzalandı
Şimşek'e 'yerel halk' tepkisi
'Müfsit zihniyet'

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.
23.04.2024 08:21:00 / Güncelleme: 23.04.2024 08:32:04
Haber Merkezi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Arapça soruyu Türkçeye çevirtti

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyaretinde yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Arapça sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu. Erbaş'ın Diyanet'in resmi sitesinde yer alan özgeçmişinde ise iyi derecede Arapça ve Fransızca bildiği yazıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak ziyareti kapsamında Bağdat'ta bulunan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Serkan Kayalar, TİKA tarafından restore edilen Abdulkadir Geylani Külliyesi ve İmam-ı Azam Külliyesi'ni ziyaret etti.

Bağdat'ta bulunan Türkiye Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Rûdaw muhabirinin Selahaddin-i Eyyubi ve Şeyh Abdulkadir Geylani gibi Kürt şahsiyetlerin İslam'a hizmetleri hakkındaki sorusunu Türkçe'ye çevirtti. O anlar gündem oldu.



Ali Erbaş'ın Diyanet İşleri Başkanlığı'nın sitesindeki özgeçmişinde "İyi derecede Arapça ve Fransızca bilmektedir" ifadeleri yer alıyor.

Yaşasın 23 Nisan

Türk milletinin gönlünde, onun bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak önemli yer tutan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı milletimize ve bütün çocuklara kutlu olsun
23.04.2024 07:00:00
Haber Merkezi
Yaşasın 23 Nisan
Yaşasın 23 Nisan
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde Türk milleti ve Türk askerleri Kurtuluş Savaşı'nda büyük bir zafer kazandı. Düşmanın topraklarımızdan atılma sürecinde bundan tam 104 yıl önce 23 Nisan 1920'de TBMM Ankara'da açılmıştır.

Düşman askerleri topraklarımızdan çıkarıldığında da cumhuriyet ilan edilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1924'te, 23 Nisan'ın bayram olarak kutlanmasına karar vermiştir. 1929 yılında ise 23 Nisan Bayramı'nı çocuklara armağan etmiştir.

23 Nisan, çocukların bayramı olduğu gibi, Türkiye'nin bağımsızlığının da simgesidir. Atatürk, 23 Nisan'ı çocuklara armağan ettikten sonra, uluslararası alanda da çalışmalar yapılmaya devam edilmiş ve 23 Nisan dünya çocuklarının bayramı olarak değer kazanmıştır.

Türkiye'nin bağımsızlığını gösteren 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yalnızca çocuklar tarafından değil, tüm Türkiye tarafından kutlanmaktadır. Yıllardır türlü eğlencelerle ve coşkuyla kutladığımız bu şenlik, sizin de bildiğiniz gibi, dünyada çocukların sahip olduğu tek bayram. UNESCO, 1979 yılını 'Çocuk Yılı' olarak ilan edince, Türkiye Cumhuriyeti, 23 Nisan bayramını dünya çocuklarıyla kutlamaya karar verdi O yıl kutlamaya 6 ülke katıldı, ama her yıl bu sayı büyüdü ve bütün dünya çocuklarının kutladığı uluslararası bir bayram haline geldi.


TBMM'nin açılması ve ilk hükümetin kurulması


Mustafa Kemal'in Meclis-i Mebusan'ın İstanbul dışında bir yerde toplanması gerektiği düşüncesinde ısrar etmesine rağmen, meclisin İstanbul'da toplanmasını kabul edilmek zorunda kalınmış, Mustafa Kemal'in korktuğu gelişme yaşanarak İstanbul işgal edilmiş ve Meclis-i Mebusan çalışmalarına süresiz ara vermişti.

Bu gelişme millet iradesinin tecelli etmesi imkânını ortadan kaldırmıştı. Dolayısıyla gelişmeler İngilizlerin arzu ettiği yöndeydi. İngilizler Damat Ferit Hükümeti'nin iş başına getirilmesini sağlayarak hazırlayacakları barış şartlarını İstanbul Hükümeti'ne rahatlıkla kabul ettirebilecekleri ortamı oluşturmuşlardı. Bir aksilik halinde Yunan kuvvetleri zaten saldırıya hazır bekletilmekteydi. Ancak Anadolu'ya geçtiği günden itibaren Milli Mücadele hareketini Türk milletine mal etme kararı ile hareket eden Mustafa Kemal boş durmamıştı. Artık

Mustafa Kemal'in millet egemenliğine dayalı yeni bir devlet kurmanın zamanı gelmişti.

