Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın AKP hakkında hazırladığı kapatma davasına ilişkin iddianamede, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül hakkında 9'u başörtüsü... Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın AKP hakkında hazırladığı kapatma davasına ilişkin iddianamede, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül hakkında 9'u başörtüsü yasağıyla ilgili 10 iddiaya yer verildi.Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül hakkındaki iddialarda, dikkat çeken bölüm ise Dışişleri Bakanlığı görevi sırasında yayınladığı genelgede Büyükelçilerden Fethullah Gülen'in yurtdışındaki okullarla temas ve işbirliği yapmalarını istemesi yeraldı. Ayrıca, Leyla Şahin davasında AİHM gönderilen savunmanın AKP'yi zor duruma düşüreceği gerekçesiyle çekilmesi de iddianamede yeraldı. Abdullah Gül ile ilgili iddianamede yeralan 10 iddia şöyle sıralandı : 1- Laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunmak suçundan hakkında dava açılan Fethullah Gülen isimli kişinin yurt dışında kurduğu okullar bir ticari şirket olarak değerlendirilip temas ve işbirliği yapılması, Abdullah Gül'ün Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Bakanlığın genelgesi ile Büyükelçiliklerimizden istendi. 2- Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 2005 yılı Kasım ayında bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan'ın, AİHM'nin türban kararını din alimlerinden görüş almadan vermesini eleştirdiği açıklamasını hatırlatarak, "AİHM kararından önce din bilginlerine danışması gerekir mi?" şeklinde soru sorması üzerine, "Bunu AİHM'ne sormanız gerekir. Sayın Başbakan'ın söylediği gayet açık. Mademki din ve inançlarla ilgili konular söz konusu, o zaman din bilginlerinden de görüş almak gerekir şeklinde düşüncelerini paylaşmış arkadaşlarla" dedi. 3-Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, 2003 yılı Kasım ayında Roma'daki AB Troykası toplantısına giderken uçakta yaptığı söyleşide Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nun demokrasi ve insan hakları alanlarındaki sorunlar listesinde başörtüsü yasağının dâhil edilmemesini eleştirdi. 4-2004 yılı Ekim ayında SKY-Türk televizyonunda soruları cevaplayan Dışişleri Bakanı Gül, başörtüsü yasağının AB insan hakları standartları içinde bulunmayan bir yasak olduğunu ve günü geldiğinde bu yasağın Türkiye'de kalkacağından şüphe duymadığını belirtti 5- Dışişleri Bakanı Gül, BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin kabulünün 55. yıldönümü, "ifade ve inanç özgürlüğünde kararlıyız; herkes inandığını yaşayabilmeli.. İfade ve inanç özgürlüğü, işkenceden ve terörden tamamen arınmak, bizim hedefimizdir. Bununla ilgili yasal düzenlemelerin hepsi, kararlı şekilde gerçekleştirilmeye devam edilecektir" dedi. Leyla Şahin savunmasını geri çekti6- AİHM'DE görüşülen Leyla Şahin davasında Hükümet adına Abdullah Gül'ün başında bulunduğu Dışişleri Bakanlığı kanalıyla gönderilen ve "Başörtüsünün üniversitelerde laik eğitimle çeliştiği ve bağdaşmadığı, gericiliği teşvik ettiği, çağdaşlaşma yolunda bir geri adım niteliğinde bulunduğu, amacın modernleşme ve çağdaş görüntüyü korumak olup, siyasal simge haline getirilen başörtüsü, özgürlük sorunu değil politikacılar tarafından şeriat amaçlı kullanılmış bir olgu olduğu" görüşü dile getiren savunmayı AKP hükümetini zor duruma sokacağı gerekçesiyle geri çekti. 7- Gül, Akşam Gazetesi'ne verdiği mülakatta, "Düşünsenize ben toplumda hak ve özgürlüklerin gelişmesi için bu kadar mücadele vermişim, sonra da hayattaki en yakınım olan eşimin hakları için mücadele etmemem istenecek, böyle bir şey olabilir mi? AKP olarak başörtüsü konusunu biz fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında görüyoruz ve değerlendiriyoruz" dedi 8- Gül, 2005 yılı Kasım ayında AİHM'nin başörtüsüyle ilgili Leyla Şahin kararı üzerine görüşlerini; "Bu, yasakların devam ettiği anlamına gelmez. Bunun ötesinde bu, Türkiye'nin kendi sorunudur. Bu tip yasaklarla Türkiye'nin bir yere gitmesi mümkün değildir" şeklinde açıkladı. 9- Gül, 2005 yılı Kasım ayında, "Türkiye'de kadınların yüzde 70'e yakını başörtüsü kullanırken, hâlâ üniversitelerde, birçok yerlerde ne yazık ki sıkıntılar var" şeklinde konuştu. 10- Danıştay 2. Dairesi'nin türbanla okula alınmayan müdür Aytaç Kılınç'a ilişkin kararı ile ilgili olarak Gül : "Doğrusu bunu kaygıyla karşılıyorum ve hayretler içinde kaldık. Bu yaklaşımın altında negatif özgürlükler anlayışı vardır" dedi.