logo
19 NİSAN 2024

İncirlik üssüne dikkat!

24.02.2005 00:00:00
Türkiye'nin, Yavuz ve Midilli adlı iki gemi ile Osmanlının 1. Cihan Savaşına sokulması gibi bir oyunla karşı karşıya bulunduğunu söyleyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu oyunun İncirlik üzerinden oynanmak istendiğine dikkat çekti. Geçen hafta Ortadoğu coğrafyası yoğun bir gündem yaşadı. Irak'ta, seçimden başka her şeye benzeyen bir seçim gerçekleşti. Bu coğrafyada hesabı olanlar hedeflerine bir adım daha yaklaştı. Ardından bir adım daha atıldı. Lübnan eski başbakanı Refik Hariri'ye suikast haberi geldi. Sorumlu adres olarak da hemen Suriye gösterildi. Ve bu ülkeye yönelik bir takım gelişmeler birbirini takip etti, ediyor. Çözmesini bilmeyenler açısından çözülmesi zor denklemler özelliği taşıyan ve tabiî ki Türkiye'yi de çok yakından ilgilendiren Ortadoğu'daki son gelişmeleri BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş tahlil etti. Nihat Hekimoğlu'nun sorularını cevaplandıran Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaptığı tahlilde Ortadoğu'da cereyan eden tüm gelişmelerde asıl hedefin Türkiye olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Muhterem Hocam, geçen hafta Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri öldürüldü. Bu olayın hemen ardından ABD, öldürülme olayından Suriye'yi sorumlu tuttu ve Suriye'nin Lübnan'daki askerlerini çekmesini talep etti. İran'la zaten nükleer tesis sıkıntısı devam ediyor. Irak'ta bir seçim oldu. Kürtler, Kuzey Irak'ta istedikleri noktaya geldiler. ABD'nin İran ve Suriye'ye karşı İncirlik'i kullanmak için birtakım talepleri var. Ortadoğu'da böyle bir manzara var. Bu manzarayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Prof. Dr. Haydar Baş- Biz Ortadoğu hakkında düşüncelerimizi çok öteden beri izah ettik. Bugün de temel itibariyle tespitlerimizin çok doğru olduğunu, isabet kaydettiğini görüyoruz. Biz, Ortadoğu bölgesinde üç asırdır cereyan eden hadiseleri araştırıp elde ettiğimiz verilerle hadiselere baktığımız zaman Ortadoğu'nun kendi haline bırakılmayan bir coğrafya olduğunu gördük.

