Oğuz Kağan'ın torunları
bu durumu haketmiyor
İzmir ve Bursa'daki on binlerce kişiye hitap eden BTP lideri Prof. Dr. Haydar Baş, millet olarak insanlık tarihinin en soylu, en güçlü, en adil, en merhametli, en şerefli, en izzetli bir ailesi olduğumuzu, devletimizin temelinin Oğuz Kağan'a kadar dayandığını, 'Gökkubbe çadırım, güneş bayrağımdır' diyerek ufkunu ortaya koyan Oğuz Kağan'ın devleti, adalet, disiplin, merhamet ve ahlak kuralları üzerine bina ettiğini belirterek şöyle devam etti: "Oğuz Kağan doğduğu zaman anasının sütünü emmemiştir. Bunun sebebi bir rüyada kendini göstermiştir. Rüyada anneye, 'O tek olan Allah'a inanıyor, sen ise puta tapıyorsun. Eğer çocuğun süt emmesini istiyorsan tek Allah'a inanacaksın' denilir. Bu rüya üç kez üst üste tekrar edip, Oğuz Kağan'ın annesi tek olan Allah'a inanmaya başlar. Oğuz kağan da süt emmeye başlar. Bir yaşında da konuşmaya başlar. İnsanlık tarihinde iki çocuk çocuk yaşta konuşmuştur. Birisi kundakta, birisi bir yaşında iken konuşmuştur. Birisi İsa Ruhullah, diğeri Türk milletinin atası Oğuz Kağan'dır. 'Ben çadırda doğdum, adımı Oğuz koyun' demiştir. Hayatı adalete, insan haklarına, can, mal, namus, din ve vicdan emniyetine hizmetle geçmiş büyük bir ulu hakandır. Üç kıta onun tasarrufunda olmuştur. 18 milyon kilometrelik bir yeri, Avrupa'nın iki misli bir coğrafyayı Türk'e vatan kılmıştır."
Böyle şerefli, yüce bir milletin evlatlarının ülkesinin içinde bulunduğu durumun hak ettiği durum olmadığını söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, huzurun, saadetin, mutluluğun devletimizi, milletimizi, askerimizi ilzam edenler, maksadı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olanlar tarafından sağlanamayacağını, bu kapının ancak, devleti ve milleti, askeri ve sivili kardeş yapacak BTP'nin iktidar olmasıyla açılacağını ifade etti.
Vergiler tefeci IMF'ye gidiyor
Proje ve kaynaklarıyla gelen BTP iktidarında 70 milyon değil 700 milyon insanın bu coğrafyada nasıl bakılabileceğini herkesin göreceğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Göreceksiniz ki bu coğrafya 70 milyon değil 700 milyon insanın geçimi mümkündür, mukadderdir. Ama siz beceriksiz olursanız, 'AB olmadan iş, aş bulamayız' derseniz, dünyalar senin de olsa insanını aç, susuz bırakırsın. 'IMF ne talimat verirse biz bunu aynen yerine getiririz' diyorlar. IMF para satan bir kurumdur. Geçmişte bunun adına tefeci derlerdi. Döviz üzerinden yüzde 14 faiz alarak sana para satıyor. Ondan sonra da 'yardım ettim' diyor. Bunlara aldığımız borçlara mukabil yılda verdiğimiz faiz miktarı 55 katrilyondur. Böyle bir ülkenin kalkınması, ileriye gitmesi mümkün müdür? Onun için yapmamız gereken iş, bu borçlardan bir an evvel kurtulmaktır. Yani 200 küsur milyar doları 6, bilemedin 12 ay içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti ödeyecek, elinin tersiyle, ' hadi bakalım geriye gidin' diyecek ve ondan sonraki zaman içinde bir tek kuruş borç yapmayacaktır. Bizim her gün vergi üstüne vergi ile karşı karşıya gelmemizin temel sebebi bu faiz borçlarını karşılamaktır. Biz eğer bu borçları kökünden silersek 55 katrilyon kazanmış olacağız. Yani milletimizin sırtından 55 katrilyonluk yükü, semeri atacağız."
IMF Türk çiftçisini biçti
BTP iktidarında sosyal devletin hayata geçirileceğini, sosyal devletin halkına hizmet eden, halkının hizmetçisi olan devlet demek olduğunu, bu devletin temelini, 1923'te, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün attığını, 1923-1938 yılları arasında Osmanlıdan devralınan borçların ödenmesinin yanısıra ferah, sanayileşmiş, ziraatte teknolojide ileri gitmiş bir ülke ortaya çıktığını, uçak bile yapılıp Belçika'ya ihraç edildiğini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, şu anda geldiğimiz durumun malum olup IMF'nin talimatlarıyla iş yapanların hiç bir şey yapamayacaklarını belirtti. IMF talimatlarıyla, tarım ürünlerimize, buğdaya, mısıra tahdit geldiğini, IMF'nin, 'Buğdayı, Mısır'ı benim istediğim kadar ekeceksin. Tütün benim istediğim kadar dikeceksin. Fındığı, çayı benim istediğim kadar yetiştireceksin' dediğini ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, "Çünkü Amerikalı tütün, mısır üreticisinin pazarı tükendi. Buğday üreticisinin pazarı tükendi. Kendisine Pazar arıyor. Yetiştirdikleri mamulleri Türk piyasasında satmak için bize yasak getiriyorlar" dedi.
IMF'ci partilere verilecek oy,
işsizlik, açık ve yokluk demektir
Bu iktidarla, muhalefetin tamamı şu anda ne söylerlerse söylesinler hepsinin niyetlerinin aynı olduğunu, "AB olmadan biz iş bulamayız. AB olmadan mali sektörümüz düzelmez" dediklerini, bununla da "şu andaki halimiz ne ise yarınki halimiz de o olacaktır"ı kastettiklerini söyleyen Prof. Dr. Haydar Baş, seçmenleri mevcut iktidar ve muhalefet partilerine oy verme konusunda şöyle uyardı: "Şu yaşadığımız iktisadi halimizden, ekonomik durumumuzdan memnun musunuz? Hayır! Bunun devam etmesini istiyor musunuz? Hayır! O halde şu anda Mecliste bulunan ve bugünkü durumdan mesul olan bütün partilere, istisnasız, elinizin tersiyle 'hayır' diyeceksiniz. BTP'yi tek başına iktidar edip bağımsızlığımızı ilan edeceksiniz. Şayet bugünkü halin devam etmesini istiyorsanız, Mecliste kaç parti varsa oyunuzu verirsiniz. Ondan sonra da kimseyi kimseye şikayet edemezsiniz. Bu partileri nadasa bırakacaksınız. 'Yok, bu partiler bize dedemizden miras kaldı' der, gene reyinizi verirseniz, başınızı iki diz kapağınızın arasına alacaksınız, 'ah, vah' diye ağlayacaksınız. Ağlamaya devam mı edeceksiniz, BTP'yi iktidar mı edeceksiniz?"