Mustafa Kemal ilk adım olarak işe, 19 Mart 1920'de askeri ve sivil yetkililere bir genelge göndermekle başlamıştı. Bu genelge ile durumu yetkililere izah eden Mustafa Kemal, Ankara'da her livadan seçilerek belirlenen beşer temsilcinin bir kurucu meclis oluşturulacağını açıklamıştı. Bu genelgenin yayımlanmasından sonra hızla seçimlere başlanmış ve seçilen üyeler Ankara'ya ulaşmaya çalışmışlardı. Mustafa Kemal 21 Nisan'da ikinci bir genelge daha yayımlayarak, Meclis'in 23 Nisan 1920 Cuma günü çalışmalara başlayacağını açıklamıştı. 23 Nisan günü Ankara'ya ulaşabilen 78 üyenin katılımı ile İlk TBMM resmen, açılmıştı.


Meclis dualarla, hatimlerle açıldı


Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'daki bütün askerî ve mülkî makamlara gönderdiği genelge ile Meclis'in Cuma namazının ardından dualarla, hatimlerle, salâvatlarla, tekbirlerle ve kurbanlarla açılması emredilmişti.

Genelgenin ikinci maddesi şöyleydi: Meclis'in açılışını cumaya rastlatmakla o günün kutsallığından yararlanılacak; bütün milletvekilleriyle birlikte Hacı Bayram Camii'nde Cuma namazı kılınacak, Kur'an ve salâttan yararlanılacak, namazdan sonra sancağı şerif alınarak Meclis'e gidilecek, toplantıya başlanmadan bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir... YENİ MESAJ

Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın

Ekonomist Özgür Demirtaş, son zamanlarda çok konuşulan Kızıl Goncalar dizisiyle ilgili yorum yaptı. Sosyal medyadan oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş, diziyle ilgili analizini takipçileriyle paylaştı. Demirtaş, 'Her biri hakkında söyleyeceklerim var' diyerek oyuncuları analiz etti.
23.04.2024 05:55:00
Haber Merkezi
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Özgür Demirtaş'tan yatırım değil dizi tavsiyesi: İzlemeyen kalmasın
Başladığı günden bugüne çok konuşulan bir dizi olan Kızıl Goncalar, senaryosu ve oyunculuklarıyla Pazartesi akşamına damga vuruyor.

Kimileri Türkiye'deki tarikat yapısını çok iyi anlattığı gerekçesi ile diziye övgüler yağdırırken kimileri ise dizinin seküler yaşam tarzını hedef alarak tarikat yaşamını meşrulaştırmaya hizmet ettiğini söyleyerek eleştiriyor.

Güçlü oyuncu kadrosuyla seyirciyi ekrana kilitleyen Kızıl Goncalar dizisine bir yorum da ekonomist Özgür Demirtaş'tan geldi.

Diziyi hiç kaçırmadığını söyleyen ve ara ara bazı sahneler ile ilgili yorum yapan Demirtaş, bu kez sosyal medyadan dizinin oyuncularıyla ilgili ayrı ayrı analiz yaptı.



Oyunculara övgüler yağdıran Demirtaş şu tweete paylaştı;

Kızıl Goncalar bir Efsane... İzlemeyen Kalmasın:

Benim gibi çok sayıda Türk dizisi seyretmeyen biri söylüyor bunu. Aktörler ve Aktrisler muazzam... Her biri Hakkında söyleyeceklerim var:

1) Mert Yazıcıoğlu: O Nasıl bir oyun gücüdür? Cüneyd Rolünü oynayan her rolü oynar bu Dünyada. Sadece söyleyeceği cümleleri bile ezberlemek büyük bir iş. Öyle bir MİSTİK hava veriyor ki kapılıyorsunuz. Sevgili Mert Dünyada çok iyi yerlere gelecek. (.@merttyazicioglu)