Ortadoğu arkaplansız

anlaşılamaz

Hülasa etmekte fayda var. Olayların başlangıcını bizi takip edenler bilsinler ki sonunun nereye gidebilecek olduğunu kendileri de tahmin edebilsinler. Hadiselerin zuhur sebeplerini ortaya koymadan adam ortaya çıkıyor, birtakım yorumlar yapıyor, bunlar fikir jimnastiği oluyor. Doğruluk payı hiç de yok denmez. Ama bu işin illetini teşkil etmediği için de kesinlikle bu tespitler olayı görme bakımından doğru değil. İşte bu mantıkla biz hadiseye baktığımız zaman görüyoruz ki Ortadoğu'nun üzerinde birilerinin hesabı var. Ortadoğu halkının birbirine düşmesi, geçmişimiz Osmanlıya karşı gelmesi durduk yerde olmuş bir hadise değildir. Ancak şu hususu da belirtmek lazım. Dolduruşa gelenler maalesef bu, Müslüman Arap kardeşlerimizdir. İslam tarihine baktığımız zaman yine bu insanlar aşere-i mübeşşereden olan ve Hz. Peygamber (sav) Efendimiz'in sevgili damadı Hz. Osman'ı şehit etmişlerdir. Bunlara Haricîler denir. Bu insanlar kolay ikna edilebilen, heyecanlı oldukları için de hadiselere hemen sürüklenebilen karakterdedirler. İşte bu karakterlerinden, bu zafiyetlerinden olacak ki toplumu ifsad etmek için hareket tarzı belirleyenlerin bunlar çok işine yarıyor. Ardından hilafet için Hz. Ali efendimizi Kûfe'ye davet ediyorlar. Gelişinin 6. veya 7. günü olması lazım, bir sabah namazında İbn-i Mülcem denilen zat tarafından şehit ediliyor. Bunlar şehit edilirken enteresan bir mantık var ki bu cinayeti işleyenler güya din adına bunu yapıyorlar. Halbuki din adına yapılan bu eylemler tamamen din dışı, şehit ettikleri iki zat da Hz. Peygamber'in çok sevdiği iki damadı, bunların ötesinde her iki zat da aşere-i mübeşşereden yani cennetle müjdelenen on şahıstan ikisi. Artı, bu insanlar Peygamber'e o kadar yakın olmuşlar ki onları Peygamber'den ayrı mütalaa etmek hiç mümkün değil. Yani şunu demek istiyorum: Bizzat İslam'ın kendisini temsil eden bu kadar yakın insanları bir gafletle yok edebiliyorlar. Çok daha acısı yine aynı bölge halkı İmam-ı Hüseyin efendimizi davet ediyor. Enteresandır; Hz. Hüseyin'in çok müthiş bir karakteri var. Yanlışa, batıla direnmede aslında bütün insanlığa bir örnektir; sadece İslam toplumuna değil. O günün şartlarında ortaya konulan zulmün, haksızlığın, adaletsizliğin karşısında tam bir İslam karakteri ile duruyor. Peygamber torununa yakışsa ancak bu kadarı yakışır. Şehit olacağını bile bile olayların üzerine gidiyor ve şehadet şerbetini içiyor. İmam-ı Hüseyin efendimiz şehit ediliyor. Mübareğin vücudunda 33 mızrak ve bir o kadar da darbe izi oluyor. Bu da yetmiyor başı gövdesinden alınarak zamanın halifesine müjde olsun diye taşınıyor. Bunların tamamı da enteresandır din adına yapılıyor. Öyle bir katliam ki hiç bir gerekçe olmadan bu kadar zulüm yapılabiliyor. Niçin bu kadar temele indik? Yani o coğrafya istismara çok müsait. O coğrafya Peygamber torununa dahi gözü kapalı saldırıyorsa müsaade edin de Peygamber'in halifesine de saldırsın. İşte bu gözü kapalı olmalarından kaynaklanacak ki o bölgede, Hicaz bölgesinde hükümran olan dedelerimizi o topraklardan, İngilizlerin oynadığı oyunlara alet olarak çıkarma projelerinde en başta rol alıyorlar. Çok cüz'î paralarla bizi o coğrafyadan çıkartıyorlar. Hz. Peygamber Efendimiz'in, Hz. Hüseyin'i şehit edenler hakkında enteresan bir bedduası vardır. Bugün kader onu ortaya çıkartıyor. O coğrafya adeta zulümle eşdeğer olmuş. Başta İmam-ı Ali, İmam-ı Hüseyin efendimizi, dedelerimizi, zamanın halifesini arkadan vurarak o bölgeyi tamamen İngilizlerin oyuncağı haline getirmişler ve müsait bir coğrafya haline getirmişlerdir. Şimdi dikkat edersek o günden bugüne, o coğrafyada hiç bir kabilenin iki yakası biraraya gelmemiştir. O kadar bolluk içinde yüzmelerine rağmen hepsi darlıkla başbaşadır. Körfez ülkelerinin hali ortadadır. Her gün bir şeyin olacağı endişesi ile yaşamaktadırlar. Irak'ın hali ortadadır. Irak'ta o kadar Müslüman kadının namusuna tecavüz edilmiştir. Yüzbinler, sokakta, evde, caddede bombardımana tabi tutulup şehit edilmiştir. Hâlâ can emniyeti hiç bir yerde yoktur. Mal, namus emniyeti yoktur. Böyle bir coğrafya haline geldi, getirildi.

