AB'ye uyarsan, girersin!AB Komisyonu, 6 Ekim 2004 yılında yayınladığı Türkiye İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin üyeliğine dair kararın "AB ülkelerinin hazmetme kapasitesi"ne göre alınacağını belirlemişti. Ancak geçen hafta bu ifade "uyum kapasitesi" olarak değiştirildi. Uyum kapasitesine dair kararın nasıl verileceği tartışmaları yapılırken Fransa yeni bir öneriyle komisyonun karşısına çıktı. Bu ifadeye göre, Türk halkı Hiristiyan olmadıkça AB'ye asla giremeyecek.
Fransa'dan düşmanca tutumAvrupa Komisyonu Türkiye ile ilgili ilerleme raporunun ek belgesi olan strateji belgesinin görüşmelerine, Fransızların 'ahlaksız teklifi'nin gölgesi düştü. Fransa Türkiye'nin üyeliğine dair kararın, tüm AB ülkelerinde yapılacak referandumla belirlenmesini talep etti. Ancak bu öneriye 22 ülkeden itiraz geldi. Son gelen haberlere göre Fransa'nın bu önerisi strateji belgesine sokulmadı.
Kıbrıs ile ilgili ayrıntılarİlerleme Raporu'nda, Türkiye'nin imzaladığı Ek Protokol (Ankara Anlaşması) uyarınca Kıbrıs Rum kesimi dahil 10 yeni AB üyesi için ulaşım üzerindeki kısıtlamalar dahil, malların serbest dolaşımını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilerek, "AB bunu yakından izlemeyi sürdürecek ve 2006 yılı içinde tam uygulama yapılıp yapılmadığını değerlendirecek" ifadesine yer verildi.Türkiye'nin pek çok fırsatta Kıbrıs'ta BM önderliğinde kapsamlı bir çözüme bağlı kaldığını ifade ettiği hatırlatılan raporda, teknik komitelerin oluşturulması konusunda da Türkiye'nin Ada'daki her iki topluma desteğini yinelediği ifade edildi. Raporda, "AB Türkiye'nin, Ankara Anlaşmasını genişleten Ek Protokolü, ayrım yapmadan ve eksiksiz uygulayarak, malların serbest dolaşımı üzerindeki tüm engelleri, bütün nakliye araçlarını da kapsayacak şekilde kaldırmasını bekliyor. Bu yükümlülüğün eksik yerine getirilmesi, tüm müzakere sürecinin ilerlemesini (olumsuz) etkileyecektir" denildi.
Sivil-asker ilişkileriSivil-asker ilişkileri kapsamında Türkiye'nin AB standartlarını yakalama yolunda bazı ilerlemeler sağladığı, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasının önüne geçildiği belirtilen raporda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin siyaseti önemli oranda etkilemeyi sürdürdüğüne vurgu yapıldı. Raporda buna örnek olarak bazı üst düzey askerlerin Kıbrıs, laiklik, Kürt sorunu ve Şemdinli olaylarıyla ilgili yaptıkları açıklamalar verildi. Azınlıklar meselesi "Türkiye'nin azınlık haklarına yaklaşımı değişmedi. Türk yetkililere göre 1923 tarihli Lozan Anlaşması uyarınca Türkiye'deki azınlıklar Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar olmak üzere gayrimüslimlerden oluşuyor. Fakat ilgili uluslararası ve Avrupa standartlarına göre Türkiye'de azınlık olarak tanımlanabilecek başka toplumlar da bulunuyor." Misyonerlik faaliyetleriDini özgürlükler başlığı altında Heybeliada Ruhban Okulunın hala kapalı tutulmasından, dini azınlık vakıflarının mal edinme haklarıyla din adamı yetiştirmelerinin kısıtlandığından bahsedilen raporda, misyonerlik faaliyetlerine Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan vaazlarda ve yayınlarda "düşmanca yaklaşıldığı" iddia edildi. Öcalan'a 'Bay' denmediRaporda, tartışmalara neden olduğu için terör örgütü PKK'nın lideri Öcalan'ın isminin önüne "Bay" anlamına gelen "Mr." kısaltması konmadı.