2) Erkan Avcı: Sadi Hüdayi Efendiyi başka kim oynayabilirmiş? Resmen günlük hayatımda bazen konuşma tarzını taklit ettiğimi farkettim. Beni o kadar etkilemiş yani. Pragmatist bir tarikatçıyı muazzam canlandırıyor. Artık tam olarak takipçisiyim Erkan Avcı'nın. (.@erkoavci)

3) Özgü Namal: Son derece güçlü bir karakter. Muazzam bir oyunculuk yeteneği. Yurtdışında olsa Monica Bellucci havasında Audrey Hepburn şeklinde ağırlanacak bir oyuncu. Özgü Namal hakkında bu dizi sonrası detaylı okudum. Gizemli kalmayı sevdiğini biliyorum. Ama umarım gelecekte de bizi oyunculuğundan mahrum etmez. (.@ozgunamal)

4) Özcan Deniz: Ben hayatımda kendisini Özcan Deniz kadar geliştiren bir aktör görmedim. Rolünü öyle bir sırtlıyor ki işte Başrol diyorsunuz... Yani ben kendisini izlerken bir Psikiyatr izlediğimi zannediyorum. Bu da sanırım büyük bir başarı. Sanatın her alanında var. Bir gün kendisi ile tanışabilmeyi dilerim. (.@OzcanDeniz)

5) Mina Demirtaş: Mina ile bir Akrabalığımız yok :-) Ama küçük kardeşim olsun isterdim. Muazzam bir yetenek. Zeynep rolünü, zeki muhafazakar rolünü, çok ama çok iyi oynuyor. Hemen Takibe aldım.

6) Esma Yılmaz: Esma da duygusal modern rolünde muazzam... Böyle genç yetenekleri izlemek çok büyük zevk.

Kimseyi liste dışı bırakmak istemem: Mert Turak, Şerif Erol, Sitare Akbaş, Duygu Sarışın hepsi mükemmel oynuyor.

Tüm yayın ve yapımcı ekibine Helal olsun. Bu diziyi bizimle buluşturduğu için yapımcı Faruk Turgut'a teşekkür ederim.

Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor

Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 28 yıl önce yürürlüğe giren Gümrük Birliği’nde Türkiye'nin istediği güncellemeye AB yanaşmıyor. Uzmanlar mevcut şartlarda AB lehine işleyen anlaşmada güncelleme konusunun kasıtlı bir şekilde sürüncemede bırakıldığını düşünüyor
22.04.2024 18:16:00
Yenal Arman
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Gümrük Birliği'nde AB ipe un seriyor
Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ekonomik köprü olan Gümrük Birliği (GB), 1963 yılında Ankara Anlaşması ile temelleri atılan ve 1996'da yürürlüğe giren bir anlaşmadır. Türkiye yıllardır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi gerektiği ifade ediyor, ancak AB bu konuda adım atmaktan imtina ediyor. Bu anlaşmanın Türkiye'nin AB ile entegrasyon sürecinde önemli bir adım olduğunu düşünenlerin yanında, Türkiye ekonomisine zarar verdiğini ifade edenler de az değil. Gümrük Birliği yürürlüğe girdikten sonra, Türkiye-AB arasındaki ticaret hacmi artış göstermiştir. 1996 yılında 33 milyar dolar civarında olan bu hacim, 2022 yılında 196 milyar dolara ulaştı. Ayrıca, GB, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) yükümlülüklerini yerine getirmesinde de önemli bir avantaj sağlamıştır. Ancak kimi uzmana göre Gümrük Birliği anlaşması olmasa dahi bu ticaret artışı gerçekleşecekti.