Failler gizli değil

Niçin getirildi? Bazı arkadaşlar, o coğrafyada ABD'nin BOP projesinin hayata geçmesi, Çin'in o coğrafya ile irtibat kurmasına mani olmak gibi çok hayali bir düşünce içerisindeler. Bir defa o coğrafyadaki hadiseleri yapanlara sormak lazım. "Siz bu işi niçin yapıyorsunuz?" diye sormak lazım. O hadiseleri yapanlar geçmişte İngilizler, şimdi Amerikalılar, Yahudi lobilerinin ABD'de hakim olması münasebetiyle onlar, bilhassa Fırat ve Dicle havzasını arz-ı mev'ud olarak kabul ettikleri için o bölgede hesapları var. Bunun için de Türkiye'nin Güneydoğusunda 450 bin dönüm yeri kendi vatandaşlarının tasarruflarına geçirmiş vaziyetteler. Yine o bölgede hesabı olan Amerikan, İngiliz, Fransız, Hollanda kökenli şirketler Türkiye'den 100 bin dönümün üzerinde arazi satın almıştır. Bir o kadar yer kiralanmıştır. Türkiye'nin yedide ikisi maalesef Türk milletinin tasarrufundan çıkmıştır. Bunu yapanlar İngiliz, Amerikan, İsrail mantalitesiyle hareket eden insanlardır.

Çin olamaz mı? Olamaz. Neden olamaz? Bush, "Ben o bölgeye şu kadar sürecek bir Haçlı seferi için geliyorum" diyor. Fail hangi gaye ile geldiğini ifade ederken senin benim sözümün bir kıymeti yoktur. İsrail, "O bölge benim tabiî arazimdir" diyor.

n "Bana vadedildi" diyor.

Prof. Dr. Haydar Baş- "Burası bana Yahova tarafından verildi", diyor. Kendisi bu bölgenin üzerindeki hesabını açık ve net olarak beyan ederken farklı bir kulvarda değerlendirmemiz hadiseyi bilerek veya bilmeyerek saptırmaktan başka bir işe yaramaz. Bu bölgede gerek İsrail'in, gerekse ABD'nin, Batı dünyasının önünde en büyük engel, bütün Batılılaşmak istemesine, Tanzimat'tan bu tarafa Avrupalı olmak istemesine rağmen en büyük engel Türkiye'dir. Çünkü Türkiye asırlar boyu bu coğrafyanın insanına liderlik yaptı. Bu coğrafyanın başını çekti. Balkanlar ile Kafkaslar arasında bir köprü oldu. Avrupa ile Asya'yı birbirine bağladı, bağlıyor. Hangi açıdan bakarsanız bakın Türkiye'nin konumu çok farklı. Burada Suriye'nin, İran'ın fonksiyonu yok mu? Elbette var. Ama bunlar bir diş ağrısı mesabesindedir. Dişi antibiyotikle kurutursunuz, çekersiniz, iş biter. Fakat Türkiye öyle değil, Türkiye işin beynidir, kalbidir. Onun için bu belde, Türk coğrafyası bütünüyle tasarruf altına alınmadıktan sonra zannetmeyin ki bu hadiseler durulacaktır. Kesinlikle durulması mümkün değildir.

Lübnan eski Başbakanı

niye öldürüldü?

Şu anda oynanmakta olan çok enteresan da bir oyun var. Bu oyun nedir? İncirlik üssü zaten ABD'nin tasarrufunda ama öyle bir isteniyor ki hiç bir şeyine karışmayacaksınız, her türlü hareket kabiliyetine sahip olacak ve sorumlu olmayacak, böyle bir düşünce ile İncirlik bizden isteniyor. Ben bu olayı tabir-i caizse 1. Cihan Savaşında Osmanlının savaşın içine girmesine biraz da benzetiyorum. Mesela Lübnan eski başbakanının vurulması ile Ortadoğu'nun getirilmek istendiği nokta tıpkı şuna benziyor. ABD o bölgeye inebilmek için bir terör bahanesi ortaya koymuştur. Birincisinde 11 Eylül'de Usame bin Ladin'in uçakları geliyor, ikiz kuleleri yıkıyor. Bu, o kadar büyük bir tiyatro ki bu derece güçlü Usame bin Ladin, gider, Beyazsaray'ı vurur. Kalkıp da niye ikiz kuleyi vursun ki. Askeri gücünün olduğu merkezi bizzat vurur, yok eder. Bu derece istihbarata, hareket kabiliyetine sahip adam bunu yapar. Dünya da rahata kavuşur. Böyle bir şey olmadığına göre demek ki bunlar kendi içlerinde bir bahane ile harekete geçtiler, bu olayları organize ettiler. Bu gerekçeyle Afganistan'da Usame bin Ladin arandı. Geldi, belli merkezler tutuldu. Peki Ladin nerede? Madem onun için geldin, niye bu adamı bulmuyorsun? Kısaca mesele tam bir tiyatro. Bunu, bizi takip eden kardeşlerimizin iyi görmesi lazım. Lübnan'ın geçmişteki başbakanının bir suikaste kurban gitmesi de böyle. Suriye'ye saldıracak. "Bunu sen yaptın" diyor. Kısaca bu terör bahanesi mantığı ile işin içine girdiğin zaman bu işi bizzat iddia edenlerin yaptığı ortaya çıkıyor. Suriye'nin işi bitmiş bir başbakanla uğraşma lüksü de, fantazisi de olamaz. Çünkü adam zaten kendi derdine düşmüş.

Türkiye'ye İncirlik oyunu

Burada asıl oyun Türkiye üzerine oynanıyor. Buradan gerek İran'a gerek Suriye'ye bir savaş ilan etmesi zor belki de imkansızdır. Çünkü Irak'a girdi. Halini görüyoruz. Öyle bir manzara ile karşı karşıya ki her gün bin tane musibetle içiçe yaşıyor. Her gün askeri ölüyor. Bunun ancak onda biri basına intikal ediyor. Böyle bir manzarada, henüz daha Irak'ı kendi bakımından teminat altına alamayan ABD'nin Suriye, İran gibi devletlerin üzerine gitmesi hiç mümkün değil. Peki buradaki hesap nedir? Buradaki hesap şudur: Madem burada gerçek pürüz Türkiye Cumhuriyeti Devletidir, o halde nasıl Türkiye 1. Dünya Savaşında Yavuz ve Midilli gibi iki gemi ile savaşın içinde buldu ise aynen bu oyun şu anda İncirlik'te oynanmak isteniyor. Siyasi iktidarın dikkat etmesi lazım. Hadiseleri çok iyi gözlemlemesi lazım. Aksi takdirde bir savaşa Türkiye'nin girmesi demek Türkiye'nin bölünmesi demektir. Böyle haksız bir savaşın içinde bulunması bugüne kadar hazırlanan ortamın fitne olarak zuhur etmesine sebep olur ki kaynamalar başlar Allah korusun Türkiye bölünebilir. ABD'nin İncirlik'i kullanmak istemesi Türkiye'yi bölme projesidir. Bunu çok iyi görmek lazım. Bunun önüne geçmek için de ABD'nin ürettiği politikaları gününden evvel tespit edeceğiz. Buna mukabil projeler ortaya koyacağız. Mesela burada İran ile Suriye çok akıllı bir tavır ortaya koydular. Rusya ile beraber bir bütünlük oluşturdular. Şimdi Suriye'ye herhangi bir müdahale bu üç devletin koruması ile tepki görecek. Amerika için iş biraz daha zorlaşmış vaziyette. Elini bu ateşin içine sokmayacağına göre kimi sokacaktır? Türkiye'yi sokmak isteyecektir. Ama Türk kamuoyu kesinlikle buna müsaade etmez. Etmesi de mümkün değildir. Hangi açıdan bakarsanız bakın zerre kadar menfaatinin olmadığı bir şeye nasıl girecektir. Bence Türk siyaseti çok zor günlerden geçiyor. Ancak bu zor günlere de Türkiye getiren maalesef bu siyasettir. Bu arkadaşlar ya geçmişi çok iyi bilmedikleri veyahut da çok ciddi oyuna geldikleri için bu kaderi maalesef yaşama noktasına gelmişlerdir. Biz yine söz konusu Türk milleti olduğu için dua edelim, Allah onların da ferasetini, basiretini açarak doğruyu görme ve doğru şekilde icraat etme imkanı nasip etsin.