Tek istisna Türkiye

AB'de temel kural tam üyelikle birlikte Gümrük Birliği'ne girilmesidir. Hal böyleyken Türkiye üye olmadan AB ile Gümrük Birliği oluşturan Andorra ve San Marino gibi şehir devletleri dışındaki tek ülke oldu. Ekonomisi zayıf yeni üyelere kolaylık niteliğinde uygulanan istisnai kural ise, tam üyelikten bir süre sonra GB'nin başlamasıdır. Örneğin Yunanistan 1981'de tam üye olduğu halde, GB'ye 1986'da girmiştir. İspanya ve Portekiz ise 1986'da tam üye oldukları halde GB'ye 7 yıl sonra yani 1993'te girmişlerdir. AB tarihinde önce GB sonra üyelik hiç olmamıştır. Şu halde bu konuda tek istisna Türkiye'dir.

Gümrük Birliği'nin getirdiği zorluklar

Gümrük Birliği'nin Türkiye açısından olumsuz sonuçları olmuştur. Türkiye, gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiş ve AB'nin serbest ticaret anlaşmaları nedeniyle bazı ülkelerle haksız rekabet riskleriyle karşı karşıya kalmıştır. Ayrıca, AB'nin karar alma mekanizmalarına yeterli düzeyde dahil olamaması da eleştirilen noktalardan biridir. Gümrük Birliği'nin bazı sorunlu tarafları şöyle sıralanabilir:
Gümrük Birliği, Türkiye'yi AB'nin tam bir açık pazarı durumuna getirmiştir.
Gümrük Birliği'yle Türkiye dış ticareti yönlendirmede devletin elindeki önemli kozlardan biri olan gümrük politikalarını doğrudan belirleme yetkisini kaybetmiştir. Bu anlaşmaya göre örneğin Türkiye ithalat üzerine istediği gibi ek bir vergi koyamaz.
Teşvik politikalarımızı da kendi ekonomik çıkarlarımıza ve ihtiyaçlarımıza uygun şekilde belirleme imkanı GB yüzünden kalmamıştır. Bu alanda da AB'nin mevzuatına uymak zorundayız.
AB'nin serbest ticaret anlaşması imzaladığı bazı ülkelerin, AB üzerinden pazara girme avantajının da etkisiyle ülkemizle benzer bir anlaşma imzalamada isteksiz kalmasıyla oluşan ticaret sapması ve haksız rekabet risleri.
Gümrük Birliği'ni ilgilendiren alanlarda AB'nin karar alma mekanizmalarına Türkiye'nin yeterli düzeyde dahil olamaması.

Türkiye güncelleme istiyor

Türkiye uzun zanadır Gümrük Birliği'nin güncellenmesi ve modernize edilmesini talep ediyor. Ancak mevcut şartların AB lehine olduğu için muhataplarımız buna pek yanaşmıyor. Güncelleme talebinde Türkiye'nin AB ticaret politikası oluşturulurken danışma prosedürlerinin güçlendirilmesi, uyuşmazlıkların çözümü için etkin bir mekanizma oluşturulması ve karayolu taşımacılığındaki engellerin kaldırılması gibi konular öne çıkıyor. Uzmanlar, bu sürecin başarıyla tamamlanması halinde, Türkiye'nin AB pazarına daha etkin bir şekilde entegre olabileceğini ve karşılıklı ticaretin daha da artacağını öngörüyorlar.Yine Gümrük Birliği ile ilgili olarak görülen bir diğer konu da vize serbestisi. İş görüşmeleri yapma, iş anlaşmaları imzalama, ticaret fuarlarına katılma gibi sebeplerle AB ülkelerine seyahat etmek isteyen iş insanları için vizenin hem maddi bir külfet, hem zaman kaybı hem de psikolojik bir bariyer oluşturması Gümrük Birliği'nin işleyişini olumsuz etkiliyor. Ancak vize serbestisi AB ve Türkiye arasında ayrı bir çerçeve içinde görüşülüyor. İkinci önemli konu ise sanayi ürünleri ticareti ile kısıtlı olan Gümrük Birliği'nin kapsamının yeni alanlara genişletilmesi. Bu alanlar ise tarım ürünleri, hizmet sektörleri ve kamu alımları olarak öngörülüyor. Büyük ihtimalle bu alanlar ile ilgili düzenlemeler için ayrı araçlar kullanılabilecek. Yani Gümrük Birliği kararını revize etme ve ekleme yapmaktan öte ayrı anlaşmalar ile bir ikili ticaret paketi oluşturulacak.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.