Devamı yarın
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
İran'dan saldırıya ilişkin açıklama geldi
'3 mini İHA saldırısı püskürtüldü'
Şehit edilen babasının koltuğuna oturdu
29 yıl önce babası o koltuktaydı
Kaçak kazı zannedildi gerçek bambaşka çıktı
Soruşturma devam ediyor
Depremin izleri gün ağarınca ortaya çıktı
Binalar ve minareler yıkıldı
2 kurşun camlara isabet etti
Holding binasına ateş açıldı

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı
19.04.2024 10:29:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İstanbul-Tahran seferini yapan uçak Elazığ'a zorunlu iniş yaptı
İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-İran seferini yapan uçak, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Uçak yaklaşık 2 saat sonra tekrar havalandı.

İran'ın hava sahasını tüm uçuşlara geçici olarak kapatmasından dolayı İstanbul-Tahran seferini yapan Meraj Airlines uçağı, Elazığ Havalimanı'na zorunlu iniş yaptı. Bir süre havalimanında bekleyen yolcular, yaklaşık 2 saat sonra hava sahasının açılmasıyla birlikte yeniden Tahran'a havalandı.

'Mahzen-29' operasyonlarında suç örgütü üyesi 32 şüpheli yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İstanbul'un Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt ve Kağıthane ilçelerinde düzenlenen 'Mahzen-29' operasyonlarında organize suç örgütü üyesi 32 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
19.04.2024 08:19:00
İhlas Haber Ajansı
'Mahzen-29' operasyonlarında suç örgütü üyesi 32 şüpheli yakalandı
'Mahzen-29' operasyonlarında suç örgütü üyesi 32 şüpheli yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı bilgilere göre; İstanbul'un Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt ve Kağıthane ilçelerinde düzenlenen 'Mahzen-29' operasyonlarında, kasten adam öldürme, kasten adam öldürmeye teşebbüs, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması, mala zarar verme, 6136 sayılı kanuna muhalefet, uyuşturucu imalatı ve ticareti, tehdit ve hakaret suçlarına karıştığı tespit edilen organize suç örgütü üyesi 32 şüpheli yakalanarak gözaltına alındı.

EGM KOM Başkanlığı koordinesinde, İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, Asayiş Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüklerimizce koordineli olarak yapılan çalışmalarda İstanbul genelinde; 08.04.2024-17.04.2024 tarihleri arasında; Beşiktaş, Avcılar, Esenyurt ve Kağıthane ilçelerinde gerçekleşen operasyonlarla yakalanan 32 şüphelinin; M.A. isimli iş insanına yönelik kasten öldürmeye teşebbüs eylemini, Esenyurt ilçesinde iş insanı O.Z.'nin iş yerine yönelik 12.04.2024 ve 13.04.2024 tarihlerinde gerçekleştirilen kurşunlama eylemlerini, Avcılar ilçesinde iş insanı O.Z.'nin ikametine yönelik 09.04.2024 ve 13.04.2024 tarihlerinde gerçekleşen kurşunlama eylemlerini, Esenyurt ilçesinde 15.04.2024 tarihinde basına görüntüleri yansıyan kişiyi kaçırma eylemini, Kağıthane ilçesinde 13.04.2024 tarihinde D.E. isimli şahsın silahla öldürülme eylemini, Kağıthane ilçesinde 08.04.2024 ve 13.04.2024 tarihlerinde Mert Yedi Emin otoparkına el bombası atılması eylemlerini, Eyüpsultan ilçesinde 16.04.2024 tarihinde örgüt mensuplarına dağıtılmak üzere satışa hazır şekilde 30 adet silah temin ettikleri ve çok sayıda silah parçasını birleştirerek silah üretimi gerçekleştirdikleri tespit edildi.

Operasyonlar sonucu 34 adet ruhsatsız tabanca, 2 adet ruhsatsız otomatik tabanca, bahse konu 3 farklı eylemde kullanılan araç ve araçlarda kullanılan 3 adet sahte plaka, muhtelif miktarda satışa hazır paketlenmiş uyuşturucu madde, 1 adet hassas terazi ve çok miktarda döviz ve Türk Lirasına el konuldu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.